2008 yılında dünyada ham petrolün varil fiyatı 165 dolardı. Ve bu rakam son 75 senenin en yüksek rakamı idi. Ham petrol fiyatları, son 10 senelik dilimin ilk yarısında 90-100 dolar seviyesinde seyrederken son 5 senede ortalama 50-65 dolar seviyesinde gerçekleşti. 2020 senesinde ise, dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını ve talep düşmesi nedeniyle fiyatlar ortalama 39-49 dolar seviyesinde seyrederken, bir ara son 20 senenin en düşük noktasına gerileyerek 21 dolara kadar düştü. 


Üstteki grafikte dünyadaki ham petrol fiyatlarının 1946 ile 2020 yılları arasında değişen fiyatları görülmektedir. Yatay çizgiler yılları, düşeyler USD cinsinden fiyatları göstermektedir. 

Yandaki tabloda ise son 10 yılda ham petrolün Amerikan doları cinsinden varil fiyatları ile, aynı tarihte ülkemizde satılan motorinin Türk Lirası cinsinden pompa fiyatlarını görmektesiniz. Bu karşılaştırma açıkça göstermektedir ki, ülkemizde akaryakıt fiyatlarının düzenlemesi, ham petrol fiyatlarına bağımlı değildir. Öyle olsa idi 2011 yılında ham petrol 87 dolar iken 3,78 liraya satılan motorin, bugün ham petrol 85 dolar iken 8,20 liraya satılmazdı. Elbette dolar lira karşısında değer kazandığı için bu noktaya geliyoruz diyeceksiniz. Doğru. Yani akaryakıt pompa fiyatları ham petrolün fiyatına değil, dolara endeksli durumda. O zaman bugün yapılmaya çalışıldığı gibi, dünyada ham petrol fiyatları iki katına çıktı diyerek akaryakıt zamlarını açıklamak mümkün değil. Öyle olsa idi 2020’de ham petrol fiyatları bir önceki yılın fiyatlarına göre yarıya düştüğü halde neden akaryakıtın pompa fiyatları arttı diye sormak gerekirdi. 

TÜRK LİRASI’NIN DEĞERİ Türk Lirası’nın bugünkü değeri yazık ki yüzümüzü kızartıyor. “İnsanın en güzel süsü, utancından dolayı yüzünün kızarmasıdır”  demişler ya; bu utanç onurumuzu kırıyor, yüreğimizi acıtıyor. Dünyada en değerli para birimleri listesinde, 7 yıl önce 19. sırada olan liramız, bugün 45. sırada. Yarın nerede olacağı da belli değil, çünkü istikrarsız bir şekilde iniyor çıkıyor. 12 sene ihracat yapmış ve bu iniş çıkışlardan mağdur olmuş birisi olarak söylüyorum, istikrarsız dolar ihracatçının da problemidir. Çünkü alıcı aptal değildir. Fiyatını müşterinin değil de sizin belirlediğiniz, talep gören ayrıcalıklı bir üretim yapmıyorsanız, hemen kapınıza dayanıp,  “Döviz şu kadar arttı, bu kadar indirim isterim diyenlerle” karşılaşırsınız. Ayrıca artan maliyetlerin geri dönüşü döviz kurunun dönüşü gibi olmaz. İş insanı için yaptığı hesabın, elinde olmayan nedenlerle şaşması en ciddi tehlikedir. Bu nedenle her ihracatçı, enflasyonla uyumlu, istikrarlı döviz artışından yanadır. Ayrıca döviz kuruna bağlı ihracat artışı sunidir, kalıcı olmaz. Ülke kalkınmasına katkı sağlayan, ürün üzerindeki katma değer oranının yüksekliği ve dış ticaret fazlasıdır ki bunun için ithalat düşerken ihracatın artması ve ihracat artışının döviz kuruna değil, üretim artışına endeksli olması gerekir. Ekonomimizi büyütecek olan budur. Ekstrem oynamalar her zaman risktir ve genelde zarar verir.