Endüstri 4.0'ın takipçisi olan makine üreticileri, makinenin "stratejik olarak görünüp yüksek tasarım için daha fazla destek alması gerektiği kanaatindeler. Sektör adına hedef büyüten Bursalı üreticiler, alternatif pazarlarda yer almaya çalıştıklarını ifade ettiler.

Türkiye ekonomisine en büyük desteği verecek olan sektörün makine imalat sektörü olduğunu belirten makine üreticileri, Türkiye'nin ihtiyacı olan yüksek teknolojili üretimin makine sektörü sayesinde gerçekleştirileceğinin altını çizdi. Yüksek katma değer yaratan ve kendi teknolojisini sürekli geliştiren Bursa makine sektörü, hedef yatırımları ile uluslararası pazarda rekabetçi konuma geldi.
İhracat rakamları 12 milyar dolar seviyesinde olan makine sektörü, buna karşılık 24 milyar dolar da ithalat olduğunu belirten makineciler, en çok AR-GE merkezi'nin makinecilerde bulunduğunu belirttiler. Makine imalat sektörünün zor bir sektör olduğunu ifade eden makineciler, iyi yönlendirilmesi gereken ve gözetilmesi gereken bir sektör olarak altını çizdiler. Dünyada en stratejik sektör olarak görülen makinenin stratejik olarak görünüp daha fazla destek alması gerektiği belirtiliyor. Görüşler, makine üretimi ile Ar-Ge gücü sayesinde yüksek teknolojiye en hızlı dönüşümü sağlayacak tek sektör olma özelliğini taşıdığı ve savunma sanayisinden tıbba kadar çok geniş alanda yaygın bir imalat gücünün ortaya çıktığında birleşti. İşte görüşler...


Mehmet Büyükekşi - TİM Başkanı
‘İhracatımızın çok önemli bir yıldızı'
Son yıllarda özellikle makina sektörü katma değeri arttırmak adına önemli çalışmalar yapıyor. Makina sektörü, ihracatımızın çok önemli bir yıldızı. 10 yılda sektör makine ihracatını ciddi oranda arttırarak 2016 yılında 12,4 milyar dolar ihracata ulaştı. Türkiye makine ihracatının dünyadan aldığı pay 2,3 iken, binde 6,4 pay seviyesinde 3 katı bir artış var. Küresel ekonomide rekabetçi olan makinalarımız 200'den fazla ülkeye ihraç ediliyor. Bu seviye kesinlikle yeterli değil, daha çok alacak yolumuz var. Bir çok makine üreticisine, ihracatçısına ve daha fazla inovasyon ve Ar-Ge çalışmasına ihtiyacımız var.
Sanayi 4.0 için ilk önce makine sektörüne yatırım yaparak katkı sağlanması gerekiyor. Bizlerde sanayi 4.0'ın takipçisiyiz. Bu konudaki gelişmelerin Türkiye ekonomisine katkı sağlayacağını düşünüyorum.


Adnan Dalgakıran Makine İhracatçıları Birliği YKB
‘Almanya, sektörümüz için oldukça önemli bir paydaş'
İmalat sanayi içinde katma değer performansı en yüksek orana sahip alanlardan biri olan makine sektörü son 10 yılda, gösterdiği hızlı gelişme ile uluslararası pazarlarda güçlü bir oyuncu. Türkiye'nin uluslararası rekabette güçlü bir oyuncu olma yolunda büyük aşama kaydettiği son 10 yılda, sektörümüz yaptığı atılımla toplam ihracatını 2 katına çıkardı. Makine sektörü, 2006 yılının tamamında imza attığı 6,5 milyar dolarlık ihracatı, 2016 yılsonunda iki katına yükseltti.
2016 yılında ülkemizin toplam ihracatı içinde yüzde 9,5 pay almayı başaran Türk makine sektörü, Avrupa'nın 6. büyük makine imalatçısı konumundadır. İhraç ettiği ürünlerle dünya genelinde 200 ülkeye ürün ve hizmet sunan Türkiye'nin Makinecileri, ihracat pazarlarında güvenilir bir iş ortağı olmaya, Ar-Ge ve inovasyon alanında yaptığı çalışmalarla takdir toplamaya devam etmektedir.
Türk makine üreticilerinin uluslararası pazarlarda tercih edilmesini sağlayan başlıca özellikleri; sektörün genç, dinamik ve eğitimli işgücü, üretimlerin istenilen miktarda, kalitede, rekabetçi fiyatlarda olması ve zamanında teslim konusundaki profesyonel çalışma anlayışı olarak sıralanabilir. Türkiye ekonomisinin önemli aktörlerinden biri olan makine sektöründe başlıca ihracat pazarlarımızı ise AB ülkeleri ve ABD gibi gelişmiş pazarlar oluşturuyor. 2016 yıl sonu itibariyle en fazla makine ihracatı yaptığımız ilk 3 ülke, dünyanın en önemli makine ihracatçılarından olan Almanya, ABD ve İngiltere'dir. Özellikle Avrupa makinesinin lokomotifi kabul edilen Almanya, sektörümüz için oldukça önemli bir paydaş. Makine sektörünün potansiyeline ve gelişim eğilimine bakıldığında sektörün Ar-Ge ve ileri teknoloji yatırımlarına yüksek düzeyde ihtiyaç duyduğu görülüyor. TÜİK'e göre Ar-Ge alanında yapılan toplam yatırımlar içinde makine ve teçhizata yapılan yatırımların payı yüzde 8,3. Bu da teknoloji ihtiyacının en çok yoğunlaştığı alanlardan birinin makine olduğunu gösteriyor. Makine sektörü kendi gücü doğrultusunda, bu süreci hızlandıracak adımlar atıyor. Sektörümüz teknolojik gelişmeleri yakından takip ederken, kaliteli üretim yapmaya ve Ar-Ge çalışmalarına devam ediyor. Makine sektörünün ihracat rakamlarındaki eğilimlere baktığımızda son 15 yıldır makine ihracatını ülke olarak sürekli yükselttiğimizi görüyoruz. 2002'den 2017'e ihracatımızı yaklaşık 6,5 kat artırdık. Düşüş yaşadığımız yılları izleyen süreçte ise çok hızlı bir toparlanma dönemine girmeyi başardık. Geçtiğimiz yıl 13,4 milyar dolar ihracat ile tekrar yükselişe geçmeyi başardık, bu yıl da artış ivmesi yakalayarak seneyi kârla kapatacağımız görüşündeyiz.


