O, Tırnakları ile kazıyarak kazandı sözüne tıpa tıp uyuyor:Erol Özkayan
Merhaba değerli okuyucularım.
Bu haftaki "Örnek Girişimci konuğum, sayın Erol ÖZKAYANdır. Sayın ÖZKAYAN, Ermaksan İç ve Dış Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanıdır. Erol beyi yıllardır tanırdım, ancak her ikimizin de iş yoğunluğu nedeniyle çok yakın bir dostluğumuz olamamıştı. Söyleşi için gittiğim gün, Erol bey her zamanki alçakgönüllülüğünü sergiledi.
Hani bir söz vardır "Tırnakları ile kazıyarak kazandı diye. Sayın Özkayan bu söze tıpa tıp uyan bir kişidir. Sıfırdan başlayarak ve inanılmaz zorluklara katlanarak, bu günkü konumuna alın teriyle gelmiştir. Genelde gençlerimiz babaların nasıl bir zorlukla mevcut konumuna geldiğini bilmemektedir. Ancak, sayın Özkayan bu yönüyle çok şanslı. Zira yakışıklı oğlu sevgili Ahmet Özkayanın gerçekten akıllı, sempatik, işini seven ve müşteriye hizmet odaklı olduğunu gördüm. Bu arada, hala çok çalışkan ve üretken olan bir babaya sahip olduğu için, evlat sevgili Ahmet Özkayan da çok şanslı diye düşündüm...
Bursadaki sanayicilerimizin çoğu, üretimlerine ilk adımlarını atarken, doğru dürüst bir yerleşim yerinde değil de, imkansızlıklar içersinde yola çıkarlar. Yolu, suyu ve hatta doğru dürüst elektriği olmayan ve sanayi ile de alakası bulunmayan yerlerde mecburen faaliyetlerine başlarlar. Sayın Özkayan da bu sözünü ettiğim pozisyondaki sanayicilerimizden biridir. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen Ovaakçadaki üretim alanında hala yollar bakımlı değil. İhtiyaca dayanarak sürekli ek binalar yapıldığı için, gerek üretim, gerekse de depolama da bir hayli zorluk çektiği ortadaydı. Tüm güçlüklere göğüs gererek, Organize Sanayi Bölgesinde inşaatı bitmek üzere olan 45.000 m2 fabrika binasına kavuşmak kolay bir şey olmasa gerek
"Sabrın sonu selametmiş demekten kendimizi alamıyoruz. Askerliği bittiği gün, askeri cemse sayın Özkayanı Ankara Otogarına bırakır. Otobüse verecek parası olmayan Özkayan, durumu otobüs şoförünü anlatarak, kendisine verilen tahta bir tabure ile otobüsün ara koridorunda Bursaya döndüğü için Allaha şükreder. Almanyaya işçi olarak gitmek üzere iken, annesinin "Sen gidersen ben ölürüm feryadı karşında Almanyaya gitmekten vazgeçen sayın Özkayanın zımpara taşı ile başlayan iş hayatı, bu gün 100.000 m2lere yaklaşan faaliyet alanlarına kadar gelmiştir. Özetlemek gerekirse, sayın Özkayan, işe ilk başladığı günden zamanımıza kadar, hiç yılmadan çalışan, yeniliklere çok çabuk adapte olan, vatanperver bir örnek sanayicimizdir.
Bursa 1942 doğumlu olan, ilkokulu Altıparmak İlkokulunda, ortaokulu ve liseyi de Osmangazide bitiren sayın ÖZKAYAN, Asuman hanımla evli olup Ahmet (35) ve Neslihan (28) isimli iki evlat sahibidir. Ahmet ÖZKAYAN Uludağ Üniversitesi İktisat Bölümü mezunu olup, halen Erol beyin sağkolu olarak Ermaksanda çalışmalarını sürdürmektedir. Neslihan ÖZKAYAN, U.Ü. İşletme Bölümünü bitirmiş ve o da abisi gibi Ermaksanda çalışmaktadır.
Her zaman olduğu gibi, sayın ÖZKAYAN da kendi ifadesiyle yine kendisini bizlere anlatacaktır:
ORTAOKULDA OKURKEN ÇIRAKLIK YAPARDIM
Ben 6 yaşımdayken babam vefat etti. Altıparmakta, Çifte Kahveler yanında bulunan bir handa at arabalarının üretimi yapılıyordu. Bu handa özel demir işlerinin yapıldığı, körüklerin çekildiği yerde körük çekerdim. Demirler ocaklarda tavlanır ve örslerde dövülürdü. O tarihlerde Yaşım 10 idi.
ORTA VE LİSE BİTTİ
Batpazarında bir tornacı dükkânına girdim. Bu atölye de tamir işleri yapıyorlardı. Ben de çıraklık yaptım, kaynak işleri yaptım, sonra da torna işlerine başladım. 2 yıl bu işyerinde çalıştıktan sonra da askere gittim. Etimesgutta askerliğimi yaparken, kademede çalıştım.
