RÖPORTAJ – HIDIRCAN KAYA
2001 yılında NİLSİAD öncülüğünde faaliyete başlayan ve bugün yüzde 98 doluluk oranına ulaşan NOSAB, 340 işletme ve 22 bini aşkın istihdamla il ekonomisinin lokomotiflerinden biri konumunda yer alıyor. NOSAB Başkanı Erol Gülmez, hem mevcut sanayi iklimini hem de bölgenin yeni dönem hedeflerini Ekohaber Gazetesi’ne anlattı. Gülmez; “Sanayicimiz üretmek istiyor, ancak sürdürülebilir büyüme için öngörülebilir ve üretim dostu politikalara ihtiyaç var” diyerek sanayicinin gündemindeki kritik başlıkları değerlendirdi.
• Nilüfer OSB ile ilgili genel bir bilgi verir misiniz?
Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi, 2001 yılında Nilüfer Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (NİLSİAD) öncülüğünde OSB statüsü kazanarak faaliyete başladı. Bugün itibarıyla yüzde 98 doluluk oranına ulaşmış durumda. Kurulduğu günden bu yana sanayicilerimizin öz kaynaklarıyla altyapısını tamamlayan bölgemiz, çevreye duyarlı, modern ve sürdürülebilir üretim anlayışıyla örnek bir sanayi merkezi haline geldi. Yaklaşık 340 işletmemiz faaliyet gösteriyor ve bu işletmelerde 22 binin üzerinde kişi istihdam ediliyor. Yıllık ihracat hacmimiz 1 milyar 300 milyon doları aşmış durumda. NOSAB, sadece üretimin değil, aynı zamanda eğitim, çevre, eşitlik ve toplumsal sorumluluk odaklı çalışmalarıyla da ön plana çıkan bir sanayi bölgesi olma özelliğini taşıyor. İlkokulumuz, kreşimiz, Akademi ve İstihdam birimlerimizle içinde yaşadığımız çevreye de sorumluluk duygusuyla hizmet ediyoruz.
• Nilüfer OSB’nin 2025 ve 2026 gündeminde hangi yatırımlar ve projeler var?
Önümüzdeki dönemde iki ana başlığa odaklanıyoruz: eğitim ve sürdürülebilirlik.
2025 yılı içerisinde inşaatına başlamayı planladığımız NOSAB Meslek Lisesi Projesi, bölge sanayicilerimizin uzun süredir dile getirdiği nitelikli iş gücü ihtiyacına kalıcı bir yanıt olacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na talebimizi ilettik. Eğer onay alırsak, Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılacak protokol çerçevesinde “Proje Okulu” statüsünde faaliyet gösterecek bir meslek lisesi inşa edeceğiz.
Dijitalleşme sürdürülebilirlik ve verimlilik konularında da ileride paylaşacağımız projelerimiz olacak. Uzun vadede, bölgemizde bir Teknopark olsun, hem genç girişimcilere destek olalım hem firmalarımız arasındaki teknoloji ekosistemini geliştirelim istiyoruz.
• Nilüfer OSB’nin son dönemdeki yatırım ve büyüme performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bölgedeki firma sayısı, istihdam ve ihracat açısından tablo nasıl?
2024 itibarıyla Nilüfer OSB, 340 işletme, 22 binden fazla istihdam ve 1,3 milyar doların üzerinde ihracat hacmi ile Bursa sanayisinin güçlü bir parçası konumunda.
Ancak makroekonomik koşulların etkisiyle, geçen yılın ilk dokuz ayına kıyasla üretimde %2,45 oranında bir azalma yaşandı. Bursa genelinde bu oran %5-6 seviyesindeyken, bölgemizin görece daha düşük bir gerileme göstermesi, firmalarımızın dayanıklılığını ortaya koyuyor. Yine de, enerji maliyetlerindeki artış, kur dalgalanmaları ve finansmana erişimde yaşanan güçlükler, sanayicilerimizin üretim maliyetleri üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Sanayinin son yılların en zor günlerini yaşadığını söyleyebilirim.
