Türkiye ekonomisi ve piyasalarda ilk çeyrek
2005 yılında verimlilik artışının devam etmesi rekabet gücünün korunduğunu göstermiştir. Verimlilik artışları hem büyümeye destek vermesi hem de enflasyonun kontrol altında tutulması yönünden önemlidir. Türkiye ekonomisi 2005 yılında beklenenin üzerinde yüzde 7.6 büyüme sağlamıştır.
2006 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşen veriler ve 2006 yılı geneli için beklentiler şöyle sıralanabilir:
Yılın ilk çeyreğinde Ocak ve Şubat aylarında soğuk havanın ve kuş gribinin de etkisiyle gerileyen ihracat Mart ayında artarak bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 14 yükselmiştir.
Ocak-Şubat 2006 döneminde ithalatta en hızlı artış tüketim mallarında gerçekleşmiş ve 2006 yılının ilk iki ayında geçen yıla göre yüzde 43,9 büyümüştür. Sermaye malı ithalatında yüzde 26, ara malı ithalatı ise yüzde 8 artış söz konusu olmuştur. Yılın ilk iki ayında dış ticaret açığı geçen yıla göre yüzde 43,7 genişlemiştir. Cari işlemler dengesi Ocak ayında 2,5 milyar dolar açık verirken, 12 aylık açık 24 milyar dolara yükselmiştir.
Ocak-Şubat dönemindeki bütçe gerçekleşmeleri, 2006 yılı hedefleriyle uyumludur. Ocak 2006 itibariyle petrol fiyatlarında; Ocak 2005'e göre yüzde 49,5 oranında artış söz konusu olmuştur. Buna rağmen, Mart ayında TÜFE beklentilere yakın, ÜFE ise beklentilerin altında gerçekleşmiştir. Mart 2006'da bir önceki aya göre TÜFE yüzde 0,27, ÜFE ise yüzde 0,25 artmıştır. Yıllık uçtan uca enflasyon ise, ÜFE'de yüzde 4,21, TÜFE'de yüzde 8,16 düzeyindedir.
Enflasyon hedeflemesi
Merkez Bankası 2006 yılında enflasyon hedeflemesi rejimine geçmiştir. 2006 yılı için oluşturduğu "belirsizlik aralığı"nı her iki yönde de 2 puan olarak saptamış ve Mart ayında TÜFE söz konusu aralığın içindedir.
Enflasyon oranındaki gerileme 2001 yılından itibaren incelenirse;
2001 yılı gerçekleşen enflasyonu % 68.5
2002 yılı gerçekleşen enflasyonu % 29.7
2003 yılı gerçekleşen enflasyonu % 18.4
2004 yılı gerçekleşen enflasyonu % 9.4
2005 yılı gerçekleşen enflasyonu % 7.7
2006 Ocak (1.yıllık uçtan uca) % 7.9
2006 Mart (1 yıllık uçtan uca ) % 8.2
2006 yılı enflasyon hedefi % 5
2007 yılı enflasyon hedefi % 4
Mart ayında, TÜFEde en fazla artış konut sektöründedir. Mevsimsel faktörler ve olumsuz hava koşulları sebebiyle de yüzde 1.3 oranında gıda fiyatlarında artış gözlenmiştir. Nisan ayında enflasyonun TÜFE'de yüzde 0.45, ÜFE'de yüzde 0.95 düzeyinde gerçekleşeceği beklenmektedir. Bankacılık sektörü mevduat hacmi, 22 Mart 2006 itibarıyla 2005 Aralık ayına göre yüzde 2,5 artmıştır. Mevduattaki genişleme, YTL mevduattaki artıştan kaynaklanmıştır. Mart sonu itibariyle Aralık 2005e göre konut kredilerinde de yüzde 27 artış göze çarpmaktadır. Konut kredilerinin faiz dışı gelir yaratma etkisi de göz ardı edilmemelidir. Bunun yanı sıra bankacılık sektöründeki büyümeye karşın faiz riskinin de arttığı söylenebilir. Mart ayının gündemine olumsuz olarak etki eden olaylar genel olarak;
- Türkiye ile pozitif korelasyona sahip olan gelişmekte olan diğer piyasalardaki olumsuz gelişmelerin endeksi geriletmesi,
- Mart ayında gelişmiş ülkelerde faizlerin yükselme eğilimine girmesiyle gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışı beklentisinin güçlenmesi ve böylece cari açığın finansmanına yönelik kaygıları tekrar gündeme taşıması,
- Merkez Bankası Başkanı'nın atanması konusundaki belirsizlikler,
- Tekstildeki KDV indiriminin IMF tarafından olumsuz karşılanması şeklinde sıralanabilir.
