Bursa’nın ihracatçı firmaları yüksek finansman maliyetleri, kur belirsizliği ve krediye erişimdeki zorlukların ihracat performansını baskıladığını söylüyor. İş dünyası temsilcileri, çözüm için kalıcı yapısal adımların şart olduğunu vurguluyor.
İhracatın kalbi Bursa’da iş dünyası, döviz kuru ile enflasyon arasındaki dengesizliğe ve finansmana erişimde yaşanan daralmaya dikkat çekiyor. İş dünyası temsilcileri her alanda acil çözüm beklediklerinin altını çiziyor.
İhracatın lokomotif kentlerinden Bursa’da, iş dünyası temsilcileri artan finansman maliyetleri, krediye erişimde yaşanan zorluklar ve döviz kuru belirsizliklerini ihracatın önündeki en büyük engeller olarak görüyor.
Bursa ekonomisinin üretim ve dış ticaret odaklı yapısına dikkat çeken sektör temsilcileri, yüksek maliyetlerin firmaların rekabet gücünü zayıflattığını vurgularken, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç’in üç maddelik çözüm önerisinin yerinde olduğunu ve hızla hayata geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Türkiye’nin en fazla ihracat yapan ikinci kenti olan Bursa’da, ihracatçı firmalar son dönemde hem iç hem de dış kaynaklı zorluklarla karşı karşıya. Girdi maliyetlerindeki artış, krediye ulaşımda yaşanan daralma ve döviz kurundaki baskı, özellikle KOBİ ölçekli ihracatçıları zorlarken, sektör temsilcileri bu şartlarda sürdürülebilir büyümenin mümkün olmadığını dile getiriyor.
Şekib Avdagiç
İstanbul Ticaret Odası Başkanı
Yatırım yapma kabiliyetimiz geriliyor
Kısa vadede finansman maliyetlerinin aşağıya doğru çekilmesi, finansmana erişimle ilgili yeni açılımların yapılması ve döviz kuru ile enflasyon arasındaki korelasyonun korunması gerekiyor. Genel anlamda enflasyonun aşağıya çekilmesiyle ilgili bir politika setini baştan beri desteklemeye çalıştık. Buna karşın para politikasında sıkılaşmanın sadece iş dünyası üzerinden yapılmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Üretici ve ihracatçı önemli bir ek yük ile mücadele etmek zorunda kaldı. Bir taraftan finansman maliyetleri çok arttı, diğer taraftan finansmana erişim zorlaştı. Türk lirasının aşırı değerlenmesi üreticiyi ve ihracatçıyı zorlarken ithalatçıyı ise sevindiriyor. Dünyanın hiçbir yerinde bir yıllık bir sürede döviz fiyatları ile enflasyon arasındaki makasın bu kadar yüksek bir oranda açıldığı bir süreci yürütmek kolay değildir.
İhracatta sınırlı bir artış olmakla beraber, alt gruplarına bakıldığında özellikle emek yoğun sektörlerden başlayarak, bazı önemli sektörlerde daralma yaşanıyor. Mutlaka sektörel alt kırılımları inceleyip, ona göre bu değerlendirmeyi yapmak lazım. Türkiye'deki sektörlerin üçte ikisinin ihracatı azalmış durumda. Türkiye finansal açıdan pahalı bir ülke haline geldi. Yatırım yapma kabiliyetimiz geriliyor. Yurt içindeki rakamlarımız, maliyetlerimiz birçok rakiplerimize göre daha yüksek noktalarda. Bütün bunları bir araya getirdiğiniz zaman, sürdürülebilir bir ihracat yapmak zorlaşıyor. Bunun için 3 temel önerimiz var. Kısa vadede finansman maliyetleri aşağıya doğru çekilmeli. Finansmana erişimle ilgili yeni açılımlar yapılmalı. Döviz kuru ile enflasyon arasındaki korelasyon korunmalı. Tüm sıkıntıları aşacak güce sahibiz. Yeter ki Türkiye'nin yatırım kabiliyetini yukarı doğru çekecek, ihracatta yaşadığımız sıkıntıları kademeli olarak ortadan kaldıracak bir politika setini hızlıca devreye alalım.
Tüm sıkıntıları aşacak güce sahibiz. Yeter ki Türkiye'nin yatırım kabiliyetini yukarı doğru çekecek, ihracatta yaşadığımız sıkıntıları kademeli olarak ortadan kaldıracak bir politika setini hızlıca devreye alalım.
