Anonim Şirketlerin, Limited şirketlere göre birçok avantajlarının olduğu bir gerçek.

Bunlardan birisi de Türk Ticaret Kanunu’nun 365. maddesi uyarınca belirlenmiş yönetim yetkisinin devir hakkı.

Anonim şirketler, istisnai hükümler dışında yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Yönetim yetkisine haiz olan Yönetim Kurulu bu yetkisini kanunun koyduğu sınırlar çerçevesinde devredebilir. Aile şirketlerinde sonraki kuşaklara imza yetkisi dahi vermek istemeyen yöneticilerin kulağına hoş gelmeyebilir ancak kesinlikle son derece gerekli ve önemli bir seçenek.

Bir dostumun dediği gibi “tek bir tükenmez kalem almaya imza yetkisi vermediğiniz yöneticiler, üstelik hiçbir sorumlulukları olmaksızın şirketleri büyük zararlara sokabilmektedir”.

İstediğiniz sınırlamalar ile yönetim yetkisini kısmen bir veya birkaç üye veya üçüncü kişiye devri, esas sözleşmeye konulacak hükme dayanmak suretiyle düzenlenecek bir iç yönerge ile devretmek mümkün.

Yönetim yetkisi devredilmediği müddetçe meydana gelecek zararlardan Yönetim Kurulu üyeleri sorumlu. Örneğin iş kazası oldu, açılabilecek bir ceza davasında yargılanacak olan yönetim kurulu. Çalışanlarınızın presteki sensörü kapatmadığını kontrol etmenizi tavsiye ederim. Ya da dış ticaret çalışanınızın, gümrük işlerinizi takip eden danışmanınızın bir hatasında, pompacının başka araca fiş kesmesi halinde dahi hem para cezasını ödeyecek olan hem de açılabilecek taksirle adam yaralamaya sebep olma, gümrük kaçakçılığı, sahte belge düzenle davalarında sanıksınız.

Önemle belirtmek isterim ki sadece noterden verdiğiniz imza yetkisinin bu kapsamda bir anlamı yok. Zira işi vekaleten sizin adınıza yapıyorlar.

Yetkinin devri durumunda ise devredilen yetki ve görevler bakımından yetkiyi devreden yönetim kurulu üyeleri, bu kişilerin fiil ve kararlarından ancak yetkili kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermemeleri halinde sorumlu olurlar. İstediğiniz zaman bu kişileri değiştirebileceğiniz gibi işveren vekili sayıldıkları için işe iade hakları olmaz.

Bunu bir düşünün derim.