Semih AYDIN – Göksel BAŞARAN

AB Yeşil Mutabakatı ve AB’nin 2050 yılına kadar iklim-nötr kılma hedefi sanayide dönüşümü de beraberinde getirdi. 2021 yılında açıklanan Sınırda Karbon Düzenlemesi’nin 1 Ekim 2023 tarihinden itibaren üç yıllık bir geçiş süreci uygulanarak yürürlüğe girecek olması özellikle Avrupa’ya ihracat gerçekleştiren üreticilerin çalışmalarının hız kazanmasına yol açtı. Türkiye ihracatının lider sektörü olan ve en fazla ihracatını Avrupa’ya gerçekleştiren otomotiv sektörü yaşanan dönüşüme ayak uydurmak için hızlı aksiyon alıyor. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından Ticaret Bakanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) öncülüğünde Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) ve Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) katkılarıyla hazırlanan Türkiye Otomotiv Sektöründe Sürdürülebilirlik Eylem Planı bu anlamda ihracatçı firmalar için rehber niteliği taşıyacak. Farkındalık, mevcut durum tespiti, yeşil dönüşüm için finansmana erişim ve iş birlikleri, çevresel etkilerin azaltılması döngüsel ekonomiye geçiş, çevreci araçlar için yeni teknolojilere geçiş ve sosyal sürdürülebilirlik olarak 6 başlık altında toplanan hedeflerin 5 yıl içinde tamamlanması öngörülüyor. Sektör temsilcileri otomotivde yaşanacak dönüşümü ve bu alandaki hazırlıklarını Ekohaber’e anlattı.

Baran ÇELİK

OİB YK Başkanı

OSEP rehberlik edecek

OSEP, otomotiv sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 8 bin ihracatçıya rehberlik edecek, endüstriye yol gösterecek ve gelecek hedeflerine katkı sunacak bir belge niteliği taşıyor.

Altı başlık olarak belirlenen hedeflerin 5 yılda tamamlanacağını öngörüyoruz.

OSEP, 6 başlık halindeki hedeflerden oluşuyor: Bunlar; farkındalık, mevcut durum tespiti, yeşil dönüşüm için finansa erişim ve iş birlikleri, çevresel etkilerin azaltılması ve döngüsel ekonomiye geçiş, çevreci araçlar için yeni teknolojilere geçiş ve sosyal sürdürülebilirlik. Tüm başlıklarda hedeflerimizin tamamlanmasının 5 yıl süreceğini öngörüyoruz. Devletimiz, sektör paydaşlarımız ve ihracatçı firmalarımızın oluşturacağı sinerji ile yeşil dönüşümün başarıyla gerçekleştirileceğine, Türkiye’nin orta vadede karbon nötr araçlar için önemli bir üretim merkezi ve cazip bir pazar konumuna geleceğine inanıyoruz.

Türkiye otomotiv endüstrisi yaklaşık yüzde 77 payı ile en büyük pazarı olan Avrupa ülkelerinin sürdürülebilir gelecek sağlayan bir mobilite çerçevesi geliştirmeye öncülük ediyor. AB, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile sürdürülebilirlik konusundaki sınırlarını belirledi. Türkiye otomotiv sektörünün ise rekabette ayakta kalabilmek için bu dönüşümün güçlü bir parçası olması gerekiyor. En büyük pazarımız olan Avrupa’yı kaybetmemek ve rekabet gücümüzü korumak için yeni teknolojilere ve elektrikli araçlara yatırım yapmalıyız.

