6 Ekim 2021 tarihinde Paris Anlaşması’nın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yürürlüğe girdi. Bugüne kadar 191 ülkenin taraf olduğu Paris İklim Anlaşması, küresel ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı 2 derece ile sınırlandırmayı, mümkünse 1,5 derecenin altında tutmayı ve bu doğrultuda, yüzyılın ortasına kadar sera gazı emisyonlarının sıfırlanması için ülkelerin ortak çalışmasını teşvik etmektedir. 
Ulusal katkı beyanımız, 30 Eylül 2015 tarihinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryasına sera gazı emisyonlarında 2030 yılında planlanan artıştan %21 oranında azaltım taahhüdü olarak sunulmuştur. Taahhüdün kapsamı enerji, endüstriyel prosesler, tarım, arazi kullanımı, arazi kullanım değişikliği ve ormancılık, atık sektörleri olarak ekonomi genelinde belirlenmiştir. Diğer ülkelerden örnek vermek gerekirse; İsviçre 2030’da 1990’a göre %50 azaltım, Rusya 2030’da 1990’a göre %70-75 azaltım; ABD 2025’de 2005’e göre %26-28 azaltım; Çin ise 2030’da 2005’e göre %60-65 azaltım taahhüdünde bulunmuştur.  Türkiye’de aşırı iklim olayları sayısının değişimi incelendiğinde 1990 yılına göre %88 artış görülmüştür. 1990 yılına göre sera gazları %135,4 oranında artış göstermiştir. Bu verileri birbiri ile kıyasladığımızda iklim olaylarının sayısındaki artış tesadüf değildir. Türkiye, dünyada en fazla sera gazı emisyonuna neden olan ülkeler arasında 16. sırada ve kişi başı emisyonları her gün artış gösteriyor. Bugün ülkemiz yaklaşık 500 milyon ton sera gazı salınımına sebep oluyor. Bu salınımı emecek ormanlar gibi yutak alanlarımızın kapasitesi ise 80 milyon ton sera gazı… 2053 yılına kadar bu salınımı eşitlemek yani nötr karbon seviyesine gelmek Paris Anlaşması’nı sadece imzalamanın çok daha ötesinde ciddi aksiyonlar da gerektiriyor. Paris Anlaşması’nın hedefini tutturamayan ülkeler için sert bir yaptırımı yok ama ülkelerin hedeflerine ulaşmada gidişatlarını izlemek, değerlendirmek için güçlü bir sistem kuruyor. Beş yılda bir ülkelerin yeni hedeflerini bildirmelerini ve gelinen noktayı gözden geçirmeyi hedefliyor. 2016 da kabul edilen anlaşmanın 2021’de taraflar konferansı (COP26) önümüzdeki günlerde gerçekleşecek. Türkiye’nin bu anlaşma kapsamında gelişmiş ve gelişmekte olan ülke kategorilerinde (Ek 1 ve Ek 2 Ülkeleri) yer alma durumu biraz karmaşık. Gelişmekte olan ülke olarak gelişmiş ülke kategorisinde yer alıyoruz. Bu belirsizliği çözmek için 10 Eylül 2021’de Birleşmiş Milletler’e Ek1 listesinden çıkarılma talebimiz iletildi. Türkiye’nin emisyon hedeflerine ulaşma yolunda iklim finansmanı desteği alıp alamayacağı bu belirsizliğin çözülmesine bağlı…Paris İklim Anlaşması’nın ana hatlarını; sıcaklık, finansman, uzmanlık, emisyon hedefleri, masraf paylaşımı, Değerlendirme mekanizması, iklime bağlı kayıplar olarak özetleyebiliriz. İklim krizi ile mücadelede en önemli çıkış yollarından biri, fosil yakıt kullanımının azaltılarak tamamen terkedilmesi için bir takvim oluşturulmasıdır. Adil bir dönüşüm için adaletli bir iklim politikası benimsenmeli ve acilen uygulamalara başlanmalıdır.