Erol Gülmez
NOSAB Yönetim Kurulu Başkanı
Mali istikrar ve öngörülebilir ekonomi politikaları gerekli
Bursa’da üretim ve ihracat yapan bir sanayici olarak, ihracatın önündeki en büyük engellerin başında yüksek finansman maliyetleri, kur belirsizliği ve ham madde temininde yaşanan zorluklar geldiğini düşünüyorum.
Kredi faizlerinin yükselmesi ve finansmana erişimdeki sıkıntılar, özellikle KOBİ ölçeğindeki firmaları doğrudan etkiliyor. Üretim maliyetlerinin her geçen gün artmasına karşın döviz kurunun baskılanması ise ihracatçının rekabet gücünü zayıflatıyor. Bu durum firmaların fiyat tutturmakta zorlanmasına ve dış pazarlarda kan kaybetmesine yol açıyor.
Bu engelleri aşmak için ihracatçının finansmana erişiminin kolaylaştırılması, ihracat odaklı teşviklerin artırılması ve döviz kurunda öngörülebilirliğin sağlanması gerekiyor.
İTO Başkanı Şekip Avdagiç’in önerilerini oldukça yerinde buluyorum. Finansman maliyetlerinin düşürülmesi ve döviz kuru-enflasyon dengesinin korunması, ihracatçının nefes almasını sağlayacak adımlardır.
Bursa gibi üretim gücü yüksek şehirlerde ihracatın sürdürülebilirliği için mali istikrar ve öngörülebilir ekonomi politikaları büyük önem taşıyor. Bu süreçte sanayicinin sesine kulak verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yalçın Toy
Kayapa OSB YKB
İhracatçı nefes alamıyor, finansman sorunları kronikleşti
Bursa gibi üretim ve ihracat temelli şehirlerde en büyük sorun artık finansmana erişim. Son iki yıldır özellikle KOBİ’ler ne uygun faizli krediye ulaşabiliyor ne de mevcut kur politikasıyla rekabet edebiliyor. Kur-enflasyon makası açıldıkça ihracatçı her geçen gün biraz daha eriyor. Firmalarımızın ihracat performansı da bu nedenlerle ivme kaybediyor. Maliyetlerimiz sürekli artıyor, ancak döviz kuru bu artışı karşılamıyor. Avrupa’daki talep daralması da eklendiğinde birçok firmamız ya ihracatı azaltıyor ya da zararına çalışıyor. Bu sürdürülebilir bir yapı değil.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç’in ihracatçılar için sunduğu üç maddelik öneriye de tam destek veriyoruz. Finansman maliyetlerinin aşağı çekilmesi, kredi kanallarının yeniden açılması ve kur-enflasyon dengesinin korunması bizim de yıllardır dile getirdiğimiz hayati başlıklar. Bu adımlar atılmadan ihracatta kalıcı başarı mümkün değil. İş dünyası olarak artık günü kurtaran çözümler değil, öngörülebilir ve yapısal reformlar bekliyoruz. Pandemi döneminde olduğu gibi KGF gibi acil can suyuna ihtiyacı var. İhracatçının güvene, desteğe ve istikrara ihtiyacı var. Aksi takdirde üretim ve istihdam riske girer.
Osman Nuri Canik
TOSAB YKB
Tek kelime ile kötü iki kelime ile çok kötü
Bu slogan politik değil teknik bir gerçekliği ifade ediyor.2+2=4 nasıl bir gerçeklikse bu da öyle. Siz 2023,2024’e 2025’de kur artışını yüzde 15 yapar ve tüm girdilerde döviz basında yüzde 50 yaşarsanız, bu sonuç kaçınılmaz ortaya çıkar.
Peki, eleştirmek kolay çözüm ne? Ekonomi yönetimi krediyi milyarlarca doları sıcak sermayeden bulabiliyor ancak. Bu gelen dövizle TL’ye çevriliyor ve yüzde 50 kazanıyor. Dönem sonunda yüzde 15 kayıpla tekrar dövize çevrilip yüzde 35 net döviz kazancıyla gidiyor.
İşin doğrusu enflasyon kadar kur artışına izin vermek ama şu an ona imkan yoksa Dünya’nın hiçbir yerinde bu kadar yüksek bir döviz faizi olmadığına göre, tedrici olarak bu makası azaltmak ve sanayiye, tarıma bir nefes aldırmak.
