Elif Didem Danacıoğlu


Uludağ Üniversitesi tarafından Ar-Ge çalışmalarını bir araya getiren 6. Bilgilendirme ve Ar-Ge günleri düzenlendi.

Uludağ Üniversitesi tarafından her yıl düzenlenen ve Türkiye'nin önemli bilim insanları ve Ar-Ge çalışmalarını bir araya getiren Uludağ Üniversitesi 6. Bilgilendirme ve Ar-Ge günlerinde bir araya gelen akademisyen, öğrenci ve işdünyası etkinliği Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde gerçekleşti. Küresel rekabetin geliştiği dünyada Ar-Ge'ye yapılacak yatırımlarla diğer ülkelere göre fark yaratılabileceğini gösteren 6. Bilgilendirme ve Ar-Ge Günleri, ülkelerin sahip olduğu bilgilere göre diğerlerinden ayrıldığını, yeni teknolojiler üretmenin yolunun Ar-Ge yatırımlarından geçtiğini ve Ar-Ge harcamalarına büyük önem verilmekte olduğu yönünde büyük rol üstleniyor. Dünya içerisindeki değişimi iyi okuyarak, Türkiye ve Bursa'nın kalkınmasında daha etkin rol almak üzere kendini yeniden tanımlayan Uludağ Üniversitesi, 3. Nesil Üniversite vizyonu benimseyerek kamu, üniversite, iş dünyası başta olmak üzere ve toplumun tüm dinamikleri ile sürdürülebilirliği esas alan bir işbirlikleri zemini oluşturmaya devam ediyor. 6. Bilgilendirme ve Ar-Ge Günleri'nde konuklar Ar-Ge ve inovasyon hakkında değerlendirme yaptı. İşte yansıyanlar...

‘Ar-Ge ve inovasyon ekonomik büyümenin en önemli araçları'
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay:
‘Bursa'daki Ar-Ge sayısı 50'ye yükseldi. 2017 yılı Ar-Ge ve tasarım merkezi sayısını Bursa'da 100'e çıkarmayı hedefliyoruz. Teknopark sayısı 63'e, Ar-Ge merkezi sayısı ise 350'ye yükseldi. Milli gelirin kişi başı 25 bin dolara çıkarılması için teknoloji üreten bir ülke haline gelmeliyiz.Teknoparka ve teknoloji transfer ofisinde üretilen projeleri kamu ve özel sektörle paylaşarak ekonomiye kazandırmaya devam ediyoruz. Türkiye'nin 2023 yılında gayri safi milli hasılanın yüzde 3'ü kadar Ar-Ge harcaması gerçekleştirmeyi hedefliyor. 4. Sanayi devriminin eşiğine gelen dünyada yenilikçi olmaktan başka seçenek yoktur. Ar-Ge ve inovasyon, iki stratejik değer olarak ekonomik büyümenin en önemli araçları haline gelmiştir. Ar-Ge reform paketi ile getirilen istihdam ve vergi kolaylıkları ciddi bir ivme yakalanmasını sağladı. Sosyal kalkınmanın ve ekonomik güç bilimin üretime dönüştürülmesinden geçiyor.'


‘Uzaya bir yolculuk'
Astronot Muhammed FARIS:
‘Astronotlar genellikle hareketli renklere sahip olur. Uzaydan yeraltı kaynaklarından başlayarak dünyadaki herşeyi kontrol edebiliyorsunuz, hatta hava, su kirliliğinin yerlerini tespit edebiliyorsunuz. Yeraltında bulunan her cismin yaydığı elektro manyetik dalgalar vardır. O dalgalar uzayda bulunan özel cihazlar tarafından algılanır, yeraltında çok derinlerde de olsa neler olduğunu tespit edebiliyor. Uzay teknolojisi sadeyesinde hava durumu ile ilgili çok net bilgiler de edebiliyoruz. Gelişmiş tarım teknolojisi uzay teknolojisi ile ayrılmaz ikili durumundadır. Tarımda yapılan her teknoloji uzay teknolojisi sayesinde gelişmektedir. Uzaktan eğitim, tıp, sağlık teknolojisi yine uazay teknolojisine bağlıdır. Şimdi dünyanın çeşitli ülkelerinde birçok üniversite öğrencilere bulundukları herhangi bir yerde eğitim sağlıyor, bu da uzay teknolojisine borçlu olduğumuz bir şeydir. Ayrıca Dünya'nın her bir köşesine Uzay teknolojisi sayesinde insanlığın kültürel değerlerini yayabiliriz. Doğal afetlerin takibi, tespiti ve onlara karşı alınacak önlemler uzay teknolojisi sayesinde yapılmaktadır. Uzay teknolojisinin insanlığa sağladığı hizmetlerinin bir özetidir. Dünyada yapılan her türlü bilimsel deneyimi astronotlar uygulamacı olarak uazayda bu deneyimleri gerçekleştirebiliyor ve alınan sonuçlar çok farklı oluyor. Dünyada güçlü ve hakim olmak isteyen bir millet uzayda söz sahibi olmalıdır. Geleceğin en büyük yatırımı uzay teknolojisinin tohumu.'

