İhracat sayılan teslimler ve KDV iade edil(e)memesi (1)
Modern dünyanın en son yasalarından biri olan, yaratılan katma değer üzerinden vergi alınması esasına dayanan Katma Değer Vergisi Kanunu 25.10.1984 tarihinde 3065 sayı ile kabul edilerek 02.11.1984 tarih ve 18563 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Türkiye, ülkesi ve milletiyle 8-9 ay içinde bu yasaya uymuş, yasa halkın kabulüne mazhar olmuş, başlangıçta hiçbir aksaklık olmadan tatbik edilebilmiştir. Ancaaak, zamanla ülkenin dışa daha fazla açılması, yeni uygulamalar ve mevzuat arasındaki uyumsuzluklar ve anlayış farkları bazı konularda yasanın kabulündeki güzelliklere gölge düşürmüştür.
Maalesef, Maliye idaresi ile dışa açılmayı esas alan ihracat idaresi arasında büyük büyük uyumsuzluklar bulunmaktadır. Maliye idaresi, yasaları, gelir etkisini, vergi artırmayı ve şekli esas alan bir tatbikat yapmakta, ihracat idaresi ise nasıl ihracatı artırırım, dünyaya nasıl daha fazla açılırım, bu ülkeyi nasıl daha fazla dışa açılma yolu ile zengin edebilirim düşüncesi ile hareket etmektedir.
Maliyeci arkadaşlarımın hemen "biz ülkenin kalkınmasını, zengin olmasını veya dışa açılmasını istemiyor muyuz? şeklindeki serzenişlerini duyar gibiyim. Tabii ki bunu demek istemiyorum. Anlayış farkından bahsediyorum. Bunu, bir işletmedeki muhasebe kısmı (ki ben onları Maliyeden daha fazla maliyeci sayıyorum) ile pazarlama, satış, üretim ve ihracat bölümleri arasındaki anlayış farkı ile aynı buluyorum. Bir işletmede de muhasebe kısmı, yasalara kesin uygunluk, şekli uygunluk ister, onlar için kayıt nizamı ve bürokrasi esastır. Üretim, satış, pazarlama ve ihracat kısmı için ise bu fonksiyonlar esastır, muhasebe ve kayıt onları pek ilgilendirmez. Bu sebeple işletmelerde muhasebe kısmı (tıpkı Maliye Bakanlığının devletteki durumu gibi) pek sevilmeyen servistir.
Muhasebe servisi ne zaman sevilir bilir misiniz?
Kar gösterdiği, gerek elemanlara ve gerekse patronlara para verildiği zaman.
Neyse, bu konuyu geçelim de asıl konumuz olan ihracat sayılan teslimler ile bu teslimler karşısında KDV iade edilmemesi konusuna gelelim. (Yine de azıcık bürokrasi muhakkak ki daha iyidir diyorum)
Yukarıda belirttiğimiz 3065 sayılı KDV Kanunumuz 11. ve 12. maddelerinde İHRACAT konusunu düzenlemiştir. Bu maddeleri aynen aşağıya alıyoruz.
Bu maddelerin aynen aşağıya alınması bazı okurlarımız için sıkıcı gelebilir, ancak meslek mensuplarımız ve okurlarımız bu mevzuatı da bundan sonraki yorumlarımız için dikkatle okumalıdır.
Mal ve hizmet ihracatı
Madde 11 - 1. Aşağıdaki teslim ve hizmetler vergiden müstesnadır: a) İhracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye'de verilen roaming hizmetleri,
b) Türkiye'de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında KDV tahsil edilir. Ancak gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında tahsil edilen KDV iade olunur. Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunmayanların taşımacılık faaliyetlerine ilişkin olarak satın alacakları mal ve hizmetler ile fuar, panayır ve sergilere katılımları dolayısıyla satın alacakları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri katma değer vergisi, karşılıklı olmak kaydıyla iade edilir.
Maliye Bakanlığı iadeden faydalanacak mal ve hizmetler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir.
c) İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV ihracatçılar tarafından ödenmez. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur.
Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur.
İhracatın yukarıdaki şartlara uygun gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51'inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunur. Ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde, tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaran 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48'inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir. İhracatın mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle üç ay içinde gerçekleştirilememesi halinde, en geç üç aylık sürenin dolduğu tarihten itibaren onbeş gün içinde başvuran ihracatçılara, Maliye Bakanlığınca veya Bakanlığın uygun görmesi halinde vergi dairelerince üç aya kadar ek süre verilebilir. Tecil veya terkin edilen bu vergiler hakkında ihracatçılar bakımından bu Kanunun 32'inci maddesi hükmü uygulanmaz. İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek KDV, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamaz.
İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilmesi gereken KDV, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra yapılır. İade veya tecil olunacak vergi miktarı, mükellefin ilgili dönem beyannamesinde yer alan bilgiler mukayese edilmek suretiyle hesaplanır.
2. Maliye ve Gümrük Bakanlığı, Katma Değer Vergisi tahsil edilmeden teslim edilecek mal miktarını; ihracatçı ve ihracatçıya mal teslim edenlerin her biri için, bir önceki yıl iş hacmi, cari yıldaki işlemler ve vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla gerekli görülen hallerde sınırlamaya ve bu istisnaların uygulamasına ilişkin usul ve esaslar ile istisnanın uygulanacağı asgari miktarları tespite yetkilidir.
İhracat teslimi ve yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler
Madde 12 - 1. Bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır:
a) Teslim yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalıdır.
b) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yurt dışındaki müşteriye gönderilmek üzere yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır. Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesi durumu değiştirmez. İhracat teslimi yapılacak yetkili gümrük antrepoları ile buralarda düzenlenmesi zorunlu belgeleri belirlemeye, konulacak mal miktarı ve cinsi ile bunların antrepoda bekleme sürelerine ilişkin olarak sınırlama getirmeye, Gümrük Müsteşarlığının görüşü alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Gümrük antreposuna konulan malın ihracatının belirlenen sürede veya şartlara uygun olarak gerçekleşmemesi veya tevsik edilememesi hallerinde; ziyaa uğratılan vergi, buna ilişkin olarak kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesinden katma değer vergisi iadesi alanla birlikte antrepo işleticisi de müteselsilen sorumludur.
2. Yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade eder. Bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır.
a) Hizmetler yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olmalıdır.
b) Hizmetten yurt dışında faydalanılmalıdır.
KDV Kanununun ihracat teslimlerini düzenleyen maddeleri işte böyle. Yasa koyucu daha sonra ihracatın gerçekleşmesinin nasıl isbat edileceğini tebliğlerle düzenlemiştir. Bir kere ihracatın gerçekleştiğinin isbatı, kesinlikle Gümrük Çıkış Beyannamesi şartına bağlanmıştır. Eğer gümrük çıkış beyannamesi olmazsa, o ihracat Maliye teşkilatınca kabul görmemekte ve KDV iadesine esas ihracat sayılmamaktadır. Gümrük çıkış beyannamelerinde ihracatın gerçekleştiği tarihin belirtilmesi gerekmektedir. Daha önceleri gümrük çıkış beyannamelerinin teyidi konusu esastı ve bu teyid olayları sebebiyle birçok ihracatçı güç durumda kalmıştı. Neyse ki son düzenlemelerden sonra Gümrük VEDOP kayıtları devreye girmiş, gerek gümrükçü, gerek yetkili firma ve gerekse vergi daireleri GÜMRÜK VEDOP kayıtlarına ulaşmakta ve ihracatın yapıldığı konusundaki şekil şartları bu kayıtlardan kontrol edilebilmektedir.
Buraya kadar yazdıklarımızın sonucu: KDV Kanununa göre ihracat, bir malın yurtdışına veya yasada belirtilen yurtdışı sayılan yerlere çıkışının gümrük çıkış beyanmamesi veya KDV yasasında belirtilen evraklarla isbatı ile tamamlanmış sayılan bir işlemdir.
Ancak, bu işlemin tamamlanmasından sonra, İHRACATÇI BU MALA AİT YÜKLENİLEN KATMA DEĞER VERGİSİNİN İADESİNİ İSTEYEBİLİR.
Devamı haftaya
Modern dünyanın en son yasalarından biri olan, yaratılan katma değer üzerinden vergi alınması esasına dayanan Katma Değer Vergisi Kanunu 25.10.1984 tarihinde 3065 sayı ile kabul edilerek 02.11.1984 tarih ve 18563 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Türkiye, ülkesi ve milletiyle 8-9 ay içinde bu yasaya uymuş, yasa halkın kabulüne mazhar olmuş, başlangıçta hiçbir aksaklık olmadan tatbik edilebilmiştir. Ancaaak, zamanla ülkenin dışa daha fazla açılması, yeni uygulamalar ve mevzuat arasındaki uyumsuzluklar ve anlayış farkları bazı konularda yasanın kabulündeki güzelliklere gölge düşürmüştür.
