Son on yılın içerisinde yüz yılda bir olacak türden çok değişik sosyal ve ekonomik olaylara şahit olduk.

İklim değişikliğinden tutunuz da Ortadoğu’daki karı­şıklıklar ve değişen dengelere, dijital çağın gereklilikleri kripto paralardan pandemiye ve arkasından gelen Rusya Ukrayna savaşına kadar liste uzayıp gidiyor.

Hepsi flim gibi gözlerimizin önünden aktı ama git­medi, yaşadık ve gördük.

Bütün bu yaşadıklarımızın ekonomik ve sosyal etkileri nasıl olacak yaşayıp göreceğiz.

Öyle tahmin ediyorum ki dijital dünya yeniden şekille­nen sosyal yaşantıya ve ekonomik sisteme bir kez daha damgasını vuracak.

Gerçi geçen hafta dijital para sisteminin kaptan köşkü olan Bitcoin yüzde altmış değer kaybetti ama eskilerin çok güzel bir deyimi var;

“Her derede bir kur­bağa öldürmeden baytar olunmaz.”

Dijital alandaki ge­lişmeler ve yeni yüzyı­lın yeni buluşları, geçmişe oranla baş döndürücü hızla devam ederken bazı gerçekler ise hiç değişmeyecek.

Örneğin insanların temel ihtiyaçları yeme, içme, giyme, gezme gibi yani dijital sistemin arkasında yatan gerçek yine gelenekselliğini koruyacak.

Ham madde yine değerli olacak gıda, tarım, giyim ve insanların temel ihtiyaçları hiç bitmeyecek.

Mesela lüks bir lokantadan yemeğinizi sisteme sipariş edeceksiniz, servisinizi robot yapacak ama tabak aynı tabak, kabak aynı kabak olacak. Bütün bu dönüşümler yaşanırken tabağı yapan fabrika hammadde peşinde ko­şarken, kabağı yetiştiren çiftçi de tarlada güneşin altında ter dökecek. Uzun lafın kısası dünya ne kadar değişirse değişsin asla ve asla emeksiz yemek olmayacak.

Saygılarımla