Zıtlıklar olmasa hayat çekilmez olurdu herhalde. Çirkin olmasa güzelin, kötü olmasa iyinin, yalan olmasa doğrunun kıymetini nasıl bilirdik? Ahlaklı ile ahlaksızı nasıl ayırt edebilirdik? Yüce Allah kâinatı yaratırken akıl ve zekâ bahşettiği İnsan kuluna tercih imkânı da vermiş. Verdiğim zekayı kullan, amelini belirle demiş. Elbette Allah’ın takdiri ama, bir anlamda cennete ya da cehenneme gitmeyi her kesin kendi tercihine bırakmış.
Doğruluk, dürüstlük, iyilik, güzellik, sevgi, hoşgörü, yardımlaşma benzeri insan ruhunu besleyen, yaşamı güzelleştiren, kolaylaştıran ameller dinimizce makbul tersi ameller ise Allah nezdinde cezayı gerektirecek davranışlardan sayılmış. Ve yerleri kesin çizgilerle ayrılmış. 
Kuran-ı Kerim okunursa açıkça anlaşılıyor ki, dürüst ve helal ticaret yapanlar cennete, ahlaksız ve haram ticaret yapanlar cehenneme gidecek. Elbette bir tek amel ile değil. Amellerinin toplamı belirleyecek bu akıbeti.
İlkeli ve toplum merkezli siyaset yapanlar, adaleti herkes için eşit kılanlar, insanlığın refahı için bilim üretenler, İnsanın nitelikli eğitimi için çaba sarf edenler, alın teri ile helal kazananlar, Allah rızası için ibadet yapanlar, hurafelerden uzak duranlar, zulme ve zalime karşı mücadele içinde olanların bir tarafta, ilkesiz ve bencil siyaset yapanlar, siyaset yapıyorum diyerek yalan söyleyenler, toplumu aldatmaya çalışanlar, kişiye özel adalet uygulayanlar, adaleti lekeleyenler ya da vesile olanlar, makamı ya da bilimi insanın mutluluğu lehine değil de menfaat aracı olarak kullanmaya, çarpıtmaya, eğip bükmeye çalışanlar, insanlığı niteliksiz eğitime mahkum edenler, liyakati göz ardı ederek kul hakkı yiyenler, emeksiz hak edilmemiş zenginlik sahibi olanlar, gösteriş için sahte ibadet yapanlar, zalime destek olup zulme ortak olanların diğer tarafta olacakları muhakkak. 
Bu dünyada Allah’ı aldattığını sanarak kendisini aldatan zavallılar, kıyamette hesap sorulduğunda kimi aldatmaya çalışacaklar acaba? Allah’ın adaletinden sual olunmaz. Her kişi amelinin karşılığını ziyadesiyle alacaktır.
En büyük veballerden biri ise, Kuran-ı Kerim’de yazılı Allah’ın sözleri açıkça ortada iken, tercihen cahil bırakılmış topluma kendi sözlerini Allah’ın sözü imiş gibi anlatanların olacak.
Hepsini Allah biliyor. Doğruyu, eğriyi kitabında anlatmış olsa da takdir onundur. Gösterdiği yoldan gidenler ya da gitmeyenler tercihlerini kendi yapacaklardır. Kimse başkası için hesap vermeyecek ya da başkasının mükafatını almayacak, her kişi kendisinden mesul olacak demiştir. Bu dünyada ya da diğer tarafta amelinin karşılığını alacak demiştir. Allah’a inanan bunlara inanmış demektir.
Birkaç gün önce bir haber okudum. Bir zamanların komünist şimdilerin sosyalist rejimi Küba’da, 38 yıldır gasp olayı olmamış, cinayet işlenmemiş, Birkaç küçük vaka dışında 40 yıldır hırsızlık olmamış, 39 yıldır herhangi bir tecavüz olayı yaşanmamış. Parlamentosunun yarısı kadın, iş gücünün %60’ı kadınların elinde, nitelikli ve ücretsiz eğitim var, okuma yazma oranı %100, nitelikli bütün mesleklerde kadın üstünlüğü var. Millî geliri kişi başı 8 bin 821 dolar. Ülkede %60 Katolik, %5 Protestan yaşıyor. Diğer bir kısım ise bölgeye özgü Santeria dinine inanıyor. Din işleri devletten ayrılmış. 
Ülkemizin %98’i Müslüman. Müslümanlık Allah’ın gönderdiği son din ve dünyanın en güzel dini. İnsan ahlakı üzerine inşa edilmiş, her türlü musibet yasaklanmış. İyilik, doğruluk ve güzellikler üzerine emirlerle dolu. Şimdi gelin her akşam TV haberlerini izleyin, her gün gazetelere bakın. Meclisimizde yaşanan seviyesiz tartışmalara, milletimize örnek olması gereken vekillerimizin hatta liderlerimizin üsluplarına, günlük cinayet, darp vb. suç olaylarına ve insan ahlakına yakışmayan, vicdanları yaralayan, rencide eden onlarca gelişmeye bakın. 21. yüzyılda Ülkemizin eğitim kalitesine, cehaletin utanç veren sonuçlarına bakın. Üzüntü verici ama bu bir yozlaşma değil de ne?  
Yazık ki makamın, zenginliğin, egoların geçici, bırakılan saygın isim ve nitelikli eserlerin kalıcı olduğu unutuluyor. Biliyoruz ki binlerce yıldır olduğu gibi hayat kıyamete kadar devam edecek. Gelecekte kimi saygıyla anılacak, kimi ise 3 gün sonra unutulacak.