HABER: SEMİH AYDIN

İlk yarı performansı yüzleri güldürdü

Türkiye pandeminin olumsuz etkilerini hızla üstünden atıyor. Geçen yılın haziran ayından itibaren üretim ve ihracatta yaşanan artış, iş dünyasının geleceğe daha umutla bakmasına imkan sağlıyor.

Covid – 19 salgınına rağmen 2020 yılını pozitif büyümeyle kapatan Türkiye ekonomisi, bunu 2021’in ilk çeyreğinde de sürdürdü. Türkiye’nin sağladığını bu başarıda sanayi sektörünün payı büyük oldu.

Türkiye’nin üreterek ve ihraç ederek büyüme stratejisi meyvelerini veriyor. Yılın ilk yarısında 105 milyar dolar gibi ihracat rakamına ulaşılması, bu alanda Cumhuriyet tarihinin rekoru oldu. Salgına rağmen üreten ve pandemi koşullarını avantaja çeviren Türkiye, 200 milyar dolar ihracat hedefine her geçen gün daha da yaklaşıyor. Bursa iş dünyası temsilcileri Türkiye ekonomisinin 2021 yılı ilk yarı performansını ve gelecek dönem önem öngörülerini Ekohaber’le paylaştı.


Ergun Hadi TÜRKAY
BUSİAD YK Başkanı
Bursa’nın potansiyeli şu anki seviyenin üstünde

Bursa’nın çok önemli bir özelliği var. Birincisi yüzyıllardır devam eden tekstil ve tarım (gıda) sanayi. 19’uncu yüzyılla birlikte bir de bunlara otomotiv eklendi. Bursa bu hafızasını iyi kullandı ve 20’ye yakın organize sanayi bölgesi ile cari açığı olmayan Türkiye’deki az sayıda il arasında. Bursa, bu üretim potansiyelini ihracat ile de pekiştirdi. Uluslararası rekabetteki yerini dünyada kabul ettirdi.
Tüm bunlarla beraber, 2016 yılından beri yaşanan politik olaylar, yurt dışı satın almacılarda tereddüt yarattı ve ancak, Türkiye dışında bir üretim üssü kurulursa, satın almaya devam edebileceklerini ifade ettiler. Satın almacılar, üretim kalitemizden, verilen hizmetten memnundular, müşteri ilişkilerimiz de sağlamdı.
Şu anki durumumuz, 2020 yılındaki pandemi dolayısı ile yaşanan güçlü geri çekilmenin baz etkisi ile iyi gözükebilir. Bursa’nın potansiyeli yaşananın bir hayli üstendedir. Bu üretim becerisini, hafızasını tam olarak değerlendiremiyoruz. İş insanımızın ve iş gücümüzün esnek ve gelişen şartlara hızlı ayak uydurabilme kabiliyeti karşılığını bulmakta ellerinde olmayan nedenlerden dolayı zorlanmakta.

Rasim ÇAĞAN
BOSİAD YK Başkanı    
Rehavete kapılmamalıyız

Tüm dünya ve Türkiye ekonomisi, 2020 yılında pandeminin şiddetli etkisiyle birlikte çok zor günler geçirdiler. 2021’in başı ile birlikte aşının etkisiyle pozitif gelişmeler yaşanmaya başladı. Bu durum Türkiye’yi de etkiledi.  TÜİK verilerine göre, Türkiye ekonomisi 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde 7 oranında büyüdü. Büyümenin sanayide yüzde 11,7 olması bizler için tablonun en sevindirici tarafı.
Bursa’nın ilk 6 aydaki toplam ihracatı 7 milyar 473 milyon lira olması, işlerin Bursa'da da iyi gittiğini bize gösteriyor.
Ancak bu rakamlara sevinirken, rehavete de kapılmamalıyız.  Türkiye mutlaka daha fazla katma değer odaklı üretimi hedeflemelidir.   İthalatın %85'inden fazlası hammadde aramalı yatırım malı olan ülkemizde emek yoğun sektörlerle oluşan büyüme düşük net döviz girişini yaratıyor.  
Büyüme modelindeki bu katma değer sorununa karşı devlet teşvik politikalarını gözden geçirip, seçilmiş katma değeri yüksek sektörlere pozitif ayrımcılık yapmalıdır.  Çok fazla insan çalıştıran sektörlere teşvik vererek, işsizliğin durmadığını çift haneli işsizlik rakamlarında görüyoruz.  Teşvikler inovasyon, marka ve teknolojiye odaklanmalıdır.


Nilüfer ÇEVİKEL
DOSABSİAD YK Başkanı
Sanayicinin maliyet yükü ağırlaştı

2020, pandemi krizinin ekonomiyi, ticareti ve iş yapma biçimlerini derinden etkilediği bir yıl olarak tarihe geçti. Küresel ekonomide ciddi çalkantılar yaşandı, birkaç ülke dışında neredeyse tüm dünyada ekonomik daralmalar gözlemlendi. Ülkemiz ise güçlü ekonomik hedefleri doğrultusunda özveriyle çalışan sanayici ve iş insanlarının emekleri ile her şeye rağmen 2020’yi minimum hasarla atlattı. Başta endişeler söz konusu olsa da 2021’e dair olumlu beklentiler ön plana çıktı. Bu yılın ilk yarı performansına baktığımızda umutların boşa olmadığını görmüş olduk. Haziran ayı verilerine göre aylık, çeyreklik ve 6 aylık bazda Cumhuriyet tarihi ihracat rekoruna ulaşmamız, böyle zor bir süreçte çok ama çok kıymetli.

