Hiçbir başarı tesadüf değildir. Tesadüfi başarılar ise sabun köpüğü gibidir, uçar gider.

Özellikle de sporda elde edilen başarılar asla tesadüf ile gerçekleşemez.

Dünya, Avrupa ve Olimpiyat şampiyonalarında başarı elde eden bütün sporcular ülke tarihlerine geçer ve kahraman gibi anılırlar.

Adları altın harflerle spor tarihlerine yazılır ve her zaman yıldız gibi parlarlar.

Bireysel olsun takım sporları olsun başarı kol­lektif bilinç, disiplin ve uzun uğraşılar netice­sinde elde edilir.

Ama ülkelerin spor dal­larında başarılı olabilme­leri için yapılan spor dallarına ait alt yapı ve tesislerin olması son derece önemlidir.

Örneğin yüzmede açık veya kapalı yüzme havuz­ları olmayan, kapalı spor salonları olmayan ve yaz kış hizmet veremeyen tesis eksiklikleri başarıları engeller.

Ama her şeyden önemlisi gençleri spora özendiren en önemli unsur ülkelerinin sporda elde etmiş olduğu başarılarıdır.

Bir zamanlar herkes Naim Süleymanoğlu olma yolunda halter sporuna başladı ve üstelik halter sporunda hiç de fena değiliz.

Kadın voleybol takımımızın önce Milletler Kupası şampi­yonu ve arkasından Avrupa şampiyonu olması sıradan bir olay değil.

Özellikle takım sporlarında başarılı olabilmek çok büyük özveri, çalışma, disiplin, takım ile ritmik hareket edebilmek, sorumluluk almak, geriye düştüğünde moral ve motivas­yonu kaybetmemek, geriye düşmeyi asla kabullenmemek, birlikte çok çok çalışmak ve teknik hocaların vermiş olduğu disiplinden bir milim şaşmamak gibi me­lekelere sahip ol­mayı gerektirir.

Başarılı kadın vo­leybolcularımız olimpiyatlara takım sporu halinde katıla­bilme başarısı ile olimpiyat tarihimizde bir ilki yaşatmışlardı.

Şu anda takımda oynayan bütün sporcularımız yeterince şöhret sahibi idiler. Bu yazın sıcağında tatile kaçacak bir iki sporcu her şeyi mahvedebilirdi.

Hatta elenmeleri durumunda çok da olumsuz bir ka­muoyu oluşmazdı.

Örneğin Erkekler Basketbol şampiyonası vardı, bu şam­piyona aynı zamanda olimpiyat elemelerinin de seçmeleri idi ve kadın voleybol maçları ile eş zamanlı idi.

Amerika’da NBA’de oynayan en iyi iki erkek basketbolcu­muz tatili tercih ederek gelmediler ve sonucunda hem Avrupa şampiyonasından elendik hem de takım halinde 2024 Paris Olimpiyatları’na katılma hakkını kaybettik.

Üstelik basketbol milli takımımızın koçu Ergin Ataman bu konuda çok ağır eleştirilerde bulundu ama konu unutulup bitti.

Kadın voleybol takımımız ise yine 2024 Paris Olimpiyat­ları’nda gururla ülkemizi temsil etme başarısı elde ettiler.

Bu başarı bütün kadınlarımızın başarısıdır diyorum ama kadın voleybol takımımızın üyelerini teker teker saymadan geçemiyorum. GİZEM ÖRGE, CANSU ÖZBAY, MELİSSA VAR­GAS, HANDE BALADIN, ASLI KALAÇ, EDA ERDEM DÜNDAR, ZEHRA GÜNEŞ, İLKİN AYDIN , ELİF ŞAHİN, EBRAR KARA­KURT, SİMGE AKÖZ, KÜBRA AKMAN, DERYA CEBECİOĞLU, AYÇA AYKAÇ İLE TEKNİK ANTRENÖR DANİLE SANTARELLİ, VOLEYBOL FEDERASYONU BAŞTA OLMAK ÜZERE EMEĞİ GEÇEN HERKESE DİYORUM Kİ...

Cumhuriyetimizin de 100. Yılına denk gelmesi ve Filenin Sultanlarının da her fırsatta bunu vurgulamaları ayrı bir mutluluk kaynağı oldu.

Bizleri sevindirdiniz, umutlandırdınız ve coşturdunuz ama her şeyden önemlisi gençlere yol açtınız. Yeni nesil sizlerin yolundan gidecek. Gençlere gayreti, sürdürebilirliği, iş birliğini, çalışma azmini ve organize olabilmeyi gösterdiniz ya hepinize helal olsun, sonsuza kadar sizlere alkış.