Büyük ölçekte tarım yapan büyük çiftçiler, tüm sanayi kuruluşlarının bu cenderede artık dayanma gücü kalmadı. Hepimiz aynı gemideyiz.
Politika bir tarafa, sanayici, işveren, işçi, partiler bir araya gelerek bu çözüm için uğraşama zamanı yoksa uçurumdan önceki son çıkıştayız.
Onur Kutlualp
DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı
Yapısal reformlar hayata geçirilmeli
Bursa, üretim ve ihracat kapasitesiyle ülke ekonomisinin lokomotif şehirlerinden biri. DOSABSİAD olarak, sanayicilerimizin öncelikli gündeminde üretim maliyetleriyle döviz gelirleri arasındaki dengenin korunması, artan maliyetlerin kârlılığa ve rekabetçiliğe etkisi ile finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar yer alıyor. Özellikle enflasyon nedeniyle yükselen giderler, uluslararası pazarda rekabet gücümüzü zorlayıcı bir unsur haline geliyor.
Üretim ve yatırımların sürdürülebilirliği için finansman maliyetlerinin makul seviyelere çekilmesi, faiz oranlarında kademeli indirim beklentisi ve Eximbank ile KGF gibi desteklerin daha etkin ve ulaşılabilir hale gelmesi büyük önem taşıyor. Sadece maliyetlerin düşürülmesi değil, aynı zamanda sanayicilerin uygun koşullarda finansmana erişiminin sağlanması, yeni projelerin hayata geçirilmesinde kritik bir rol oynuyor.
Bununla birlikte, finansal istikrarı güçlendirecek yapısal reformların hayata geçirilmesi, sanayimizin uzun vadeli rekabet gücünü ve büyüme potansiyelini artıracaktır. Ayrıca, uluslararası pazarlarda güçlü kalabilmek için gelirlerle maliyetler arasında adil bir denge sağlayacak, enflasyonla uyumlu bir kur politikasının uygulanması gerektiğine inanıyoruz. Tüm bu alanlarda atılacak eşgüdümlü ve yapıcı adımlar, hem Bursa sanayisinin hem de ülkemizin ihracat potansiyelinin yeniden sağlıklı bir büyüme sürecine girmesinde anahtar rol oynayacaktır.
Murat Evke
RUMELİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı
Engelleri firmalarımızın rekabetçiliğini azaltıyor
Bursa, ihracata dayalı güçlü sanayisi ile ülkemizin gözbebeği konumunda. Ancak günümüzde ihracatçıların önünde birkaç önemli engel var: yüksek finansman maliyetleri, finansmana ulaşmadaki zorluklar ve piyasalardaki dalgalı kur ve yüksek enflasyon başı çekiyor. Buna ek olarak global tedarik zinciri sıkıntıları, enerji fiyatlarındaki artış ve girdi maliyetlerinin yükselmesi de firmalarımızı zorluyor.
Tüm bu engeller, Bursa’daki firmalarımızın rekabetçiliğini azaltıyor. Özellikle finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar, yatırımların ertelenmesine ya da iptaline yol açabiliyor. Kur ve enflasyon dengesizliği, ihracatçının maliyet ve fiyatlama hesaplamalarını zora sokuyor. Sonuçta ihracat performansımızda belirgin bir yavaşlama, motivasyonda ise düşüş yaşanıyor.
Öncelikli olarak uygun maliyetli krediye erişim sağlanmalı. Döviz kuru ile enflasyonun oranı arasındaki dengenin korunması olmazsa olmaz. Enerji ve diğer girdi maliyetlerinin kontrolü de büyük önem taşıyor. Ayrıca dijitalleşme, Ar-Ge ve inovasyonu destekleyici devlet teşviklerinin artırılması şehrimizin ihracat kapasitesini güçlendirecektir.
Sayın Avdagiç’in önerileri çok yerinde buluyorum. Kısa vadede finansman maliyetlerinin aşağıya çekilmesi, finansmana erişim konusunda yeni açılımlar yapılması ve döviz kuru ile enflasyon arasındaki korelasyonun korunması gerçekten de ihracatçıların çözüm bekleyen başlıca konuları bunlar. Bu maddelerin uygulamaya geçmesi, ülkemizin ve Bursa’nın ihracat çıtasını çok daha yukarıya taşıyacaktır.
