Son yıllarda ülkemizde de gündeme giren ve özellikle pandemi döneminde çok öne çıkan bir sektör oldu lojistik. Önceleri askerlik için önemli konulardan biri iken yakın dönemde sivil hayatımızda da önemli olmaya başladı. Son Kahramanmaraş merkezli deprem ile önemi daha da arttı. Beklenilen ama belli ki fazla hazırlık yapılmayan bu deprem bizi bazı eksiklerimizle yüzleştirdi.

Bunlardan en önde olanlardan biri lojistik oldu. Depremin hemen ilk saatlerinde, tüm ülkede 11 ilimizi kapsayan 13,5 milyon insanımızı doğrudan etkileyen bu afette tüm yurttaşlarımız yaraları sarmak için işe koyuldu. İhtiyaçlar için acilen alınan yiyecek, içecek, giyecek ve malzemeler çoğunlukla disiplinli ve düzenli bir şekilde hazırlandı ve sevkiyat başladı. Ancak haberleşmenin önemli şekilde aksaması hatta bazı yerlerde hiç görüşülememesi sistemi kilitledi. Askerlerimiz, çok küçük bir bölümü hariç bölgede ilk aşamada görevlendirilemedi.

Herkes iyi niyetli idi ama belli ki AFAD’ın planları bu büyük afetin ilk anlardaki yükünü taşıyacak çapta değildi. Örneğin yaralıyı çıkarmak için elektrikli (şarjlı) demir kesiciye ihtiyaç var. Kesici bir araçta gönderiliyor ama araç ilerleyemiyor; yol tıkalı. Sular kesik veya kirlenmiş; kamyonlar tonlarca suyu yüklemiş geliyor ama yol tıkalı.

Anlaşılıyor ki lojistik konusunun önemli bir bileşeni ulaşım. Günümüz Türkiye’sinde İHA’lar SİHA’lar var, helikopterler var, alternatif yollar var ama bir şey aksıyor. Nedir o? Koordinasyon. Lojistiğin bu olmazsa olmazı konusunda iyi bir hazırlık yok. İlerleyen günlerde bu sorunlar önemli ölçüde çözüldü ancak bu tür afetlerde ilk 72 saat çok önemli çünkü hayat kurtarma şansı sonraki saatlerde daha az.

En önemli kurtarıcı olan madencilerle ilgili kararda biraz gecikildi. Günler peş peşe geçti. 72 saatlik süre çok aşıldı. Ama mucizeler ortaya çıktı. 296 saat sonra enkaz altından sağ çıkanlar oldu. Yerleşim alanlarının hemen hemen tümüne belli hizmetler, imkanlar ulaştırıldı. Sorunlar azaldı mı? Hayır, azalmadı. Aksine yeni sorunlar çıktı. Günlük ihtiyaçtan fazla malzeme ve gıda gönderilince onların depolanması gerekti. İş makinelerine şiddetle ihtiyaç olduğu görüldü, makineler hazırlandı ama bunları taşıyacak alçak kasalı çekiciler yeterli olmadı. Nedeni ise önemli ölçüde tıkanan yollardaki beklemeler.

Ne kadar şanslı olarak nitelenebilir bilmiyorum ama mevsimin kış olması salgın hastalıkların oluşması ve yaygınlaşması açısından engelleyici bir husus oldu. Ama bahar yaklaştı. Havalar ısınınca sıkıntı başlayabilir. Bu nedenle hijyen konusuna çok önem verilmeli.

Bu arada yabancı ülkelerden toplam binlerce uzman personelin kendilerine ve ülkelerine sonsuz teşekkürler. Onlardan alacağımız dersler olduğunu gördük. Sivil toplum kuruluşlarının önemini bir kez daha anladık. Her şey devletten beklenirse sıkıntıların çözülmesi fazla zaman alıyor. STK’lar daha dinamik hareket edebiliyorlar. Üyesi bulunduğum bazı STK’larda bunu yaşayarak gördüm. Gerçekten bizim insanımızda göz yaşartacak ölçüde yardımseverlik var. Yurt dışındaki vatandaşlarımız da cömertçe katkıda bulundular. Fransa’da TIR kullanabilen bir kızımızın aldığı malzemeleri aracı kendi kullanarak deprem bölgesine kadar getirmesi her türlü takdirin üstündedir.

Depremin yaralarının sarılması çok uzun zaman alacaktır. Bu konuda çok acele davranılmamalıdır. Ani ve yanlış kararların telafisi sonradan ya mümkün olmuyor ya da çok daha pahalıya mal oluyor. Umarım bu afet bize ve tüm dünyaya gerekli dersi vermiştir.

Sağlıkla kalın.