Teknolojici ler iyimser
BTS O, düzenli olarak üyeleri arasında ekonomik durum, sosyal gelişmeler, girişimcilik ve yatırımlar konusunda anketler düzenleyerek, endeksler oluşturarak kamuoyunu bilgilendiriyor, ekonomik konuları gündeminde tutuyor ve aynı zamanda da kendi yol haritasını bu verilere göre oluşturuyor.
Ama bazı zaman dilimlerinde ortaya çıkan negatif sonuç veya beklentilere rağmen, sektörel bazda bu durum biraz daha farklı olabiliyor.
Yani küreselleşme ile beraber, milli ekonomi anlayışı yerini daha entegre ve pazar açısından daha geniş bir alana yaydığı için, bir ülke için artık tek doğru yok. Farklı farklı senaryolar aynı anda, aynı zaman dilimi içinde yaşanabiliyor.
Şirketler hızla büyüyecek
Mesela, son günlerde yapılan Deloitte'un "Teknoloji Fast50 Türkiye 2007 CEO Anketi"ne yanıt veren Türk teknoloji şirketlerinin CEO'larının yüzde 85'i önümüzdeki bir yıl içinde şirketlerinin hızla büyüyeceğine inanıyorlar.
Ayrıca Türk CEO'ların yüzde 35'i kaliteli insan kaynağını hızlı büyümenin anahtarı olarak görüyor.
Önümüzdeki bir yıl içerisinde büyüyeceklerine 'son derece' inanan Türk CEO'lar yüzde 55'e ulaşarak, bu alanda Kuzey Amerikalı, Asyalı, Avrupalı, Ortadoğulu ve Afrikalı CEO'ları geride bıraktı. Türk CEO'larının yüzde 63'ü bu hedefe 'organik büyüme' ile erişeceklerine inanıyorlar.
Kuzey Amerika, EMEA (Avrupa, Ortadoğu, Afrika) CEO'ları da aynı görüşe yüzde 59 ve Asya-Pasifik CEO'ları ise yüzde 53 ile katılıyorlar.
Demek ki, Türkiye'yi teknoloji sektöründe daha fazla yabancı girişi, daha fazla birleşme ve piyasanın koşullarının belirlendiği bir dönem bekliyor. Önümüzdeki yıl çetin geçecek rekabetin ışığı gibi de algılayabiliriz bu tespitleri, ama sektörün kendi içinde büyüyecek olması, şirketlerin rasyonel başarı gösterebilmeleri için ortalamanın üzerinde büyümelerini gerektirecek hamleleri yapmalarına itecek.
Tabii, buradan sadece sektör için değil, yazımın başında da belirttiğim gibi diğer sektörler açısından da incelemekte fayda var.
Sektörel bazdaki farklılaşmalar
Artık ileriyi görmek, stratejik olarak planlamak, elindeki kaynaklarla mevcut durum ile arzulanan durum arasındaki farkı kapatmanın yollarını sistemli olarak ortaya koymak bir gereklilik şeklinde ortaya çıkıyor.
Yani, sektörel bazdaki farklılaşmalar, ürün bazında farklılaşmalar fuar gezerek, o ürünleri görmenin aksine; önemli olan fuar standlarına gelmeden veriyi önceden görüp o standa kendi ürününüzü koyabilmenin yollarını aramak, yatırım kaynaklarını doğru finans enstrümanları ile, doğru bir şekilde belirleyerek planlamaktan geçer.
Her büyüme, bir fikri taklit, bir fikirden esinlenme ile başlar...
Ama bu büyümenin ilk sürecidir...
Esas ikinci safha olan, bu fikirlerin farklılaştırılması ve derinleştirilerek sanayileştirilmesi; ulusal anlamda, küresel ekonomilere hediye edilen yeni inovasyonların ve sektörel kaymalardan etkilenmeyen toplumsal refah artışının lokomotifi olacaktır.
