Uzun dönemli yükseliş trendleri mutlak bir alt üst oluşla sonlanır. Trendin sonuna gelindiğinde yorgunluk kendini göstermeye başlar. Toplum uzun bir süredir devam etmiş olan alışkanlıklara sıkı sıkıya bağlıdır. Mevcut dinamiğin dünyanın sonuna kadar devam edeceğine inanılır.

Bağımlı hale gelinen dinamiğin sürdürülmesi için her düşünce, her eylem kabul görmeye başlar. Hukukun dışına çıkılabilir, bilim göz ardı edilebilir. Toplumsal akitlerin üzeri çizilebilir, kahramanlar bir köşeye atılabilir.

Bir başka deyişle trend öncesi toplumun kabulleri neyse tamamen sıfırlandığı bir süreçten bahis ediyoruz, alt üst oluş buna diyoruz.

Artık yeni davranış kalıpları ve inanç sistemi geçerlidir, gerçeklikten kopulmuştur.

Gerçeği yansıtmaya çalışan sesler duyulmaz, kulaklar tıkalıdır.

Trend sonunda toplumda ‘ne olursa olsun mevcut dinamik değişmeyecek’ anlayışı kabul görmüştür. Bireyler bu anlayışa göre durum alırlar.

Sonuç olarak anlayışta tek taraflı bir toplum meydana gelir. Doruk noktasına ulaşmak zaman alabilmektedir. Sosyonomi alanında bu süreç çılgınlık dönemi olarak adlandırılır.

Çılgınlık sonrasında çöküş dönemi gelecektir.

Çöküş döneminin sonlarına doğru ‘nasıl gerçeklikten kopulduğu’ sorusuna cevap aranır.

Yerel seçimlere gidiyoruz, vatandaşın hiçbir beklentisi var m?

Ekonominin çıktığı rayına tekrar döneceğine inanan var mı?

Tüm bunlara rağmen toplum ‘böyle gider’ havasında.

Alt üst oluş bir sürecin sonucudur.