‘Dönüşmek şart'
Ünlü Fütürist Ufuk TARHAN:
‘Gelecek geldi, peşimizden kovalıyor. Gelecek dediğimiz aslında bugün ve şu halde. Nasıl hazırlanmayı planlıyorsak onları değiştirmemiz lazım. Eğer bir kariyerin içerisinde kalmak istiyorsak bunun için mutlaka değişmemiz lazım. Hatta biz fütüristler değişimide yeterli bulmuyoruz, dönüşmek şart. Bu çağın önemli isimlerinden biride insanlık dönüşüyor. Bildiğiniz insanlık türü bir kez daha dönüşüyor. Dolayısıyla oyunda kalmak için mutlaka değişmek lazım. Geleceğin isterlerine göre versiyonumuzu yükseltmemiz gerekiyor. Gelecek için en önemli araç biz isek, kendimizi iyi kullanmayı öğrenmeli en önemliside versiyonumuzu sürekli güncellemeliyiz. Değişim oyunda kalmak için şart. Dönüşümünde başlatıcısı kendimiz olmalıyız. Gelecekte var olmak istiyorsak değişim kaçınılmaz. ‘EN' olmak istiyorsak dönüşüm şart. Çünkü insanlık dönüşüyor. Geleceğin başarılı insan modelinde değişim kaçınılmaz. En güçlüler değil, değişime en fazla uyum sağlayanlar ayakta kalır.'

‘Ar-Ge ile üretmemiz lazım'
Dr. Hilmi Güler:
‘Bursa sanayi katma değeri yüksek ve çok hassas güzel şeyler yapıyor. Dünya çok değişik bir yöne doğru gidiyor, Endüstri 4.0 dediğimiz bir akım var. Endüstri 4.0'ı Türkiye'nin atlamaması lazım. Bursa çok önemli bir rol alabilir.Endüstri 4.0 acayip bir şey, ya teknolojiyi üreten olacaksınız ya da kullanan olacaksınız. Eğer üretemiyorsanızda zaten geçmiş olsun. Kullanan ülkelerde büyük başarı kazanamıyor, Ar-Ge ile üretmemiz lazım. Bu noktada çok ciddi çalışmalar var. Sağlıktan enerjiye, savunmadan bankacılığa kadar gelecekle ilgili çalışmalar yapılıyor. Endüstri 4.0'da artık makinalar konuşacak. Teknolojinin getirdiği konulardan uzak kalmamamız lazım. Üretmemiz şart!'

‘Hava'dan sınırlar gözükmüyor'
B Plas YKB Celal GÖKÇEN:
‘Ar-Ge'ye çok önem veriyoruz, sürekli yaptığımız bir çalışma. Herkesin Ar-Ge'ye önem vermesini istiyoruz. Bilgi ileriye doğru yapılacak ve bizi sürekli kılacak bir yatırım. Ar- Ge konularında devam ediyoruz. Herkese tavsiyem Ar-Ge ile ilerlemeyi düşünsünler çünkü gelecek Ar-Ge ile kurulabilir. Geleceği yaratabilmek ve tutabilmek için Ar-Ge'nin çok önemli olduğunu düşünüyorum.Geleceği Ar-Ge ile yaratmak ve orada ilerlemek mümkün. Diyorum ki, perdeyi kaldırın. Havada bir tek şey var, ‘hava'dan sınırlar gözükmüyor. Herkese başarılı gelecekler diliyorum.'


‘Ar-Ge yaşam tarzımız olmalı'
Fahrettin Öztürk (TUSAŞ):
‘Türk Havacılık ve Uzay Sanayinin kurulumu 1973 yıllarına dayanıyor. Yüzlerce projede görev almaktayız. T129 ATAK, TUSAŞ ana yükleniciliğinde K.K.K.'ya 59 adet helikopter üretilip teslim edilecektir. Nisan 2014 ‘te başlayan teslimatlar deavm etmektedir. Askeri ve sivil konfigürasyonlara sahip " T625 Genel Maksat Helikopteri, 6 ton, çift motor, 2 pilot ve 12 yolcu kapesitelidir. İlk uçuş 2018 yılı içerisinde gerçekleştirilecektir. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde iki farklı konfigürasyonda, 109 adet T70 Helikopteri üretilmesi planlanmaktadır. Yoğun olarak Ar-Ge çalışmalarımız var. Eğer kendi Ar-Ge'mizi yapmazsak, gelişimler bizden çıkmazsa, patent sayılarımız artmazsa sadece kullanıcı olarak kalırız, hiçbir zaman oyun kurucu olamayız. Oyun kurucu olmak istiyorsak eğer, Ar-Ge yaşam tarzımız olmalı.TAİ olarak Endüstri 4.0 ile ilgili ciddi çalışmalarımız var. Ar-Ge projelerini para almak için yapmamalıyız. Üzerinde ciddi çalışılırsa geleceğe yön vermemiz çok yüksek. Eğer kendi ürününüz yoksa her geçen pazar payı azalıyor. Ar-Ge ve özgün ürünlere sahip olmak çok önemli.'

Sayı: 1089 - Sayı'nın Kapağı