Bursa da Türkiye’nin sanayi ve üretim açısından lokomotifi konumunda. İstanbul’dan sonra en çok ihracatın yapıldığı şehir olması, Bursa’nın ne kadar önemli bir konumda olduğunu doğruluyor. Organize sanayi bölgeleri ele alındığında Bursa’nın dış ticaret açısından geliştirilmesi gereken yönleri var ama ülke ekonomisine koyduğumuz katkı gerçekten azımsanamaz. Pandeminin yarattığı olumsuz ekonomik koşullar bir yana dalgalı kur, yüksek enflasyon ve faiz sarmalında üretim yapmaya gayret gösteren sanayicimiz, tedarik sıkıntılarına rağmen 2021’in ilk yarısında da olağanüstü çaba göstererek güçlü ekonomik hedeflerimize ulaşma gayreti gösterdi.

Sanayicimiz, ülkemizi diğerlerinden olumlu yönde ayrıştırmak adına pandemi gibi zorlu bir süreçte dahi beklenenden fazla özveri gösterdi. Bu yolda elimizi taşın altına koymaktan hiçbir zaman çekinmedik. Üretim ve ihracatın olumlu yönde artarak devam edebilmesi için bazı koşullar yerine getirilmeli. Ekonomi yönetiminin, iş dünyasının taleplerini önceleyerek atacağı adımlar büyük önem arz ediyor. Pandemi şartlarının olumsuz etkilerini en aza indirgemek adına çalışma hayatına yönelik sağlanan desteklerin güncellenerek uygulamaya alınmasını bekliyoruz. Normalleşme döneminde ekonomik toparlanmanın sağlanması adına işverenlere ve çalışanlara sağlanan desteklerin, yıl sonuna kadar uzatılmasını talep ediyoruz. Aynı zamanda kur artışı ile Üretici Fiyatları Endeksi’nde yıllık yüzde 43’e yakın gerçekleşen artış, sanayicinin maliyet yükünün iyice ağırlaştığını gösteriyor. Kur-faiz-enflasyon sarmalının yatırımlar için tehdit olmaması adına fiyat istikrarı için daha etkin adımlar atılmasını bekliyoruz. Sanayicimizin küresel rekabette öne çıkması için elektrik ve doğalgaz fiyatlarında yapılan son ek artışların gözden geçirilmesini, ilave destekler sağlanmasını talep ediyoruz. Sanayicinin istekleri karar vericilerin gündeminde olursa, yılın ikinci yarısında da üretim ve ihracat konusunda dünya ekonomisinden olumlu ayrışır ve pandemi sonrası dönemde küresel rekabette elimizi daha da kuvvetlendirebiliriz.

İklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması için yeni temiz üretim teknolojileri ve hizmetlerinin sayısının ve etkinliğinin hızla artması gerekmektedir. Sanayiciler olarak bizler bu konuda acilen aksiyon almazsak AB ülkeleri gibi önemli ticari ilişkiler geliştirdiğimiz piyasalarda tercih edilebilir olmayacağız. Avrupa Yeşil Mutabakat çağrısına uygun, yeşil ve çevreci üretim politikaları ile iş yapışımızı sürdürürsek hem temiz gelecek, hem de olumlu ekonomik ilişkiler oluşturabiliriz. Sanayinin omurgasını oluşturacağına inandığım dijital dönüşüm de vakit kaybetmeden hayata geçirilmesi, teknoloji üretmemiz ve gelişmiş ülkeler arasındaki yerimizi almamız şart.

Ali GÜLER
KSİAD YK Başkanı
Piyasada talep sıkışıklığı var

Bu yılın ilk yarısında Bursa için daha önceki yıllara göre çok fazla değişim yaşanmadı. Geçmiş yılların performansını koruduğumuz kanaatindeyim. Kendi firmam ve diğer işletmelere baktığımda geçmiş yıllara göre bir kayıp söz konusu değil. Ancak bunun üzerine koyulması gereken yüzde 10 – 15’lik üretim ve ihracat artışı yaşanmadı. Dolayısıyla ne kayıp ne de artış olmadı.
Yılın ikinci yarısında işlerin daha da yükseleceği; ihracatın ve üretimin artacağı beklentisi içerisindeyim. Şu an piyasada bir sıkışmışlık var. Otomotiv dahil olmak üzere insanların bu talebi bir süre daha baskılayacağını ancak sonraki süreçte talebin yükseleceğini düşünüyorum. Herkes işini doğru ve dürüst bir şekilde yaptığı sürece bir risk olacağını düşünüyorum.
Krizler, sanayiciyi daha temkinli ama daha saldırgan olmaya iter. Bana göre terminine sadakat gösteren işletmeler bu tür krizlerden daha da güçlenerek, başarılı bir şekilde çıkıyor.

