Kıymetli okurlar, malumumuz üzerine özellikle pandemi süreci daha sonrasında devam eden şartlar, dijital birçok kavramı hayatımıza sokmuş ve bu şartlara kısmi de olsa adapte olmamızı sağlamıştır. Başta vergi daireleri olmak üzere kamunun kurum ve kuruluşları birçok işlemi insan temasını dışarda bırakacak şekilde dijital ortama taşımış ve interaktif kamu hizmetlerini etkin hale getirmiştir. 

Bu dijitalleşme ile birlikte özellikle ülkemizde dijital paralar kullanıcılar tarafından ciddi anlamda ilgili görmeye başlamıştır. Başta Bitcoin olmak üzere birçok dijital para çeşitli aracı kurumlar vasıtasıyla alım ve satıma konu edilmekte veya ödeme aracı olarak kullanılmaktadır. İşte bu doğrultuda muallakta olan konulardan birisi de kripto varlıkların/ dijital paraların vergi kanunları karşısındaki durumu bilgilendirilmesi gereken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Türk Ceza Kanunu’nun 2’nci maddesinde “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz” hükmü yer almaktadır. Buna göre, ülkemizde yürürlükte bulunan herhangi bir mevzuat hükmünde sanal para alım ve satım işlemlerinin cezai müeyyideye tabi olacağına dair hüküm bulunmamaktadır. Bu sebeple, Bitcoin üretmek, tahsil aracı olarak kabul etmek ve ticari ile iştigal etmek veya bu konularla ilgili ticari bir organizasyon içerisine girmek herhangi bir suç tanımı içerisinde değerlendirilmemiştir. 

Kripto varlıkların vergilendirilmesi ile ilgili hususta kripto varlığın tanımı ile ilgili bir karmaşa söz konusudur. Konunun Kurumlar Vergisi Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu veya Katma Değer Vergisi Kanunu açısından değerlendirilmesi için öncelikli olarak kripto varlıkların bir emitia mı, bir para mı yoksa bir gayri maddi hak mı olduğu konusunda görüş birliğine varılması gerekmektedir. Bu doğrultuda değer artışı veya alım satımında ortaya çıkan gelirin gelir üzerinden alınan Gelir ya da Kurumlar vergisine tabi olduğu açıktır. Ancak konunun Katma Değer Vergisi’ne tabi olması hususu ise para mı yoksa emtia mı sorusunun cevabına göre farklılık göstermektedir. 

Uluslararası vergi mevzuatı açısından konuyu değerlendirdiğimizde Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından çeşitli ülkelerin kripto varlıkların ne olduğu sorusuna çeşitli görüşler bildirdiği ve bir görüş birliğine varılmadığı ve kripto varlıkların vergi mevzuatı açısından net bir tanıma kavuşturulması gerektiği belirtilmektedir. OECD’nin G20 Vergi Raporu’na göre; İtalya, Hollanda, Portekiz ve İsviçre haricindeki ülkeler kripto para birimleri ile itibari para birimlerinin değişimi “vergiyi doğuran olay” olarak değerlendirmektedir. 

Mali mevzuatımız açısından konuyu değerlendirecek olursak, paranın hukuki tanımı üzerinde durmakta fayda vardır. Para tanımına baktığımızda bir devletin kontrolünde ve basım yetkisinde olması, ülke merkez bankasının izni dahilinde çıkarılmıyor olması, herhangi bir ulusal otorite tarafından kontrol edilmiyor olması gibi tanımlardan hareketle kripto varlıkların para olmadığı görüşü hakim kılınmaktadır. Bu doğrultuda dünya genelindeki uygulamalara baktığımız zaman da kripto varlıkların para kabul edildiği veya KDV’den müstesna olduğuna ilişkin hakim bir görüş bulunmamaktadır. Her ne kadar Avrupa Adalet Divanı tarafından 2015’de karar bağlanan ele alınan Hedqvist davasında kripto paraların diğer para birimleri ile temel amacının bir değişim aracı olarak aynı olduğu ifade edilmiş ve AB KDV Direktifi uyarınca kripto paranın ülke paralarıyla değişimi ve tersi işlemlerin KDV’ye tabi olmaması gerektiği hüküm altına alınmış olsa da hukuki metne dönüşmüş bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır.

Tüm bunların yanı sıra kripto varlıkların alım ve satımına ilişkin olarak gerek para kabul edilmemesi gerekse KDV kanununda tanımlanmış bir istisna olmaması sebebiyle alım ve satıma ilişkin teslimlerin KDV’ye tabi olduğu açıktır. Ayrıca gelir üzerinden alınan vergiler bağlamında ise kripto varlıkların değerlenmesi veya alım satımdan dolayı ortaya çıkan karın ticari kazanca mı yoksa arizi kazanç hükmünden dolayı değer artış kazancına ilişkin mevzuat ihtiyacı olduğu açıktır. 

Unutulmamalıdır ki, ülkemiz açısından vergi gelirleri ve verginin tabana yayılması çok büyük bir önem arz etmektedir. Bu doğrultuda kripto varlıkların son derece rağbet gördüğü şu günlerde, mali idarenin kripto varlıklarla ilgili açık ve anlaşılır mevzuat değişiklikleri yapması ve ayrıca vergi adaleti açısından kripto varlıkların alım ve satım işlemlerinin takip edilerek hazineye katkı sağlanması büyük önem arz etmektedir.