ASKERDEN TERHIS OLDUM, YOL PARAM YOK
Askerliği bitirdiğim gün, askeri cemse beni otogara bırakmıştı. Bursaya gidecek olan otobüs şoförüne, "Ağabey, askerden terhis oldum ve param yok! Beni Bursaya götürür müsün? dedim. Bana bir tahta tabure vererek otobüse aldı ve ben Bursaya geldim. O zamanlar iş sahası o kadar azdı ki, "Ne yapayım? diye düşündüm. Merinos vardı, Almanyaya gitmek vardı. Almanyaya gitmek üzere İşçi Bulma Kurumuna müracaat ettim. Daha ilk imtihanda kabul gördüm
"ALMANYAYA GİDİYORUM DİYE ANNEM HASTALANDI
Annem: "Sen Almanyaya gidersen, ben ölürüm dedi. Ertesi gün de uçak vardı. Ben bunun üzerine Almanyaya gitmekten vazgeçtim, annemin hatırına. Hayatımda verdiğim en iyi karardı, dönüm noktasıydı. Eğer dinlemeyip gitseydim bu gün bir işçi emeklisiydim.
DUYGUSAL ANLAR YAŞADIK...
Annem: "Sen Almanyaya gidersen, ben ölürüm dedi. Sonra da, sayın Özkayan başladı, hıçkıra, hıçkıra ağlamaya. Anladım ki, sayın Özkayan da, benim gibi, annesine çok düşkünmüş... Benim gözlerimde yaşarmaya başlamıştı... Her şeye rağmen, konuyu değiştirmeye çalıştım... Aslında durum beni çok etkilemişti, zira ben de anneme çok, çok düşkündüm... 134 kişi ile söyleştim, böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyordum...
1963DE BİR ZIMPARA TAŞI ALDIM
Param yok, pulum yok. "Ne iş yapayım diye çok düşündüm. Bir zımpara taşı aldım ve küçük bir dükkan da kiraladım. Bir dökümcü Sait abimiz vardı. Onu ziyaret ettim. "Ağabey, ben dükkan açtım dedim. "Bana ayakcık ver, (eski kara tezgahların ayakcıklarından) dedim "Ben bu ayakcığı toplayıp satayım, sana da paralarını getireyim dedim. Ayakcığı bir torbaya doldurdum, vurdum sırtıma ve taşlayarak bir dokumacıya sattım. Daha sonra da 2 ayakcık aldım ve onları toplayıp yine sattım. Bir müddet çalışmalarım böyle gitti
BİR TORNANIN SATILACAĞINI DUYDUM
Gittim torna sahibine, "Ağabey bana bu tornayı sat dedim, 10 adet 100 TL ile senetle bu tornayı satın aldım. Başladım, armürü tüm kafa kısmı ile yapmaya. Kısa bir süre sonra haftada bir adet armür yapıyordum. Bir müddet böyle devam ettim.
DOKUMA TEZGAHI YAPMAYA BAŞLADIM
4 mekikle ve jakarlı tazgahlar yapmaya başladım. Özellikle Uşaka çok tezgah sattım. 1972 yıllarına kadar geldik. Dokuma tezgahlarının duraklayacağını hissettim ve marangoz makineleri üretimine girdim. Prese varıncaya kadar hepsini ürettim ve bu alandaki faaliyetim, 8- 10 sene sürdü.
1980LERE GELDİGİMİZDE
Baktım ki, bu ülkede jeneratör yapılmıyor... Dizel motoru alıp, jeneratör üretmeye başladım. Alternatörün tamamını kendim üretiyordum. Hastanesinden tut da, benzin istasyonu ve fırıncılara kadar, çok sayıdaki muhtelif iş yerlerine jeneratör satıyordum.
1983 YILINA GELİNCE, ELEKTRİK KESİNTİLERİ DÜZELDİ
Hal böyle olunca, jeneratör üretimini hemen bıraktım, bu defa da elektrik motoru imalatına girdim. O tarihlerde devam eden Gamak grevleri nedeniyle çok motor sattım. Bu, motor üretimi olur, bir başka üretim olur, şayet rekabet edemeyeceğimi anladığım an, işi hemen bırakırım, hiç bakmam
DERİ MAKİNALARI ÜRETİMİNE GİRDİM.
Yüksek devirli, deri ve traş makineleri üretmeye başladım. Ancak, deri sanayinde umduğumu bulamadım. Öylesine sıkıntılar çektim ki; sattığım makinelerin parasını alamadım. 3 veya 4 yıl yaptıktan sonra o işi de bıraktım. Sadece bir işe yoğunlaşmak tarzım değildi.
LİFT MAKİNALARI ÜRETTİM
Oto servislerine ürettiğim lift makinelerini satmaya başladım. Bir başka firma imalata girince hemen o işi de bıraktım. Hep arayış içersindeydim. Gözüm hep ihracatta idi.