Engin ÇETİNER
GÖRSİAD YK Başkanı
Akıllıca yatırımlar yapmalıyız

Üretim şehri olan Bursa, 2021 yılı ilk yarısında geçen yılki aynı dönem ihracatını, pandemi koşullarına rağmen yüzde 37 artırarak 7,5 Milyar USD’ye yükseltmiş ve büyük başarıya imza atmıştır. Pandemi ile Mart 2020’de başlayan olumsuz durumu çok kısa zamanda avantaja çevirmesini bilen Türk üreticileri özveri ile çalışarak üretim ve ihracatlarını arttırarak rekorlar kırdı.
2021 Türkiye ihracat hedefi 186 Milyar USD’nin yılsonunda aşılacağı ve 200 Milyar USD’nin üzeri olacağını tahmin ediyorum. Bursa ihracatı da yaklaşık 20 Miyar USD civarında olacaktır. Yakalanan bu fırsatın iyi değerlendirilmesi, akıllıca yatırımlar yapmak hedefimiz olmalıdır. İthal ürünlerine getirilen ek gümrük vergileri iç pazarda canlanma sağlamasına karşılık ara ürün ithalatı yapan üreticinin maliyetlerini artırarak ihracatta yabancı üreticiler ile rekabet etmekte güçlük çekmektedir. Ek gümrük vergilerinin sadece ana ürünlerde uygulanmalı ve ara ürünler de ise makul seviyelerde tutulmalıdır. Emtia fiyatlarındaki artış döviz kurundaki yükselme ile üretici firmalara çok büyük maliyet getirmiştir. Bu konularda alınacak tedbirler ihracat rakamlarının artışında önemli faktör olacaktır.


Arif DEMİRÖREN
BARSİAD YK Başkanı
Gidişatımız olumlu bir beklenti oluşturdu

Ülkemiz pandemi sürecinde, küresel ekonomide patlak veren krizlerden minimum düzeyde etkilenmek adına atılması gereken adımları attı ve atmaya da devam ediyor. Bu önlemler sayesinde tüm dünyada olumsuz bir ekonomik tablo çizilirken ülke ekonomimizin pozitif büyüme yolculuğuna kesintisiz devam etmesi, gurur verici.
İş dünyasının gayretli çalışmaları neticesinde yaşanan bu pozitif gelişmeler yılın ilk yarısında olumlu geri dönüşler almamızı sağladı. Cumhuriyet tarihinin aylık, çeyreklik ve 6 aylık ihracat rekoru kırıldı. Yıl sonunda da 200 milyar dolar sınırının geçilmesi bekleniyor. Bursa da bu anlamda üretim ve ihracatta aslan payına sahip şehirlerimizden biri. Organize sanayi bölgemizin de içinde olduğu Bursa, ihracata dayalı büyümemizin en büyük itici güçlerinden. İhracat ve üretim konusunda çaba gösteren ekonomideki aktörlerin karşılaştığı sıkıntıların çözülmesi, yaşanan zorlukların hafifletilmesiyle çok daha başarılı işlere imza atarak, pandemi sonrasında ülke ekonomimizin küresel platformda daha da iyi noktalara gelmesini sağlayabiliriz.
2020 yılında ekonomik dalgalanmalara göğüs gererek pozitif anlamda ivme kaydetmemiz, 2021 yılında ekonomik gidişatımız hakkında olumlu bir beklenti oluşturdu. Verilere baktığımızda yılın ilk yarısında bu beklentinin boşa olmadığını ve sanayicilerimiz tarafından karşılandığını görüyoruz. Yılın ikinci yarısında da bu başarıların devam etmesi için iş dünyası olarak bazı beklentilerimizin karşılanmasını yetkililerden talep ediyoruz. Başta yüksek enflasyonla akılcı yöntemlerle baş etmek, enerji maliyetlerine yapılan son zammın üreticinin omzunda yük oluşturmaması için kararlar almak gerekiyor. Yüksek enflasyon, dalgalı kur ve yüksek faizin sürdüğü bir ortamda sanayiciler ve çalışanlar düşünülerek pandemi süresince sağlanan destekler, devam ettirilmeli. Bu adımlar, sürdürülebilir büyümeyi garanti altına almamızı sağlayacaktır.

Nihat ALPAY
MÜSİAD Bursa Şubesi Başkanı
Yılın ikinci yarısından umutluyuz

Yılın ilk yarısında ülkemizin kaydettiği büyüme rakamları son derece ümit vericidir. İlk yarının 5 ayı pandemi şartlarında üretim yapılmasına müsaade ettiği bir zaman dilimini kapsıyor.  Bu noktada Türkiye’miz önemli avantajları bünyesinde barındırıyor. Örnek vermek gerekirse; dinamik iş gücü yapısı, butik üretim kabiliyeti ve pazarlara olan konumu ile ülkemiz bu sevindirici rakamları yakalamayı başardı. Yakaladığımız bu rakamlar bizim yılın ikinci yarısı için ümitli olmamızı sağlıyor. Hem Türkiye’nin hem de özelde Bursa’mızın normalleşme şartlarıyla birlikte yılın ikinci yarısında ve önümüzdeki yılda da çok güzel ekonomik gelişmeleri kaydedeceğini ümit ediyorum.  Biz MÜSİAD olarak gerek tek tek üyelerimizin iş yerlerindeki çalışmaları gerekse topyekûn hareket ettiğimiz diğer konular ve kollarda da aynı ön görüye sahibiz. Ümitli olduğumuzu belirtmek isterim.

