DOSABa çağ atlatacağız
DOSABSİAD Başkanı Bülent Parlamış, Türkiye'de "bir ilk olacak projelere imza atacaklarını söyledi.
Geçtiğimiz aylarda yapılan genel kurulda adı da, yönetim kurulu da değişen 'DOSAB'lı sanayicinin buluşma noktası', yeni dönemde yepyeni hedeflere doğru ilerliyor. Eski adı DSD, yeni adı DOSABSİAD olan Dernek, Bülent Parlamış yönetiminde Bölge sanayicisi için en iyisini yapmaya çalışıyor.
DOSABSİAD Kurucu Başkanı Bülent Parlamış, Türkiye'de ilk olacak projelerle Bölge sanayicisine en hizmeti vereceklerini söyledi. Sosyal hizmet binası içinde kullanıma sundukları DOSAB Sağlık Kulübü'nün sanayici için büyük bir imkan olduğunu belirten Parlamış, proje aşamasında olan 'İç İletişim Hattı' devreye girdiğinde sanayicilerin birbiriyle dahili hattan ücretsiz konuşabileceğini ifade etti. Parlamış, diğer bir hedefinin ise, spor kulübü kurmak olduğunu kaydetti. Parlamış, hedeflerini EKOhaber'e anlattı...
DSD, 1987'de kuruldu
Öncelikle, kamuoyunda sürekli kavram kargaşalığına neden olan, eski adı Demirtaş Sanayiciler Derneği (DSD), yeni adı Demirtaş Sanayici ve İşadamları Derneği (DOSABSİAD) olan oluşum ile Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB) Müteşebbis Heyeti'nin konumunu anlatmak istiyorum. Mustafa Karaer başkanlığında altı tane sanayici, 1987 yılında Demirtaş'ı sanayi bölgesi haline getirmek için DSD'yi kurar. Beşeri ve ekonomik yetersizlikler içinde altı tane sanayici, gerçekten özverili çalışarak burasını organize sanayi bölgesi statüsüne sokmayı başarır. DOSAB'da şu anda 315 tane sanayi tesisi var. Bunlar Derneğimiz üyesi. Son genel kurulda adı DOSABSİAD olarak değiştirilen Derneğimizin Yönetim Kurulu iki yılda bir yapılan seçimle belirleniyor. Yönetim kurulu seçildikten sonra bölgemizdeki alt ve üst yapı hizmetlerini yürütecek bir Müteşebbis Heyet atıyor. Yani şu an Ertuğrul Kaplan başkanlığındaki Müteşebbis Heyet seçimle gelmiyor. Onlar Dernek üyesi işadamları. Seçimle işbaşı yapan DOSABSİAD Yönetim Kurulu. Müteşebbis Heyet ise bizim tarafımızdan atanıyor.
Süreç içinde daha pasif kalması, alt ve üst yapı hizmetlerine iştirak etmemesi, bunları mesuliyet alanı olarak görmemesi nedeniyle bir Müteşebbis Heyet kuran Dernek, 'Biz sanayi bölgemizi temsil edelim, kültürel, sosyal ve toplumsal amaçlı aktivitelerde yer alalım, işin akçeli kısmını Müteşebbis Heyet yapsın. Biz sadece denetleyelim, kontrol edelim' felsefesini güder.
Sonuçta Derneğimiz, sosyal etkinlikleri, eğitimi, sanayicileri bir arada toplamayı, basına sanayicilerin sorunlarını anlatmayı vs. işleri yönetiyor. DOSABSİAD üyesi olunmadan Müteşebbis Heyete girilemez. Derneğimizin yaşaması, yaşatılması, yüceltilmesi demek DOSAB'lı sanayicilerimizin yüceltilmesi demektir. Bölgemize Bursa'da eşi benzeri olmayan bir sosyal tesis yaptık. Bu ve bu gibi hizmetler müteşebbislerimizin yarattığı kaynaklarla oluyor. Bu işlerde emeği geçenlere teşekkür ediyorum.
