Maltada şövalyeler
2000li yıllarda idi..
O sırada Malta henüz Avrupa Birliğine girmemiş ve vizesiz gidilen bir ada ülke idi. Bir bayramda Maltaya düzenlenen bir tura ailece katıldık. Günler, toplum mühendisliğinin çalıştığı, Ali Kalkancıların, Fadime ve Aczmendi uydurmaları ve irtica avazelerinin yükseldiği günlerdi. (Bu size bir şey anımsatıyor mu?)
Uçakta, Yahya Kemalin "Süleymaniyede bayram sabahı şiirinin mısraları kulaklarımda çınlıyor, sanki kendimi o donanmada Maltaya sefere çıkmış, Turgut Reisle buluşacak gibi hissediyorum.
Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki donanmayla seferden geliyor!..
Adalardan mı? Tunus tan mı, Cezayirden mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?
Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine
Çok şükür Tanrıya, gördüm, bu saatlerde yine
Yaşayanlarla beraber bulunan ervahı,
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.
Ben, bu duygular içinde iken, uçakta, daha önce Maltaya gitmiş olanlar orayı anlatmaya başladılar. Bu sırada benim de aklıma geldi. Turgut Reis Maltayı alamadı, kendi canını verdi. Osmanlı, Maltadan bozgunla çekildi. Avrupalılar hala bunu kutluyorlar.
Saf saf sordum. Acaba Maltada cami var mı? Bilen var mı? Bayram namazını orada kılmak isterim dedim. Birden ani bir sessuzluk. Maltayı anlatanlar sustu. Acayip bakışlar oldu.
Neyse, ben otele indiğimizde sordum. Otel, bana bir araba tahsis etti. Bayramımızı anlattım. Libyalıların bir camisi varmış: Taksi bekledi. Bu arada Sunusi usulü bayram namazında secdeye yattın mı yarım saat kalkmıyorsun. Az daha kan beynime dolduğundan namazdan kalkamayacaktım. Taksi bekleyip beni geri getirdi. Otel, bütün Türk müşterilerin bayramını kutladı. Fakat, insanlar hep bir acayip, bir mesafeli. 2-3 gün sonra, bir müşterek yemekte içki kadehini kaldırınca, bütün mesafe kayboldu. Ne deseler beğenir misiniz? "Biz seni irticacı zannetmiştik. Şu tatlı su aydınlarına bakın. Bir bayram namazına giderseniz, Cumaya giderseniz veya namaz kılarsanız irticacısınız. İçki içerseniz değilsiniz.
Ülke için en tehlikeli kafa bu ve buna sebep olan toplum mühendisliğidir.
Herkes, halkından ve insanından kopuk bu toplum mühendislerine ve tatlı su aydınlarına cevabını seçimlerde Türk halkının ders verdiğini hatırlasın. Biz yine o şiirden bir kısım mısra ile yazımızı bitirelim.
Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor?
Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor;
Kosovadan, Niğboludan, Varnadan, İstanbuldan...
Anıyor her biri bir vakayı heybetle bu an;
Belgraddan mı? Budin, Eğri ve Uyvardan mı?
Son hudutlarda yücelmiş sıra-dağlardan mı?
Not: TERÖRÜ VE TERÖRİSTLERİ NEFRETLE LANETLİYORUM. C.A.
2000li yıllarda idi..
O sırada Malta henüz Avrupa Birliğine girmemiş ve vizesiz gidilen bir ada ülke idi. Bir bayramda Maltaya düzenlenen bir tura ailece katıldık. Günler, toplum mühendisliğinin çalıştığı, Ali Kalkancıların, Fadime ve Aczmendi uydurmaları ve irtica avazelerinin yükseldiği günlerdi. (Bu size bir şey anımsatıyor mu?)
Uçakta, Yahya Kemalin "Süleymaniyede bayram sabahı şiirinin mısraları kulaklarımda çınlıyor, sanki kendimi o donanmada Maltaya sefere çıkmış, Turgut Reisle buluşacak gibi hissediyorum.
Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki donanmayla seferden geliyor!..
Adalardan mı? Tunus tan mı, Cezayirden mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?
Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine
Çok şükür Tanrıya, gördüm, bu saatlerde yine
Yaşayanlarla beraber bulunan ervahı,
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.
Ben, bu duygular içinde iken, uçakta, daha önce Maltaya gitmiş olanlar orayı anlatmaya başladılar. Bu sırada benim de aklıma geldi. Turgut Reis Maltayı alamadı, kendi canını verdi. Osmanlı, Maltadan bozgunla çekildi. Avrupalılar hala bunu kutluyorlar.
Saf saf sordum. Acaba Maltada cami var mı? Bilen var mı? Bayram namazını orada kılmak isterim dedim. Birden ani bir sessuzluk. Maltayı anlatanlar sustu. Acayip bakışlar oldu.
Neyse, ben otele indiğimizde sordum. Otel, bana bir araba tahsis etti. Bayramımızı anlattım. Libyalıların bir camisi varmış: Taksi bekledi. Bu arada Sunusi usulü bayram namazında secdeye yattın mı yarım saat kalkmıyorsun. Az daha kan beynime dolduğundan namazdan kalkamayacaktım. Taksi bekleyip beni geri getirdi. Otel, bütün Türk müşterilerin bayramını kutladı. Fakat, insanlar hep bir acayip, bir mesafeli. 2-3 gün sonra, bir müşterek yemekte içki kadehini kaldırınca, bütün mesafe kayboldu. Ne deseler beğenir misiniz? "Biz seni irticacı zannetmiştik. Şu tatlı su aydınlarına bakın. Bir bayram namazına giderseniz, Cumaya giderseniz veya namaz kılarsanız irticacısınız. İçki içerseniz değilsiniz.
Ülke için en tehlikeli kafa bu ve buna sebep olan toplum mühendisliğidir.
Herkes, halkından ve insanından kopuk bu toplum mühendislerine ve tatlı su aydınlarına cevabını seçimlerde Türk halkının ders verdiğini hatırlasın. Biz yine o şiirden bir kısım mısra ile yazımızı bitirelim.
Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor?
Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor;
Kosovadan, Niğboludan, Varnadan, İstanbuldan...
Anıyor her biri bir vakayı heybetle bu an;
Belgraddan mı? Budin, Eğri ve Uyvardan mı?
Son hudutlarda yücelmiş sıra-dağlardan mı?
Not: TERÖRÜ VE TERÖRİSTLERİ NEFRETLE LANETLİYORUM. C.A.
Sayı: 577 - Sayı'nın Kapağı