Hüseyin Durmaz - Durmazlar Holding YKB
‘Üretim odaklı çalışmak zorundayız'
Bir yandan ihracata diğer yandan da üretim odaklı çalışmak zorundayız. Biliyorsunuz 2023 hedeflerimiz var. Bütün üreticilerimiz bu hedefler doğrultusunda çalışmalıdır. Mesela 500 milyar dolarlık hedefimizin gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yüzde 20'si yani 100 milyar doları makine ve aksamlarında hedeflenmiştir. Gelişmiş ülkeler bunu başarmış olduğuna göre Türkiyemiz'in de bunu başarmaması için önünde hiçbir engel yoktur.




Cüneyt Şener- Sanpark Çelik Otopark Sistemleri YKB
‘En önemli kaldıraç olabilme fonksiyonuna sahiptir'
Makine sektörü çok büyük bir büyüme potansiyeline sahip bir sektör olmakla birlikte, yaratacağı yüksek katmadeğer ve istihdam ile ülkemizin sanayileşerek, dünyanın en gelişmiş 10 ekonomisinden biri olma yolundaki hedefi için en önemli kaldıraç olabilme fonksiyonuna sahiptir. Makine sektörü gelişen teknolojiye paralel Ar-Ge yatırımları ve çalışmalarını işlevsel olarak bünyesine en hızlı adapte eden sektörel gruplardan biri olmak ile beraber, global marka yaratımı ve benzer konularda hala yeterli başarıyı gösterememiştir.
İhracat rakamlarının artış trendi bulunmaka ile beraber, hak ettiği konumu yakalayabilmesi için sektörün gloabal branding konusunda çalışması ve bu yönde etkileşimlerin arttırılması gereklidir.
MMC olarak bizim temel amacımızda ülkemizin ve şehrimizin öncü sektörlerinden makine sektörünü BTSO kurumsal güdüsü ve Ekonomi Bakanlığı desteği ile uluslararası rekabet gücü yüksek, algısı daha değerli bir noktaya taşımaktır.


Serkan Turan - Nukon Lazer Makina Metal Yurtiçi Satış Müdürü
‘Türkiye'de Ar-Ge Harcamaları oranı sürekli artmaktadır'
Makine sektörü teknolojinin gelişmesi ve otomasyona yönelik yatırımların artması sonucu hızla büyüyen ve gelişen Türkiye ekonomisinin yükselen değeri olmuştur. Türk makinesi imajı güçlendirmek amacı ile gerek dernekler gerekse uluslararası fuarlar üst seviyede yapılmaktadır. Bugün makine sektörü adı altında 22 alt sektör ile tüm dünya ülkelerine makine ithal etmekteyiz.
Nukon olarak bu büyük pazarda yer alabilmek için kurumsal ve teknolojik olarak kendimizi geliştirdik. Özellikle otomasyon ve nitelikli makinelere öncelik verdik. Bugün yapmış olduğumuz makineleri Avrupa da dünyanın devleri kullanıyor. Çünkü bizler Avrupa pazarında ürünümüzü gururla satabilmek için "sektöründe öncü şirket olma misyonu ile her gecen gün hedefimizi daha yukarılara çıkarmaktayız. Önümüzdeki yıllarda en önemli sektör konumuna geleceğini düşündüğümüz makine imalatı verilen AR-GE destekleri ve teşvikler ile hızla ilerlemektedir. 2015 yılında 15 milyar dolar ihracat gerçekleştiren makine sektörü 2016 yılında bu oranı yüzde 1 artırmış ve toplam Türkiye ihracatının yüzde 9,5 olan oranını diğer ülkeler gibi artırma hedefindedir. Son 5 yılda Türkiye ihracatında söz sahibi sektörler arasında en fazla artış makine sektöründe gerçekleşti.