Ayhan KORGAVUŞ

Ünver Group YK Başkanı

Öncü rol üstlenmeliyiz

Bursa otomotiv sektörü, henüz tam anlamıyla yeşil dönüşüme geçmiş değildir. Bazı fabrikalar hala geleneksel yöntemlerle üretim yapmakta ve çevreye zararlı atıklar oluşturmaktadır. Ancak, sektördeki farkındalık sağlayıcı çalışmalar ve geleneksel yaklaşımın azalması, ayrıca devlet tarafından yapılacak denetlemeler ile birlikte, yeşil dönüşümün hızla gerçekleşeceğini düşünmekteyim. Sürdürülebilirlik eylem planı, 6 başlık halindeki hedeflerden oluşuyor: Bunlar; farkındalık, mevcut durum tespiti, yeşil dönüşüm için finansa erişim ve iş birlikleri, çevresel etkilerin azaltılması ve döngüsel ekonomiye geçiş, çevreci araçlar için yeni teknolojilere geçiş ve sosyal sürdürülebilirlik. Dolayısıyla Otomotivin kalbi Bursa’ya bu anlamda çok iş düşüyor. Bazı adımlar atılmaya başlanmış olsa da bunu bütün sektör paydaşlarına yaymamız gerekiyor. Bu eylem planı ile sanayicin farkındalığı daha da artacağını düşünüyorum. Devletimizin desteği, sektör paydaşlarımız ve ihracatçı firmalarımızın oluşturacağı sinerji ile yeşil dönüşümü başarıyla gerçekleştirip, Bursa’mızın ve ülkemizin orta vadede karbon nötr araçlar için önemli bir üretim merkezi ve cazip bir pazar konumuna getirmemiz gerekiyor.

Sıfır karbon hedefi ve sanayide yeşil dönüşümle birlikte yakın gelecekte tüm ekonomik düzen yeniden şekillenecek. Enerji sistemleri dönüştürülecek. Çığır açan yeşil teknolojiler devreye girecek. Bu teknolojilere sahip olanlar elbette ki rekabette bir adım daha önde olacak. Türkiye otomotiv sektörü olarak, yeşil dönüşüme ayak uydurmanın ötesinde öncü rol üstlenmeliyiz. Avrupa ülkeleri, çevre dostu ürünlere olan taleplerini her geçen gün artırıyor. Bu talebi karşılamak için yeşil dönüşümü en hızlı şekilde gerçekleştirmeliyiz. Eğer bunu başarılı bir şekilde yaparsak en fazla ihracat yaptığımız Avrupa olmak üzere tüm dünyada güçlü bir konumda olmaya devam edebiliriz.

Üretim ve ticaretin her alanına dokunan kapsamlı bir strateji olan Avrupa yeşil mutabakatı kapsamında farklı sektörlere yönelik her geçen gün yeni düzenlemeler yapılmakta. Öncelikle tüm sanayici ve iş insanlarının bu konudaki bilgi ve birikimleri artırmaları, güncel gelişmeleri yakından takip etmesi gerekiyor. Sonrasında ise

*Temiz, ulaşılabilir ve güvenilir enerji sağlamak

*Temiz ve döngüsel ekonomi için sanayiyi dönüştürmek

*Enerji ve kaynak verimli fabrika /bina renovasyonu gerçekleştirmek

*Temiz çevre için karbonsuzlaşma ve sıfır kirlilik hedefine yönelmek

*Sürdürülebilir ve akıllı ulaşıma geçişi hızlandırmak

gibi elzem çalışmaları yerine getirmek gerekiyor. Bununla birlikte Yeşil teknoloji ve yeşil yatırımlara yönelik vergilerin düzenlenmesi /yapılandırılması, vergi indirimi (devlet düzeyinde) gibi destekleyici adımların da atılması elzem. Geri dönüştürülmüş malzemelerin hammadde olarak kullanımının yaygınlaştırılması çalışmaları, Su hava toprak ile ilgili sıfır kirlilik hedefleri AB ticaret politikasına uyum gereği, devlet düzeyinde Türkiye’nin üçüncü ülkelerle yapacağı anlaşmalarda Yeşil Mutabakat benzeri çevresel şartlara yer verilmesi gibi kriterlere de dikkat edilmesi gerekiyor.

Ünver Group olarak bir yandan sürdürülebilirlik bir yandan da yaptığımız işin gereği olarak enerji verimliliği konusunda çalışmalar yapmaktayız. Yenilenebilir enerji çalışmalarımız kapsamında bu yıl iki tesisimiz için de GES yatırımlarımızı devreye alacağız. Sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında, ISO 14001 Çevre Yönetim Sisteminin devamlılığı, atıkların geri dönüşümü ve tekrar kullanımının artırılması gibi faaliyetlerimiz artarak devam ediyor.

Sevda KESKİN GÜLMEZ

Güleryüz YK Üyesi

Sürdürülebilir ihracata yönelik adımlar

Günümüzde çevresel düzenlemeler ile ticaret birbirinden ayrılamaz bir noktadadır. 2022 yılı verilerinde Türkiye toplam ihracatının yüzde 40,6 sının Avrupa Birliği’ne gerçekleştirildiği belirtilmiştir. Türkiye için bu kadar önemli olan Avrupa Birliği pazarına uyum sağlanması gerek ekonomik anlamda gerekse küresel değerler anlamında önem arz etmektedir.

