Marka hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, marka hakkı sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür (SMK m.150/1). Bu özel düzenleme nedeniyle, marka hakkı sahibinin tazminat talebi hakkında genel hüküm niteliğinde olan TBK’nın 49’uncu ve 56’ncı madde hükümleri uygulanmaz. Hak sahibi, marka hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat (maddi ve manevi) davasını açmadan önce, delillerin tespiti (HMK m.400 - 405) ya da açılmış (görülmekte olan) tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, marka hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir (SMK m.150/3).

Üstte belirtilen “marka hakkının kullanılması” ibaresi, bir anlamda marka sahibinin izni olmaksızın haksız olarak marka hakkını “kullanan kişi” ya da marka hakkına “tecavüz eden kişi”nin örtülü varlığını da anlatmaktadır. Aşağıda belirtilen kişiler, üstte “tecavüz eden kişi” kapsamında sayılmazlar (SMK m.153/1 ve 2):

- Tecavüz eden tarafından piyasaya sürülmüş ürünleri kişisel ihtiyaçları ölçüsünde elinde bulunduran veya kullanan kişiler.

- Sebep olduğu zarardan dolayı kendisine tazminat ödeyen kişi tarafından, marka hakkı sahibinin elkoymaması nedeniyle piyasaya sürülmüş ürünleri ticari amaçla kullanan kişiler.

a) Maddi zararın tazmini

Marka hakkı sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybın değeri ile yoksun kalınan kazancı kapsar (TBK m. 51 ve 52, SMK m.150/1 ve 151).

Bu hüküm çerçevesinde “maddi zarar”; meydana gelen “fiili kaybı” ve marka hakkı sahibinin tecavüz dolayısıyla “yoksun kaldığı kazanç” dan oluşmaktadır. Zarar gören tarafından ispat koşulu ile, her iki maddi zararın tazmini istenebilir.

Maddi zararın istenebilmesi için, marka hakkına tecavüz edenin kusuru aranır. Ancak, taklit marka fiili söz konusu ise, kusur aranmaz.

b) İtibar zararının tazmini

Marka hakkına tecavüz edilmesi durumunda, aşağıda belirtilen nedenler sonucunda marka hakkının itibarı zarara uğrarsa, tazminat yükümlüsünden SMK m.150 (1) hükmünde öngörülen zararın dışında, ayrıca itibar tazminatı da istenebilir (SMK m.150/2): - Marka hakkına konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, - Bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi,

Uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi.

c) Manevi zararın tazmini

Marka hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden manevi zararın tazmini talebinde bulunabilir (SMK m.149/1.ç).

Marka hukuku anlamında manevi zararın tazmininden amaç, tecavüz dolayısıyla marka sahibinin ticari - kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılmasıdır. Ticari - kişisel varlık, marka sahibinin ticari işletmesinin dış dünyada, yani ilgili piyasada sahip olduğu imge ve güvendir Bu haklar açısından ticari - kişisel varlığın, yani imgenin ve/veya güvenin zedelenmesi ile marka sahibi üzüntüye düşebilir; bundan acı duyabilir. Gerçekten, hakka tecavüz bazı durumlarda imge ve güven zedelenmesine, hatta imge ve güvenin yıkılmasına yol açabilir. Bununla yitirilen manevi ticari varlığın değeri tazmini gerekli bir kayıptır.1

Manevi zararın belirlenmesinde, tecavüze uğrayan markayla ilgili fiilin özelliği, süresi, tanınmışlığı ve tarafların kusur durumu gibi hususlar dikkate alınır.