Semih AYDIN – Göksel BAŞARAN

Ayhan KORGAVUŞ

Ünver Group YK Başkanı

Üretim ve ihracat olumsuz etkilenebilir

Döviz alım satım işlemlerindeki farklar, biz ihracatçı firmalar için ekstra maliyetler oluşturabiliyor. Fark 1 TL’den fazlaysa döviz anlamında ekstra maliyetlere katlanmak zorunda kalıyoruz. Bu durum, kâr marjlarını düşürüyor ve rekabet gücünü azaltıyor. Bunun yanı sıra, döviz kuru dalgalanmaları nedeniyle, farklı dönemlerde farklı miktarda maliyetlerle karşılaşabiliyoruz.

Döviz alış-satış makasının böyle devam etmesi, biz ihracatçı firmalar üzerinde olumsuz etki yaratmaya devam edecek.

Bu durum maliyetlerimizi artırabilir ve dolayısıyla kâr marjlarımızı azaltabilir. Kısa vadede, bu durum ülkemizin üretim ve ihracatını olumsuz yönde etkileyebilir. Firmaların maliyetlerindeki artış, ürün fiyatlarını yükseltmelerine neden olabilir ve bu da ihracatımızın rekabet gücünü azaltabilir. Ayrıca, biz ithalatçı firmaların maliyetlerindeki artış ülke ekonomisindeki enflasyonu da artırabilir.

Sonuç olarak, serbest piyasa kurunun etkileri kısa ve uzun vadede farklılık gösterse de, doğru politikalar ve stratejilerle olumlu sonuçlar elde edilebilir.

Ülkemizdeki ekonomik sorunların çözümü için birçok adım atılabilir. İhracatçılara kur farkı desteği artırılabilir. Bu sayede ihracat yapan firmalarımız daha rekabetçi olabilirler ve döviz kurlarındaki dalgalanmaların etkisinden daha az etkilenebilirler. İhracatçılara pozitif ayrımcılık uygulanabilir. Özellikle yeni pazarlara açılan ve ülkemizin dış ticaret açığını azaltacak ürünler üreten firmalarımız desteklenmelidir. KOBİ’lere daha fazla destek sağlanmalıdır. Ülkemizdeki işletmelerin büyük çoğunluğu KOBİ’lerden oluşmaktadır. Bu sebeple, bu işletmelerin finansal kaynaklara erişimlerinin kolaylaştırılması, vergi muafiyetleri gibi ekonomik teşviklerin sağlanması gerekmektedir. Yatırımlar teşvik edilmelidir. Yatırımlar, ülkemizin ekonomik büyümesine katkı sağlayan en önemli unsurlardan biridir. Bu sebeple, yatırımcılara vergi indirimleri, teşvikler gibi ekonomik desteklerin sağlanması gerekmektedir.

Osman AŞLAV

Demircioğlu Group Genel Md.

Çözüm serbest kur politikasında

İhracat yapmak çok önemli maliyet kalemlerimiz TL para birimi cinsinden. Örneğin işçilik ve enerji gibi. Alış-satış kuru arasındaki farktan öte kurun mevcut durumu TL cinsinden maliyet artışlarını karşılamakta bizi zorluyor. Aynı zamanda ithalatçıların banka kuru ile ithalat yapıp iç piyasa tahsilatlarını Merkez Bankası kuru ile yapmaları onların aleyhine işliyor. İhracat yaparken ithalatçılardan mal tedarik ettiğimizde bu zarar dolaylı olarak bize de yansıyor.

Bahsettiğimiz durum elbette zaman içerisinde hem ithalatçının hem de dolaylı olarak ihracatçının iş yapabilme kapasitesini olumsuz etkileyecektir. Piyasa dinamikleri çerçevesinde zaman içerisinde yurtdışındaki rakiplerimizle rekabet edebilme şansımızı azaltıp pazar kaybına neden olabilir.

İhracatçıya pozitif ayrımdan öte TL maliyet artışlarını karşılayabileceğimiz serbest kur politikası bu sorunlara çözüm olacaktır.

Türkiye yıllar içerisinde bir sanayii ülkesine dönüştü. Dinamik yapımız ve doğru makro ekonomik politikalarla daha çok katma değerli ürün üreterek dünya ticaretinden alacağımız payın artacağı inancındayım.