Ramazan KAYA
MARSİFED YK Başkanı
Borçlanarak büyüyoruz

Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 7 büyümüştü. İkinci Çeyrek rakamları henüz açıklanmadı. Fakat baz etkisinden dolayı yüzde 20 gibi yüksek rakamlar beklenmektedir. Fakat bu rakamların bizi yanıltmaması gerekir. Çünkü büyümede devamlılık esas alınmalıdır. Söz konusu büyümede borçlanarak gerçekleşmektedir. İstihdam rakamları artmamakta, tam tersi işsizlik rakamları artmaktadır. Kişi başına gelir düzeyimizde 8 bin 500 dolar civarına düşmüştür.
Ayrıca bu hesaba Suriyeli mülteciler dâhil değildir.
İSO 500 listesine şehrimizden 34 firma girme başarısını göstermiştir. Bu firmalar İSO 500’ün yüzde 9,28 oluşturmaktadır.
İSO ikinci 500 listesinde de Bursa’dan 36 firma yer almıştır. Fakat maalesef şehrimiz hem firma sayılarında hem de 2021 yılı ilk 6 ay ihracat rakamların da ikinciliği Kocaeli’ye kaptırmış görünmektedir. Türkiye genelinde geçen yılın ilk 6 ayına göre, bu yılın ilk altı ayı ihracatın da yüzde 38,5 oranın da bir artış olurken, Bursamız’daki artış yüzde 35,6 kalmıştır.
İSO 500 ve İSO ikinci 500 deki firmalarımız 2019 yılına kıyasla, 2020 yılında karlılıklarını arttırdığı görülmüştür. Şirketlerin piyasada ki talep daralmasını, ihracatlarını arttırarak çözmüş oldukları görünmektedir. Geçen yıl verilen destek ve teşviklerin üretim ve ihracat yapan firmalara olumlu yansıdığını söyleyebiliriz. Bu pandemi süreci, üretimin bir ülke için ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.
Fakat buna karşılık destek ve alamayan sektörleri ve şirketleri göz ardı etmemiz gerekmektedir.
Özellikle turizm sektörü, hizmet sektörü, ulaşım ve eğlence sektörü pandemi nedeniyle uzun süre kapalı kaldılar. Bu sektörlerin hibe desteğine ihtiyacı vardır.
Bu yıl belirli bölgelerde yaşanan kuraklık nedeniyle buğday ve arpa da yüzde 20 oranında rekolte düşüklü beklenmektedir.  TMO ithalat yoluyla açığı kapatmaya çalışmaktadır. Bu durum da unlu mamuller de ve yem piyasasına zam olarak yansıyacaktır.
Tarım ve hayvancılık sektörün de ciddi bir şekilde desteğe ihtiyacı vardır.
Bu yılın ikinci yarısının nasıl geçeceği, özellikle son çeyrekte toparlanmanın gerçekleşip, gerçekleşmeyeceği, pandemide ki gelişmelere bağlı olacaktır. Delta varyantının yayılması nedeniyle, beklentilerimizi çok yüksek tutmamamız gerektiğini düşünüyorum.
Diğer taraftan elektrik ve doğalgaza gelen zamlar, sanayicimiz çok zorlayacaktır. TÜFE 17,47 – ÜFE yüzde 42,89 ve arada yansıtılmayan fark 25,42 puana çıkmışken bu gelen zamlar iyice tuz biber olmuştur.