Bursa gibi potansiyeli yüksek bir şehir için ihracat olmazsa olmaz. Şehrimizin ihracatçıları, ülkemizi dünya pazarında başarıyla temsil etmeye devam ediyor. Sorunların aşılması ve destekleyici adımların hızla atılması ise hepimizin ortak dileği. Rumelisiad olarak bu süreçlerde üyelerimizin ve kentimizin her zaman yanında olmayı sürdüreceğiz.
İskender İskenderoğlu
BALKANTÜRKSİAD YK Başkanı
Kredi ve teşvik mekanizmaları genişletilmeli
İhracatın önündeki engeller arasında ana başlıklar olarak nitelikli iş gücü eksikliği, finansmana erişim sıkıntıları ve tabii ki döviz kurlarındaki dalgalanmalar sıralanabilir. Özellikle dış ticaret konusunda eğitimli, yabancı dil bilen, teknik bilgiye sahip personel bulmakta zorluk çeken firmalar, uluslararası pazarlarda yeterince etkin olamamaktadır. Firmaların finansmana erişiminde yaşadığı güçlükler olarak da KOBİ'ler ihracata yönelik yatırım yapacak kaynaklara ulaşmakta zorlanabilmektedir. Son olarak, döviz kurları üzerindeki baskı ve global ekonomik gelişmeler, ihracat yapan firmalar için büyük bir belirsizlik kaynağı oluşturmaktadır. Bu durum da uzun vadeli planlamayı güçleştirmektedir.
Bu engeller, ihracat performansını etkilemekte ve her şeyden önce firmaların rekabet gücünü ciddi anlamda azaltmaktadır. Finansal kaynaklara erişimde yaşanan sıkıntılar, firmaların üretim kapasitesini artıracak yatırımları hayata geçirmesini geciktirmekte, bu durum doğrudan ihracat hacmini sınırlamaktadır.
İhracatın önündeki engelleri aşmak için öncelikle altyapıya yönelik yatırımların artırılması gerekmektedir. Bununla birlikte, dış ticaret alanında eğitimli insan kaynağının yetiştirilmesi büyük önem taşımaktadır. Finansman konusunda ise ihracatçı firmaların uygun koşullarda krediye ulaşabilmesi için destek ve teşvik mekanizmaları genişletilmelidir.
Sonuç olarak belirtmek gerekirse, tabii ki, kısa vadede finansman maliyetlerinin aşağıya doğru çekilmesi ve finansmana erişimle ilgili yeni açılımların yapılması gerekmektedir. Döviz kuru ile ilgili olarak da kur üzerindeki baskı ihracatçıyı zorlamaktadır. Bu nedenle Döviz kuru ile enflasyon arasındaki denge göz önünde bulundurulmalıdır.
Abidin Şakir Özen
BUYSAD Yönetim Kurulu Başkanı
Verimlilik çalışmalarına odaklanmalıyız
Bursa, ekonomisi tamamen ihracat ve sanayi üretimine dayalı bir şehir. Sahadaki ihracatçı firmalarımızı dinlediğimizde, artan maliyetler ve kur baskısı nedeniyle uluslararası pazarlarda fiyat rekabeti sağlamakta zorlandıklarını ifade etmekteler. Ancak inanıyorum ki, işletmelerimizin kendi iç verimliliklerini artırması ve üretim süreçlerini daha etkin yönetmesiyle bu engellerin etkisi azaltılabilir.
Bu engeller, şüphesiz şehrimizin ihracat performansını olumsuz etkilerken, aynı zamanda firmaların finansal sağlığını ve yatırım kabiliyetini de geride bırakmaktadır. Bu noktada unutulmaması gereken çok önemli bir bağlantı var: İhracattaki her olumlu gelişmenin, iç piyasayı ve bizim de içinde bulunduğumuz hizmetler sektörünü doğrudan canlandıran bir çarpan etkisi bulunmaktadır. Güçlü ihracat, güçlü bir iç ekonomi demektir.
Bu süreçte biz sanayicilere düşen en büyük görev, kendi içimizdeki verimlilik çalışmalarına odaklanmak ve üretim planlamalarımızı optimize etmektir. Bununla birlikte, ihracatçılarımıza yönelik mevcut desteklerin daha etkin ve ulaşılabilir hale getirilmesi de kritik bir adımdır.