Dernek de 'OSB' oldu
Ben DOSABSİAD'ın kurucu başkanıyım. Bilindiği gibi son genel kurulumuzda DSD'nin ismini DOSABSİAD olarak değiştirdik. DSD kurulduğunda burası sanayi bölgesi idi. Sonra yıllar içinde belki unutuldu, belki ihmal edildi, bilemiyorum, Bölge OSB olduğu için DSD'nin isminin de bu şekilde 'organize' olmasını uygun bulduk. Sonuçta Türkiye'nin beşinci büyük OSB'si konumuna gelen DOSAB, bir marka oldu.
Çok çalışacağız
Görev süremiz içinde DOSAB'a çağ atlatacak projeler içinde olacağız. Bunun için de çok çalışacağız. Örneğin geçtiğimiz haftalarda açılan sosyal tesisimizin Türkiye'de bir benzeri yok. Burası bize üç milyon YTL'ye mal oldu. "Bize" derken sanayicinin cebinden tek kuruş çıkmadı. Tamamen, bölgemizin kendi kaynaklarından, yani elektrik, su ve doğalgaz satışından elde edilen paradan yapıldı. Türkiye'nin en ucuz elektriğini hala biz satıyoruz. Sosyal tesisimiz, bölgedeki sanayicilerimizin kaynaşması için çok önemli bir rol üstleniyor. Sosyal tesisimiz ve içinde yer alan restorantımız sadece sanayicimize değil tüm Bursa halkına açık. Burada herkes sporunu yapıp yemeğini yiyebilir. Spor salonumuz için, bütçe oluşturabilmek adına ise şimdilik yıllık aidat sistemini uyguluyoruz. Yani 1.500 YTL yıllık aidat veren sanayicimiz spor salonundan yıl içinde istediği kadar faydalanabilir. İsterse haftanın yedi günü. "Bütçe oluşturma" adına, günlük gelip gitmeleri şu an için uygun bulmuyoruz. Çünkü burasının bir masrafı var. Günlük hareket, doğru planı oluşturmamızı engeller. Ancak ilerleyen dönemde günlük kullanıma da açabiliriz. Öte yandan restorantımızın menüsü ile ilgili olarak da epey çalıştık. Menüyü tüm sanayicilere gönderip, "ilave etmek istediğiniz yemek çeşidi varsa bildirdin" dedik. Menümüzün fiyatını da, emsalleri içinde yüzde 10 daha ucuz tuttuk. Şehir dışından gelen misafirlerimiz sosyal tesisimizi görünce hayranlığını gizleyemiyor, "böyle bir tesisi ülkenin hiçbir sanayi bölgesinde görmedik" diyorlar. Bu elbette çok hoşumuza gidiyor. 10 yıl önce her yağmurda fabrikamın önünde arabaların kaldığı günleri hatırladıkça ulaştığımız nokta elbette gurur verici. İleride sanayicilerimiz için tenis kortları, basketbol sahaları ve yeşil alanlar gibi daha değişik spor alanları da açmak istiyoruz.
Spor kulübü kuracağız
Asıl hedefim; bir spor kulübü kurmak. Bunun adı DOSAB veya DOSABSİAD Spor Kulübü olabilir. Amaç öncelikle, Bölgemiz bünyesindeki fabrikalarda çalışanların spora yatkın çocuklarını eğitip, profesyonel sporcu yapmak. Bunu çok arzu ediyorum.
