Ticaret Bakanı Mehmet Muş,  Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlenen Uzak Ülkeler Stratejisi tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, uzun bir süredir yoğun mesai ve titizlikle çalışmalarını yürüttükleri Uzak Ülkeler Stratejisi’nin detaylarının paylaşılması amacıyla bir araya gelindiğini belirtti.

Muş, ihraç ürünlerini dünyanın en uzak noktasına ulaştırmayı ve Türkiye markasının bilinirliğini artırmayı amaçladıklarını aktararak, şunları kaydetti:

“Bu doğrultuda günün koşullarını, değişen ihtiyaç ve talepleri yakından takip ediyor ve ihracat politikası araçlarımızı proaktif bir şekilde güncelliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koymuş olduğu küresel vizyon çerçevesinde dış ticaretimizin yapısını geliştirmek üzere Uzak Ülkeler Stratejimizi hazırladık. Bahse konu stratejimiz ile ürün ve hizmetlerimizin çok daha uzağa, mesafe tanımaksızın ulaşması için tüm paydaşlarımızla birlikte oldukça kapsamlı bir yol haritası çizdik. Bu strateji, altını çizmek isterim ki bugüne kadar hazırlanan en detaylı dış ticaret strateji belgelerinden biri niteliğindedir."

Bakan Muş, 2020 yılının başından bu yana salgın ile sınanan dünya ekonomisinin, Rusya-Ukrayna savaşı ile süregelen lojistik ve tedarik zinciri sorunlarının derinleştiği, ham madde, gıda ve enerji krizleri ile küresel enflasyon gibi risklerin son derece arttığı bir dönem geçirdiğini, küresel ölçekte yaşanan tüm bu olumsuz gelişmelerin, dünya ticareti ve ekonomisini önemli bir dar boğaza taşıdığını anlattı.

Türkiye ekonomisinin, bu zor süreçte yerinde saymadığını ve önemli başarılara imza atmayı sürdürdüğünü ifade eden Muş, sözlerini şöyle sürdürdü:

Konut Fiyat Endeksi şubatta yüzde 2,2 arttı Konut Fiyat Endeksi şubatta yüzde 2,2 arttı

“2021 yılında yüzde 11 oranında büyüme kaydederek son 10 yılın en güçlü büyüme hızına ulaşan ekonomimiz, 2022 yılının birinci çeyreğinde de yüzde 7,3 oranında büyümeyi başarmıştır. 2021 yılındaki büyümeye 5,3 puan pozitif katkı sağlayan ihracatımız, ilk defa 200 milyar dolar eşiğini aşarak dünya ihracatı içerisindeki payını yüzde 1’in üzerine çıkarmayı başarmıştır. Böylece 2021 yılında yüzde 32,8 artarak 225,2 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracatımız, büyümenin itici gücü olmuştur. Benzer şekilde, bu yılın ilk yarısında ihracatımız yüzde 20 artışla 126 milyar dolar seviyesine yükselerek makroekonomik göstergelerimizi olumlu yönde etkilemeye devam etmektedir. Bu güçlü performans ile Sayın Cumhurbaşkanımızın yıl sonu için işaret ettiği 250 milyar dolar ihracat hedefine ulaşacağımızdan eminiz."

Muş, hizmet ihracatının da aynı mal ihracatı gibi Türkiye ekonomisi bakımdan kilit konumda bulunduğuna işaret ederek, Türkiye’nin hizmet ticaretinde net ihracatçı pozisyonunda olduğunu, dünyanın dört bir köşesine gerçekleştirdikleri hizmet ihracatının, 2002 yılında 14 milyar dolar seviyesinden 2021 yılında salgın kaynaklı olumsuz koşullara rağmen 58 milyar dolara ulaştığını, böylece ülkenin küresel hizmet ihracatından aldığı payın, mal ihracatımıza benzer biçimde yüzde 1 düzeyini yakaladığını vurguladı.