Bu çerçevede, iş dünyası tarafından son dönemde sıkça dile getirilen çözüm önerilerini son derece doğru buluyoruz. Özellikle, finansman maliyetlerinin düşürülerek krediye erişim için yeni kanalların açılması ve döviz kurunun enflasyon karşısında rekabet gücümüzü koruyacak bir dengeye oturtulması gibi adımların atılması, sadece ihracatı değil, bir bütün olarak yurt içi ticareti de canlandıracaktır. Ekonomide başarının anahtarı, bu temel unsurların doğru bir denklemde yönetilmesinden geçmektedir.
Son olarak, ekonominin en temel ihtiyaçlarından birinin de moral ve pozitif bir beklenti yönetimi olduğuna inanıyorum. Küresel piyasalardaki havanın biraz daha olumluya dönmesiyle birlikte, inanıyorum ki ticaretimiz de bundan pozitif yönde etkilenecektir.
Mustafa Gümüş
BUMİAD YKB
Ülke olarak acilen üretime geri dönmeliyiz
Şu anda ihracatındaki başındaki en büyük engel düşük kur değerleri ve finansmana erişimdeki güçlüklerdir. Önce tekstil sonra otomotiv ve diğerleri etkilendi. İhracat reel rakamları hızla düşmektedir. Üretim zinciri kopma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Önce kur gerçekçi bir değere yükseltilmeli. Enflasyon korkusuna rağmen iç talep artırılmalı ve üretim çarklarının yeniden hareketlenmesi sağlanmalıdır.
*Finansman maliyeti, faizlerin gerçekçi noktaya çekilerek azaltılması
*Bankaların finansman verebilir hale getirilmesi ve sınırların kaldırılması.
*KGF vb. gibi kurumlarla teminat sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.
Mutlaka korelasyonun korunması gerekmektedir. Mevcut durum ülkemizi üretemez hale getirmekte.
Enflasyonun nedeni halkın alışveriş isteği değil devletin astronomik harcamalarıdır. Devlet halkın alın teriyle ürettiği gelirin yaklaşık yüzde 50’sini vergi, ÖTV, KDV, ceza vb adı altında toplamaktadır. Halk geri kalan yüzde 50’si ile eğitim, sağlık, barınma, beslenme vb giderlerinim karşılamaktadır. Halkın vergileri eskiden olduğu gibi yol, su, elektrik olarak halka geri dönmelidir. Ülke acilen üretime geri dönmeli halkın ve dolayısıyla devletin fakirleşmesi önlenmelidir.
Tolga Papatya
GESİAD YK Başkanı
Firmalara finansman destekleri verilmeli
Bursa'da ihracatın önündeki en büyük engeller, döviz kurlarındaki dalgalanmalar ve yüksek üretim maliyetleridir. Ayrıca, küresel pazarlardaki belirsizlikler ve lojistikte yaşanan aksaklıklar da ihracatçıları zorlamaktadır.
Bu engeller, Bursa’daki ve ülke genelindeki firmaların rekabet gücünü azaltarak ihracat siparişlerinde düşüşe ve kârlılıkta azalmaya yol açıyor. Aynı zamanda belirsizlik ortamı, firmaların yatırım ve büyüme planlarını ertelemesine neden olarak ihracat performansını olumsuz etkiliyor.
Bu engellerin aşılması için öncelikle döviz kuru politikalarında öngörülebilirlik sağlanmalı ve üretim maliyetlerini düşürecek yapısal reformlar uygulanmalıdır. Ayrıca, lojistik altyapısı güçlendirilmeli, ihracatçı firmalara finansman ve pazar çeşitlendirmesi konusunda daha fazla destek verilmelidir.
Şeyda Şençayır
BUİKAD YKB
Yeni stratejiler oluşturulmalı
İhracat, ülke ekonomisi için büyük önem taşırken çeşitli engellerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu engeller temel olarak içsel, dışsal ve pazarlama kaynaklı olmak üzere üç ana başlıkta toplanabilir:
1. İçsel (Yapısal) Engeller:
Firmaların üretim kapasitesi ve kalite yetersizliği, finansman sorunları, lojistik altyapı eksiklikleri, kurumsallaşma yoksunluğu ve ihracat bilgisinin azlığı gibi faktörler ihracatı zorlaştırmaktadır.