100 bin tane dernek var
Türkiye'de 100 bin tane sivil toplum örgütü olduğunu biliyor muydunuz? Bu rakamı Sivil Toplumu Geliştirme Merkezi'nin verilerine daya narak söylüyorum. Bunun yüzde 50'den fazlası da 12 Eylül'den sonra kurulmuş. Çok ilginç. İnsanların sivil toplum örgütü kurma hevesi neden 12 Eylül'den sonra artmış? Bu tarihten sonraki siyasilerin halk ile iç içe olmaması, halkın siyasilere, kendisini yöneten hükümetlere güvenmemesi ve birlik olma arayışı insanları sivil toplum örgütü kurmaya yöneltmiş. Aslında bu, doğal bir süreç. Bu tablo dünyanın hemen hemen her ülkesinde böyle işliyor. İnsanlar dünyanın her yerinde bir yere ait olmak istiyor. En başta devlete, olmazsa sivil toplum örgütlerine. Devlet vatandaşına sahip çıksa ülkedeki bu sosyal cemiyetlerin bir çoğuna gerek kalmayacak.
Biz üreten SİAD'ız
Bizim diğer SİAD'lardan farkımız şu: DOSABSİAD, bir sanayi bölgesinin SİAD'ı olarak üreten bir kurum. Müteşebbis Heyetimizin bütün önceliklerini biz de paylaşıyoruz. Yani Bölge sanayicisine ucuz elektrik, su ve doğalgaz kullandırmak, arıtma tesisi hizmetlerinden faydalandırmak vs. Daha büyük sosyal sorumluluğumuz ise devlet ile sanayici buluşturabilmek. Sanayicinin sorunlarını devlete aktarabilmek.
'İç İletişim Hattı'
Türkiye'de ilk olacak bir projenin peşindeyiz. O da 'DOSAB İç İletişim Hattı.' Bu sistemi, bir firmanın santralı gibi düşünün. Orada çalışanlar dahili hattan nasıl birbiriyle ücretsiz konuşabiliyor, DOSAB'lı sanayici de birbiriyle böyle konuşabilecek. Bölge içinde büyük bir santral kurulacak. Şimdilik proje aşamasında. Bu projeye Bölge dışında sık konuşulan noktaları da katacağız.
DOSAB'da 475 hektarlık alanda 315 sanayi tesisi var. Bölgemizden yapılan ihracat yıllık 2 milyar dolara ulaştı. Tesislerimizin yüzde 68'i tekstil, yüzde 25'i otomotiv, geri kalanı da diğer sektörlerde faaliyet gösteriyor. Bölgenin yıllık cirosu 4 milyar dolar, istihdam edilen kişi sayısı da toplam 30 bin. DOSAB sınırları içinde en fazla 40-50 tane daha tesis yapılabilir. Aslında fazla da büyümek istemiyoruz. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın büyüme konusunda bize herhangi bir kısıtlaması yok. Ancak biz biraz da etik değerlerden hareketle, Bursa'nın sanayileşme ivmesini yavaşlatmadan, enine-dikine büyümek yerine modernizasyon, verimlilik ve katma değerde büyümenin doğru olduğunu düşünüyoruz. Artık çevre tahrip edilmeden büyünsün istiyoruz. Gönül ister ki Türkiye, yazılım sektöründe çok ileri noktalara ulaşsın. Artık taşa-toprağa yatırım yapma dönemi geçti. Bunlarla övünme dönemi de bitti. Türkiye, katma değeri yüksek, modern teknolojiye geçmeli, insanına yatırım yapmalı.
Toprağın fabrikası yok
DOSAB'da bir metrekare arsanın fiyatı 350 dolara kadar çıkabiliyor. Her şeyin fabrikası var ancak toprağın fabrikası yok. Bulunmayan bir şeyin değeri de haliyle çok yüksek oluyor. İleride sanayi bölgelerimizin ön caddelerinin otel veya alışveriş merkezi olduğunu görürsek şaşırmayalım. Şimdiden başladı bile. Kim derdi ki Bursa'da bir sanayi bölgesinin ön cephesi büyük bir yaşam merkezi olarak planlanacak. Ama oluyor. Bu gelişmelere hazırlanmalıyız.

Sayı: 574 - Sayı'nın Kapağı