Kıymetli okurlar, bilindiği üzere Katma Değer Vergisi (KDV) 1985 yılında hayatımıza girmiş ve bünyesinde birçok işlem ve muamele vergisini toplamış bir vergi türüdür. Gelişmiş batı toplumla¬rında da uygulama alanı bulan KDV yıllar içerisinde toplam vergi gelirleri içinde önemli bir paya sahip olmuştur. Kamu bütçesi açısından bu kadar önemli bir yere sahip olan KDV yıllar içerisinde yaklaşık olarak; toplam vergi gelirleri içerisinde yaklaşık %30’luk bir paya sahiptir. Bu sebeple kamu bütçesi vergi gelirlerini gü¬vence altına almak üzere bazı mev¬zuat düzenlemeleri yapılmıştır. Hiç kuşkusuz bu düzenlemelerin başında 2012 yılında hayatımıza girmiş olan “tevkifat” müessesidir. KDV tevkifatı uygulaması, teslim veya hizmet be¬deli üzerinden hesaplanan verginin, teslim veya hizmeti yapanlar tarafın¬dan değil bu işlemlere muhatap olanlar tarafından kısmen veya tama¬men vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilip ödenmesidir. “Tam tevkifat” işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tamamının işleme muhatap olan alıcılar ta-rafından beyan edilip ödenmesi; “kısmi tevkifat” ise hesaplanan verginin Maliye Bakanlığınca belirlenen kısmının, işleme muhatap olan alıcılar tarafından, diğer kısmının ise işlemi (teslim veya hizmeti) yapan tarafından beyan edilip ödenmesidir. 21.04.2022 tarih ve 31816 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 41 Seri No’lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ içeriğinde yer alan madde¬lerden birine daha önce bu köşede yazdığımız “KDV sadeleştirmesine ilişkin görüş ve önerilerimiz” baş¬lıklı yazımızda belirttiğimiz bir konunun yer aldığını yazmıştık. 41 Seri No’lu Tebliğde karşımıza çıkan sürpriz bir mevzuat hükmü yer almıştır. Bu hüküm demir-çelik ürünlerinin tesliminin tevkifat kapsamına alınması olmuştur. Yapılan mevzuat hükmü değişikliği ile demir-çelik ve alaşımlarından mamul ürünlerin, it¬halatçılar tarafından yapılan teslimleri ile münhası¬ran cevherden üretilenlerinin üreticiler tarafından ilk tesliminde tevkifat uygulanmaz, bu safhalardan sonraki el değiştirmelerde ise tevkifat uygulanır. Bu¬nunla birlikte, demir-çelik ve alaşımlarından mamul ürünlerin hurdadan, diğer ham¬maddelerden veya hurda, cevher ve diğer hammaddeler birlikte kullanı¬larak üretilmesi halinde bu ürünle¬rin ilk üreticilerinin teslimi dâhil her safhasındaki teslimlerinde tevkifat uygulanacaktır. Tevkifat kapsamına; cevherden, hurdadan veya diğer ham madde¬lerden üretilen demir-çelik ve ala-şımlarından mamul her türlü uzun (çubuk, inşaat demiri, profil, kangal demir, filmaşin, tel, halat, hasır, boru, lama vb.) veya yassı (levha, sıcak haddelenmiş yassı ürünler, soğuk haddelenmiş yassı ürünler ve kaplanmış yassı ürünler vb.) demir-çelik ve alaşımı ürünler girmektedir. Demir-çelik ve alaşımlarından mamul eşya (kapı, kapı kolu, köşebent, vida, somun, vida soketi, dübel, kilit, çivi, flanş, maşon, dirsek, kanca, menteşe, yay, bilya, rulman, zincir vb.) teslimlerinde tevkifat uygu-lanmayacaktır. Pek tabi ki kamu bütçesinin denkliği ve vergi ge¬lirlerinin güvence altına alınması kamu maliyesi açı-sından büyük önem taşımaktadır. Lakin unutulmamalıdır ki, ülkemizin kalkınması ve işsiz¬likle mücadele açısından imalattan ihracat büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda başta otomotiv yan sanayi olmak üzere birçok imalat sektöründe ana hammadde olarak kullanılan ürünlerin tevkifat kapsamına alınması finansal yönetim açısından ihra¬catçı imalatçı şirketlere erken nakit çıkışı ile problem yaratılacaktır. Konuya ilişkin görüş ve önerimiz ima¬latı ve nitelikli ihracatı destekleyici mali mevzuat hü¬kümleri cari açığın kapanması ve ülkemizin kalkınması açısından çok önemlidir.