Oya EROĞLU
BUİKAD Başkanı
Cari açığın gerilemesini bekliyoruz

TÜİK’in Temmuz ayı tüketici enflasyonu rakamları incelendiğinde çalışan kesimin ekonomik ve sosyal durumlarının daha net olarak ortaya çıktığını düşünüyorum.
Hala risk altında olduğumuzu söylemek yanlış olmaz fakat pandeminin yarattığı ekonomik hasarın etkisine bakarsak dünyada ki çoğu ülkeden daha iyi durumda olduğumuz aşikar... Sanayi üretiminde de olumlu gelişmeler yaşandığını gözlemliyoruz. Son verilerde, bir önceki yılın aynı dönemine göre üretimde yüzde 66, ciroda yüzde 97'lik bir artış açıklandı. Buna göre, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2021 yılı ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,0 büyümüş oldu.
İlk 6 ayda geçtiğimiz yıla göre yüzde 40'lık bir ihracat artışı gerçekleşmiş. Bu gidişle yıl sonunda tarihimizde ilk defa 200 milyar doların üzerinde bir ihracat beklentisi var. Güçlü ihracat performansı, düşen altın ithalatı ve turizmdeki toparlanmayla birlikte cari açığın da gerilemesini bekliyoruz.
Pandemi nedeniyle işyerlerinin olumsuz etkilenmesi, artan işsizlik ve yükselen döviz kurlarıyla beraber vatandaşlarımız bu durumdan oldukça etkilendi. Şu an gündemden düşmeyen konuların başında fiyat artışları ve geçim derdi bulunuyor. Son aylarda ki en önemli konu; tüketici fiyatlarıdır. Enflasyon maalesef yükselmeye devam ediyor…
MTA fiyatlarının dünyada yükselmeye devam edeceği düşünülürse, %42 ÜFE endeksi daha da yukarı gidecektir. Özellikle üreticiyi desteklemek noktasında İthal hammadde fiyatlarını düşürebilirsek üretici rahatlar diye düşünüyorum. Akaryakıttan iletişime kadar kamunun zaruri malları üzerindeki vergileri düşürmesi gerek. Bu bir nefes olacaktır. Ve kamuda son açıklanan tasarruf tedbirlerinin istisnasız her yere ve herkese uygulanması gerek. Herkes tasarruf edecek ki toplumda bu anlamda bilinç oluşacak. Seçici bir vergi düzenlemesi yapılması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin bazı sektörlerde ki gümrük vergileri…
Vatandaşlarımızın yaşam standartlarının daha iyi koşullara çıkarılması için gerekli aksiyonların bir an önce alınması kaçınılmazdır.


Mustafa ANDIÇ
İMSİAD YK Başkanı
Konut kredisi faizleri yüzde 1’in altına indirilmeli

Geçtiğimiz yılın ikinci yarısında konut kredisi faizlerinin 0,64’e düşürülmesi geç bir karar da olsa sektöre can suyu olmuştur. Ancak kredi faizlerinin tekrar yükselmesi yılın ilk yarısında satışların, geçen yıla göre daha da geride kalmasına sebep oldu. Bunu ipotekli satışlarının düşüşünden net bir şekilde gözlemliyoruz. Öyle ki, 2020 yılında Bursa’da ayda ortalama bin 950 kredili konut satılmışken, Kasım 2020’den bu yana ayda bin adetin altında seyretti. 2021 Mayıs ayı Konut Satış İstatikleri’ne göre bu rakam geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 48 düşüşle sadece 385 oldu. Bu anlamda konut kredisi faiz oranlarının 1’in altına indirilmesi ve sıfır konutlar ile ticari alanlara uygulanması sektörümüze bir canlılık getirecek; vatandaşımız ev sahibi olacak ve müteahhitler de yeni projeler için geleceğe daha umutla bakabilecektir.
Konut satışlarında yaşanan düşüşün yanında döviz kurlarındaki artışa paralel olarak inşaat malzemeleri tedarikinde sorunlar yaşanıyor. Özellikle yerli inşaat malzemeleri üreticilerinin daha çok ihracata yönelmesi, kendi ülkesinde üreten ve ülkesine katma değer sağlayan sektörümüzü zor durumda bıraktı. Bu yüzden ivedilikle önce iç piyasanın korunmasına yönelik düzenlemeler getirilmesini talep ediyoruz.  


Ömer YILDIZ
BEKSİAD YK Başkanı
Üreteceğiz ve ihraç edeceğiz

2020 yılındaki pandemiden sonra hem ülke hem de sektör olarak böyle bir toparlanma bekliyorduk. Pandemi etkilerinin hala devam ettiği 2021 yılının ilk yarısında bu tür rakamlara ve rekorlara ulaşmak hem ülke hem de sektör olarak ki hepimizi mutlu ediyor. Fuarları yapamamış olmamıza rağmen yılın ilk yarısı beklediğimiz gibi geçti. Bu anlamda geçen yılın haziran ayından itibaren yaşanan olumlu tablonun sürdüğünü söyleyebilirim.
Hem dünyada hem de Türkiye’de aşılanmanın hızlanması ve pandeminin etkilerinin azalmasıyla birlikte uluslararası uçuşlar daha da hız kazanacaktır. Böylelikle iş insanlarımız daha güzel işlere imza atabilecek ve ihracatımız da artan bir tempoyla devam edecektir. Biz de üreterek, imalatlarımızı dünyanın dört bir yanına ihraç ederek ülke ekonomimize katkı sağlamak için azimle çalışmayı sürdüreceğiz.

Osman AYBİL
İMOS YK Başkanı
Ham madde sorununu aşarsak önümüz açık

Mobilya sektörü açısından baktığımızda ihracatta 2021 yılının ilk yarısında geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla yüzde 35 artış yakalayarak yıl sonu ihracat hedeflerimizin üzerine çıkacağımızın göstergelerini aldık. Mobilya sektörü olarak şu an dünyada yaşanan konteyner sıkıntısı kaynaklı navlun artışlarından yakaladığımız avantajı iyi kullanıyoruz. Ama daha fazlası mümkün ve bunun için çalışmaya devam edeceğiz.
Üretim açısından yine dünyanın pandemi sebebiyle yaşadığı ham maddeye ulaşım ve ham madde fiyat artışlarından etkilendik. Hem yaşanan kur dalgalanmaları hem ham maddeye ulaşım zorlukları planlamalarımız yaparken bizleri zorladı. Ancak aktif bir üretici yapımız olduğundan buna elimizden geldiğince adapte olmaya çalışıyoruz.
Yukarıda da bahsettiğim gibi yıl sonu ihracat hedefimizin inşallah üzerine çıkacağız. Ham madde sorunlarımızı da aşabilirsek önümüz çok açık.

