Kaliteyi bozup rekabet kabiliyetini arttırmak ya da paketleri küçültüp ucuz algısı yaratmak bugünlerde yabancı iki terimle gündemde:

Skimplasyon ve şrinkflasyon.

Üretim teknolojileri geliştikçe üreticiler arasındaki rekabet aynı oranda artarak devam etti. Eskiden el tezgahında bir kadının günde iki tane ürettiği havlu ile otomatik tezgâhın ürettiği havlu bir mi? Kullanılacağı alan konusunda bir olabilir. Ancak bir işçi günümüzde sekiz otomatik tezgâha bakabiliyor. Dolayısıyla tek kişiyle binlerce havlu üretilebiliyor. Bu şartlarda eski ve yeni arasındaki üretim maliyetini düşünsenize. Arz fazla olunca tabii ki ürünün fiyatı düşer. Diğer sektörlerden de bu örnekleri çoğaltabiliriz. Ama şimdi konumuz bu değil.

Tüketici günümüzde market rafına gittiğinde karşılaştığı ürün fiyatlarını görünce elektrik çarpmış gibi oluyor. Fakat ihtiyaç da var. Ne yapsın? Azıcık ondan, azıcık bundan alışveriş bir şekilde tamamlanmalı. Yapacak bir şey yok. Üretici de satıcı da bunu gözlemlediği için mecburen düşük gramajlı olarak paketlenmiş ürünleri piyasaya sürmek zorunda kalıyor. İşte bu şirinkflasyon.

Yine diğer terimi kendi mesleğimden bir örnekle açıklayayım. Havlu genellikle pamuk ipliğinden üretilir. Zaman içerisinde bambu gibi birçok elyaf denenmiş fakat pamuğu tahtından edememiştir. Ancak son zamanlarda görüyoruz ki süte su katan sütçü gibi büküm esnasında pamuk ipine de neler neler katılıyor. Buradaki amaç tabii ki de maliyeti düşürüp rekabeti kolaylaştırmak. Telef denilen her türlü tekstil atıklarından üretilen iplikle dokunmuş havlunun, iki yıkamada sertleşmesi, özelliğini yitirmesi kimin umurunda. Nasılsa tuvalet kapısının arkasına asılacak öyle değil mi ya?

Kayış gibi kaşar peyniri, üstü kaymak dokusu şeklinde satılan kaymak adında krema, Antep fıstığı tadında aromalandırılmış bezelyeli baklava, bulgur ağırlıklı sucuk, soya etinden köfte… Bu örnek uzar gider. İşte bu da skimpflasyon.

Bizim ülkemizde her şeyi kilo ile almaya alışmıştık. Bu son krizde de görülüyor ki karpuzu mevsiminde bile dilimle almak da dahil birçok şeye alışacağız. Ancaaak diğerine aşinayız. Pek biliriz hileyi, helale haram katmayı. Hatta kitabını yazmışız!

Bizler ekmeği okkayla; unu, patatesi, soğanı çuvalla; yağı tenekeyle almış bir neslin çocuklarıyız. Tereyağ mis gibi kokardı, bal bal gibiydi. Domatesi yarsan kokusu öteki odadan duyulurdu. Ne günlere kaldık be! Ne günlere kaldık...

Allah özellikle bu skimpflasyoncuları bildiği gibi yapsın.

Skimpflasyon:

Şirketlerin artık sundukları ürün ya da servisin kalitesini düşürdükleri durumu tanımlamak için üretilen bir terim.

Şrinkflasyon:

Herhangi bir ürünün fiyatını artırmadan gramajındaki değişiklikle yapılan gizli zamları açıklamakta kullanılan bir terim. Ürün kalemi açısında fiyat seviyesi korunmuş olsa da aynı paraya alınan mal azaldığı için aslında daha pahalı hâle gelmiş oluyor.