Maalesef, Maliye idaresi ile dışa açılmayı esas alan ihracat idaresi arasında büyük büyük uyumsuzluklar bulunmaktadır. Maliye idaresi, yasaları, gelir etkisini, vergi artırmayı ve şekli esas alan bir tatbikat yapmakta, ihracat idaresi ise nasıl ihracatı artırırım, dünyaya nasıl daha fazla açılırım, bu ülkeyi nasıl daha fazla dışa açılma yolu ile zengin edebilirim düşüncesi ile hareket etmektedir.
Maliyeci arkadaşlarımın hemen "biz ülkenin kalkınmasını, zengin olmasını veya dışa açılmasını istemiyor muyuz? şeklindeki serzenişlerini duyar gibiyim. Tabii ki bunu demek istemiyorum. Anlayış farkından bahsediyorum. Bunu, bir işletmedeki muhasebe kısmı (ki ben onları Maliyeden daha fazla maliyeci sayıyorum) ile pazarlama, satış, üretim ve ihracat bölümleri arasındaki anlayış farkı ile aynı buluyorum. Bir işletmede de muhasebe kısmı, yasalara kesin uygunluk, şekli uygunluk ister, onlar için kayıt nizamı ve bürokrasi esastır. Üretim, satış, pazarlama ve ihracat kısmı için ise bu fonksiyonlar esastır, muhasebe ve kayıt onları pek ilgilendirmez. Bu sebeple işletmelerde muhasebe kısmı (tıpkı Maliye Bakanlığının devletteki durumu gibi) pek sevilmeyen servistir.
Muhasebe servisi ne zaman sevilir bilir misiniz?
Kar gösterdiği, gerek elemanlara ve gerekse patronlara para verildiği zaman.
Neyse, bu konuyu geçelim de asıl konumuz olan ihracat sayılan teslimler ile bu teslimler karşısında KDV iade edilmemesi konusuna gelelim. (Yine de azıcık bürokrasi muhakkak ki daha iyidir diyorum)
Yukarıda belirttiğimiz 3065 sayılı KDV Kanunumuz 11. ve 12. maddelerinde İHRACAT konusunu düzenlemiştir. Bu maddeleri aynen aşağıya alıyoruz.
Bu maddelerin aynen aşağıya alınması bazı okurlarımız için sıkıcı gelebilir, ancak meslek mensuplarımız ve okurlarımız bu mevzuatı da bundan sonraki yorumlarımız için dikkatle okumalıdır.
Mal ve hizmet ihracatı
Madde 11 - 1. Aşağıdaki teslim ve hizmetler vergiden müstesnadır: a) İhracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye'de verilen roaming hizmetleri,
b) Türkiye'de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak Türkiye dışına götürdükleri malların teslimi anında KDV tahsil edilir. Ancak gümrükten malın çıkışı anında fatura veya belgenin ibrazında tahsil edilen KDV iade olunur. Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunmayanların taşımacılık faaliyetlerine ilişkin olarak satın alacakları mal ve hizmetler ile fuar, panayır ve sergilere katılımları dolayısıyla satın alacakları mal ve hizmetler nedeniyle ödedikleri katma değer vergisi, karşılıklı olmak kaydıyla iade edilir.
Maliye Bakanlığı iadeden faydalanacak mal ve hizmetler ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etmeye yetkilidir.
c) İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara ait KDV ihracatçılar tarafından ödenmez. Mükelleflerce tahsil edilmeyen ancak ilgili dönem beyannamesinde beyan edilecek olan bu vergi, vergi dairesince tarh ve tahakkuk ettirilerek tecil olunur.
Söz konusu malların, ihracatçıya teslim tarihini takip eden ay başından itibaren 3 ay içinde ihraç edilmesi halinde, tecil edilen vergi terkin olunur.
İhracatın yukarıdaki şartlara uygun gerçekleştirilmemesi halinde, tecil olunan vergi tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51'inci maddesine göre belirlenen gecikme zammıyla birlikte tahsil olunur. Ancak, ihraç edilmek şartıyla teslim edilen malların Vergi Usul Kanununda belirtilen mücbir sebepler nedeniyle ihraç edilmemesi halinde, tecil edilen vergi tecil edildiği tarihten itibaran 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 48'inci maddesine göre ilgili dönemler için geçerli tecil faizi ile birlikte tahsil edilir. İhracatın mücbir sebepler veya beklenmedik durumlar nedeniyle üç ay içinde gerçekleştirilememesi halinde, en geç üç aylık sürenin dolduğu tarihten itibaren onbeş gün içinde başvuran ihracatçılara, Maliye Bakanlığınca veya Bakanlığın uygun görmesi halinde vergi dairelerince üç aya kadar ek süre verilebilir. Tecil veya terkin edilen bu vergiler hakkında ihracatçılar bakımından bu Kanunun 32'inci maddesi hükmü uygulanmaz. İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilecek KDV, ihraç edilen mala ilişkin imalatçı satış bedeline göre hesaplanan vergiden imalatçı aleyhine matrahta meydana gelen değişikliğe ilişkin verginin düşülmesinden sonra kalan tutardan fazla olamaz.