1989DA SAC İŞLEME MAKİNELERİ İŞİNE GİRDİM
1989 yılında bugünkü işime girdim. Bende alt yapının olması sac işleme makineleri üretiminde bir avantajdı. Bu gün geldiğimiz nokta, teknolojinin zirvesidir. Japonlara ve Amerikalılara mal satıyorum.
ERMAKSAN ARTIK BİR DÜNYA MARKASI
Nereye gitsem, örneğin Yeni Zelandaya gitsem beni tanırlar. Çalıştığımız ülkelere verdiğimiz söz öyle yerine geliyor ki: adamın makinesi bitiyor ve biz haber veriyoruz. Derhal bizim paramız geliyor, ki, makineler gitmeden paramız geliyor, parayı, bize güvenerek gönderiyorlar. Bu durum, bize inanılmaz bir keyif vermektedir.
ALMAN BANKASINDAN PERFORMANS ÖDÜLÜ ALDIM
Avrupa ülkelerinde iyi performans göstermemiz nedeniyle bir bankadan, MOE award 07 özel ödülü aldık.
ERMAKSAN MARKASI NASIL DOĞDU
Erolun Eri
Makinenin: Makı
Sanayinin de Sanı
Görüldüğü gibi, bu üç hece "Ermaksanı oluşturmaktadır.
HIZLI ÜRETİM YAPIYORDUM
Çalışırken, cumartesi- pazar yok Bir taraftan bir grup üretimde finale varırken, diğer taraftan da gelecek 2. gruba ait 10 makinenin parçaları hazırlanıyordu. Böylece hızlı üretim aksaman yürüyordu
1980DE ÜRETTİĞİM MAKİNELER İLE TEKSTİLE GİRDİM
Kurduğum tekstil fabrikasının 24 tezgahını ben yaptım, 10 adet de Avrupadan aldım. 4 yıla yakın da bu işi yaparken, gece gündüz çalıştığımız halde, paramı alamıyorum. Canımın burnuma geldiği bir günde, usta başına "İndir şarteli dedim. Ustabaşı şarteli indirmedi. Bunalmıştım, şarteli ben indirdim Makasla lüvertleri kestim. Gazetelere verdiğim ilan ile bir haftada tezgahların hepsini sattım. Böylece, tekstilden kurtuldum. Sonra da, saç işleme tezgahları işime tüm ağırlığımı verdim
BABA İLE ÇALIŞMAK NASIL BİR ŞEY
U.Ü. İKTİSAT BÖLÜMÜ MEZUNU OLAN AHMET ÖZKAYAN ANLATIYOR
http://www.ermaksan.com.tr web sayfasını ziyaret etmenizi tavsiye ederiz.
GÖRÜŞ DÜŞÜNCE VE TESPİTLERİM
• Bütün iş hayatım boyunca hiç kimseyi mağdur etmedim,
• Kapora vererek bana tezgah siparişi veren kişiler zamanla verdiği siparişinden vazgeçti, ben onların parasını yemedim. "Peki dedim sonra da paralarını iade ettim,
• Ağızdan çıkan lafın eri olmak önemli,
• İşin standardı neyse o standartta yapılmalı,
• Hala üretimin içerisindeyim, üretim ortamı ile içice olmak çok hoşuma gider, Allah güç verdiği sürece de çalışacağım,
• Kalite olmazsa olmazlar arasındadır,
• Makine sektöründe ülkemiz istenilen seviyede değil, bunu üzülerek ifade ediyorum,
• Bizim üretmemiz lazım. Her yıl 600 veya 700 bin kişi iş istiyor. Makine sektörü istihdam alanı yaratır ve katma değeri de yüksektir, ülkemize para kazandırmaktadır,
• Avrupa Topluluğu makine sektöründen artık çekildi. İnanılmaz bir maliyet yükleri var,
• Bir Alman bana "Çine yatırım yap dedi ve "Benim oğlum orada, biz oraya yatırım yapıyoruz dedi. "Avrupanın kriterleri ile imalat yapmak mümkün değil, Avrupa Topluluğuna alınırsanız, şimdiden hazırlık yapın diyordu,
• Benim işçim gece- gündüz, cumartesi- pazar demeden çalışır. Bu nedenle Çini hiç bir zaman düşünmedim, düşünmem de,
• Lisan gençler için vazgeçilmez olmalı,
• Elektronik, makine mühendisliği, uçak sanayi, gemi gibi ağır sanayi dalları gençler için çok önemli,
• Sanayi kuruluşlarımız gelecekte neyi İhracat edeceğinin hesabını iyi yapmalı,
• Makine yapan makineler çok önemli Devletimiz makine sektörüne teşvik vermelidir,
İyi haftalar dileklerimle,
saygılar sunarım.
Yakup ALTINÖZ

Sayı: 611 - Sayı'nın Kapağı