H. Burak ARAS

Gökçelik İş Gel. ve Str. Md.

Artan makas maliyetleri artırıyor

Depo ve raf sistemlerinde 70’i aşkın ülkeye ihracat yapan firma olarak döviz piyasasında yaşanan hareketlilik ve artan makas aralıkları ihracat yapan bir firmaları olduğu gibi bizi de olumsuz etkiliyor. Ham maddenin birçoğunu ithal ediyoruz. Döviz kurundaki hareketlilik ve alım satımdaki artan makas aralıkları maliyetlerimizi arttırıyor. Ancak artan bu maliyetleri biz müşterilerimize yansıtamıyoruz.

Çok tehlikeli bir durum, kapalıçarşıdaki kur ile banka kurları arasında makasın açılma ihtimali bile endişe vericiyken rekabetçi olmayan bir kur piyasaya ve yatırım yapmak isteyene hiç güven vermez. 3. dünya ülkelerinde hiper enflasyon yaşayan ülkelerde gördüğümüz bir durum bu aslında. Piyasada, kayıt dışına kayma gibi tehlikeleri de beraberinde getirir. İlerleyen dönemde bunun çok büyük etkileri olur. 2-3 yıllık yatırım planı yapamaz hale geliriz. Hatta bu sene bile bütçe yapmakta zorlanıyoruz

Günü kurtarmaya yönelik alınan kararlar, sanayiciye yarardan çok zarar getiriyor. Bu nedenle ekonominin artık top yekûn ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Sorunlarımızın çözümü için mucize bekleyemeyiz.

Sağlıklı büyümek için, sağlıklı politikaların üretilmesi; politikaların üniversitede eğitim ve fırsat eşitliği yaratılması konusundan başlanması gerektiğini düşünüyorum. Teşvikler ise ayrımcılık yapılmadan dağıtılarak tabana yayıldığında işlevsel hale gelecektir. Böyle dönemleri görürsek eğer, inşallah kur, faiz, enflasyon gibi sorunlarımız da olmaz diye düşünüyorum.

Ali SAYIN

Karkent Tekstil YK Başkanı

Güvensiz bir ekonomik ortam oluşuyor

Dövizdeki geldiğimiz durum maalesef ki güvensiz bir ekonomik ortamın oluşmasına sebep oluyor. İhracatçı firma olarak bu durumun devam etmesi bizlere de ekstra maliyetler ve kayıplar getirecektir.

Öncelikle, rekabetçi olmayan kurun ithalatçıyı çok zorladığını belirtmek isterim. Bir de üzerine piyasa kurlarındaki oynaklık ithalat süreçlerinde maliyet politikalarını altüst etmekte ve bir taraftan iç pazardaki döngüyü bozarken bir taraftan da ihraç kayıtlı ithalatlarda pazar payımızı düşürmektedir. Böylelikle hem üretimimiz hem de ihracatımız negatif yönde etkilenmektedir.

Bir kere kur desteği artarak devam etmeli ve özellikle DAB (Döviz Alım belgesi) yönetmeliği tekrar gözden geçirilerek ihracatçının zararlarını en aza indirecek yeni sistemler üzerinde çalışılmalı.

Veda GİRGİN EROĞLU

VGE Tekstil YK Başkanı

Kurdaki seyir enflasyona paralel olmalı

Uzun süredir maliyetin altında kalan kur, üretim ve satışını yaptığımız; tekstil pazarında Avrupa satışlarında hissedilir bir düşüşe sebep olmuştur. Fiyatlarda rekabet edebilmek ve ihracatın sürdürülebilir olması için, kurdaki seyir enflasyona paralel olmalıdır.

Rekabet ettiğimiz diğer üretici ülkelerle daha önceki dönemlerde yüzde 20’lik fiyat farkı, ülkemizin konumu nedeni ile tolere edilebilirken, bu süreçte fiyat farkı makasının yüzde 40-50’lere yükselmesi ile, zaten bir durgunluk yaşayan Avrupa’nın talep listesinin dışında kalmamıza neden olmuştur.