Kağan Yeşil
BURPAS YK Başkanı
Sektör dış şoklara direnç gösteremiyor

Plastik ve ambalaj sektörü, Türkiye ekonomisinin en önemli aktörlerinden birisidir. Bugün 10 milyon tona yaklaşan toplam üretimi, 33 milyar dolar civarındaki cirosu, 5 milyar dolara yaklaşan direkt ihracatı ve son 10 senede GSMH büyümesini aşan yıllık büyüme ile plastik sektörünün ülke ekonomisine sağladığı katkı giderek artıyor. Sektörümüz, ulaştığı üretim kapasitesiyle Avrupa’da ikinciliğe, dünyada ise altıncılığa yükseldi. Korona virüs salgınının Çin sınırlarını aşması ve küresel ölçekte hızla yayılması ile imalat sanayinde 2020 yılının ayının ortalarından itibaren talep kaynaklı bir gerileme görülmüştür. Salgın, Türkiye plastik sektörüne alt sektörler bazında değişik etkilerde bulunmuştur.
Fakat buna rağmen ham madde fiyatlarında yüksek seviyenin devam etmesi sektörümüzde ve bağlı sektörlerde istihdam kayıplarına neden oldu. Yılın ilk yarısına baktığımızda plastik sektörüne hammadde sağlayan petrokimya firmalarında üretim durdurmaları ve kısıtlamaları halen devam ediyor. Bu sebeple yaşanan arz şokuna bağlı olarak hammadde fiyatlarının tüm dünyada hızla arttığını görüyoruz. Ayrıca navlun fiyatlarında yaşanan sert artış tüm sektörlerde olduğu gibi plastik sektöründe de olumsuz etkilere sebep olmaktadır. Bu durum sektörümüzde istihdam kaybına neden olabiliyor.
Ülkemiz plastik sektörünün; yurtiçinde yeterli hammadde üretiminin olmaması, kontratlı ham madde alımı uygulamasının yaygınlaşmamış olması ve lojistik altyapı yetersizliği gibi yapısal sorunları var ve bu sorunlar sebebiyle sektörümüz dış şoklara karşı direnç gösteremiyor olması bizim iş yapabilme kabiliyetimizi daraltıyor. Türk plastik sektörü bugün ülkemize 33 milyar dolar seviyesinde girdi kazandıran en önemli stratejik bir sektördür. Avrupa'da 'hayati öneme sahip' sektörlerin başında gelen sektörümüze daha fazla destek verilmesi ülkemizin geleceği açısından da büyük önem taşıyor. Bu noktada ülkemizde yeni petrokimya yatırımlarının teşvik edilmesi en önemli beklentimizdir. Bunun için yapısal anlamda çözüm önerilerimizi dile getirmeye devam edeceğiz.


İdris DOĞRUL
BİSİAD YK Başkanı
Dijital dönüşümde başrolde olacağız

İlk yarı performansı, tamamen durağan değil ama artış beklentisi tahmin edilen ölçüde değil. Özellikle pandeminin belirsizlik ortamında ani duruş ve kalkışların getirdiği yorgunluk ve şaşkınlık mevcut.
Sektörümüz bilişim olduğu için yeni normal ile birlikte hayatın her noktasında yaşanacak dijital dönüşümde başrolde olacağız. Burada özellikle güvenliğin sağlanması, bütünlüğün korunması ve yerelde ihtiyaçların yeterli düzeyde karşılanabilmesi için teknoloji, üretim ve lojistik geliştirme çalışmalarında yoğunluk yaşanacaktır. Bilişim ve diğer sektörler için yetişmiş insan gücü sorun olmaya devam ediyor. Maalesef, okullardan mezun olanları tekrar eğitmek, sahaya almak halâ çok zamanımızı alıyor.
Ayrıca belirtmek gerekir ise, yeşil mutabakatın getireceği değişim ile bilişime yatırım yapan firmalar, coğrafi konum avantajlarını doğru değerlendirenler bu değişimleri fırsata çevirme ve hayatlarını devam ettirme imkanını yakalayacaklardır. Aşırı üretim talebi ve bu talebe karşılık verebilme telaşında, buna hazırlıklı olan ve bu minvalde ortaklık, iş geliştirme vb. çalışmalarda bulunanlar mutlaka kazançlı çıkacaklar. Türkiye’nin, özellikle otomotiv ve komponentleri alanında üretim üssü olan Bursa da bundan payını mutlaka alacaktır.
Ülkemiz, Bilişim Gelişmişlik Endeksi’nde dünyada 67’inci sırada yer almakta. Bu sıralamanın üst seviyeye çıkması için yerli ve milli çalışmaların her geçen gün artan eğrisinin sürdürülebilirliğinin sağlanması, ihtiyaçların karşılanmasında öncelikli olarak yerli, milli üreticilerle işbirliği, kümelenmeler oluşturularak fırsat alanlarında öncelik sağlanması önemli bir kazanım olacaktır. Bu şekilde hem pazar genişlemesi, hem tedarikçi çeşitlenmesi, hem de ürün gamı yelpazesinin büyümesi tüm ülkemiz için kazanç sağlayacaktır.