“Rotamızı uzak ülkelere çeviriyoruz”

İhracatta uzak ülkelere odaklanılmasına değinen Muş, “Dış ticaretimizde geçtiğimiz 20 yılda yazdığımız başarı hikayesinin komşu ve çevre coğrafyalarımızda yoğunlaştığını, ihracatımızın 3’te 2’sinin görece yakın ülkelere gerçekleştirildiğini, Türkiye’nin ortalama ihracat mesafesinin dünya ortalamasının altında kaldığını görüyoruz. Bu durum, uzak ülkelere yönelik özel bir dış ticaret stratejisini ortaya koymamızı gerekli kılmaktadır.” dedi.

Salgın nedeniyle küresel üretim ve tedarik zincirinde yaşanan aksamaları da fırsat olarak değerlendirerek Türkiye’nin küresel pazarlardaki konumunu güçlendirmek için yola çıktıklarını belirten Muş, şunları kaydetti:

“Ortalama 3 bin 65 kilometre olan ihracat menzilimizi dünya ortalaması olan 4 bin 744 kilometrenin üzerine çıkarmak için harekete geçiyoruz. İhracatımızın geleneksel ürün-pazar yapısını bir ileri aşamaya taşıyarak yeni ürün ve yeni pazar çeşitliliğine odaklanıyor, böylece rotamızı uzak ülkelere çeviriyoruz. Bu anlayışla Bakanlığımızca yapılan analitik çalışmalar neticesinde ülkemize 2 bin 500 kilometreden uzak mesafede bulunan, dünyadan ithalatı 60 milyar doların üzerinde olan ve ithalatından aldığımız payın yüzde 1’in altında olduğu 18 ülkeyi Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamında ticaretimizin geliştirilmesine yönelik hedef ülkeler olarak belirledik.

Bu ülkeler; Amerika kıtasından ABD, Kanada, Meksika, Brezilya ve Şili, Asya kıtasından Çin, Japonya, Güney Kore, Pakistan, Hindistan, Endonezya, Malezya, Tayland, Filipinler ve Vietnam, Afrika’dan Güney Afrika ile Nijerya ve Okyanusya’dan ise Avustralya’dır. Dünya ekonomisinde yüzde 64 paya sahip olan bu ülkeler, dünya mal ithalatının yüzde 47’sini ve dünya hizmet ithalatının ise yüzde 35,6’sını yapmaktadır. Bu büyüklükleriyle tespit edilen ülkeler, ülkemizin ticaretini kazan-kazan ilkesi temelinde geliştirmemiz için önemli bir potansiyel oluşturmaktadır. Stratejimiz ile dünya ekonomisinin yarısından fazlasını teşkil eden bu ülkelerin ithalatında ülkemizin payını, ilk aşamada dünya ihracatındaki ortalama payımız olan yüzde 1’e yükseltmeyi hedefliyoruz. Bu hedef, anılan ülkelere 2018-2020 ortalaması olan 20 milyar dolar düzeyindeki ihracatımızın, 4 katına yükseltilerek 80 milyar doların üzerine çıkarılması anlamına gelmektedir.”

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, bu stratejiyi belirlerken yapılan hazırlıkların, yaklaşık bir yıllık sistematik ve emek dolu bir çalışma sürecini kapsadığını belirtti.

Çalışmalarda 11. Kalkınma Planı, Orta Vadeli Program, İhracat Ana Planı gibi üst politika belgelerini kılavuz edindiklerini ifade eden Muş, 18 ülkeyi seçerken ince eleyip sık dokuduklarını, her bir ülke özelinde, stratejik karar alma modellerini kullanarak potansiyel ülkelerin büyüme-pay analizlerini yaptıklarını, ayrıca 18 ülkeye yönelik Türkiye’nin ihraç ürünlerini ve ilgili ülkenin ithalat kompozisyonunu göz önüne alarak arz-talep eşleştirmesi yaptıklarını, potansiyel sanayi ve tarım ürünlerini belirlediklerini, her bir ülke için kapsamlı e-ihracat analizi ortaya koyduklarını, altyapıdan maliyetlere kadar lojistik sektörünün durumunu analiz ettiklerini anlattı.

