Önceki yazılarımda da bahsettiğim üzere, günümüzde özellikle teknoloji odaklı kurumlarda, maddi ya da finansal varlıklardan ziyade gayri maddi varlıklar öne çıkarak değer yaratmakta. Gayri maddi varlıklar içinde de patentler özgül ağırlığı en yüksek olan enstrüman.

Peki bir patentin değeri nasıl hesaplanır?

Öncelikle değer ve fiyat arasındaki farklı anlatmakta fayda var. Fiyat sizin bir ürüne ödediğiniz para iken değer o ürünün size belli bir süre içinde sağladığı faydadır. Örneğin, bir yazılımın yıllık lisans fiyatı 1000 TL’dir ama bu yazılım şirketinizdeki saatlik maliyeti 100 TL olan bir çalışanınıza haftada 10 saat zaman kazandırır, buna göre yazılımın 1 yıl içinde size sağladığı değer tatilleri çıkardığımızda yaklaşık 50.000 TL’dir. Piyasadaki bir ürünün ya da hizmetin değer/fiyat oranı ne kadar yüksekse müşteri tarafından o kadar kabul görür.

Bu kısa ön bilgi ışığında gerçek bir değerleme çalışmasının amacı fiyatı değil değeri belirlemektir. Bu konu patentlerde de aynıdır. Bir patentin tescil maliyeti 5 bin TL olabilir ve salt mali defterdeki kayıtlar açısından konuya bakarsak bu patentin değeri 5 bin TL’dir denebilir. Ancak dar bir yaklaşımdır. 5 bin TL patentin değeri değil fiyatıdır. Çünkü belki de patent sahibi o patentin sağlayacağı rekabetçi etki ile 10 yılda 5 milyon TL ilave kazanç sağlayacaktır. Ya da söz konusu patentli teknolojinin Ar-Ge çalışmaları milyonlarca lira tutmuş olabilir.

Bu noktada patent değerlemede, maliyet, gelir, pazar ve opsiyon bazlı olmak üzere 4 temel değerleme yöntemi uygulanmaktadır. Maliyet bazlı değerlemede söz konusu teknolojiyi bulunduğu noktaya getirmek için katlanılan maliyetlere göre bir değer hesabı yapılmaktadır. Gelir bazlı değerlemede ise değer hesabı, patentli teknolojinin gelecekte sağlayacağı kazanç tahminine göre yapılmaktadır. Pazar bazlı değerlemede de değerlenen patentli teknolojiye benzer ticarileşmiş teknolojilerin sağladığı gelir bilgisi referans alınır. Son olarak, opsiyon bazlı değerleme genelde özel yazılımlar kullanılarak yapılan ve gelir bazlı değerlemenin binlerce senaryoya göre yapılmış halini içeren bir çalışmadır. Çok erken aşama teknolojilerde maliyet ya da opsiyon bazlı yöntemler kullanılırken, diğer tüm alanlarda çok yoğunluklu olarak gelir bazlı değerleme yöntemleri tercih edilmektedir.

Gelir bazlı değerlemeden devam edersek, bir patentin değerini belirlemek için de aynı yukarıda verdiğim basit örnekte olduğu gibi sahip olunan patentin belli bir zaman periyodunda sahibine ne kadar kazanç sağlayacağının tahmini yapılmalı, ardından bu gelecek kazanımlar belli risk ve finansal modelleme faktörleri kullanılarak revize edilmeli ve sonrasında bugüne indirgenmelidir.

Özetle, patent değerleme işlemi patente konu teknolojinin gelecekteki başarı ya da başarısızlık hikayesinin senaryosunu yazma sürecidir. Hikayenin senaryosu kurgulanırken ya da daha teknik bir terimle gelecek projeksiyonu yapılırken patente konu teknolojinin varsa geçmiş verilerine bakılarak, yoksa emsal teknolojilerin pazardaki performansları analiz edilerek bir nakit akım öngörüsü yapılır.

Bu süreçte patente konu bir buluş pazara sunulduğunda -buluşun var olacağı pazarın büyüklüğü ve dinamikleri nelerdir, gelir örneğin 10 yıllık süreçte nereden başlar nereye ulaşır, bu gelire ulaşma sürecinde katlanılacak maliyetler nelerdir, ilgili sektörün ıskonto oranı nedir, ıskonto oranını etkileyen faktörlere ilave başka hangi ilave risk faktörleri olabilir- gibi düzinelerce parametre, değerlemeyi yapan ekip tarafından analiz edilir ve buradaki tüm tespitler matematiksel olarak modellenir.

Sonunda öngörülen gelir projeksiyonundaki nakit akımı, hesaplanan ıskonto oranı ve diğer risk faktörlerine göre yıllar bazında tekrar revize edilir ve son noktada gelecek yıllara ilişkin revize edilmiş tutarlar indirgenmiş nakit akımı yöntemine tabi tutularak patentin bugünkü net değeri hesaplanır.

Normal şirket değerleme işleminden farklı olarak, patent değerlemede herkes tarafından kullanılan sektörlere ilişkin ıskonto faktörüne ilave olarak risk modelleme ve finansal modelleme faktörleri adı verilen bazı ek parametreler de bir girdi teşkil etmektedir. Risk modelleme faktörü, teknik, fikri mülkiyet, takım ve benzeri perspektifler bazında ilgili artılar ya da eksiler sorgulanarak hesaplanmaktadır. Finansal modelleme faktörleri ise buluşa atfedilen kazanç, teknik alandaki kabul gören lisans oranları, patent için yapılacak harcamalar gibi ilave birçok parametreyi içermektedir.

Dolayısıyla patent değerleme hem patent vekilleri hem de işletme-finans yetkinliği olan profesyonellerce ortak ve koordine şekilde yürütülmesi gereken komplike bir işlemdir. Bu noktada, profesyonelce yapılmış bir patent değerlemesi işletmenizin değerini önemli oranda artıracak bir etki yaratabilir. Bunun nasıl olabileceğini de sonraki yazılarımda aktarmaya çalışacağım.

Tüm EKOHABER okuyucularına sağlıklı, huzurlu günler diliyorum.