Kasım ayında yapılan Para Politikası Kurulu’nda (PPK) 475 baz puan artışla politika faizini %15’e ve hemen ardından Aralık’ta 200 baz puan faiz artışıyla politika faizini %17’ye yükselten Naci Ağbal yönetimindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) piyasaların dört gözle beklediği 21 Ocak 2021 tarihli faiz kararını açıkladı. Banka yönetimi politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını piyasa beklentisine paralel bir biçimde %17 düzeyinde sabit tutma kararı aldı.

Kasım ayında yapılan Para Politikası Kurulu’nda (PPK) 475 baz puan artışla politika faizini %15’e ve hemen ardından Aralık’ta 200 baz puan faiz artışıyla politika faizini %17’ye yükselten Naci Ağbal yönetimindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) piyasaların dört gözle beklediği 21 Ocak 2021 tarihli faiz kararını açıkladı. Banka yönetimi politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını piyasa beklentisine paralel bir biçimde %17 düzeyinde sabit tutma kararı aldı. Bu kapsamda TCMB toplantı sonrası yayınladığı basın duyurusunda pandeminin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerinin geçen yılın ikinci çeyreğine göre daha sınırlı kaldığını, bu nedenle de ekonominin güçlü bir seyir izlediğini dile getirmiştir. Fakat ekonomideki bu iyi gidişe rağmen hizmetler ve onunla ilgili sektörlerdeki düşüş ve bu sektörlere ilişkin belirsizlikler ise hala devam etmektedir. TCMB’ye göre ekonomideki bir diğer olumsuz durum da pandemi döneminde yaşanan kredi büyümesi kaynaklı iç talep artışının cari işlemler dengesi üzerindeki olumsuz etkisinin de devam ediyor olmasıdır. Özellikle iç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelerin fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerindeki olumsuz etkisinin de hala sürdüğüne işaret edilmiştir.
TCMB 2021 Ocak toplantısında yeni adımlar için son iki aydır uygulanan sıkı parasal duruşun özellikle iç talep ve krediler üzerindeki etkilerinin titizlikle takip edildiğini belirterek, bu noktada alınan politika önlemlerinin enflasyonun talep ve maliyet kanalını zayıflatacağı öngörüsünde bulunmuştur. Bu nedenle TCMB enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla, uzun bir müddet daha sürdürüleceğine ve hatta gerekirse ilave parasal sıkılaşma yapılacağının da altını çizmiştir.
Şimdi herkes tarafından merak edilen soru şu; TCMB’nin bu kararları ne anlama gelmektedir? Piyasaya göre son PPK toplantısı için piyasalar faiz artırımından ziyade yeni banka yönetiminin son iki aydır uygulamaya koyduğu ve uygulayacağını taahhüt ettiği politika ve stratejilerin korunup korunmadığına daha çok dikkat etmiştir. Bu bağlamda son toplantıda politika faizini sabit tutan TCMB uzun bir süre daha kararlı bir biçimde sıkı para politikası duruşuna devam edeceğinin sinyalini vererek, son dönemlerde olduğu gibi ekonomide çok güçlü bir sıkılaştırma vurgusu daha yapmıştır. Uzmanlara göre TCMB almış olduğu bu kararla iletişimini bir adım daha ileri götürerek bir sonraki toplantıda da faiz indirimi yapmayacağını hatta aksine faiz arttırabileceğini hatta faiz artırımı söz konusu olmasa bile sıkı parasal duruşun kararlılıkla devam edeceğinin işaretini verdi. TCMB enflasyonla mücadeleye yeniden devam diyerek, sıkılaşmanın devam edeceğini ve hatta gerekirse ek sıkılaştırmaya gideceğini belirtmesi piyasalarda yeniden güven etkisi yaratmıştır. Piyasalar Ocak toplantısında TCMB’nin bu şekilde davranacağını beklediği ve bunu fiyatladığı için kararın piyasalar üzerindeki etkisi de sınırlı düzeyde olmuştur. Bu etkiyle dolar kuru kararın hemen ardından gün içinde 7.34 seviyesine gerilerken Euro/TL kuru ise 8.93 seviyesini görmüştür. Karar sonrasında özellikle dolar fiyatında yaşanan düşüş altın fiyatlarını da 442 TL seviyesine geriletmiştir.
Bu karar bundan sonra ekonomiyi nasıl etkiler? İlk olarak politika faizinin sabit tutulması sonrasında ekonominin faiz oranlarının değişmeyeceği, bu nedenle TL’nin getirisini çok etkilemeyeceği beklenebilir. Yani faiz kanadında da etki oldukça sınırlı olacaktır. Öte yandan TCMB yönetiminin enflasyonla mücadele konusundaki istikrarlı duruşunun ve piyasa beklentilerine uygun davranmasının ve hatta gerekirse ek sıkılaştırmaya gidilecektir vurgusunun kurlar üzerinde yine sınırlı düzeyde de olsa baskılayıcı bir etki oluşturacağı söylenebilir. Tabi şunu belirtmekte de fayda var; kısa vadede dolar/TL kurunun nasıl bir seyir izleyeceği yeni Başkan Biden’ın politikalarına, Türkiye ile olan ilişkilerine ve özellikle de ABD-Çin arasında yaşanan gerginlik düzeyine göre de şekil alacaktır. Fakat tüm bunlara rağmen piyasada ters dolarizasyon eğiliminin başlayacağı öngörüsü de oluşmuş durumdadır.
Kararı genel olarak özetleyecek olursak; TCMB son iki aydır oldukça rasyonel davranarak ne söylediyse onu uygulamaya devam etmektedir. Yeni banka yönetimi ilk yönetime geldiklerinde 2021 yılında uygulayacağı politikaları çok açık ve net biçimde ortaya koymuştu. Bu nedenle bundan sonra piyasaların TCMB kararlarına tepkisini belirleyecek en önemli unsur, tıpkı bu kararda da olduğu gibi, TCMB’nin bu kararlardan vazgeçip vazgeçmediği olacacaktır. Bir diğer deyişle piyasalar verilen sözlerin tutulup tutulmadığına bakacaktır.