Fatih ŞAKİR
BALKANTÜRKSİAD YK Başkanı
Dikkat edilmesi gereken hususlar var

Tüm dünyayı etkileyen pandemi nedeniyle 2020 senesini zor bir yıl olarak geride bıraktık. Bu dönemde Kısa Çalışma Ödeneğinden esnek çalışmaya ve vergi yapılandırmaları ile bazı muafiyetlere kadar değişik konularda alınan tedbirler iş dünyasını büyük ölçüde rahatlattı. Kısıtlamalar nedeniyle üretim süreçlerindeki aksamalara rağmen ülkemiz 2020 yılını yine de büyüme ile tamamladı.
Aşı uygulamasının yaygınlaşması ve kısıtlamaların önce kademeli, sonra da tamamen kaldırılmasıyla ile birlikte ekonomik süreçler normal akışına döndü.
2021 yılının ilk 6 aylık dönemine ilişkin veriler çok iyi geliyor. Sanayi üretim endeksi, reel kesim güven endeksi, büyüme oranı, imalat sanayi kapasite kullanım oranı gibi temel göstergelerdeki artışlar moralleri yükseltiyor. İhracat cephesinde ise aylık, 3’er aylık ve yılın ilk yarısı itibariyle Cumhuriyet tarihi rekorları kırılıyor.
Bu elbette zamanında alınan doğru ekonomik kararların uygulanması ile birlikte iş dünyasının azim ve kararlı çalışmasının sonucudur.
Bunda, üretim ve ihracat kenti olan Bursa’mızın çok önemli bir payı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
2021 yılının ikinci yarısında da aynı motivasyon ve artan ivme ile üretimin, ihracatın devam edeceğine inanıyoruz. 2021 yılını yine büyüme ve 200 milyar dolarlık ihracat hedefini aşarak tamamlayacağımızı söyleyebilirim.
Bu arada, sanayi dışındaki başta ticaret ve hizmet olmak üzere diğer kesimlerin farklı muafiyet beklentilerinin karşılanması, girdi maliyetlerindeki artışlar, bilhassa yüzde 43’lük bir orana yükselen yurt içi üretici fiyat endeksi ile birlikte enflasyon konusu yılın ikinci yarısında dikkat edilmesi gereken hususlar olarak gözüküyor.


Zarif ALP
RUMELİSİAD YK Başkanı
Bursa büyümede önemli pay sahibi olacak

Pandeminin gölgesinde geçen 2021 yılının ilk çeyreğinde, Türkiye ekonomisi beklentinin de üzerinde yüzde 7 seviyesinde büyümüştü.
Ve bu büyüme oranı ülkemizi, OECD üyesi ülkeler arasında en çok büyüyen ülke konumuna taşırken, G20 ülkeleri arasında da Çin'den sonra en fazla büyüme oranını yakalayan ülke haline getirmişti.
Dolayısıyla 2020 yılında pandemiden dolayı yavaşlayan büyüme oranlarımız, özellikle aşılamanın artması ve pandeminin etkisinin yavaş yavaş azalmaya başlamasıyla birlikte, yeniden hızlanmaya başlayacaktır.
Pandemiden kaynaklı olarak dünya ekonomilerinin küçülmeye gittiği bir dönemde ülkemizin hızla toparlanarak büyüme ivmesi yakalaması, iş dünyası olarak bizleri son derece mutlu etmektedir.
Dünya genelindeki tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılara rağmen ülkemizin bu dönemde büyümesi, üretim kapasitesini artırarak süreçten fayda sağladığını ortaya koyuyor.
Bu bakımdan, 2021 yılının ilk yarı sonuçlarında da bu büyüme ivmesini göreceğimizi düşünüyorum.  Tabii ülke olarak, üretim ve ihracat odaklı büyümeye devam etmek durumundayız. Her şeyin başı üretim. Özellikle de katma değerli üretime odaklanmamız gerekiyor.
Bu noktada, ülkemiz sanayisinin lokomotifi olan Bursa’nın da ortaya koyduğu ihracat rakamlarıyla, büyümede önemli bir pay sahibi olduğunu görüyoruz.
Üreterek büyüyecek olan Türkiye ekonomisinin daha da gelişip kalkınması için bizler, her zaman taşın altına elimizi koymaya devam edeceğiz.
Devletimizin de bu dönemde reel sektöre desteklerinin artarak devam etmesi çok önemli. Öyle ki ülke ekonomimizde finansal istikrarın sağlanmasıyla birlikte yatırım iştahı da yeniden artacaktır. Bu açıdan, yatırımı destekleyen ek uzun vadeli ve uygun finansman kaynaklarının devlet tarafından sağlanacağını umut ediyorum.
İnşallah pandeminin etkisinin de yakın zamanda tamamen ortadan kalkması durumunda, önümüzdeki dönemde çok daha iyi performans sergileyeceğimizi ve geleceğe daha iyi ve umutlu bakabileceğimizi düşünüyorum.