2. Dışsal (Uluslararası) Engeller:
Gümrük vergileri, ithalat kotaları, teknik standartlar, kültürel ve hukuki farklılıklar ile döviz kuru dalgalanmaları, dış pazarlarda karşılaşılan temel sorunlardır.
3. Pazarlama ve Rekabet Engelleri:
Marka bilinirliğinin düşük olması, uygun dağıtım kanallarına ulaşamama ve küresel fiyat rekabeti gibi faktörler firmaların pazarda tutunmasını zorlaştırmaktadır.
Bu engelleri aşmak için devlet destekleri, dijitalleşme, ihracat eğitimi ve güçlü pazarlama stratejileri büyük önem taşımaktadır.
Bursa, güçlü üretim altyapısına rağmen ihracatta bazı engellerle karşılaşmaktadır. KOBİ’lerin teknik yeterlilik ve finansman eksikliği, gümrük ve lojistikteki aksaklıklar, dış pazarlara erişim zorlukları ve marka bilinirliğinin düşüklüğü Bursa firmalarının ihracat potansiyelini sınırlandırmaktadır. Kur dalgalanmaları ve küresel rekabet de firmaların kâr marjlarını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenlerle, Bursa’nın ihracattaki gücünü sürdürebilmesi için destek mekanizmaları, dijitalleşme ve pazarlama stratejileri büyük önem taşımaktadır.
Şekib Avdagiç’in ihracata yönelik 3 çözüm önerisi oldukça yerinde ve ihracatçının kısa vadeli nefes almasını sağlayacak stratejik adımlar içeriyor.
*Kısa Vadede Finansman Maliyetlerinin Aşağıya Çekilmesi;
Yüksek faizli kredi ortamı, özellikle KOBİ'lerin ihracat siparişlerini karşılamada zorlanmasına neden oluyor. Finansman maliyetleri düştüğünde: Nakit akışı rahatlar, Yatırım ve üretim kapasitesi artar, İhracatçılar fiyat rekabetinde güçlenir. Bu öneri, ihracatın sürdürülebilirliği açısından kritik ve acil öneme sahiptir.
*Finansmana Erişimle İlgili Yeni Açılımlar Getirilmesi;
Mevcut kredi sistemleri ihracatçıların çoğuna ulaşamıyor. Yeni açılımlar (örneğin; teminatsız krediler, yeşil kredi modelleri, sektöre özel finans paketleri) ihracatçının elini güçlendirir. Özellikle dijital ihracat yapan firmalar veya yeni pazarlara giren işletmeler için farklılaştırılmış finansman modelleri büyük destek sağlar.
*Döviz Kuru ile Enflasyon Arasındaki Korelasyonun Korunması;
Eğer döviz kuru baskılanırken enflasyon yükselmeye devam ederse Maliyetler artar ama satış fiyatları rekabetçi olamaz. Bu durum ihracatçının kârını eritir. Kurdaki istikrar hem öngörülebilirlik sağlar hem de dış ticaret planlamasında ihracatçının elini güçlendirir.
Şekib Avdagiç’in önerileri; Kısa vadeli çözüm odaklı, ihracatçının ihtiyaçlarını doğrudan hedefleyen, ekonomik gerçeklikle uyumlu bir yol haritası sunuyor. Bunların hızla hayata geçirilmesi hem ihracatın güçlenmesini hem de Türkiye ekonomisinin büyüme dinamosunun daha sağlam çalışmasını sağlayacaktır.
Şeref Demir
İMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı
İhracatın güçlenmesi için yeni adımlar şart
Bursa, Türkiye’nin üretim gücünü ihracata dönüştüren en önemli şehirlerinden biri olarak uzun yıllardır dış ticaret dengesine katkı sağlamaktadır. Ancak mevcut ekonomik koşullar, küresel belirsizlikler ve iç piyasa sorunları, ihracatçılarımızın önünü görmekte zorlandığı bir döneme işaret etmektedir. İhracatçı firmalarımız bugün çok boyutlu bir sorun yumağıyla karşı karşıyadır.
İhracatın Önündeki Temel Engeller
·Finansmana Erişim: Yüksek faiz oranları ve kısıtlı kredi imkânları firmaların üretim ve ihracat planlarını sekteye uğratmaktadır.
·Döviz Kuru ile enflasyon korelasyonunun sağlanmaması fiyat tutturma konusunda ihracatçıyı zora sokmaktadır.
