İklim değişikliği doğa felaketi dünya ülkelerinin canlı gündemlerinin ön sıralarına yerleşti, geçen hafta size bu gündemin bir bölümünü, enerji üretiminde güneş enerjisinin yerleşme adımlarını aktardım. Bu hafta da bir başka enerji kaynağında, hidrojen kullanımındaki gelişmeleri aktaracağım.

Halen dünyanın en büyük on hidrojen üreticisinden biri olan Kanada, sürdürülebilir bir hidrojen ekonomisi geliştirmeye yönelik çabaların ön saflarında yer alıyor. Kanada 100’den fazla hidrojen teknolojisi şirketine ev sahipliği yapıyor. Bu şirketlerden birinin yetenekli mühendislerden oluşan ekibi, özel bir reaktör teknolojisini kullanarak, hidrojenle beslenen şebekeyle, sıfır atık ve sıfır karbon salınımı ile yüksek kaliteli ısı üretiyor. Bu üretimlerini, hidrojen sistemini modüler, ölçülebilir olacak ve dünyanın her yerinde güvenilir yeşil enerji çözümleri sağlayacak, tarzda tasarladılar.

Kanada gelişen bu hidrojen enerji teknolojisini kullanarak ve Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla enerjinin silah olma yönünün ağırlık kazanmasını değerlendirerek, temiz enerji geçişini hızlandıran adımlar attı ve enerji ihracatı konusunda işbirliği yapmak üzere Almanya ile ‘’Ortak Niyet Bildirisi’’ imzaladı, böylece temiz Kanada hidrojeni Avrupa’nın ekonomik motoru olma yoluna girdi. Bu anlaşma, hidrojen projelerine yatırım yapılmasını mümkün kılan bir taahhüt oldu, güvenli hidrojen tedarik zincirlerinin gelişmesini sağladı ve Kanada-Almanya tedarik koridorunun oluşmasıyla 2025 yılına kadar temiz Kanada hidrojeninin ihracatını garanti altına aldı.

GH Power isimli şirketin geliştirdiği hidrojen reaktörü Kanada-Almanya ittifakının odak noktası oldu, geliştirilmiş olan teknoloji Kanada Ulusal Araştırma Konsey’inden 2,2milyon dolarlık federal fonla ödüllendirildi. Bu çalışma, reaktör için en uygun yakıt karışımının geliştirilmesi yolunda daha fazla araştırma yapılmasının desteklenmesini amaçlıyor. Şirket yönetimi, hidrojenin enerji potansiyelini ortaya çıkarmak, sadece salınımların azaltılmasına yönelik fırsatlar açısından değil, aynı zamanda ihracat fırsatı olarak dünyanın dört bir yanındaki ülkelere temiz enerji sağlamak, olduğunu vurguladı. Ve sözlerine, yeşil hidrojen, iklim açısından tarafsız bir ekonomi için önemli bir anahtardır, refahımızı ve özgürlüğümüzü güvence altına almak için iklim değişikliğiyle mücadeleyi kararlılıkla sürdürmeliyiz, şeklinde devam etti.

Bu arada ticari arenada Kanada-Almanya Hidrojen İttifakı, yeşil hidrojenin uluslararası pazara sunulmasını hızlandırması ve yeni transatlantik iş birliklerinin önünü açması açısından önemli bir kilometre taşı olarak, görülmektedir, özellikle yeşil hidrojen için transatlantik bir tedarik zinciri oluşturması yönüyle de…

Sıfır karbonlu hidrojen, tartışmasız dünyanın net sıfır salınım hedeflerini gerçekleştirebilecek çözümlerden biridir. İklim Değişikliğinin yıkıcı etkileriyle mücadele etmek için ihtiyacımız olan en uygun bir enerji kaynağıdır. Yapılan araştırmalar hidrojenin 2050 yılına kadar son kullanıcılara sunulan tüm enerjinin %18’ini sağlayacağını, 6 gigaton karbon salınımını önleyeceğini ve yıllık satışlarla yaklaşık 2,5 trilyon dolar elde edileceğini ve küresel olarak 30 milyon iş gücü yaratacağını göstermektedir.

Şimdilik Kuzey Amerika’daki hidrojenin çoğunluğu, doğal gaz büyük merkezi tesislerinin dönüşümüyle üretime sokulmaktadır, ancak nihai hedef, karbon salınımı yaratmadan hidrojen üretmektir. Bilim adamları, yüksek sıcaklıktaki dönüşüm cihazları kullanarak suyu saf hidrojen ve oksijene bölerek saf ve temiz hidrojen oluşturmak için elektroliz adı verilen süreci geliştirmeye çalışıyorlar.

ABD Enerji Bakanlığı’na göre, yenilenebilir enerjiden hidrojen üretmenin maliyeti kilogram başına yaklaşık 5 ABD doları olmaktadır, doğal gazdan hidrojen üretmenin maliyeti 3 kat daha fazla olmaktadır. Şu anda bu sektörde Ar-Ge’ye akıtılan milyarlarca doların, on yıl içinde hidrojen üretim maliyetlerini %80 oranında azaltacağı bekleniyor.

Toplumun karbon salınımlarını azaltmasının en etkin çözümü, %100 fosil yakıtlardan daha temiz teknolojiye geçiş yapmaktır ve bununla baş etmenin adımlarından biri de hidrojeni fosil yakıtlarla harmanlamak ve mümkün olduğunda hidrojen içeriğini artırmaktır. Araştırma şirketi, yaptığı araştırmalara dayanarak bu karışımların içerini esnek hale getirip, karışımı en ekonomik üretime sokmanın uygun olacağını, söylemektedir.

İşte yine karşımızdaki iklim değişikliği felaketi ile mücadelede, dünyada atılmakta olan adımlardan biri daha, enerji üretiminde sıfır karbon salınımlı hidrojen kullanımı…