“Her biri sonuç odaklı kurgulanmış, toplam 328 eylem planladık”

Mehmet Muş, hizmet ihracatında alt sektörlere kadar inerek ayrıntılı sektörel analizler yaptıklarını, mal ve hizmet ihracatçısı firmalarla anket çalışmaları gerçekleştirdiklerini aktararak, ankete katılan firmaların profillerini çıkarttıklarını, ihracatçıların söz konusu pazarlarda karşılaştıkları pazara giriş engellerini, kısıtlarını veya pazara girişlerini kolaylaştıran etkenleri tespit ettiklerini, yararlandıkları ihracat desteklerinin etkinliğini ölçtüklerini, anket çalışmasının, uzak ülkelere ihracat konusundaki güçlü ve zayıf yanları, fırsatlar ve tehditleri belirlemekte etkin rol oynadığını söyledi.

Tüm bu süreç neticesinde Uzak Ülkeler Stratejisi'ni 3 bölümde kurguladıklarını ve yaklaşık 1.000 sayfalık bir rapor hazırladıklarını belirten Muş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Raporun ilk bölümünde, mal ve hizmet ticaretimizin durum tespitinden 18 ülkenin belirlenme kriterlerine, analitik çalışmalarımızda kullandığımız metodolojiden güncel istatistiklere kadar pek çok kapsamlı değerlendirmeye yer verdik. İkinci bölümde, tabiri caizse 18 ülkenin röntgenini çektik. İlgili ülkelerin bir nevi künyesi olan bu bölümde, pazar ve ithalat yapısından e-ihracata, lojistikten hizmet ticareti ve ülke bazlı anket analizlerine kadar kapsamlı ve yol gösterici bilgilere yer verdik. Raporun son bölümünde ise bütün bu bilgiler ışığında hazırladığımız sonuç odaklı ortak ve ülke bazlı eylemlerimizi sıralamış bulunuyoruz. Ticaret Bakanlığı olarak, bu stratejinin hazırlanmasında tüm paydaşlarla istişarelerde bulunduk. Bu istişareler ve firma anketlerinden yola çıkarak her biri sonuç odaklı kurgulanmış toplam 328 eylem planladık.”

“Stratejimizde ‘Made in Türkiye’ markasını öne çıkaracağız”

Ticaret Bakanı Muş, strateji kapsamındaki birçok eylemi sorumlu kuruluşları belirlemek suretiyle ve bir takvim doğrultusunda hayata geçirdiklerini ifade ederek, bazı eylemlere ilişkin şunları aktardı:

“Strateji ile 18 ülkeye yönelik ‘Pazara Giriş Rehberi’ oluşturacağız. Söz konusu rehberler ile her bir ülkeye ilişkin pazar dinamikleri, yatırım imkanları, mevzuat, ülkedeki şirket kurma ve iş yapmaya yönelik yol haritası gibi bilgileri firmalarımızın hizmetine sunacağız. Stratejimizde ‘Made in Türkiye’ markasını öne çıkaracağız. Stratejimizde yer alan 18 ülke için mevcut ihracat desteklerimizi 25 puan artırıyoruz. KOBİ’lerin uzak ülkelerdeki tedarik zincirlerine entegrasyonu konusunda çalışma grupları kuracak ve niş sektörlerde tasarım odaklı pazarlama stratejisi kurgulayacağız. Çok kanallı markalarımızın, ilgili ülkedeki zincir mağazalar, e-ticaret pazar yerlerinde ve en yaygın tüketim kanallarında eş zamanlı yapılanmasına yönelik destek mekanizmalarını hayata geçireceğiz.

Bu ülkelere yönelik belirlediğimiz hedef sektörlerde spesifik ticaret ve alım heyetleri yapacak; ‘Birlikte İş Yapma Networking Etkinlikleri’ gibi organizasyonlar gerçekleştireceğiz. Filmlerimizi, dizilerimizi, dijital oyunlarımızı, markalarımızı, ülkemizin marka olmuş isimlerini ve oyuncularımızı bu çalışmalarımızda ülkemizin ürün ve hizmetlerini uzaklara taşıma noktasında güç olarak kullanacağız. Tüm dijital platformlarda ürün yerleştirilmesini teşvik edeceğiz. Sosyal medya da bu tanıtım çalışmalarımızda ilave teşviklerimizle faal olarak kullanacağımız bir başka araç görevi görecek. Tanıtım faaliyetlerini mümkün olduğunca uzak ülkelerin ana dilinde tasarlayacağız.”