Bursa’nın en köklü Otobüs üreticisi firmalarından biri olan Güleryüz Karoseri Otomotiv Sanayi ve Ticaret A. Ş. olarak, açıklanan eylem planını çok olumlu bulduğumuzu ifade etmek isteriz. Üretiminin yüzde 80’ini ihraç eden ve ağırlıklı olarak Avrupa ülkeleri ile ticaret yapan bir firma olarak önümüzdeki 5 yıllık dönemde, yeşil dönüşümle ilgili regülasyonlara uyum sağlama konusunda, Turquality Marka Destekleri’nden de yararlanarak gerekli danışmanlıkları almayı ve yatırımları yapmayı hedeflemekteyiz.

Bursa’da yer alan ve bizim gibi otomotiv sektöründe yer alan firmalar için de sürdürülebilir ihracata yönelik adımların hızlıca atılacağını ön görmekteyiz.

Otomotiv sektörünün, yeşil dönüşümle ilgili stratejilerini -gecikmesizin- başarılı bir şekilde hayata geçirmesi, kuşkusuz ihracattaki konumunu korumasında ve hatta güçlenmesinde önemli bir avantaj sağlayacağı düşüncesindeyiz.

2023 yılı itibariyle başlayan sürecin ilk 3 yılında mali sorumluluk oluşturmayacak oluşunun firmaların uyum konusunda hızlı aksiyon alınmasına olanak sağlarken, doğru kaynak ve bilgilere erişim, gerekli yapılanmanın oluşturulması ve yol haritasının çizilmesi için gerekli adımların atılmasına olanak sağlayacağını umuyoruz.

Genel olarak firmaların, daha çevreci bir üretim yapabilmesi ve yeşil dönüşüme katkı sağlayabilmesi için öncelikli olarak finansmana erişimin sağlanması ve üretimde çevreye duyarlı gelişmiş teknolojilerin kullanılması önem arz etmektedir.

Sınırda karbon düzenlemesi ile elde edilecek faydalar konusunda farkındalığın artması, ticaretin, emisyon kısıtlamalarının daha az olduğu ülkelere kaymasına neden olmadan şekillenmesine olanak sağlayacaktır.

Geçiş sürecinde maliyet olarak görülse de doğru maliyet analizleri ve eğitimler ile desteklenen süreç yönetimi finansman planlamasının yapılmasını sağlayacağını düşünmekteyiz.

Firmamız özelinde ise elektrikli otobüs üretimi faaliyetinin gerçekleştirilmesi ile ürünün yaşam döngüsü boyunca karbon ayak izinin azaltılmasına katkı sağlanması, yenilenebilir enerji kullanımı.

Üretimde enerji kaynağı olarak doğalgaz ve elektrik enerjisi kullanılmaktadır. Doğalgazın yanması sonucunda diğer fosil yakıtlar ile kıyaslandığında atmosfere salınan kirletici yük miktarı çok daha azdır.

Özgür ŞAHİN

Şahince Otomotiv Genel Md.

Dönüşümden sonra güçlü konuma gelebiliriz

Açıklanan eylem planını olumlu buluyoruz. Beklenen sinerjinin yaratılmasıyla ortak hedef için birlikte hareket edilmesi sürecin en büyük motivasyon kaynağı olacaktır. Ayrıca özellikle Avrupa ihracat planı olan firmalar için süreç hızlıca içselleştirilmelidir. Henüz aktif olarak karbon ayak izi, su ayak izi hesaplamaların ve ürün yaşam döngüsü değerlendirme çalışmalarının başlatılmaması planı geriye düşürebilir. Yeşil dönüşüm konusunda öncelikle danışmanlık almamız gerekmekte olup, bu doğrultuda karbon ayak izi hesaplanması ile çalışmalar başlatılabilecektir. Sınırda Karbon Düzenlemesi ile ihtiyaç olacak olan ürün bazlı Karbon Ayak İzi hesaplaması için ürün ağacı yapısında standartlar oluşturularak üretim sürecindeki adımların etkisi sürekli izlenebilir olmalıdır.

