Kıymetli okurlar, bilindiği üzere yasal mevzuatta sermaye şirketleri, ortakların sermayeye katılım oranları kadar hak sahibi olduğu şirket türüne verilen isimdir. Bu yapıya sahip olan şirketlerde sermaye ortaklarının payları kişisel değildir. Sermaye şirketleri; anonim, limitet ve sermayesi paylara bölünmüş (hisseli) olarak üçe ayrılmaktadır. 
Ülkemizde Aralık 2020 dönemi itibariyle yapılan bir araştırmaya göre aktif limitet şirket sayısı 906 bin 200, ticari işletme sayısı 684 bin 466, şube sayısı 212 bin 723, anonim şirket sayısı 150 bin 457, kooperatif sayısı 31 bin 741, kolektif şirket sayısı 10 bin 893, komandit şirket sayısı 1932 olarak ölçülmektedir. Buradan da görülmektedir ki gerek kuruluş sermayesinin daha düşük olması, gerekse davranışsal algılardan dolayı limitet şirketler en çok tercih edilen sermaye şirketi türü olarak görülmektedir. 
Limitet şirketlerde çok fazla uygulama alanı bulmasa da Türk Ticaret Kanunu’nun çeşitli madde hükümlerine göre bir ortağın ortaklıktan çıkarılması hukuken mümkündür. Bunlardan en önemlisi sermaye borcunu yerine getirmeme fiilidir. TTK 482’nci madde hükmü Sermaye koyma borcunu süresi içinde yerine getirmeyen pay sahibi, ihtara gerek olmaksızın, temerrüt faizi ödemekle yükümlü olduğunu ayrıca, yönetim kurulu, mütemerrit pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya ve söz konusu payı satıp yerine başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa, bunları iptal etmeye yetkilidir.
Bir diğer ortaklıktan çıkarma türü de mahkeme kararına istinaden haklı fesih ile ortaklıktan çıkarma şeklidir. Ortağın haklı fesihle çıkarılma şartları; ortak davranışlarının şirketin menfaatlerine alenen zarar vermesi şirketi kasten zarara uğratması, ortağın bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağına aykırı işlemler ve eylemler gerçekleştirmesinin ispatı, çıkarılması söz konusu ortağın bir hastalık veya diğer bir sebepten dolayı, üstüne aldığı şirketin işlerini yapmak için gerekli olan yeteneği ve ehliyetini kaybetmesi veya ortağın diğer ortaklara karşı haksız fiile konu işlemler yapmasıdır. 
Kanun hükmünün yanı sıra şirket ana sözleşmede ortaklık çıkarılma hükmü öngörülebilir.  Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir.
Ortaklıktan çıkarılma konusuna ilişkin olarak yine Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiş bir diğer husus ile ayrılık akçesi kavramıdır. 641’inci madde hükmüne göre ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir.) Şirket sözleşmesinde öngörülen ayrılma hakkı dolayısıyla, şirket sözleşmeleri ayrılma akçesini farklı bir şekilde düzenleyebilirler. 
Bilindiği üzere sermaye şirketlerinin ülke nüfusuna oranı OECD tarafından ölçülen bir ticari gelişmişlik düzeyi olarak sürekli olarak yayınlamakta ve pek tabi ki ülkemizde faaliyet gösteren sermaye şirketleri ülke kalkınması açısından büyük önem arz etmektedir. Burada tüm tacirleri şirket ortaklığı kurulurken ana sözleşme hükümlerini dikkatli ve özenli şekilde oluşturmaları ve birçok durumu göz önünde bulundurarak hukuki risklere karşı koru sağlamaları büyük önem taşımaktadır.