2022 yılının ilk 3 ayı ile 2023 yılı ilk 3 ayını karşılaştırdığımızda değer bazında ihracatta yüzde 3 azalış olurken, miktar bazında düşüş yüzde 25’lere ulaştı. Müşteri ve pazarı kaybetmemek için projelerimizi devam ettirirken, kârlılıkta azalma ve fiyat odaklı rekabet şartlarının güçlüğü gibi konularla mücadele etmek zorunda kalıyoruz.

İhracatın sürdürülebilir olması, rekabetçi kur politikası ve tabi ki öngörülebilir kurların yanı sıra, fiyat istikrarı ve uygun ihracat finansmanının sağlanması da taşların tekrar yerine oturmasını sağlayacaktır.

Her ne koşul olursa olsun, Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılında dünya pazarlarında daha güçlü olacağımıza ve pazar payımızı artıracağımıza inancımız tamdır.

İbrahim ŞERİFHASAN

İbraş Kauçuk YK Üyesi

Çin’le rekabet zorlaşıyor

İhracat kaynaklı elde edilen dövizlerin yüzde 40 oranında TL’ye dönüştürme zorunluğunun bulunması, ithalat ihracata oranla yüzde 60’dan fazla olan firmaları olumsuz olarak etkilemektedir. İhracat oranı yüksek olan firmalar yüzde 60 oranında döviz tutabildikleri için alış-satış makasından görece daha az etkilenmektedir.

Son 2 yılda yaşanan asgari ücret artışları ve rekabetçi olmayan kur sebebi ile döviz bazlı ürün fiyatları ve pazardaki rekabet koşulları olumsuz etkilemektedir.

Bununla birlikte ham madde ihtiyacı ve buna bağlı olarak döviz alım taleplerinin artıyor ve serbest piyasadan temin edilmesi ham maddenin döviz bazlı birim maliyetlerini yukarı çıkarmaktadır. Asgari ücret ve ham madde kaynaklı maliyet artışları pandemi sonrası kaybettiği pazarlara daha güçlü dönüş yapmak isteyen Çinli firmalar ile rekabet koşullarını zorlaştırmakta, müşteri kayıpları, ihracat azalması gibi sonuçlara sebep olmaktadır.

Döviz kurlarının TL maliyetler oranında +/- yönde hareket etmesi ihracatçı firmalar pazardaki rekabet koşullarında katkı sağlayacaktır.

Abdullah Emir YILDIZHAN

ELM Kimya Kurucu Ortağı

Firmalar iç piyasaya yönlenebilir

İthalat yapan bir ihracatçı iseniz, gelen ihracat bedellerinin, reel piyasa kurlarına kıyasla daha düşük olan TCMB kurundan bozdurulması zorunluluğu sonucu elinize geçen bedel ile yakın tutarda döviz alamadığınızdan kur kaynaklı ithalat karınız düşüyor, hatta belki de zarar ediyorsunuz. Aynı zamanda yurtiçi firmalar ile ödemenin kur anlaşılarak Türk Lirası cinsinden yapılması zorunluluğunda her firmanın baz aldığı kur değişkenlik gösterdiğinden (bazıları serbest piyasa alırken, bazıları TCMB alıyor) iç piyasada da kur farklarının zararlarını, ithalat ödemelerindeki kadar olmasa da yaşıyorsunuz.

Makasın açık seyretmesi, TCMB döviz kurları ile serbest piyasa kurları arasındaki farkın da büyük olması firmaları ihracattan ziyade iç piyasaya yönlendirebilecektir. Bu da ihracatta büyümeyi hedefleyen ülkemiz için olumsuz sonuçlar yaratacaktır.

İhracatçılara verilen desteklerin özellikle de kur farkı açısından planlamaya alınması ve bu zararın önüne geçilmesi gerekmektedir. Döviz kurlarının daha dengede tutulması, serbest piyasa kuru ile TCMB kurlarının birbirlerini yakalaması yönünde acil eylem planları hayata geçirilirse sadece ihracatçılar için değil, tüm ülkemiz için daha sağlıklı bir ortam oluşacaktır.

