Kıymetli okurlar, bilindiği üzere son dönemde yaşanan döviz kurlarındaki yukarı yönlü değişiklerin gerek günlük hayatımızda gerekse ticari hayatımızda önemli etkileri gözükmektedir. Temel gıda ürünlerinin yanı sıra sürekli kullanıma tabi akaryakıt, enerji vb. kalemlerde de fiyat değişimleri gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra döviz kurundaki artışlar, özellikle dönem sonunun yaklaştığı şu günlerde şirketler ve mali tablolar açısında önemli sonuçlar doğuracaktır. 
Döviz kurlarındaki artışın şirketlere olan etkilerinin vergi kanunları hükümlerine göre, özellikle kurumlar vergisi matrahının ve pek tabi ki ödenecek vergi hesabının üzerindeki etkileri iş bu yazının konusunu oluşturmaktadır. 
213 sayılı Vergi Usul Kanunu “Değerleme” kavramını vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti olarak tanımlamaktadır. Değerlemeye esas bilanço kalemleri kendi içerisinde ayrı ayrı değerleme hükümleri içermekle birlikte özellikle yabancı para varlık ve borçlar ile yabancı para cinsinden borç ve alacaklar içinde bulunduğumuz dönemde daha büyük önem taşımaktadır. 
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tutulacak olan defter ve kayıtların Türkçe tutulması zorunlu olup, kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebileceği gibi yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmamaktadır. 
Bilindiği üzere değerleme işlemleri için en önem arz eden gün her yılın bittiği son gün olan 31 Aralık tarihi olup, bu tarih aynı zamanda özel hesap dönemi tayin olunmamış mükellefler için bilanço tarihini de baz almaktadır. Kanuni tanım gereğince değerlemede, iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlarda haiz oldukları kıymetler esas tutularak yapılmaktadır. 
Yine kanun hükmü uyarınca yabancı paralar borsa rayici ile değerlenecek olup, yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığı’nca tespit olunacaktır. Yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da aynı kanun hükmü uygulanacaktır.
Konuyu bir ihracat faturasının üzerinden örneklendirilecek olursak; 10 Ekim 2021 tarihli ve 60 gün ödeme vadeli 100.000 Euro bir ihracat faturası düzenlendiğini ve aynı gün gümrük çıkış işleminin yapıldığını düşünelim. Fatura günü TCMB tarafından esas alınacak olan döviz kuru 10,2832 TL olacak ve satış tutarı 1.028.320,00 TL olarak hesaplanacaktır. İlgili faturanın ödemesinin geldiği 10 Aralık 2021 tarihinde ise TCMB tarafından açıklanan döviz kuru 15,5577 olacak ve toplam tahsilat tutarı 1.555.770 TL olarak hesaplanacaktır. Bu durumda ilgili işletme ihracat işleminden, maliyet ve gider yapısından bağımsız olarak ilaveten 527.450 TL ilave gelir elde etmiş olacak ve buna ilişkin yüzde 25 kurumlar vergisi oranı ile 131.862,50 TL ilaveten kurumlar vergisi yüküne katlanacaktır. 
Sonuç olarak, döviz kurunun yukarı yönlü hareketinin çok olduğu şu günlerde, özellikle dövizli alış ve satışı olan ihracatçı ve ithalatçı şirketlerin yıl sonu vergi planlamasına ilişkin erken hareket etmesi ve bu doğrultuda kullanılması muhtemel kanuni vergi erteleme ve vergiden kaçırma müesseselerini kullanmaları daha fazla önem arz etmektedir.