Bursa otomotiv sektöründe; Avrupa ile ortaklığı olan firmalar ve sürdürebilirlik raporu yayınlayan holdingler için uyum çalışmaları biraz daha erken başlamış olsa da henüz yolun başında olduğunu söyleyebiliriz.

Dönüşüm tamamlanırsa Avrupa’ya ihracatta güçlü konuma gelebiliriz. Bu dönüşüm sırasında ihtiyaç olan yeşil yatırımlar ciddi bir finansman ihtiyacı da doğuracaktır. Yeni yatırımlar için yeşil üretim teknoloji planları yapılsa da mevcut üretim teknolojilerin yeşil teknolojiye dönüşümü zorlayıcı olacaktır. Bu sebeple planın 3. Adımı olan finansmana erişim faaliyetlerinin aktif yönetimi önemli rol oynayacaktır. Yeşil dönüşüm ile maliyetlerin artması durumu beraberinde rekabetçilik için risk yaratabilir. Ayrıca yeşil dönüşümün hedefi dünyamız iken rekabetçilik etkisiyle firmaların kendilerine sakladıkları know how konuları hedefin sapmasına sebep olabilir.

Öncelik sürecin içselleştirilmesidir ve bu süreçte adımların doğru ve zamanında atılması için rehberlere ihtiyaç duyulacaktır. Devamında mevcut teknolojilerin yeşil teknolojiye dönüşümü için finansmana erişim kolaylığı sağlanmalıdır.

Yenilenebilir enerji kullanmamaktayız fakat hem Teknosab yatırımımızda hem de mevcut üretim lokasyonumuzda GES konusunda etüt çalışmaları başlatıldı, sürdürülebilirlik konusunda danışmanlık şirketleri ile görüşmelerimiz başlattık, raporlama çalışmalarını gerçekleştireceğiz. Üretim tesisimizde atık suyun geri kazanımı konusunda ulusal ve uluslararası kurum/kuruluşlar ile çalışıyoruz ve hedefimiz sıfır atık sudur.

Mehmet KAZANGİL

NSK Group İcra Kurulu Üyesi

Finansmana erişim önemli

Otomotiv sektörü ihracatçılarının 2019’da AB’nin koyduğu sıfır karbon hedefi ile beraber yeşil dönüşüme adapte olması gerekmektedir. NSK Group olarak ROTA markamız ile üretimimizin %68’ni ihraç eden bir şirket olarak, ihracatımızındı önemli bir kısmını AB ülkelerine yapmaktayız. Bu bağlamda otomotiv sektörünün küresel değer zincirlerine uyumunun geliştirilmesi ve uluslararası yatırımlardan alınacak payın artırılması amacıyla bu dönüşümün güçlü bir parçası olması gerektiğinin farkındayız.

Bu doğrultuda hazırlanan sektör raporları ve eylem planları çok büyük önem taşıdığını ve yol gösterici olduğunu düşünüyoruz. Bursa otomotiv sektörünün yeşil dönüşüm ile ilgili farkındalığının artmakta olduğunu görüyoruz fakat hep beraber kat edecek önemli bir yolumuz olduğunun da bilincindeyiz. Türkiye otomotiv sektörünün dönüşümü sağlayacağına ve AB ihracatındaki konumunu koruyarak daha da ileriye taşıyacağına inanıyoruz. NSK Group olarak sürece uyum sağlama çabası içerisine girmiş bulunuyoruz ve 2025 hedefi ile ilgili firmamızı hazırlamaktayız.

Firmaların yeşil dönüşme sağlıklı bir şekilde adapte olması önce farkında olmasıyla başlamaktadır. Sonrasında finansmana erişim çok önemli bir rol oynamaktadır. Bu doğrultuda, şirketimiz özelinde sürece eğitim ile başladık. Kalite müdürümüz ve bir yönetim kurulu üyemiz Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB ) tarafından verilen Türkiye’deki en kapsamlı sürdürülebilirlik uzmanlığı eğitimini almakta olup, eğitimlerini tamamlar tamamlamaz bu konuda yol haritamızı daha net bir şekilde oluşturulmuş olacaklardır.