• Enflasyonu düşürmek için uygulanan sıkı para politikasının sanayi kesimine etkileri neler oldu? Ekonomik tabloyu sanayici açısından değerlendirir misiniz?
Sıkı para politikası, makroekonomik dengeleri korumak amacıyla uygulanıyor olsa da, reel sektör açısından finansmana erişim anlamında ciddi zorluklar yaratıyor.
Yatırımların ertelenmesi, işletme sermayesi ihtiyacının artması ve kredi kanallarının daralması, özellikle ihracata dayalı üretim yapan firmalarımızı doğrudan etkiliyor.
Sanayicimiz üretim yapmak istiyor, ancak yüksek faiz ve sınırlı kredi koşullarında rekabet gücünü sürdürmekte zorlanıyor. Bu nedenle, üretim ekonomisini destekleyen, yatırım ve istihdamı koruyan politikaların sürdürülebilir büyüme açısından büyük önem taşıdığını düşünüyoruz.
• Sanayicinin gündeminde şu anda en çok hangi başlıklar var? Enerji maliyetleri, finansmana erişim, nitelikli iş gücü gibi konularda bölge firmalarından gelen en önemli talepler neler? Bu taleplere ilişkin yöneticilere mesajınız nedir?
Bölge firmalarımızın gündeminde bahsettiğiniz üç başlık öne çıkıyor: enerji maliyetleri, nitelikli iş gücü ve finansmana erişim. Enerji tarafında, yenilenebilir kaynak kullanımını artırarak maliyetleri düşürmeye yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Nitelikli işgücü ihtiyacının giderilmesi için bir yandan NOSAB İstihdam bünyesinde iş birlikleri yapıyoruz. Kalıcı çözüm için Bakanlığa sunduğumuz meslek lisesi projemizin de bu açığı kapatmada önemli bir rol üstleneceğini düşünüyoruz. Finansal anlamda, firmalarımıza çeşitli bilgilendirme hizmetleri sunuyor, devlet destekli programlardan daha etkin yararlanmaları için NOSAB Akademi aracılığıyla rehberlik ediyoruz.
Sanayicimizin üretim motivasyonunu koruyabilmesi için, kamu politikalarının üretim dostu ve öngörülebilir bir çerçeveye kavuşması gerektiğini düşünüyoruz.
• Yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik çalışmaları açısından Nilüfer OSB’de hangi adımlar atılıyor? Karbon ayak izi, yenilenebilir enerji veya atık yönetimi konusunda örnek uygulamalarınız var mı?
2024 yılında “Yeşil Organize Sanayi Bölgesi” unvanını almaya hak kazandık. Bu unvan, yalnızca bir statü değil, aynı zamanda çevresel sorumluluklarımızı sistematik biçimde yerine getirme taahhüdümüzün göstergesi.
Yeşil OSB statüsünün gereği olarak, enerji ve çevre yönetim sistemleri kapsamında faaliyet yürütüyoruz. Bu çerçevede, karbon ayak izimizi her yıl düzenli olarak hesaplatıyor ve doğrulatıyoruz. Böylece çevresel etkilerimizi somut verilerle izleyip sürekli olarak iyileştirme fırsatı buluyoruz.
Bölge genelinde bugüne kadar 33 adet çatı tipi güneş enerji santrali (GES) devreye alındı. NOSAB İdari Hizmet Binası ve Endüstriyel Atıksu Arıtma Tesisi’nde kurulu panellerle yılda 647.792 kWh enerji üretiliyor. Bu üretimle 318.714 kg CO₂ salımı engelleniyor; bu da yaklaşık 775 ağaca eşdeğer çevresel katkı anlamına geliyor.
Kurulumun başladığı günden bu yana İdari Binamızın enerji tüketiminin %197’si yenilenebilir kaynaklarla karşılandı. Arıtma tesisimizde ise bu oran henüz %60 civarında, çünkü sistem daha yakın bir dönemde devreye alındı.
Ayrıca, ISO 16001 Su Verimliliği Yönetim Sistemi kapsamında yağmur suyu toplama sistemleri, sensörlü bataryalar ve su tüketimi düşük bitki türleri gibi uygulamalarla doğal kaynak kullanımını minimize ediyoruz.
