İklim değişikliği felaketi dünyanın çeşitli noktalarında aşırı sıcakların yaşanmasıyla kendini hissettiriyor. Bu aşırı sıcaklar yine dünyanın çeşitli noktalarında orman yangınlarını da körüklüyor, bu körükleme bizde de sürüyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verileri, son 10 günde 40 ilde 203 orman yangınına müdahale edildiğini gösteriyor. Bu arada Yunanistan’da da 79 farklı noktada orman yangını çıktığı, bizim 2 amfibik yangın söndürme uçağı ve 1 adet yangın söndürme helikopteri ile komşumuza yardım ettiğimiz haberlerde yer aldı. Evet yangın kötü ama komşumuzla kavga yerine dost olmak güzel haber…

Geçen hafta Adana’da orman kenarındaki bir tarlada anız yakan dikkatsiz bir vatandaş yanındaki ormanda yangın çıkmasına neden oldu, hemen bunun bir cezası olmalı, hem de ağır bir cezası, diye düşündüm, siz ne dersiniz? Aşırı sıcaklar ormanları yangına karşı çok hassas hale getiriyor, ormanların çevresinde yaşayan insanların da çok dikkatli olması gerekiyor.

Bu arada Bursa Valiliği Uludağ’da orman alanlarına girmeyi ve mangal yakmayı yasakladı, bu karar belki bazı vatandaşlarımızı rahatsız etmiştir, beni sevindirdi. Zira böyle bir kararın alınmasına bizim dikkatsiz davranışlarımızın neden olduğunu unutmayalım. Aslında sadece orman yangınlarının tehdit ettiği bu iklim koşullarında değil, her zaman Uludağ’da ateş yakarak piknik yapmak, piknikçilerin geride bıraktıkları kirlilik nedeniyle yasaklanmalıdır. Ben yaz aylarında her Uludağ’a çıkışımda gördüğüm o kirletilmiş ocak kalıntılarından rahatsız olmuşumdur. Uludağ Yönetimi vatandaşların ateşte et pişirme arzusunu karşılamak için ormandan uzak, çıplak alanlarda betondan ayaklı ocaklar yapmalı ve de bu ocak alanları dışında ateş yakmayı ağır cezalara çarptırmalı.

Her vesile ile hatırlatmak isterim, Uludağ bir doğa müzesidir, üzeri sadece Alpler’de ve Uludağ’da olan köknar çam ormanlarıyla kaplıdır ve de dünyada sadece Uludağ’da yetişen 37 tür endemik bitkilerin yaşam alanıdır. İşte bu değerleriyle, her zaman iddia ettiğim gibi, Uludağ uluslararası yaz turizm merkezlerinin ön sıralarına yerleşebilir, ta ki doğal değerlerini koruyarak ama bilinçli biçimde ziyaretçilerin önünü açarak, mangal yakarak değil, örneğin yürüyüş yollarıyla donatarak, bu oluşum sağlansın.

Şimdi gelin biraz da dünyadaki orman yangını manzaralarına bakalım, geçen hafta Salı günü, Chicago dünyanın en kötü hava kalitesiyle uyandı, haberi manşetleri doldurdu. Kanada’daki orman yangınlarından çıkan dumanın ABD’nin doğusundaki gökyüzünü kıyamet benzeri turuncuya çevirmesinden sonra, aynı alevler ülkenin diğer kesimlerinde de sağlıksız hava kalitesine neden oldu, olmaya devam ediyor.

Bilim insanları, kötü hava koşullarının, Kanada’da ülke tarihinin en kötü mevsimlerinden biri olarak ve özellikle doğudaki orman yangınlarının sonucu olarak oluştuğunu, açıklıyorlar. Kanada Kurumlar Arası Merkezi, geçen hafta Salı günü öğle saatlerinde ülke genelinde 488 aktif orman yangını olduğunu, bunların yarısından fazlasının kontrolden çıktığını, açıklıyor. Bu yangınlardan çıkan dumanın, bugüne kadar bölgede kaydedilen hava kalitesi değerlerini alt üst ettiği ve de geniş çevresinin, örneğin New Yorkluların da bu değişime hazır olmalarını vurgulanıyor. Bölgede hava kalitesi endeksinin ulaştığı değerler, özellikle çocuklarla kalp ve akciğer hastalığı olan hassas gruplar için, ‘’sağlıksız’’ olarak kabul ediliyor ve halkın dikkatli olmaları, uzun süre bu havayı solumalarının tehlikeli olabileceği, uyarısı yapılıyor.

Merkez ayrıca havadaki parçacık seviyesinin, herhangi bir tıbbi sorunu olmayan normal bir insan için bile, uzun süre solunduğunda sağlıksız ve tehlikeli olacağını açıklıyor. Solunan dumandaki çok ince parçacıkların ciğerlere zarar verebilecek kimyasallar, kirlilik ve karbon monoksit içerdiğini vurguluyor. Ve öneriyor, bu kirli hava koşullarında dışarı çıkmanız mutlaka gerekiyorsa, Covid-19 sürecinde kullanılan maskelerin kullanılmasını, öneriyor.

Geçen hafta itibariyle, ABD ve Canada’nın yanında Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai’si, Pakistan’ın Lahor ve Karaçi şehirleri, dünyanın en kötü hava kirliliğini yaşayan şehirlerinin başlarına yerleştiler.