Şuana kadar bu kapsamada bir fabrikamızın enerji ihtiyacının yüzde 53’nü karşılayan bir güneş enerji sistemini 2022’de devreye aldık. 2022’de şirketimiz, Sıfır Atık Yönetim Sistemi’ni kurarak, Sıfır Atık Belgesini almaya hak kazanmıştır. Bu kapsamda oluşan atıklarımız belirlenmiş prosedürler ile yönetilmektedir. Aydınlatma, soğutma ve ısıtmada akıllı enerji uygulamaları ile karbon ayak izimizi azaltmaya çalışmaktayız. Başladığımız bu projeler ile beraber bu yolda adımlarımızı atmış bulunmaktayız.

Türkiye ihracatında yeri çok büyük olan otomotiv sektörünün bu dönüşüme kayıtsız kalmayacağını düşünüyoruz. Hedefimiz bu bağlamda attığımız adımların sayısını arttırarak en yakın zamanda tüm paydaşlarımızla beraber sorumlu üretime geçiş sağlamak olacaktır.

Büşra DEMİRİOĞLU OKUR

Burçak Metal Genel Müdürü

Farkındalık oluşturulmalı

Bursa otomotiv sektörü olarak büyük işletmeler birçok adım atmış ve sürdürülebilirlik alanında ciddi mesafeler kat etmişlerdir. Fakat orta ve küçük ölçekli işletmelere baktığımızda ise ihracat yapmalarına ve otomotiv sektörüne çalışmalarına rağmen birçoğunun sürdürülebilirliğin giriş seviyesi olan çevre yönetim sistemine dahi sahip olmadığını görüyoruz.

Ülkemizdeki üreticilerin çoğunun KOBİ özellikli olduğu düşünüldüğünde ise sürdürülebilirlik yaklaşımı için ciddi adımlar atılması, sanayicinin teşvikler ile desteklenmesi ve farkındalığın iş verenden tüm çalışanlara kadar artırılması gereklidir.

Aksi halde kâğıt üzerinde yapılan uygulamayla planlanan ve hedeflenin çok dışında bir süreç olacaktır.

Avrupalı müşterilerin bu kısıtlamaları zorunlu tutmasından dolayı firmalar iş kaybı yaşamamak için hızlı bir şekilde uyum sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Türk sanayisi coğrafik konum yakınlığı ve şu dönemde kur baskılarından dolayı fiyatları yüksek olsa da çoğu dönemde olduğu gibi fiyatlarda rekabetçi olduğu sürece sektör dönüşümlerindeki kısıtlama ve sürdürülebilirlik modifikasyonlarına hızlıca adapte olacaktır.

Firmaların yeşil dönüşüme sağlıklı adaptasyonu için üst yönetim ve çalışanlarında farkındalık oluşturulması en önemli gerekliliklerdendir. İş verenlere sağlanacak finansman erişim olanakları, iş potansiyellerinin ve pazarlarının büyüme imkanı sunulması yeşil dönüşüme yatırım yapma olgusunu kendilerinde uyandıracaktır.

İş verenin bu olguya erişmesinden sonra yapılan yatırımların benimsenmesi ve istenilen hedefe ulaşma arzusu ile çalışanların yönlendirilmesi, çalışanlarda bunun gerekliliğini ve geri dönüş faydalarının farkındalığının oluşturulması gereklidir.

Burçak metal olarak üretimlerimizi çevreci bir yaklaşımla yapabilmek için 2020 yılın firmamıza ISO 14001 çevre yönetim sistemini kurduk ve belgelendirdik. 2020 yılında EcoVadis platformuna dahil olduk EcoVadis, şirketimize küresel bir bulut tabanlı bütünsel bir sürdürülebilirlik değerlendirmeleri hizmeti sağlıyor.

EcoVadis şirketimizi Çevre, İşçi ve İnsan Hakları, Etik ve Sürdürülebilir Tedarik açısından etkileri içeren geniş bir yelpazedeki finansal olmayan yönetim sistemlerimizi değerlendiriyor. Sürdürülebilirlik performanslarını iyileştirmek üzere düzeltici eylem planları geliştirmek için kullanabiliyoruz.

2021 yılında enerji tüketimlerimize odaklanıp enerji verimliliği odaklı üretimi hedeflerimize koyduk ve enerji tüketimini azaltmaya yönelik projeler gerçekleştirdik.