• Bursa’nın üretim ve ihracat potansiyeli içinde Nilüfer OSB’nin yeri nedir? Şehrin genel sanayi ekosistemine nasıl bir katkı sağlıyorsunuz?
Bursa, Türkiye’nin üretim ve ihracat merkezlerinden biri ve Nilüfer OSB bu yapının en dinamik halkalarından birini oluşturuyor.
Yıllık 1,3 milyar doların üzerindeki ihracat hacmimizle, şehrin dış ticaret potansiyeline önemli bir katkı sağlıyoruz.
• Bursa’daki diğer organize sanayi bölgeleriyle iş birliği ya da ortak projeler gündemde mi? Bölgesel sinerji yaratmak adına yürütülen veya planlanan çalışmalar var mı?
Bursa genelinde 17 organize sanayi bölgesi faaliyet gösteriyor ve bunlardan 6’sı Nilüfer ilçesi sınırları içinde yer alıyor. Bu yoğunluk, doğal olarak güçlü bir bölgesel sinerji potansiyeli yaratıyor. Mesleki eğitim, enerji verimliliği, çevre yönetimi ve su kullanımı gibi konularda ortak projeler yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle sürdürülebilirlik alanında ortak standartlar geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu sayede, Bursa sanayisinin çevresel etkilerini azaltmak mümkün olacak.
• Bursa genelinde sanayide su yönetimi ve su tasarrufu konusu giderek önem kazanıyor. Nilüfer OSB’de bu konuda ne tür önlemler veya sürdürülebilir çözümler geliştiriyorsunuz?
Su yönetimi artık yalnızca çevresel bir gereklilik değil, üretim güvenliğinin de temel unsurlarından biri.
Bu nedenle ISO 16001 Su Verimliliği belgesi için resmi başvurumuzu yaptık. Yönetilebilir ve ölçülebilir verimliliği sağlamak zorundayız. Mevcut isale hatlarında revizyonlar gerçekleştiriliyor. Yağmur suyu hasadı sistemleri idari bina, kreş ve otopark alanlarımızda çok yakında aktif hale gelecek.
Bölge genelinde yüksek su tüketen bitki türlerinden uzaklaşarak, az su isteyen peyzaj uygulamalarına geçeli çok olmuştu, bu uygulamada ısrarcı olacağız. Bu yaklaşım, kaynakların verimli kullanımı açısından sanayi bölgeleri için önemli.
• Dijitalleşme ve yapay zekâ teknolojileri sanayi üretiminde yeni bir dönemi başlatıyor. Bölge firmalarının bu dönüşüme uyumu ne düzeyde? OSB yönetimi olarak dijitalleşmeyi destekleyen çalışmalarınız var mı?
Dijital dönüşüm, günümüzde üretim süreçlerinin verimliliğini doğrudan belirleyen bir unsur haline geldi. NOSAB olarak firmalarımızın bu sürece uyum sağlamaları için NOSAB Akademi bünyesinde dijitalleşme, veri analitiği, otomasyon ve yapay zekâ temelli üretim teknolojileri üzerine eğitim programları düzenliyoruz.
Firmalarımız arasında dijital altyapısını tamamlayan ve üretim hatlarında otomasyona geçen işletme sayısı giderek artıyor. Biz de bu süreci bilgi paylaşımı, teknik eğitim ve danışmanlık faaliyetleriyle desteklemeyi sürdürüyoruz.
• Eklemek istedikleriniz?
Bizim için üretim yalnızca ekonomik bir faaliyet değil; toplumsal sorumlulukla bütünleşmiş bir değer. NOSAB olarak, üretimin kalbinde ama insanın merkezinde duran bir anlayışla çalışıyoruz. Eşitlik, çevre bilinci, eğitim ve dayanışma ilkeleri, bizim rehberimiz olmaya devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de sanayicimizin yanında olmayı, üretimin ve istihdamın sürdürülebilirliğini güvence altına almayı sürdüreceğiz.