Değerli okurlar, ülkemizin en büyük sorunlarında birisi işsizlik, ortada çok farklı ve güvenilir olamayan veriler olduğu için oranından ve kırılımından bahsetmeyeceğim ama sorun büyük. Hem işsizlik çok hem de aranılan nite­likte eleman bulamayan çok.

Öte yandan; başta otomotiv sanayi olmak üzere birçok sektörde büyük oranda beyaz ama genelde mavi yakada oluşan çalışma arkadaşı arayışı var! Bunun adına işçisizlik diyenler de var.

Özellikle mavi yaka potansiyelinin çoğu üretim işinde ça­lışmak istemiyor. Gençler; emek yoğun, yağlı, sıcak, gürül­tülü, iş kazalı, vardiyalı iş istemiyorlar,

AVM ya da mağazalarda tezgahtar olmayı yeğliyorlar,

Meslek liselerini bir kısmı zorla bitiriyor ya da boş mezun oluyor,

Düz lise dediği­miz yerlerden mezun olanların içi ne kadar dolu tartışılır,

Son zaman­larda okula git­meyi bırakıp dı­şardan okuma âdeti çıkmıştı, sa­nıyorum kısıt­landı,

Derslerden ve devamsızlıktan kalma yoktu, yeni sonlan­dırıldı,

Ailelerin bilinçli olması ve uğraşması ne yazık ki yetmiyor,

Sadece telefon almak için çalışıp sonra işi bırakanlar var.

Gençlerimizin çoğunda; aylaklık, tembellik hâkim, ÇALIŞ­MADAN, EMEKSİZ ZAHMETSİZ ZENGİN OLMA HAYALİ var ve buna nasıl inandıklarını anlamakta zorlanıyorum…

Ayrıca beyaz yakalara baktığınızda; mezunların nitelik ve yetkinlik problemi ortaya çıkıyor. Yeni mezunlar için böyle diyoruz ama bu sene üniversiteye girenlerden size bir­kaç örnek verince acaba gelecek için ne düşüneceksiniz merak ediyorum. Eğitim hayatının iki yılı salgın dönemine denk gelenler için hem kendileri hem de ül­kem adına üzülüyorum…

Katkı sağlaması açısından aklıma gelen önerilerin bazıla­rını sıralamak isterim;

Meslek lisesi mezunlarına mecburi hizmet konsun (birçok alanda var),

Meslekleriyle ilgili iş varken başka işe giriyorlarsa maaşla­rından kesinti yapılsın,

AVM ve benzeri mağazaların/dükkanların ilgisi olmayan ML mezunu almaları yasaklansın,

Herkesin üniversite mezunu olması gerekmiyor (zaten yenilerin yeterliliği tartışılır),

MESLEK LİSESİ MEMLEKET MESELESİ bu ülkede her daim öne çıkmalıdır,

İki yıllık Meslek Yüksekokullarında kapasite artırılsın,

İhtiyaç olan branşlarda ihtiyaçtan fazla öğrenci eğitil­sin,

Öğrencilere, okurken ve mezun olmadan psikolojik des­tek verilmeli ve gerçekler anlatılmalı,

Ülke yönetimi; okul açma ve işe yerleştirmede İmam Ha­tipler kadar özense bu konu çözülür,

Eminim sizlerin de çok sayıda öneriniz vardır.

Şehrimizde ve ülkemizde kendini eğitime vakfetmiş bir­çok kişi ve kuruluş var. Kendisini tanımaktan ve iletişimde olmaktan büyük mutluluk duyduğum, kentimizin sanayici­lerinden Sayın Fahrettin Gülener bu değerli kişilerin ba­şında gelir, bu amaçla kurduğu ERTEV vakfıyla sadece Bur­sa’da değil ülkemizde de büyük başarılara imza atıyorlar, uluslararası tanınırlık ve iş birlikleriyle de takdir topluyorlar. Devletin bu ve benzer projelere hem katkı koymasını hem de rol model olarak tüm ülkeye yaymasını diliyorum. Sana­yicilerin de yapılanları destekleyip, faydalanmasının şart ol­duğunu düşünüyorum.

Ülkemizi bekleyen başka bir tehlike de, başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın her branş ve eğitimden çok sayıda çalışan ihtiyacının giderek artmasıdır. Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 2-3 milyon ihtiyaçtan bahsediliyor!

Bu arada alakasız gibi gelecek ama mevzu çalışan bul­mak olunca hanımların sohbetlerinden biliyorum; evleri gündelik temizletecek hizmet için kişi bulmakta çok zorla­nıyorlar, bulduklarının da günlük maliyeti yaklaşık 1.000 TL, varın gerisini siz hesap edin… Özetle;

TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?

Saygılarımla.