Bursa sanayisi dijitalleşiyor Bursa sanayisi dijitalleşiyor

Yenilenebilir enerji kaynaklarını gündemimize getirdik çatımızda güneş enerji santrali kurulumu için projelendirmesini gerçekleştirdik. Yıl sonuna kadar kurulumunu gerçekleştirmeyi planlıyoruz.

Rengin EREN

BTSO Oto. Konsey Bşk. – ERENER Otomotiv YKÜ

Destek dönüşüme yardımcı olacaktır

Yeşil dönüşüm süreci çok boyutlu ve zaman alıcı bir süreç. Türkiye'nin çevresel sürdürülebilirlik konusunda daha fazla ilerleme kaydetmek ve yeşil dönüşümü tamamlamak için daha fazla adım atması gerekiyor.

Türkiye'deki otomotiv sektörü, elektrikli araçlar, hibrit araçlar ve alternatif yakıt teknolojileri gibi çevre dostu araçlara geçişi teşvik etmekte. Elektrikli araç üretimi ve altyapısı konusunda adımlar atılmakta. Özellikle Bursa’mız için Togg bu konuda çok büyük ve önemli bir adım. Birçok otomotiv şirketi elektrikli araç üretimine yönelik yatırımlar yapmakta ve elektrikli araç pazarı büyümekte. Ancak, yeşil dönüşüm sürecinin hızı ve kapsamı, sektörün ve hükümetin politikalarına, yatırımlarına ve düzenlemelerine bağlı. Otomotiv sektöründe yeşil dönüşüm için altyapı geliştirilmesi, teşviklerin sağlanması, elektrikli araçların daha yaygın hale getirilmesi, şarj altyapısının genişletilmesi gibi önemli adımların atılması gerekmektedir. Geçtiğimiz günlerde temelleri atılan Batarya Fabrikası da bu bağlamda dikkate değer önemli bir gelişme.

Türkiye'nin otomotiv sektöründe yeşil dönüşümü tamamlaması zaman alacak bir süreç olmakla birlikte, sektörün sürdürülebilir teknolojilere geçişi teşvik eden politika ve önlemlerle desteklenmesi, yeşil dönüşümün hızlandırılmasına yardımcı olacaktır.

Firmaların yeşil dönüşüme sağlıklı bir şekilde adapte olabilmesi için; stratejik planlamalarının olması, firmaların üst düzey yöneticilerinin yeşil dönüşüme bağlılıklarını ve liderliklerini göstermeleri, eğitim programları ve bilinçlendirme faaliyetleri aracılığıyla çalışanların sürdürülebilirlik konularında bilgi sahibi olmaları ve yeşil uygulamaları benimsemeleri çok önemli. Yeşil dönüşümü gerçekleştirmek için yenilikçi teknolojilerin ve çevre dostu yöntemlerin kullanılması, ortak projeler, bilgi paylaşımı, teknoloji transferi ve finansal destek gibi iş birliği mekanizmaları, sürdürülebilirlik için şart.

Yeşil dönüşümün Türkiye'nin otomotiv ihracatına olumlu etkisi olacağı şüphesiz. Öncelikle rekabet gücümüzü arttıracaktır. Türkiye'deki otomotiv sektörü, yeşil teknolojilere ve elektrikli araçlara geçiş konusunda güçlü bir üretim altyapısına sahip. Yeşil dönüşüm ile Türkiye otomotiv sektörü, rekabet avantajını artırarak çevre dostu otomobillere yönelik talepleri karşılayabilir ve ihracatta daha cazip hale gelebilir. Yeşil dönüşüm, Türkiye'de otomotiv sektöründe yapılan yeşil teknoloji yatırımlarını teşvik edebilir. Daha sürdürülebilir üretim ve çevre dostu ürünler, Türk otomotiv sektörünün uluslararası pazarda rekabet edebilirliğini arttırarak marka değerini güçlendirecektir. Ancak, yeşil dönüşümün otomotiv ihracatına etkisi çeşitli faktörlere bağlı ve sektörün dönüşüm sürecini ne kadar hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleştireceği de oldukça önemli.