· Yüksek Girdi Maliyetleri: Enerji, hammadde ve iş gücü maliyetleri uluslararası rekabet gücünü törpülemektedir.
·Rekabet Gücü Eksikliği: Bazı sektörlerde yeterli inovasyon ve teknoloji yatırımı yapılmadığı için Türk ürünleri küresel pazarda geride kalabilmektedir.
·Pazar Bağımlılığı: Türkiye’nin ihracatı hâlâ belli başlı pazarlara bağımlıdır; bu da dış kaynaklı krizlerde firmaları savunmasız bırakmaktadır.
·Lojistik ve Altyapı Sorunları, Ticaret Engelleri, Sertifikasyon Zorlukları da süreci zorlaştıran diğer önemli başlıklardır.
İhracat potansiyeline sahip birçok firmamız ya bu sorunlar nedeniyle ihracata hiç adım atamamakta ya da mevcut ihracat hacmini sürdürememektedir. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, hem finansal yüklerin hem de idari zorlukların baskısı altında rekabet avantajını kaybetmektedir. Bu durum istihdamı, yatırım iştahını ve şehir ekonomisinin dinamizmini doğrudan etkilemektedir.
Bu zorlukların aşılması için eşgüdümlü ve katmanlı bir stratejiye ihtiyaç vardır:
·Finansmana Erişim Kolaylaştırılmalı: Eximbank destekleri genişletilmeli, kredi kullanım maliyeti ihracatçılar için cazip hale getirilmelidir.
·Teşvik ve Destekler Daha Erişilebilir Olmalı: Devlet desteklerinden faydalanma konusunda firmalar bilgilendirilmelidir. Ticaret ve Sanayi Odaları ile OSB’ler bu konuda aktif rol almalı, bilgilendirme toplantıları ve seminerler düzenlemelidir.
·Fuar Katılımları Artırılmalı: Yeni pazarlara açılmak isteyen firmalar için yurt dışı fuar katılımları hayati önemdedir. Bu konuda verilen desteklerin tanıtımı daha güçlü yapılmalıdır.
·Pazar Araştırması ve Müşavirlik Desteği Yaygınlaştırılmalı: Yeni pazarlara yönelen firmaların, ilgili ülkelerdeki ticaret müşavirlikleriyle daha fazla temas kurması sağlanmalıdır.
·İnovasyon ve Teknolojiye Yatırım Artmalı: Uzun vadede kalıcı rekabet avantajı için Ar-Ge teşvikleri artırılmalı, firmalar desteklenmelidir.
·Pazarlama ve Güven Ortamı Oluşturulmalı: Müşteri ilişkilerini geliştirmek amacıyla heyet ziyaretleri ve alım heyeti organizasyonları düzenlenmelidir. Bu tür doğrudan temaslar güven oluşturur, iş birliğini derinleştirir.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Sayın Şekip Avdagiç’in üç maddelik çözüm önerisini yerinde ve uygulanabilir buluyorum. Kısa vadede finansman maliyetlerinin düşürülmesi, ihracatçı firmaların üretim ve sevkiyat hızını artıracaktır. Finansmana erişimle ilgili yeni enstrümanların devreye alınması, özellikle orta ve küçük ölçekli firmaların nefes almasını sağlayacaktır. Döviz kuru ile enflasyon arasındaki korelasyonun korunması ise ihracatçının fiyatlama risklerini azaltarak, uzun vadeli plan yapmasını mümkün kılacaktır.
İhracat, bir ülkenin dışa dönük üretim ve rekabet kapasitesinin en somut göstergesidir. Bursa gibi sanayi üssü kentlerimizin gücünü artırmak için finansman, bilgi, organizasyon ve güven temelli bir ihracat vizyonu geliştirmek zorundayız. Sektör temsilcileri olarak bizler, üzerimize düşeni yapmaya hazırız; beklentimiz, aynı ciddiyetin politika yapıcılardan ve finansal kurumlardan da gelmesidir.
Sevcan İlici
YAPİDER YKB
Ulusal ve bölgesel tedbirler bir an önce alınmalı
Bursa, Türkiye'nin önemli bir sanayi ve ihracat üssü olmasına rağmen, ihracatçıların karşılaştığı çeşitli engeller bulunuyor. Bu engeller yapısal, ekonomik, küresel ve bölgesel olmak üzere 4 ana başlık olarak dikkat çekiyor.