Ayhan DENİZCİ

Ayhan Denizci Tekstil YKB

Rekabet gücümüz azalıyor

Konut piyasası canlanıyor Konut piyasası canlanıyor

Döviz alış-satışlarında son zamanlarda yaşanan durumlar bizi çok kötü etkilemekte. Artan maliyetler karşısında yaşadığımız sıkıntıların üstüne kurda yaşanan bu farkların bizlere maliyeti çok ağır oluyor. Bankaya gelen ihracat bedellerinin yüzde 40’nın piyasanın altında bir kur bozulması bizlere büyük kayıplar yaşatmakta. Bu kayıpların yaşanmaması için bu durumun acilen, en kısa zamanda çözümlenmesi gerekmektedir. Yoksa rekabet gücümüzü kaybedeceğiz ve siparişler kaçacak.

Yurtiçi ve yurtdışında yaşanan ekonomik durgunluk, bizlerin ayakta kalması için birçok durumların önemle dikkate alınmasını gerektirmektedir. Siparişlerin alınmasında yaşanan rekabetçi ortam, bununla birlikte üretim sürecinde yaşanan zorluklar ile kurdaki makas oluşan zararımızı katlamaktadır. Bu durum kısa vadede bir çözüme kavuşmazsa ihracatımızın azalmasına ve bununla birlikte üretimde de düşüşlere sebep olmaktadır. Zaten firma olarak bankalardan herhangi bir destek alamadığımız ve kredi kullanmadığımız bir ortamda kur makası her şeyi zora sokmaktadır.

Bu sıkıntıların çözümü kesinlikle istikrarlı bir ekonomik projesinden geçer. Ülkemiz, ihracatçı bir ülke ve bu bizim için çok önemli bir konu. O zaman ihracatçı firmaların desteklenmesi şart. Yaşanan kur makasından ihracatçı firmaların etkilenmesinin önüne geçilmelidir.

Bunun için birtakım destekler ve teşvikler verilmelidir. Yaşanan bu kur farkını ihracatçı firmaların hissetmemesi önemlidir. Yurtdışından gelen bedellere uygulanan bozdurma oranları düşürülebilir ya da bankalara daha yapıcı yetkiler tanımlanabilir. Sonuçta ihracatın artması Türkiye’nin büyümesine sebep olur. Ancak bu yapılması gereken işlemlerin çok beklemeden acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Mehmet MUTLU

Üçel Kauçuk Genel Müdürü

Kısa vadede ihracat isteği azalıyor

İhracattan gelen dövizlerimizi TCMB’ye bozdurma zorunluluğundan dolayı ve ithal ettiğimiz ürünler için döviz alırken oluşan alış-satış makası bizleri çok zor durumda bırakıyor. Maliyetlerimizde ön göremediğimiz bir kalem olarak önümüze çıkıyor. Son günlerde bankaların dövizde alış ile satış kuru arasındaki fark 1 lirayı aşınca fiyat belirlemekte güçlük çekiyoruz. Bu durum uzun vadeli bağlantılar yapmamıza da engel oluyor. Bu da otomotiv yedek parça ihracatçısı bir firma olarak rekabetimizi zayıflatıyor. Ayrıca, kurda bankalar ile Kapalıçarşı arasındaki farkın açılması sonrasında bozdurma zorunluluğumuz olan yüzde 40’ı TCMB’ye sattıktan sonra Kapalıçarşı’nın yolunu tutmak zorunda kalıyoruz.

Zaten son 1 yıldır kurun baskılanması ve TCMB’ye yüzde 40 zorunlu döviz bozdurulması sonucu firmamız ile beraber ihracatçı firmalar enflasyon farklarını, işçiliklere ve enerjiye gelen zamları ihracat fiyatlarına yansıtamadığı için zor durumdalar. İç piyasaya enflasyon ve ham madde maliyetlerini daha makul şekilde yansıtabildiğimiz için daha kârlı satış yapabiliyoruz. Bu durum kısa vadede ihracat yapma isteğimiz azaltıyor.

Özellikle TCMB bize zorunlu döviz bozdurma işlemlerinde pozitif ayrımcılık yaparak ihracatçı firmaları desteklemek için kur farkı desteklerinde bir artışa gider ise kısa vadede bizim gibi ihracatçı firmaları rahatlatır ve ihracatımızı pozitif yönde etkiler.