İhracatçılara mal teslim eden imalatçılara iade edilmesi gereken KDV, ihracat işlemlerinin tamamlanmasından sonra yapılır. İade veya tecil olunacak vergi miktarı, mükellefin ilgili dönem beyannamesinde yer alan bilgiler mukayese edilmek suretiyle hesaplanır.
2. Maliye ve Gümrük Bakanlığı, Katma Değer Vergisi tahsil edilmeden teslim edilecek mal miktarını; ihracatçı ve ihracatçıya mal teslim edenlerin her biri için, bir önceki yıl iş hacmi, cari yıldaki işlemler ve vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla gerekli görülen hallerde sınırlamaya ve bu istisnaların uygulamasına ilişkin usul ve esaslar ile istisnanın uygulanacağı asgari miktarları tespite yetkilidir.
İhracat teslimi ve yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler
Madde 12 - 1. Bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır:
a) Teslim yurt dışındaki bir müşteriye veya bir serbest bölgedeki alıcıya ya da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılmalıdır.
b) Teslim konusu mal Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye vasıl olmalı ya da yurt dışındaki müşteriye gönderilmek üzere yetkili gümrük antreposuna konulmalıdır. Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesi durumu değiştirmez. İhracat teslimi yapılacak yetkili gümrük antrepoları ile buralarda düzenlenmesi zorunlu belgeleri belirlemeye, konulacak mal miktarı ve cinsi ile bunların antrepoda bekleme sürelerine ilişkin olarak sınırlama getirmeye, Gümrük Müsteşarlığının görüşü alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığı yetkilidir.
Gümrük antreposuna konulan malın ihracatının belirlenen sürede veya şartlara uygun olarak gerçekleşmemesi veya tevsik edilememesi hallerinde; ziyaa uğratılan vergi, buna ilişkin olarak kesilecek ceza ve hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesinden katma değer vergisi iadesi alanla birlikte antrepo işleticisi de müteselsilen sorumludur.
2. Yurt dışındaki müşteri tabiri; ikametgâhı, işyeri, kanunî ve iş merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade eder. Bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmiş olmalıdır.
a) Hizmetler yurt dışındaki bir müşteri için yapılmış olmalıdır.
b) Hizmetten yurt dışında faydalanılmalıdır.
KDV Kanununun ihracat teslimlerini düzenleyen maddeleri işte böyle. Yasa koyucu daha sonra ihracatın gerçekleşmesinin nasıl isbat edileceğini tebliğlerle düzenlemiştir. Bir kere ihracatın gerçekleştiğinin isbatı, kesinlikle Gümrük Çıkış Beyannamesi şartına bağlanmıştır. Eğer gümrük çıkış beyannamesi olmazsa, o ihracat Maliye teşkilatınca kabul görmemekte ve KDV iadesine esas ihracat sayılmamaktadır. Gümrük çıkış beyannamelerinde ihracatın gerçekleştiği tarihin belirtilmesi gerekmektedir. Daha önceleri gümrük çıkış beyannamelerinin teyidi konusu esastı ve bu teyid olayları sebebiyle birçok ihracatçı güç durumda kalmıştı. Neyse ki son düzenlemelerden sonra Gümrük VEDOP kayıtları devreye girmiş, gerek gümrükçü, gerek yetkili firma ve gerekse vergi daireleri GÜMRÜK VEDOP kayıtlarına ulaşmakta ve ihracatın yapıldığı konusundaki şekil şartları bu kayıtlardan kontrol edilebilmektedir.
Buraya kadar yazdıklarımızın sonucu: KDV Kanununa göre ihracat, bir malın yurtdışına veya yasada belirtilen yurtdışı sayılan yerlere çıkışının gümrük çıkış beyanmamesi veya KDV yasasında belirtilen evraklarla isbatı ile tamamlanmış sayılan bir işlemdir.
Ancak, bu işlemin tamamlanmasından sonra, İHRACATÇI BU MALA AİT YÜKLENİLEN KATMA DEĞER VERGİSİNİN İADESİNİ İSTEYEBİLİR.
Devamı haftaya
Sayı: 601 - Sayı'nın Kapağı