1963 yılında beş amatör spor kulübünün birleşmesiyle kurulan güzide kulübümüz Bursaspor, aradan geçen 61 yılda futbolda bir en üst lig (Süper Lig) şampiyonluğu, bir Türkiye kupası şampiyonluğunun yanında Şampiyonlar Ligi, UEFA kupası, İnter Toto kupası arenalarında yer yer ülkeyi sallayacak şekilde başarılı sonuçlar aldı.
Zaman zaman da taraftarlarını üzen, bir alt lige düşüren sezonlar yaşadı. Ancak hiçbiri son üç beş sezondur verdiği üzüntüleri yaşatmamıştı. Kulübün, futbolun idari mali her anlamda yönetimine dair zafiyetleri, taraftar, üye, iş dünyası, basınıyla her kesimin olumsuzluklar zincirine bağlı motivasyon kaybıyla yokuş aşağı gidişlerin hikayesini beraber yaşadık. Sonuç, dokuz sıfırlı borçlar ve 3.lig kapısı.
Bursa ve Bursaspor’la dertlenen, geçmişte yaşanan coşku dolu günlere, coşku dolu tribün görüntülerine hasret duyan, çocuklarının ailesinin şehrinin yeşil beyaza boyanması arzusu içerisindeki renk sevdalıları elbette bu duruma üzgün, kimisi kızgın, kimi de ümitsiz.
- şunu yeniden ve her zaman hatırlamalı ki, her ümitsiz vakanın bir çıkışı mutlaka vardır ve olacaktır.
Şehrin Bursaspor’la tekrar bütünleşmesi motive edilmesi için ilk şart başkan ve yönetimin “güven” verici bir yapı ve duruş sergilemesidir.
Bu anlamda çok talihsiz bir yönetim döneminden sonra yönetim görevini devralan başkan Sinan Bür ve çoğu eski futbolcu ve teknik kadrodan oluşan arkadaşları, ekibin kulübe ve şehre pozitif hava verdiğini hemen her kesim kabul ediyor. Umarım ve inşallah bu pozitif hava artarak devam eder.
Kulübün geçtiğimiz hafta içinde basına açıklamalarından Kulübün şirketleşmesi üzerinde çok daha ciddi durulduğu, TFF ‘nin de genel beklentisinin şirketleşme yönünde olduğu anlaşılıyor.
Malum, 22 Nisan 2022 ‘de hayata geçen yeni Kulüpler Yasası, spor kulüplerini artık “Dernek” sıfatından çıkarıp kısaca “kulüp” olarak tanımlıyor. Ancak işleyişin bildiğiniz derneklerden pek bir farkı yok. Kaldı ki yeni yasada tarif edilmemiş her şeyde yine dernekler mevzuat hükümleri uygulanmaya devam ediyor.
Yeni yasa, şirketleşmeyi bırakınız teşvik etmeyi, şirketleşmeye intikali pek çok zorlaştırıcı hükümler içeriyor. Yeni yasada icat edilen yeni ceza hükümleri, şirkete intikal için aranan garip 3/4 toplantı sayı çoğunluğu, genel hukuk prensiplerine aykırı şirketleşmenin önünde kısmi engel maddeler umarım TFF’nin de bastırmasıyla düzeltilir.
Bir tesbitin altını çizmek gerek. Şirketleşmek ayrı bir kavram. Bir başka kulüp ya da şirket kurup ayrı bir FK kurmak apayrı. Bazı talihsiz ve ümitsiz beyanları görüyor ve bu ikincisini geçiyorum, dillendirmiyorum bile.
“Doğru biçimde şirketleşmeyle” kulübün yönetimi seçimle iş başına gelen amatör ya da iş bilmezlere bırakılmayacak, yönetimde istikrar da sağlanmış olacak. Keza mali, idari, sportif her anlamda şirketi yönetenler şirket ortaklarına anlık hesap vermek durumunda. Yine şirket yönetimine seçilecek olan, ortak olan ya da olmayan “doğru” ve işinde ehil yönetimlerle elbette başarı kaçınılmaz olacak. Şirket hesapları da daha denetlenebilir ve şeffaf olacaktır. Çok daha fazlası.
Dönüp kulübe baktığınızda, 10 yıl önceki kadrodan çaycı bile yok. Kulübün hafızası yok. Böyle bir kulüp yönetimi elbette her anlamda aşağı gider.
Son olarak ne demiştik “doğru” şirket yapılanması. Bu “doğru” kelimesinin altında da stratejiler, kabullenilmesi gereken devrim niteliğinde değişik alternatifler yatıyor.
Her kulüp ya da toplulukta olduğu gibi egolar, kişisel mülahazalar bir yana bırakılıp kulübün geleceğine yönelik evrensel bütün pozitif ilkeler gözetilerek o “doğru” şirket yapılanmasına geçiş için de başta kulüp yönetimi olmak üzere şehrin idari ve yerel yönetiminden sivil toplum mesleki odalar birlikleri, iş dünyasından basınına, pek çoğumuza büyük “ev ödevleri” düşüyor.
Mayıs 2024 olağan genel kuruluyla birlikte “doğru biçimde” şirketleşme düşüncelerinin hayata geçirilmesi, hangi ligde olunursa olunsun bir an evvel transfer yasaklarının kaldırılmasından başlanarak Bursaspor’umuzun önünün açılması hepimizin dilek ve görevi.
Saygılarımla.