Yesari SÜALP

Ermetal Şirketler Gr. CEO’su

Küresel rekabet için kritik öneme sahip

Avrupa Birliği’nin (AB) 2019 yılında yayınladığı Yeşil Mutabakat sonrasında, özellikle otomotiv ana sanayi firmaları bu mutabakata uyum konusundaki adımlarını her geçen gün hızlandırıyor. Bu kapsamda hazırlanmış olan “Otomotiv Sektöründe Sürdürülebilirlik Eylem Planı” bizlere bu konuda çok önemli bir yol haritası sunuyor. Sektörün gelişimi ve sürdürülebilirliği için bu planı uygulamak çok önemli.

Küresel rekabette gücümüzü koruyabilmemiz için yeşil dönüşüm çok kritik bir öneme sahip. Sektörün mutlaka bu dönüşümü sağlaması gerekli. Avrupa ülkeleri yayınladıkları yeşil mutabakat kapsamındaki hedefleri yerine getirmiş, karbon salınımını en aza indirmiş ülkelerle çalışmayı tercih edeceklerdir. Bu konuda ne kadar hızlı yol alınırsa gücümüz o kadar artacaktır.

Yıllar öncesinden bu çalışmalara başlamış olmamız bu sürece çok hızlı uyum sağlamamıza faydalı oldu. Ancak sektörde çok yeni olan bu konunun anlaşılabilmesi ve farkındalığın artırılabilmesi için çok yoğun faaliyetlere ihtiyaç var

Umut ÖZDEŞ

Canel Otomotiv Genel Md.

Konumumuzu ileriye taşıyabiliriz

Otomotiv sektörü yeşil dönüşümü sağlarsa, Avrupa’ya ihracatında güçlü konumunu koruyup çok daha ileri noktaya da taşıyabilir. Ancak burada dönüşümün birden çok boyutu olması, süreci bizler için zorlu bir maratona dönüştürüyor. Birleşmiş Milletler’de kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nda 17 evrensel hedef mevcut ve işletmelerin bu hedeflere, önceliklendirerek odaklanmaları gerekmektedir.

Yeşil dönüşüm konusu daha çok yeni, dolayısıyla firmalarda bu alanda farkındalık henüz yeterli seviyede değil. Üstelik bu, şirketlerin tek başına yapabileceği bir dönüşüm de değil, alt tedarikçiler bu dönüşümü sağlamalı ki hedefler yakalanabilsin. Tier1 tedarikçiler, OEM’lerin ortaya koyduğu talepler ile bu konuda belirli çalışmaları başlatmış olsa da bir alt tedarikçi düzeyinde bu farkındalık henüz tam yansıtılamadı. Diğer taraftan, dönüşümün gerektirdiği teknik donanımda eksikler olsa da içinde bulunduğumuz bilgi çağında bunlar tamamlanabilecek konular. Bugün için bu konudaki en büyük handikap ise gereken finansal kaynağa erişim olarak ifade edebiliriz.

Biz de hem şirketimizde hem de Grubumuzda Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum kapsamında Sürdürülebilirlik Yol Haritamızı 5 ana başlıkta oluşturduk. Bunlar; Sürdürülebilirlik Çalışma Grupların Oluşturulması, Karbon Ayak İzi, Enerji Yönetimi, Atık ve Kaynak Yönetimi ve Çalışan, Toplum ve Çevremiz. Bu kapsamda 2022 yılını şirketlerimizde sonuçları ölçme yılı olarak belirledik. Bu yıl ise ölçtüğümüz sonuçlar üzerinden hedeflerimizi oluşturmaya başladık. Bu konuda CO2 emisyonunda azaltma hedefi, alüminyum ürünlerimizde sekonder malzeme kullanımı, işletme çatılarına solar panel uygulaması, su tüketiminin düşürülmesi gibi hedefler belirledik.

Enis ÖZERDEM

Omtek Otomotiv Pazarlama Md

İlk 10’a girmek için önemli

OSEP içeriğini incelediğimizde ortaya çıkan projenin ülkemize ve ihracat değerlerimize katkısının büyük bir rol oynayacağına eminiz. Geçtiğimiz son 3 ay içerisinde otomotiv sektörü olarak tarihimizin en yüksek ciro oranlarına ulaştık. Yakalanan başarının bu eylem planı ile pekişerek daha da büyük bir potansiyel oluşturacağına inanıyorum. Sektör özelinde konuşuyor olursak neredeyse her gün yeni bir işletmenin yeşil dönüşüm ayağına katkı olarak, GES santralleri kurduğunu görüyoruz. Hem çevreci bir enerji üretimi hem de enerji maliyetlerini düşürerek bu vasıta ile daha şimdiden birçok firmanın adapte olmaya başladıklarını ifade edebilirim.