Sayılan olumsuz gelişmeler Mart ayı sonu itibariyle kurlarda, faiz oranında ve İMKB endeksi üzerinde olumsuz etkiler yaratmıştır. Mart ayı sonu itibariyle Hazine faizinde 50 baz puanın üzerinde artış gerçekleşmiş ve faiz oranı yüzde 13.94e yükselmiş, İMKB 100 endeksi önceki aya göre yüzde 9 değer kaybetmiş ve YTL döviz sepeti karşısında yüzde 3.2 değer kaybetmiştir.. Merkez Bankası Beklenti Anketine göre cari açığın 25.3 milyar dolar olması beklenmektedir, ancak yılın ilk iki ayında turizm gelirlerinde ve beklenen turist sayısında olumsuz sapmalar olması, cari açığın beklenenin üzerinde olacağı ihtimalini güçlendirmektedir. Diğer taraftan, cari işlemler açığının büyümesinin, Türkiye ekonomisini gerek yurtiçi gerekse yurtdışındaki gelişmelere karşı daha kırılgan hale getirdiği unutulmamalıdır. Ayrıca, beklenen gelişmelerin etkisi altında 2006 yılında büyüme oranının yüzde 5 düzeyinde olması beklenmektedir. Ankette, yıl sonu itibarıyla gelecek 12 ayın 6 aylık Hazine bonosu ihalesi bileşik faiz oranının yüzde 11,96 ve $/YTL kurunun 1,3874, düzeyinde olacağı öngörülmektedir.
Dış piyasalar
Dış piyasalar incelendiğinde, ABD ve AB de faiz artırımlarına devam edeceği yönündeki beklentiler, uluslararası likiditenin yönü açısından gelişmekte olan ülkeleri olumsuz yönde etkileyebilecektir. Spekülatif amaçlı sıcak para yönelimi gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere doğru kayacaktır.
Japon piyasasında da gevşek para politikasının sona ermesi ile birlikte yılın 3. çeyreğinden itibaren faiz artışları beklenmektedir.
Nisan ayında Euro/$ paritesinin 1.19-1.22 aralığında olacağını umuyoruz. Ancak gelişmekte olan ülkelerin risk primleri Mart ayında 1 baz puan yükselmesine karşın Türkiye'nin risk priminin Şubat sonuna göre 3 baz puan gerilemiş olmasına da dikkat çekmek gerekir. 2005de doğrudan yatırım tutarı 8.5 milyar dolardır. Bu rakam Ocak ayında ise 125 milyon doları yabancı yatırımcıların gayri menkul yatırımları olmak üzere 530 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu faiz artırımları beklentisi sebebiyle gelişmekte olan piyasalardan sıcak paranın çekilmesi İMKB endeksini üzerinde olumsuz etki yaratacaktır. Günlük ve haftalık gelişmelerdeki beklentilerin alınıp satılmasının yarattığı dar hacimli ve kısa süreli yükselişler dışında önümüzdeki günlerde borsada fazla bir olumlu gelişme sinyali beklenmiyoruz. Yatırımcıların kısa vade için yatırım portföylerine hisse senetlerini dahil etmelerinin doğru olmayacağı, uygun fiyat düzeylerine gerilemiş kağıtlarda orta vade amaçlı en fazla portföyün yüzde 30unu oluşturacak miktarda hisse senedine yer vermelerini, hazine faizlerinin ise şu anda reel getirilerinin yüksek olması ve risk taşımamaları sebebi ile portföyde daha fazla yer alması gerektiğini belirtmek isterim. Şu günlerde piyasada ABD ve İran arasındaki gelişmeler ile petrol fiyatlarındaki dalgalanma yakından takip edilmektedir.
Piyasalara olumlu sinyaller
Merkez Bankası Başkanlığı konusu ve Sosyal Güvenlik Yasa tasarısı da diğer belirsizliklerdir ve bu konularda sonuca gidilmesi piyasalara olumlu sinyaller verecektir. Sosyal Güvenlik Reformunun Meclise gelmesi, yeni bir AB reform paketinin açılacak olması da olumlu gelişmelerdir. Söz konusu gelişmeler piyasaların 44.000 direncini test etmesini sağlayabilir ancak yurt dışı gelişmeler yukarı yönlü hareketlerin sınırlı kalmasına neden olabilir. İçinde bulunduğumuz hafta teslim edilmiş olan 12 aylık konsolide bilançolara bağlı olarak bazı kağıtlarda hisse bazında hareketler görülebilir.
14 Mart 2006- 14 Nisan 2006 itibariyle yatırım araçlarının 1 aylık getirileri şöyledir:
Altın: % 8.3, Euro % 1.69, DİBS: % 1.29, Repo: % 0.98, B tipi fon: % 0.82, A tipi fon: % 0.13, İMKB: - % 6.2

Sayı: 519 - Sayı'nın Kapağı