Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca düzenlenen İklim Şurası 21-27 Şubat tarihlerinde Konya’da gerçekleşti. Beş gün boyunca devam eden İklim Şurası’nda; “enerji, sanayi ve ulaştırma alanlarında sera gazı azaltımı”, “tarım, atık, binalar ve AKAKDO (Arazi Kullanımı Arazi Kullanım Değişimi Ve Ormancılık) alanlarında sera gazı azaltımı”, “yeşil finansman ve karbon fiyatlama”, “iklim değişikliğine uyum”, “yerel yönetimler”, “göç, adil geçiş ve sosyal politikaları”, “bilim ve teknoloji” başlıklarında yedi alanda toplantılar gerçekleştirildiği açıklandı.  
Şura’nın demokratik katılım bağlamında ve alınan iklim eylemi kararları açısından hayal kırıklığı ile sonuçlandığını yansımalarından anlamak hiç de zor değil…
217 maddelik tavsiye kararının çıktığı Şura’da Türkiye’nin kömürden çıkış tarihine yönelik bir öngörünün çıkmaması, 2053 net sıfır emisyon hedefine nasıl ulaşılacağımızı düşündürmektedir. Şura sonucunda çıkan bir başka karar ise doğalgaz ve nükleer enerjiye destek verilmesi yönünde oldu. 217 maddelik tavsiye kararları arasında “2053 net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda kaynak çeşitliliği ve enerji arz güvenliği perspektifinden emisyon azaltıcı alternatif yakıtlardan (doğalgaz, nükleer vb.) elektrik üretiminin artırılması değerlendirilmelidir” maddesi yer aldı. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan bir raporda küresel ölçekte 2050 yılında sıfır emisyon hedefine ulaşılabilmek için fosil yakıt yatırımlarının bir an önce durdurulması çağrısında bulunulmuştu.
Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), Çalışma Grubu II’nin Altıncı Değerlendirme Dönemi (AR6), “İklim Değişikliği 2022: Etkiler, Uyum ve Kırılganlık” raporuna göre aşırı sıcaklıklar Türkiye’de can kaybına ve önemli ekonomik kayba neden olacak. Her geçen gün artan yaşam, biyoçeşitlilik ve altyapı kaybını önlemek ve iklim değişikliğine uyum sağlamak için iddialı, hızlandırılmış eyleme ihtiyaç duyulurken sera gazı emisyonlarında da acil ve derin kesintiler yapmak gerekliliği raporda vurgulanmaktadır. Durum böyleyken hala karbon azaltımına, fosil yakıt bağımlılığımıza yönelik net kararlar çıkmaması oldukça endişe verici.
Çalışmaya göre Türkiye, aşırı hava olaylarına karşı Avrupa’nın en kırılgan ülkesi. Emisyonların önemli ölçüde azaltılması halinde dahi, Avrupa’da aşırı sıcaklar sonucu gerçekleşen ölüm sayısının 2050 yılına gelindiğinde, bugünkü yıllık yaklaşık 2 bin 700 ölüme kıyasla 30 bine yükselmesi öngörülüyor.
Analizler tehlikenin ne kadar büyük boyutta olduğunu gösterirken, beklentilerin tam olarak karşılanamadığı bir Şura daha geride kaldı demek sanırım çok yanlış olmaz. 
Şura’nın sonuç bildirgesi henüz kamuoyu ile paylaşılmadı, önümüzdeki günlerde 217 maddelik tavsiye kararlarının da yer aldığı sonuç bildirgesini ve oluşturulacak yol haritasını merakla bekliyoruz.