Gürsel DURMUŞ
ARSİYAD YK Başkanı
Sıkıntıları fırsata çevirdik

Türkiye ve Bursa’nın ilk yarısını üretim ve ihracat açısından hem döviz kurunun yükselmesi hem de tedarik sürecindeki sıkıntılardan iyi faydalanarak geçirdiği gözüküyor. İkinci yarıdan da olumlu beklenti var. Bu süreci olumsuz etkileyecek unsurlar olarak, ucuz finansmana ulaşmakta zorluk, enflasyonun yükselişi bu süreçten olumsuz etkilenen reel kesimin sorunları, yerli ve yabancı yatırımcının gelecek kaygı ve güven sorunu olarak gözüküyor.

Ahmet ER
BATISİAD YK Başkanı
TEKNOSAB ile Türkiye’nin yıldızı olacağız

2021 yılı Ocak – Haziran’ı kapsayan ilk altı ayda ihracatta bütün zamanların rekoru kırıldı. 105 milyar dolara ulaşan ihracatımız ile Türkiye ekonomisini daha da güçlü kılmaya var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Pandemi sürecinde üretim ve istihdam için devletin, işveren ve çalışanlarımıza sağladığı imkanlar için teşekkür ederiz. Ayrıca son olarak Cumhurbaşkanımızın açıklamasında yıl sonuna kadar işe alınacak çalışanların SGK ve vergilerini 12 ay boyunca devletin karşılayacağını açıklaması bizleri sevindirmiştir. Bursa özeline baktığımızda üretim ve ihracatta İstanbul ve Kocaeli‘den sonra üçüncü oluşumuz, biz iş adamları için gurur vesilesi olmuştur. Şehrimize ve ülkemize sağladığımız katkıdan dolayı mutluyuz. Bursamızı güzel bir gelecek beklemektedir mevcut 17 OSB’nin üç dört katı büyüklüğünde teknolojik bir sanayi bölgemiz “TEKNOSAB” hızlı bir şekilde yapımı devam etmekte. TEKNOSAB’ın tam kapasite faaliyete başladığında üretim ve istihdam açısından Türkiye’nin yıldızı olacağına inanıyoruz. Covid - 19 pandemesine rağmen 2020’de Türkiye %7 büyüdü. İnanıyoruz ki bu büyüme önümüzdeki süreçte de hız kesmeden devam edecektir.


Murat KAYA
GESİAD YK Başkanı
Kayıplarımızı telafi edeceğiz

2021 yılına ilk başladığımızda pandemi bizleri fazlasıyla etkilemişti. Ama açılmalarla birlikte yeniden umutlandık. Turizm ve hizmet sektörlerinden gelen veriler umudumuzu daha da yeşertti. Önümüzdeki süreçte kapanmada kaybettiklerimizi, tekrar kazanmak için gayret göstereceğiz. Ancak sanayi alanında faaliyet gösteren firmaların pandemi döneminde de kapanmadan, üretime devam etti. Son dönemde siparişlerin artmasının, üretime olan pozitif etkisi bizleri fazlasıyla mutlu etti. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde, yaşadığımız kayıplarımızı telafi edeceğimizi düşünüyorum. Ancak bu noktada gerekli iyileştirilmelerin yapılarak, iş dünyasının desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu beklentilerimiz var. Bu desteklerle birlikte önümüzdeki 6 aylık süreçte daha da güçlenerek yolumuza devam edeceğimizi düşünüyorum.  
 


Emre YILDIZ
ASKON Bursa Şubesi Başkanı
İhracat fazlası veren ülke olma yolunda ilerliyoruz

İlk yarı gayet iyi geçti. Pandemi sürecine kıyasla ve Türkiye’nin beklentilerine göre daha büyük artış yaşandı. Genel olarak değerlendirdiğimizde bütün sektörlerimiz ham madde sıkıntısıyla karşı karşıya. Ama buna rağmen Türkiye 200 milyar dolarlık ihracat hedefine dayandı. İlk 6 ayda birçok ilimizde ihracat rekorları kırıldı. Bunlar bizi sevindiriyor. Önümüzdeki 6 ayın da artışla devam edeceğini öngörüyorum. Türkiye jeopolitik konumunu kullanarak ihracatını artıracaktır. Biz ihracat fazlası veren bir ülke olma yolunda ilerleyeceğiz. Bu artık belli oldu. Dünyada değişen tedarik zincirinde, iyi bir konuma sahip olduk. Bu ve üreten bir ülke olmamız bizim için bir avantaj. Ancak ham madde konusunda dışa bağımlılığımız bir risk taşıyor. Bu bağımlılığı azaltmamız gerekiyor. Ham maddelerin Türkiye’de üretimini ve üreticiyle buluşmasını sağlamamız gerekiyor. Bu yönde devlet politikaları geliştirilmeli. Ama buna rağmen ihracat yapan firma sayımız artıyor. Firmalarımız ürünlerini yurt dışına satmayı hedefliyor. Bu durum genel ekonomimize de olumlu yansıyor.