BTS O, düzenli olarak üyeleri arasında ekonomik durum, sosyal gelişmeler, girişimcilik ve yatırımlar konusunda anketler düzenleyerek, endeksler oluşturarak kamuoyunu bilgilendiriyor, ekonomik konuları gündeminde tutuyor ve aynı zamanda da kendi yol haritasını bu verilere göre oluşturuyor.
Ama bazı zaman dilimlerinde ortaya çıkan negatif sonuç veya beklentilere rağmen, sektörel bazda bu durum biraz daha farklı olabiliyor.
Yani küreselleşme ile beraber, milli ekonomi anlayışı yerini daha entegre ve pazar açısından daha geniş bir alana yaydığı için, bir ülke için artık tek doğru yok. Farklı farklı senaryolar aynı anda, aynı zaman dilimi içinde yaşanabiliyor.
Şirketler hızla büyüyecek
Mesela, son günlerde yapılan Deloitte'un "Teknoloji Fast50 Türkiye 2007 CEO Anketi"ne yanıt veren Türk teknoloji şirketlerinin CEO'larının yüzde 85'i önümüzdeki bir yıl içinde şirketlerinin hızla büyüyeceğine inanıyorlar.
Ayrıca Türk CEO'ların yüzde 35'i kaliteli insan kaynağını hızlı büyümenin anahtarı olarak görüyor.
Önümüzdeki bir yıl içerisinde büyüyeceklerine 'son derece' inanan Türk CEO'lar yüzde 55'e ulaşarak, bu alanda Kuzey Amerikalı, Asyalı, Avrupalı, Ortadoğulu ve Afrikalı CEO'ları geride bıraktı. Türk CEO'larının yüzde 63'ü bu hedefe 'organik büyüme' ile erişeceklerine inanıyorlar.
Kuzey Amerika, EMEA (Avrupa, Ortadoğu, Afrika) CEO'ları da aynı görüşe yüzde 59 ve Asya-Pasifik CEO'ları ise yüzde 53 ile katılıyorlar.
Demek ki, Türkiye'yi teknoloji sektöründe daha fazla yabancı girişi, daha fazla birleşme ve piyasanın koşullarının belirlendiği bir dönem bekliyor. Önümüzdeki yıl çetin geçecek rekabetin ışığı gibi de algılayabiliriz bu tespitleri, ama sektörün kendi içinde büyüyecek olması, şirketlerin rasyonel başarı gösterebilmeleri için ortalamanın üzerinde büyümelerini gerektirecek hamleleri yapmalarına itecek.
Tabii, buradan sadece sektör için değil, yazımın başında da belirttiğim gibi diğer sektörler açısından da incelemekte fayda var.
Sektörel bazdaki farklılaşmalar
Artık ileriyi görmek, stratejik olarak planlamak, elindeki kaynaklarla mevcut durum ile arzulanan durum arasındaki farkı kapatmanın yollarını sistemli olarak ortaya koymak bir gereklilik şeklinde ortaya çıkıyor.
Yani, sektörel bazdaki farklılaşmalar, ürün bazında farklılaşmalar fuar gezerek, o ürünleri görmenin aksine; önemli olan fuar standlarına gelmeden veriyi önceden görüp o standa kendi ürününüzü koyabilmenin yollarını aramak, yatırım kaynaklarını doğru finans enstrümanları ile, doğru bir şekilde belirleyerek planlamaktan geçer.
Her büyüme, bir fikri taklit, bir fikirden esinlenme ile başlar...
Ama bu büyümenin ilk sürecidir...
Esas ikinci safha olan, bu fikirlerin farklılaştırılması ve derinleştirilerek sanayileştirilmesi; ulusal anlamda, küresel ekonomilere hediye edilen yeni inovasyonların ve sektörel kaymalardan etkilenmeyen toplumsal refah artışının lokomotifi olacaktır.
Sayı: 600 - Sayı'nın Kapağı
