2023 yılındaki genel seçim ve 2024’te yapılacak yerel seçimlerin ekonomin ayarlarını derinden sarstığının da altı çizilen bildiride, Türkiye’nin hammadde ve enerji kaynakları açısından zengin bir ülke olmadığı kaydedildi

Ülkenin iş gücü, esnekliği, kaliteli üretim gerçekleştirmesi ve iş bitiriciliği özelikleriyle sayesinde rakipleriyle mücadele edebildiği ifade edilen bildirinin devamı şöyle;

Otomotivin üçte 1’ini Bursa üretiyor Otomotivin üçte 1’ini Bursa üretiyor

“Özellikle rekabetçi olabildiğimiz iş gücünün, son iki yılda bu özelliğini kaybettiği aşikardır. Tekstil sektöründe, kendini yoğun olarak hissettiren iş gücü kaybı, tüm sektörler için ciddi bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. O nedenle, özellikle asgari ücret belirlenirken, tüm toplumun ulaşmak istediği refah için fedakarlığın bölüşülmesi gerçeğinden hareket edilmelidir. Biz iş insanları olarak çalışanlarımızı kaybetmemek için azami gayret sarf ediyoruz. Biliyoruz ki onlar olmadan üretim yapamayız. Özellikle Bursa’daki yetişmiş insan gücünü kaybetmeyi düşünmek hiçbir iş insanın aklına getireceği bir durum değildir. Ancak koşullar giderek zorlaşıyor. 2023’te genel seçim ve 2024 mart ayındaki yerel seçim, ekonominin ayarlarını derinden sarsmıştır. Uygulanan popülist politikalar sanıldığının aksine emekçiyi rahatlatmaktan uzak bir hale gelmiştir. Enflasyon bir an önce dizginlenmelidir. Emekçiye en büyük iyilik düşürülmüş bir enflasyonla yapılacaktır. Salt emekçiye değil, sanayiciden, çiftçiye kadar herkes düşen enflasyonla mutlu olacaktır.

Bir parantez de yabancı yatırımcı için açmak gerekir. Yabancı yatırımcı tıpkı yerli yatırımcı gibi, öngörülebilirlik, güven ve istikrar arar. Biz Bursalı iş insanları olarak ülke yönetiminde söz sahibi olanların gerekli ortamı sağlaması halinde üzerimize düşenleri yapmaya daha önce de yaptığımız gibi söz veriyoruz.”