İnsanlık, karşısında dikilen yaşamı yok etme felaketi­nin, İklim Değişikliğinin, artık farkında ve de onu yavaşlatma, küçültme, durdurma arayışları içinde bo­ğuşuyor. Enerji üretiminde karbon salınımı olmayan sis­temler, rüzgar ve güneş enerji sistemleri, jeotermal ve nükleer enerji sistemleri üretimine sokulurken, bilim in­sanlarının yaptığı araştırmalarla da bu sistemler gelişti­riliyor, daha kapsamlı ve de daha verimli hale sokuluyor.

İşte bu anlamda İn­giltere’de 1986’dan beri üzerinde çalışılan ilk derin jeotermal ısıtma tesisi, ‘’EDEN PROJESİ’’ gündemin ön sıralarına oturdu, evet 37 yıldır gün­demde olan bu proje ile ilk derin jeotermal ısıtma sistemi işletmeye alındı. Yenilenebilir Enerji için bir dönüm noktası olarak tanımlanan projeyle, yerküre­nin bölgedeki granit bloğunun derinlerine inen sondaj­lar başlatıldı, sürdürüldü, adeta yerküre kabuğu delindi ve süreç tamamlandı. Ardından yapılan basın açıklama­sında, Eden Geothermal Ltd. şirketi, ısı ana sistemini tamamladığını, 4870 m derinliğindeki ısı üretme mer­kezinin ısı aktarmaya hazır olduğunu, bildirdi. Şirket CEO’su bu hareketin İngiltere’deki jeotermal ve yenile­nebilir enerji kaynakları için büyük bir adım olduğunu vurguladı, ancak daha yeni başladık, dedi. Aslında bu adımın sadece İngiltere için değil, tüm insanlık için yeni başlanan ve fakat çok sağlam ve iri bir adım olduğu açıktır.

Bu yeni jeotermal ısı sistemi, bölgede oluşturulan ca­zibe merkezinin egemen bitki örtüsünü ve hayvan top­luluğunu barındırmasının, ilerleyen süreçte de yeni adımların atılmasının önünü açacaktır. Ayrıca petrol ve gaz endüstrisinin kendisini dönüştürmesi ve karbon sa­lınımı olmadan enerji üretimde çözümün etkin bir par­çası olmaktadır.

Büyüyen Nokta adı verilen bu jeotermal alanda yeni fidanlıklar, Yağmur Ormanı, Akdeniz Bitkileri Açık Bah­çeleri ve tüm bitkilerin perakende satışı ile yiyecek üre­timi noktaları hizmete sunuluyor ve proje renklendiriliyor.

Eden şirketi CEO’su, “Büyümek için önümüze yeni yollar açıyoruz, insanları bitkiler ve gezegen hakkında farklı düşünmeye teşvik etmek için yeni yollar geliştiri­yoruz” diyor.

Açılan 4870 m derinliğindeki jeo­termal kuyu daha sonra yapılan çalış­malarla 5277 m derinliğe ulaştı, bu boyutuyla İngilte­re’nin en derin jeo­termal kuyusu oldu. Tabii atılan bu başlangıç adımı sadece kuyu aç­makla bitmedi, önemli olan hedef dipteki sıcak suya ulaşmak ve onu yukarı taşımaktı, bunun için de kuyuya 4000 metre uzunluğunda vakum yalıtımlı tüp yerleşti­rildi ve daha sonra ısı eşanjöründen geçirildi.

Böylece yenilenebilir enerji için bir dönüm noktası Eden Projesiyle gerçekleşti. Bu örnek enerji sistemi yu­karda açıklanan hedeflere enerji sağlamaya başladı.

Eden jeotermal sistemi içinde ısı 3,8 km uzunluğun­daki hatlarla kullanım noktalarına iletiliyor, soğuyan su da dış bilezik yoluyla kuyuya yeniden enjekte ediliyor.

Geleceğin karbon salınımı olmayan bu önemli ısı projesini finanse etmek için, Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu, Cornwall Konseyi ve ticari kaynaklardan 30 mil­yon dolar sağlandı.

Uzmanlar bu projeyi şöyle tanımlıyorlar;

Jeotermal, yenilenebilir enerji sistemlerinin uyu­yan devidir, burnumuzun ucunda değil, kelimenin tam anlamıyla ayaklarımızın altında uzanır.

Bu yeni jeotermal enerji pompası, özellikle Hollanda için adeta cankurtaran oldu, seralarda 2050 yılına kadar tüm ısıtmaların dörtte birini bu kaynaktan karşılamayı hedefliyorlar.

Darısı başımıza…