Durak Tekstil YKB Ömer Durak, yenilik ve nitelikli insan gücüne verdikleri değer neticesi bugüne ulaştıklarını anlattı, tekstilin geleceğinde kaliteli ürünlerin söz sahibi olacağının altını çizdi.

1971 yılından bu yana tekstilin yakın tarihi ile birlikte tecrübe kazanan Ömer Durak, firması ve sektörü ile ilgili şu açıklamaları yaptı:
KRİZE YATIRIMDA YAKALANDIK
2001 krizinden biz çok az etkilendik, çünkü iyi bir ihracat gelirimiz vardı, dış piyasalardan her ay yeteri kadar döviz giriyordu şirkete. Bu da bizim tüm dertlerimizi çözüyordu. 2009 da ise dövizi sağladığımız ülkelerde de kriz vardı, ve biz de bu krize yatırımda yakalandık. 2007-2008 döneminde Çin'de büyük bir yatırım yapmıştık. Bu yatırımı devreye almak üzereyken kriz ortaya çıktı. Dolayısıyla biz krizde diğer sanayici arkadaşlarımızdan biraz daha fazla etkilendik. Zor bir yıl oldu, yeniden yapılanmaya gittik, biraz üzüldük, biraz zayıfladık ama daha adaleli ve hızlı hale geldik. 2010'un eskisi kadar iyi olacağına dair bir belirti olmamakla birlikte bu yıl geçtiğimiz yıldan kötü olmayacaktır. İbre yükselme trendinde, yavaş yavaş yukarı doğru yön alıyor.
BİZ 2010 YILINDAN ÇOK ÜMİTLİYİZ
Hem buradaki hem de yurtdışındaki işlerimizi oturtmak adına bu yıldan çok umutluyuz. 2010 iyi olacak, yaraların önemli bir bölümünü sarılacak . Türkiye'den sonra ikinci pazarımız Avrupa. Orta Avrupa'da da iyileşme olmakla beraber kriz henüz bitmedi.. Biz de rotayı Uzak Doğu'ya çevirdik. Orada pazarın daha iyi olduğunu bundan sonra da daha iyi olacağını düşünüyoruz. Bu bölgede daha önce satışımız yoktu. Şu anda ise satışlarımız katlanarak artıyor. Çünkü orda bugüne kadar bulunmamıştık. Türkiye'de iç piyasaya bakacak olursak zaten sektörümüzde pazarın yüzde 60-70 ine sahibiz. Pazarda olmadığınız ülkeler bize daha cazip geliyor. O yüzden Uzakdoğu planlarımız çok kuvvetli ilerliyor.
ÇİN'E 12 MİLYON DOLARLIK YATIRIM
Biz Çin'de 12 milyon dolarlık yatırım yaptık. Geçtiğimiz yılın son dönemlerinde son teknolojiye haiz makinelerle donattığımız yatırımın ilk kısmı bitti.Arzu ettiğimiz üretimin yüzde 75-80'ini yakaladık. 2010 yılı sonlarına doğru da yüzde yüz planlarımızı gerçekleştireceğiz. Amacımız tabii ki Çin'in etrafındaki ülkelere de satış yapabilmek. Çin çok büyük bir ülke. 1.3 milyar nüfusa sahip. Orada bir üs kurduk, o bölgede üretmeye, o bölgede dağıtıma başladık, o bölge oturmadan da başka bir bölgeye gitmeyi düşünmüyoruz. Adım adım ilerliyoruz.
Biz orda Avrupalı firma olarak tanınıyoruz. Türkiye'den Avrupa'ya gidince Türk firması diye 2. sınıf muamele yapılabiliyor, ama bir müddet sonra görülüyor ki Türk firmalarının standartları yüksek. Bizim orda başarısız olma korkumuz yok. Zaten iyi referanslarla gidiyoruz. Avrupa'daki müşterilerimizin orada da işletmeleri var. Dolayısıyla orada da tanınıyoruz.
ÇİN'E YATIRIMLAR DEVAM EDECEK
2010 bizim için toparlanma yılı olacak. 2011 yılında yatırımımızın ikinci etabına başlayacağız. İç piyasayı değerlendirirsek işler stabil değil. Geçtiğimiz sene güzel bir ekim ayı geçirdik Türkiye'de işler iyiydi. 2009 yılının ihracat rekoru kırıldı. Bizim için de öyle oldu. En çok üretimimiz 2009'un ekim ayında gerçekleşti. Ardından gelen kasım, aralık, ocak ayları ekim ayını desteklemedi. Tabii ki bir yıl evvele göre bir takım gelişmeler var. Ama önceki yıllardaki kapasiteye ulaşmak şu anda mümkün değil.
TÜRKİYE'DE TEKSTİL DEĞİL, KALİTESİZ ÜRETİM BİTTİ
Tekstil sektörü çok geniş bir sektör. Basit işlemlerin yapıldığı astar dokuma ve basit kumaş dokuması gibi işler bitti. Hatırlıyorum 1980'li yılların sonlarına doğru üç tane makinemiz vardı günde 10 ton iplik boyuyorduk. Şimdi 53 tane makinemiz var günde 3-5 ton iplik ancak boyayabiliyoruz. Büyük kapasiteli kazanlar boş duruyor, çünkü müşteriye gelen siparişler farklı farklı ürünlerden az adette oluşuyor. Şu an Türkiye'de yapılan işler katma değeri yüksek, kalitesi yüksek ürünlerden oluşuyor. İşim gereği çok seyahat ediyorum. Örneğin Kuzey Afrika ülkelerine gerek İspanya'dan Portekiz'den gerek İngiltere'den tekstil siparişi veriliyor. Kumaşları kesip, ipliğini, çıtçıtını, fermuarını, düğmesini koyarak gönderiyorlar. Bunlardan biri eksik olduğu zaman iş bitiyor. Çünkü oralarda altyapı yok. Sadece ucuz iş gücü var. Ama Türkiye dediğiniz zaman tekstilde olabilecek her şeyin en iyisi yapılabiliyor. Ve çok kısa sürede yapılıyor. Türkiye'de tekstil sektöründe müthiş bir birikim var. Dünyada Türkiye'den başka bu kadar kısa sürede iplikten kumaş yapacak, onu boyayacak, kesecek, biçecek, kaliteli ürün haline getirecek bir ülke yok. Ancak Türkiye kabul etmeli ki kapasiteler eskisi gibi olmayacak, daha bilinçli çalışılacak çok fazla üretimden ziyade çok kaliteli üretimler olacak.
Bizim prensibimiz kaliteden ödün vermemektir. Bilgi birikimimizi, insanlarımızın yarattığı know-how'ı dünyanın çeşitli ülkelerinde tanıtarak uzun yıllar bu pazarda kalacağımıza inanıyorum.

Sayı: 719 - Sayı'nın Kapağı