Küresel rekabette gücümüzü koruyabilmemiz, ortaya koyduğumuz hedeflerimizi gerçekleştirebilmemiz adına bu dönüşüme attığımız ve atacağımız her adım büyük bir önem taşıyor. Eylem planı dahilinde olan bu dönüşüm köklü bir dönüşüm olup hızlı adaptasyonun olumlu sonuç doğuracağı düşünülürken, geç adaptasyonun pazarı kaybetme riskine açık olduğu öngörülmekte. Henüz AB üyesi olmayan bir ülke olsak dahi ortaya koyduğumuz başarının devamını getirebilmek adına bu dönüşümün bir kararlılık süreci olacağına inanıyorum. AB'nin Türkiye için alternatifi olmayan büyük bir pazar konumunda olduğunun farkındayız. Aynı zamanda Türkiye'nin orta vadede karbon nötr araçlar için önemli bir üretim merkezi ve cazip bir pazar konumuna geleceği yadsınamaz bir gerçek olarak karşımızda. Bu bilgilerin ışığında sınırda karbon entegrasyon sürecinin doğru yönetimi ve beraberinde başarıya ulaşması, Türkiye'nin ihracatta ilk 10 ülke arasında çıkabilmesi adına ortak bir önem taşıyor.

Öncelikle işletmelerin hem yönetici hem de çalışan düzeyinde öğrendiklerini kendi iş modellerine uygulayabilecek düzeyde bilgi sahibi olmaları, sektöre yön gösterici bir değer katacaktır. Sınırda karbon planı dahilinde uygulanacak olan eylemlerin sektörün farklı kolları ve kamu kurumlarının işbirliğinde olacağı ortak akıl toplantıları vasıtası ile yaygınlaştırması hem plan dahilinde kazanılacak faydaları hem de sektör içerisinde farkındalık kazanımı arttırıp projenin başarıya ulaşmasının temelini atacağını inanıyorum. Bunun yanında, kurumların ve ürünlerin çevresel etkilerini bütüncül olarak ortaya koymak için açık, şeffaf ve bilim temelli hesaplamaların yapılması üretici-müşteri iş birliğinin pekiştirilmesi ve güven ortamının sağlanması adına büyük bir role sahip. İşletmelerin yapısal değişiklik yapması veya gerekli yatırımı sağlayabilmesi gerekse mali açıdan gerekse bilgi yönetimi açısından her zaman mümkün olmayabilir. Konu üzerine hizmet sağlayan firmalardan destek temin edilebilir. Öte yandan yapılacak gerekli yatırımlar birçok işletmenin mali giderlerine masraf olarak yansıyacağından devlet destek oranları, teşvikler üzerine bilinirliğin yaygınlaştırılması ve detaylı bir çalışma yapılarak geleceği daha iyi gören ve şimdiden eyleme geçen bir işletme olmanın fırsatları üzerine yaygınlaştırma politikalarının izlenmesi doğru olacaktır.

Omtec Otomotiv olarak uzun süredir sahiplendiğimiz değerlerden bir tanesi çevreye karşı olan duyarlılığımız. Geçtiğimiz süre içerisinde 4400 m2 alanda aylık 800 bin kilowatt enerji kapasitesi ile çalışan GES enerji santralimizi devreye aldık. Üretim tesisimizin enerji ihtiyacını besleyen bu santral ve 2022 yılında devreye aldığımız diğer projelerle birlikte karbon ayak izimizi yüzde 25 oranında azaltarak hedeflerimize bir adım daha yaklaştık. Üretimimizde kullanılan hammaddelerin çevresel etkilerinin bilinmesi ve çevresel etkisi daha düşük hammaddelerin kullanımı için pazar araştırmalarımızı Ar-Ge ekibimizle sürdürmekteyiz. 2024 yılı içerisinde tamamlamayı öngördüğümüz Omtec Ar-Ge Merkezi ile birlikte süreçlerimizde de bu konuyu daha doğru bir şekilde gözeterek takip edeceğiz. Ürünün yaşam sonu sürecinde geri dönüşüm ve çözünüm sürecinin de dünyamızı kirletmeden yarınlara yaşanabilir bir gelecek bırakmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz.