Türk kanatlısının ‘Has’ oyuncusu

Büyümesine emin adımlarla devam eden, Türkiye beyaz et sektörünün önde gelen firmalarından  Hastavuk, İstanbul Sanayi Odası’nın 2020 yılı verilerine göre açıkladığı 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde 229’uncu sırada yer aldı.

Türkiye’de 50’ye yakın noktada 2 bin 100 kişilik istihdamıyla Bursa’nın sektördeki  gururu olan Hastavuk’un sektörü yukarıya taşıyan yatırımlarını, üretimde kullandığı yeni nesil teknolojileri ve hijyenik üretimini Güzin Abraş yazdı.

Ülkemizde her yıl istikrarlı bir büyüme seyreden kanatlı et sektörü, dünya üretiminde geçtiğimiz yılı 8. sırada tamamladı.
Türkiye, dünya yumurta üretiminde de ilk 10’da, Avrupa’da ise 3. sırada yer alıyor. Hayvansal protein ihtiyacını karşılamakta önemli bir rol üstlenen Türk yumurta sektörü de ihracat hacmi ile insanlığın beslenmesine büyük katkı sağlıyor. Türkiye sağlıklı sürülerden güvenli yumurta üretmek konusunda önemli avantajlara sahip.
Son yıllardaki gelişmelerle birlikte Türk kanatlı sektöründe eğitimli ve nitelikli iş gücü ile aktif ve geniş bir ağı istihdam oluşturdu.  Yani önce insan dendi. Üretim teknolojisinin yukarıya çekilmesi ile uçuş hızlandı.
Sektörün lider temsilcilerinden olan Hastavuk firmasını 20 yıldır etkin olarak izliyorum. Bu arada İSO’nun açıkladığı Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında 229. sırada yer almalarından da anlaşılacağı gibi sürdürülebilir büyümenin güzel bir örneğini veriyorlar.Şu an Türkiye’de 3 idari noktada, 5 kuluçkahane, 3 yem fabrikası, 1 beyaz et üretim tesisi, 1 ileri işlem tesisi, damızlık ve yarka tesisi ile 50’ye yakın noktada, 2 bin 100 çalışanla dünya liginin önemli bir aktörü konumunda. Tanıtım filmlerimizin çekimlerinde kümesinden kuluçkahanesine, kesimhanesine kadar her noktasında bizzat bulundum. İlk tecrübemde böylesi zor bir üretim sürecinin özellikle hijyen koşulları açısından beni tavuk etinden uzaklaştıracağını sanmıştım. Tam tersi oldu.
Günlük yaklaşık olarak 5 -5,5 milyon adet piliç kesimi yapılan Türkiye’de sağlıklı sürülerden elde edilen lezzetli ürünler, gıda sektörünün geleceği ve sağlıklı nesiller için güvence.  Yani endüstriyel üretim olmasaydı, sayıca bu kadar çok tavuk üretilip insanlara ulaştırılmasaydı, proteine ulaşmak zorlaşacaktı. Türkiye’de tesisler bio-güvenlik nedeniyle ari bölgelerde bulunuyor.  Kuluçkahaneler, Tarım ve Ormancılık Bakanlığı tarafından her altı ayda bir düzenli olarak kontrole tabi tutuluyor. Türkiye’deki bütün tesislerde kesim süresince her aşama gıda mühendisleri ve Bakanlık akreditasyonuna sahip veteriner hekimlerce denetleniyor. Lojistikte soğuk zincirin kırılmasına hiçbir noktada izin verilmiyor. Türk kanatlı ürünlerini taşıyan bütün araçlar GPS’lerle izleniyor. Bu arada belirtmeliyim ki, Türkiye’nin gıda yem ve hayvan sağlığı mevzuatı Avrupa Birliği ile tam uyumlu. Türkiye Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü’nün en saygın üyelerinden. Türk kanatlı işletmeleri ulusal Salmonella Kontrol Programı ve Ulusal Kalıntı İzleme Planı kapsamında hayvan sağlığı ve gıda otoritelerince yakından izleniyor. Standartlar bakımından ulusal ve uluslararası mevzuatların gerektirdiği her şey eksiksiz olarak uygulanıyor.  ISO 9000 kalite standartları ülkemizde yasal tesisleşme koşulu. HACCP, GMP de GİMDES ülkemizde kanatlı sektörünün uygunluk gösterdiği uluslararası kalite sistemlerinden.
Coğrafi konumu sayesinde en taze ürünü istenilen miktarda ve istenilen sürede ulaştırabilecek avantajlara sahip olan Türkiye, kanatlı sektörünün seçkin markalarıyla dünya pazarlarında da yeni hedefler seçiyor.  Mesela Hastavuk Japonya’ya ihracat gerçekleştiriyor.
Velhasıl Türkiye kanatlı sektörü, yarım ekmek arası tavuk dönerden çok daha fazlası….