Son seçimlere kadar Türkiye’nin aldığı faiz kararları, bili­nen iktisat ve para teorilerine aykırı olarak faizleri dü­şürmek esas alınarak yürütülmüş ve sonunda Merkez Bankası ve Türk hükümeti, tekrar klasik teorilere dönm­üştür. Yani sistem uygun olmadığı takdirde faiz düşürül­mez, ataların sözü ile emir demiri kesmez, ekonomi emirle idare edilmez.

Ekonominin kuralları vardır, siz bu kurallara uymak zo­rundasınız, aksi takdirde ekonominin idaresini elinizden kaçırırsınız, enflasyon azar, döviz yükselir, ülke durduğu yerde fakirleşir.

Nihayet ülkemizin yöneticileri bu gerçeği tekrar anlamış, anlamak zorunda kalmış ve ekonominin genel kurallarını uygulamaya başlamak zorunda kalmışlardır.

Merkez Bankasının faiz kararları ve sonuçlarına şöyle bir bakalım. İnternetten birçok siteden aldığım yorum ve dü­şünceleri yazıma aynen alıyorum. Siz okurlarım, bunları dik­katle okuyun ve kendiniz de bir takım kararlar verin lütfen.

1.Faizin yükselmesi neleri etkiler?

a. Faizlerin yükselmesi, borçlanmanın maliyetini artırır­ken, sabit getirili yatırım araçlarına yönelimi teşvik eder. Bu durumda tasar­ruflar artarken, tü­ketim azalabilir. Ayrıca, yurt-içi faiz oranları­nın yükselmesi, yerel para birimine olan talebi güçlen­dirir ve döviz kuru üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturabilir.

b. Faiz artırımı yapıldığında tüketim azalır, tasarrufta artış olabilir. Kaynak­lar artar,

c. Faiz artışı, tasarruf yapmayı teşvik edebilir. Yüksek faiz oranları, tasarruf yapmanın daha cazip hale gelmesine neden olabilir.

d. Yüksek faiz oranları, kredi maliyetlerini artırabilir, bu da tüketici harcamalarını düşürebilir. Ancak yatırım maliyetleri artar. Üretim maliyetleri artar.

e. Yüksek faiz oranları, bir ülkenin para birimini daha cazip hale getirebilir. Bu durumda yabancı yatırımcılar için para birimi daha değerli hale gelir, bu da döviz kurlarını et­kileyebilir.

f. Faiz oranlarının artması, yatırımcıların kâr elde etmek için daha riskli varlıklara yönlenmelerine neden olabilir. Bu nedenle, hisse senedi gibi riskli varlıkların değeri düşebilir.

g. Genel olarak, faiz oranları ekonomide birçok alanı et­kileyebilir ve faiz artışının ekonomik sonuçları karmaşık olabilir. Faiz politikası, ekonominin genel sağlığı ve hedef­lenen ekonomik hedeflere bağlı olarak belirlenir.

3. Faiz kararı sonrası borsa ne olur?

Yüksek faiz oranları, alternatif olarak daha güvenli kabul edilen faiz getirisi sağlayan yatırım araçlarını cazip hale ge­tirebilir. Bu durumda hisse senetleri gibi riskli varlıkların ca­zibesi azalabilir ve hisse senetlerinin değeri düşebilir. Genellikle yüksek faiz oranları, hisse senetleri piyasalarında satış baskısı yaratabilir. Bu da borsa endekslerinin düşme­sine yol açabilir. Yatırımcılar, yüksek faiz oranlarının olduğu dönemlerde daha az riskli yatırımlara yönelebilir. Bu du­rumda hisse senetleri işlem hacmi azalabilir.

4. Faiz artarsa döviz neden düşer?

Faiz artışı, genellikle para biriminin değerini artırırken dövizin düşmesine neden olabilir. Buradaki temel mantık, faiz oranlarındaki yükselişin, bir ülkedeki yatırımcı­lar için daha çekici hale gelmesidir.

5.Faiz artarsa kim kazanır?

Faiz oranlarının düşürülmesiyle para arzı artar. Dolayı­sıyla paranın bollaşması sonucunda yerel para değer kay­beder. Faiz arttığında ise para arzı azalır ve sonucunda yerel para değer kazanır.

6.Merkez Bankası faizleri yükseltirse ne olur?

Merkez Bankası faiz artırarak, enflasyonu düşürmeyi, döviz kurunu dengelemeyi ve sıcak para girişini teşvik et­meyi amaçlar. Bu durum, Dolar/TL de dâhil olmak üzere, döviz kurlarında gevşemeye yol açabilir.

7.Faiz artarsa enflasyon düşer mi?

Yandaki şekilde bunu gösteriyorum (FtED: Faiz talep En­flasyonu Doğrusu.) Talep enflasyonu söz konusuysa şe­kilde görüldüğü gibi faiz ile enflasyon arasında ters yönlü bir ilişki vardır. Faiz düşerse enflasyon artar yani enflasyon artarsa düşürmek için faizi artırmak gerekir.

Ülkemizde şu anda yapılan da budur.

İnşallah enerji harcamaları azalır, devlette israftan vaz­geçilir, yüzbinlerce devlet aracı azaltılır, doğal gaz ve petrol üretimi, tüketimin %10’larında değil de %50’leri aşarsa Tür­kiye biraz rahatlar.