TCMB yeni başkanı Naci Ağbal göreve geldiği Kasım 2020’de yapılan ilk Para Politikası Kurul’unda (PPK) politika faizini 475 baz puan artırarak %10,25’ten %15’e çıkardı. Ardından Aralık ayı PPK toplantısında bu kez 200 baz puanlık artışla politika faizini %17 yaptı.
TCMB yeni başkanı Naci Ağbal göreve geldiği Kasım 2020’de yapılan ilk Para Politikası Kurul’unda (PPK) politika faizini 475 baz puan artırarak %10,25’ten %15’e çıkardı. Ardından Aralık ayı PPK toplantısında bu kez 200 baz puanlık artışla politika faizini %17 yaptı. Yeni yılın ilk toplantısı Ocak ayı toplantısında ise politika faizinde bir değişiklik yapmayarak %17 düzeyinde sabit bıraktı. Gelelim 18 Şubat’ta piyasalar için hayli önemli olan faiz kararına. Evet bu toplantıda da piyasa beklentilerine paralel politika faizini %17 düzeyinde sabit tutuldu. Bu açıdan bu karar piyasalar açısından çok da sürpriz olmadı. Kararın hemen ardından dolar/TL kurunda ve CDS’de çok sınırlı bir düşüş yaşandı. Yani karar kısa vadede piyasaları çok etkilemedi. Fakat orta ve uzun vadede etkileri olacaktır. Öncelikle TCMB’nin aldığı bu piyasa dostu kararla kredibiletisini daha da artıracağı çok açık. Artan bu kredibiliteyle CDS’deki gerileme ile dolar/TL kurunda da belirli marjlarda aşağı yönlü etkiler oluşabilir. Bu noktada TCMB kanadında döviz alım ihalelerinin netleşmesi de kurun yönü üzerinde belirleyici bir diğer önemli etmen olacaktır.Şubat ayı toplantısı için piyasanın ve yatırımcının gözü sadece alınan faiz kararında değildi. TCMB’nin toplantı sonrası yayınlayacağı metinde nasıl bir sözlü yönlendirmede bulunacağı ve yeni şeyler söyleyip söylemeyeceği de hayli merak konusuydu. Acaba TCMB enflasyonda kalıcı düşüş elde edene kadar sıkı parasal duruşa devam edeceğiz diyecek miydi? Üstelik sadece bunu demekle kalmayıp bir de “gerekirse ilave parasal sıkılaştırma yapabiliriz” vurgusuna da yer verecek miydi? Gelin soruların cevaplarına bir bakalım. Toplantı sonrası yayınlanan metinde TCMB yine ve yeniden enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar, sıkı para politikası duruşu kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülecektir vurgusunu yaptı. Aslında piyasalar TCMB’nin güçlü bir biçimde sıkı duruşa devam diyeceğini bekliyordu, bu açıdan çok sürpriz olmadı. Ama asıl merak edilen Ocak ayı PPK karar metninde ilk kez dillendirilen gerekirse ek sıkılaştırmanın yapılıp yapılmayacağı konusuydu. Evet TCMB tıpkı bir ay önce olduğu gibi bu toplantıda da gerekirse ek sıkılaştırmaya gidebilirim dedi. Bu vurgunun piyasadaki karşılığı şu aslında; TCMB gerekirse yani enflasyon düşmezse yeniden faiz artırabilir.
Tıpkı Ocak ayında olduğu gibi TCMB’nin bu ayki karar metninde de makroekonomiye ilişkin düşüncelerinde çok fazla değişiklik olduğu söylenemez. Bu açıdan TCMB Türkiye ekonomisinin genel olarak iktisadi faaliyetini güçlü görürken, hizmetler ve bağlantılı sektörlerdeki belirsizliklerin hala devam ettiğini belirtmiş. Yine bir önceki ayda olduğu gibi bu ayda iç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelerin hala enflasyon için yukarı yönlü risk oluşturmaya devam ettiğini dile getirmiş. Yani TCMB enflasyon için hala riskimiz çok fazla bu nedenle işimiz hiç de kolay değil diyor.
Kredilerde yavaşlama başlamış fakat buna rağmen daha önceki yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileri sonucu iç talebin hala güçlü olduğu ve bu güçlü iç talebin cari dengeyi olumsuz etkilediği konusunda da TCMB’de bir endişe görülüyor.
TCMB karar metninde kalıcı fiyat istikrarı ve %5 hedefine varıncaya kadar, para politikası faizi ile gerçekleşen/beklenen enflasyon arasındaki denge kararlılıkla sürdürülecektir diyerek reel faizi nerede belirleyeceğine ilişkin piyasaya da çok güçlü bir sinyal vermiş oldu. Bu noktada TCMB’nin gerçekleşen enflasyonun 200 baz puan, beklenen enflasyonun 400-600 baz puan üzerinde reel faiz politikasını devam ettirmesi beklenebilir.
Şubat ayı faiz karar metninde TCMB’nin “%5 enflasyon hedefi” ve “enflasyonda orta vadeli bir perspektif” vurguları da dikkatimi çekmedi değil. Kimilerine göre TCMB’nin 2021 yılı %9,4 enflasyon hedefine ulaşması bir hayli zor göründüğünden daha rasyonel ve söylemleriyle daha tutarlı olabilmesi için 2021 yılı %9,4 enflasyon hedefinin yukarı yönlü revize edilmesi gerekiyor. Anlaşılan o ki TCMB karar metnindeki bu yeni vurgularla bu eleştirilere; biz kısa vade ile yani 2021 yılı hedefi ile değil orta vade yani 2023 %5 enflasyon hedefi ile ilgileniyoruz, yani çıpamız %5 enflasyon yanıtını verdi gibi görünüyor.