Bir ağacın ömrü
(Yaklaşık üç yıl önce başka bir gazetede yayınlanan (02.09.2005) yazımı günceliğini koruduğu için tekrar sizlerle paylaşıyorum T.Y.)
"Değerli okurlar,
Yazın sıcağıyla uğraşıyorken, artık bir de televizyon ekranlarından aldığımız onlarca haberin ruhumuzda yarattığı sıcağın ve kor alevin derdiyle de uğraşıyoruz.
Piyasalar dertli...
Son altı aydır konuştuğum ve dertlerini paylaştığım işadamları, tüccar ve sanayicilerin hepsi aynı noktada birleşiyor; "artık batmak için kriz gerekli olmayacak... Mum gibi eriyoruz, bir gün söneceğiz..."
Yapılan resmi açıklamalara bakıldığında, her şey toz pembe... Büyüme inanılmaz, enflasyon en düşük seviyelerde, ihracat artıyor, kişi başına refah artıyor.... Ama bunca veriye rağmen bu insanlar mum gibi sönecekler.
Piyasalarda yaprak kıpırdamıyor... Yirmi dört milyon kredi kartı kullanıcısının on altı milyonu borcu borçla döndürüyor... Limitleri dolmuş durumda...
Bakkallar tekrar revaçta, ama veresiye defteriyle... Eskiden kredi kartı vardı, şimdi insanlar kendi kartvizitini kullanıyor ama o da bir gün gelecek yeterli olmayacak.
Sanayicinin hammadde giderleri son altı ayda tırmanarak artıyor, ama kur politikasından dolayı gelirinde bırakın artmayı, düşme yaşanıyor. Petrolün 100 $'lara varacağı konuşuluyor.
Giderin artışı ve gelirin azalması sonucu, öz sermayesini tüketen üretici sonunda nefessiz kalacak ve nefes alamaz noktaya gelecek...
Avrupa Birliği süreci, Amerika ile ilişkiler, bono ve borsa gelirlerine vergi derken, sıcak paranın akibetinin ne olacağının belli olmadığı şu günlerde, dip yapmış şirketleri, ya da fiyatı minimuma inmiş şirketleri yabancılar birer birer toplayıp, ortaklıklarını ilan ediyorlar.
Durumlar öyle ılık değil, kor alevi gibi sıcak.. Bakın "cari açık" nasıl ısınıyor. Ya da dış ticaret açığı nasıl 29 Milyar $'a ulaşıyor... Bugünümüzü zor ediyoruz, yarınımıza Allah kerim... Ama bilin ki, halat sıkılaşmaya başladı. Bıçak kemiği kırdı...İç kanama var... Ama ya müdahele? Ya tedbir?
Bir ağacın ömrünü uzatmak için, önce güneşe çıkarmalı. Toprağını değiştirmeli. Sulamalıyız. Yoksa solgun bir şekilde kendi halinde bir köşede bekleyen ağacın ömrü kuruyarak geçer ve sonunda ölüm hızlanır.
Bu ağacın ömrü uzamalı... Sosyal barış için, gelecek için uzamalı... Güneşe çıkarmalı, toprağını değiştirmeli, sulamalıyız... Dışarıdan aynı ağaç gibi gözükse de, içi kuruyor bu ağacın... Ancak öldüğünde anlarsak, yazık olur...
Haftaya görüşmek dileklerimle..."
(Yaklaşık üç yıl önce başka bir gazetede yayınlanan (02.09.2005) yazımı günceliğini koruduğu için tekrar sizlerle paylaşıyorum T.Y.)
"Değerli okurlar,
Yazın sıcağıyla uğraşıyorken, artık bir de televizyon ekranlarından aldığımız onlarca haberin ruhumuzda yarattığı sıcağın ve kor alevin derdiyle de uğraşıyoruz.
Piyasalar dertli...
Son altı aydır konuştuğum ve dertlerini paylaştığım işadamları, tüccar ve sanayicilerin hepsi aynı noktada birleşiyor; "artık batmak için kriz gerekli olmayacak... Mum gibi eriyoruz, bir gün söneceğiz..."
Yapılan resmi açıklamalara bakıldığında, her şey toz pembe... Büyüme inanılmaz, enflasyon en düşük seviyelerde, ihracat artıyor, kişi başına refah artıyor.... Ama bunca veriye rağmen bu insanlar mum gibi sönecekler.
Piyasalarda yaprak kıpırdamıyor... Yirmi dört milyon kredi kartı kullanıcısının on altı milyonu borcu borçla döndürüyor... Limitleri dolmuş durumda...
Bakkallar tekrar revaçta, ama veresiye defteriyle... Eskiden kredi kartı vardı, şimdi insanlar kendi kartvizitini kullanıyor ama o da bir gün gelecek yeterli olmayacak.
Sanayicinin hammadde giderleri son altı ayda tırmanarak artıyor, ama kur politikasından dolayı gelirinde bırakın artmayı, düşme yaşanıyor. Petrolün 100 $'lara varacağı konuşuluyor.
Giderin artışı ve gelirin azalması sonucu, öz sermayesini tüketen üretici sonunda nefessiz kalacak ve nefes alamaz noktaya gelecek...
Avrupa Birliği süreci, Amerika ile ilişkiler, bono ve borsa gelirlerine vergi derken, sıcak paranın akibetinin ne olacağının belli olmadığı şu günlerde, dip yapmış şirketleri, ya da fiyatı minimuma inmiş şirketleri yabancılar birer birer toplayıp, ortaklıklarını ilan ediyorlar.
Durumlar öyle ılık değil, kor alevi gibi sıcak.. Bakın "cari açık" nasıl ısınıyor. Ya da dış ticaret açığı nasıl 29 Milyar $'a ulaşıyor... Bugünümüzü zor ediyoruz, yarınımıza Allah kerim... Ama bilin ki, halat sıkılaşmaya başladı. Bıçak kemiği kırdı...İç kanama var... Ama ya müdahele? Ya tedbir?
Bir ağacın ömrünü uzatmak için, önce güneşe çıkarmalı. Toprağını değiştirmeli. Sulamalıyız. Yoksa solgun bir şekilde kendi halinde bir köşede bekleyen ağacın ömrü kuruyarak geçer ve sonunda ölüm hızlanır.
Bu ağacın ömrü uzamalı... Sosyal barış için, gelecek için uzamalı... Güneşe çıkarmalı, toprağını değiştirmeli, sulamalıyız... Dışarıdan aynı ağaç gibi gözükse de, içi kuruyor bu ağacın... Ancak öldüğünde anlarsak, yazık olur...
Haftaya görüşmek dileklerimle..."
Sayı: 611 - Sayı'nın Kapağı