Ahmet Özkayan - MİB YKB - Ermaksan Genel Müdürü
‘Daha fazla destek alması gerekiyor'
Türkiye ekonomisi için makine sektörü büyük önem taşıyor. Ülkemizin önümüzdeki yıllarda en önemli sektörü haline geleceğine inandığımız makine imalatı, son 10 yılda AR-GE'yi odağına alan AR-GE teşvik politikaları ile önemli yollar kat etti. Makine üretimi ile birlikte, teknolojiye geçiş süreci hızlanıyor ve savunma sanayisinden tıbba kadar, çok geniş alanda yaygın bir imalat gücü ortaya çıkıyor. Makine imalatçıları, içinde barındırdığı mühendislik ve AR-GE gücü sayesinde, yüksek teknolojiye en hızlı dönüşümü sağlayacak tek sektör olma özelliğini taşıyor. Türkiye'nin makine sektöründe en güçlü olduğu alan sac işleme makineleri üretimidir. Bursa kenti de makine sektöründe dünyada tanınmış ve iyi bir yerde. Çünkü saç ve metal işleme makineleri üreticileri Bursa'da doğal bir şekilde kümelendi. Büyük yatırımlar Bursa'da yapılıyor ancak bu yatırımlar belli bir yere geldi ve durdu. Buradaki en büyük handikap alan olarak büyüme Bursa'daki fabrikaların büyüyecek alanları kalmadı. Arazi çok yüksek bedeller tutuyor. Siz üretebilmek için rakip ülkelerde olduğu gibi araziyi uygun fiyata almak zorundasınız. Aksi taktirde rekabet imkânsız hale geliyor. Büyümenin önü burada kesilmiş vaziyette. Makina sektörü ihracat rakamları 12 milyar dolar seviyesinde. Buna karşılık 24 milyar dolar da ithalat var. En çok AR-GE Merkezi, makinecilerde bulunuyor. Çünkü makineyi farklılaştırmak ve yeni teknolojiye geçmek için AR-GE gerekiyor. İşletmelerinde yaşayabilmesi için bu şart. Makinecilerin AR-GE'leri iyi çalışıyor. Sektörün önü her zaman açık Fakat makine imalat sektörü gerçekten zor bir sektör. Dolayısıyla iyi yönlendirilmesi gereken ve gözetilmesi gereken bir sektördür.
Dünyada da makine, en stratejik sektör olarak görülüyor. Makine sizin kalitenizi, gelişmişliğinizi belirliyor. Örneğin savunma sanayinin üretim makineye bağlıdır. Yurtdışından teknoloji alabilmek çok zor. Makinenin stratejik olarak görünüp daha fazla destek alması gerekiyor


Serdar Alat - Teknomasyon Mak. Genel Müdür/Makine Müh.
‘Türkiye için kilit sektördür'
Gelişmiş ve gelişmeyi hedefleyen ülkeler için büyüme istikrarının sağlanması imalat sektörünün gelişmesiyle doğru orantılır. İmalat sektörünün gelişebilmesi için de öncelikle makina sektörünün gelişmesi gerekir. Yani makina imalatı sektörü, Türkiye için kilit sektördür. Türkiye ekonomisinde de bu etki açıkça görülmektedir. Sektörde dikkate alınması gereken en önemli konulardan biri de, Türkiye makina sektörünün artık OECD ülkeleriye yarışabilecek seviyede teknolojik makinalar üretebilmesidir. Yüksek teknolojiye sahip makinaların üretilmesi, aynı zamanda yüksek katma değer üretilmesi anlamına gelmektedir. Ülkemizin ihracatındaki en önemli sıkıntının, düşük katma değerli ürün ihracatı olduğu düşünüldüğünde, Makina imalatı sektörünün Türkiye için önemi daha net anlaşılabilcektir. Yakın gelecekteki sanayi üretiminin adresi, akıllı fabrikalar olarak nitelendirilen ve tek bir merkezden koordine edilecek işletmeler olacaktır. Doğal olarak, bu işletmelerde kullanılacak makinaların da sisteme uyum sağlayabilecek yeteneklere sahip olması istenecektir. Ülkemizdeki yetişmiş insan gücü, bu makinaların üretimi için yeterli seviyededir. Buradaki soru, gelişmiş ülkelerdeki üreticilerin sektörel tecrübeleriyle ve global ekonomideki ticari ağırlıklarıyla nasıl baş edileceği sorusudur. Kanımca bu sorunun cevabı da, içinde tüm aktörlerin yer alacağı geniş katılımlı organizasyonlarda aranmalıdır. Çünkü bu konu sadece sektörel hedefleri değil, sektörün stratejik konumundan dolayı ülkemizin de ekonomik hedefleriyle de direkt alakalıdır...

Sayı: 1090 - Sayı'nın Kapağı