Döviz kuru dalgalanmaları, yüksek üretim maliyetleri ve özellikle finansmana erişim ciddi sorunlar olarak göze çarpıyor. Ayrıca Çin ve Hindistan başta olmak üzere üretim maliyeti düşük ülkelerle rekabet edememek günümüzün maalesef büyük bir problemi. Pandemi sonrası ortaya çıkan arz kesintilerinin halen çözülememesi, Rusya-Ukrayna savaşının bitmemesi ve yakın coğrafyamız Orta Doğu'daki gerilimin olası küresel etkilerinden özellikle otomotiv ve tekstil sanayisi olan şehrimizi olumsuz etkileniyor.
Bu engelleri aşmak için ulusal ve bölgesel tedbirlerin bir an önce alınması gerekiyor. Bursa'nın güçlü sanayi altyapısı ve coğrafi konumu, bu engellerin aşılması için önemli bir potansiyele sahip. Küresel rekabet için katma değerli üretime geçiş, dijitalleşme, pazar çeşitlendirmesi ve nitelikli iş gücü ile destek politikalarının etkin uygulanması ile sorunlara çözüm getirebiliriz.
İTO Başkanı Şekip Avgadiç'in çözüm önerileri ihracatçıların küresel pazarlardaki aktörlerle mücadele edebilmesi için oldukça önemli. Ancak bu çözümlerin etkili olabilmesi için sürdürülebilir olması gerekiyor. Ticaret Bakanlığı'nın finansmana erişim, nitelikli eleman yetiştirilmesi ve yeni pazarlar için ülkelerle iş birliklerini geliştirme konularında ihracatçılara destek olması gerekiyor.
Arif Demirören
BARSİAD Başkanı
Katma değerli üretime yönelik destekler sağlanmalı
Bursa, sanayi ve ihracat alanında ülkemize yön veren şehirlerin başında geliyor. Şehrimizin kalkınmasında KOBİ’lerin rolü büyük. Ancak özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, yüksek finansman maliyetleri ve krediye erişimde yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle ihracatta hak ettikleri ivmeyi yakalamakta zorlanıyor. Artan enerji ve işçilik maliyetleri ile yüksek enflasyon da, firmalarımızın maliyetlerini ciddi şekilde etkiliyor. Son dönemde enflasyondaki düşüş ise umut verici bir gelişme.
Bu noktada, KOBİ’lerin rekabet gücünü artırmak için markalaşma ve katma değerli üretime yönelik devlet desteklerinin güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Markalaşma kültürünün yaygınlaştırılması, ihracatçı firmalarımızın uluslararası pazarlarda daha kalıcı ve güçlü bir yer edinmesine katkı sağlayacaktır.
Finansman maliyetlerinin düşürülmesi, krediye erişimin kolaylaştırılması ve döviz kuru ile enflasyon arasındaki dengenin korunmasına yönelik öneriler son derece kıymetli. BARSİAD olarak, özellikle KOBİ’lerimizin finansmana erişiminin kolaylaştırılması, markalaşma ve inovasyona daha fazla destek verilmesi gerektiğine inanıyor; bu yöndeki tüm adımları destekliyoruz.
İlker Duran
AFSİAD Bursa YKB
Finansmana erişim kolaylaştırılmalı
Bursa özelinde ve genelde Türkiye'de ihracatın önündeki en büyük engellerin başında yüksek finansman maliyetleri, kur istikrarsızlığı, dış pazarlarda talep daralması ve rekabet gücünü zayıflatan yüksek üretim maliyetleri geliyor. Özellikle KOBİ’lerin ağırlıkta olduğu Bursa gibi üretim şehirlerinde işletme sermayesi yetersizliği, navlun maliyetleri, yurt dışı pazarlarına erişimde yaşanan regülasyon ve lojistik zorluklar da ciddi engel oluşturuyor. Buna ilave olarak son dönemde Avrupa’daki ekonomik yavaşlama, ana pazarlarımızdan biri olan bu bölgedeki ihracatçıyı da olumsuz etkiliyor.
Yukarıda sayılan engeller, özellikle küçük ve orta ölçekli firmaların rekabet güçlerini zayıflatıyor, kar marjlarını düşürüyor ve bazı firmaların uluslararası pazarlarda sürdürülebilir olmasını imkânsız hale getiriyor. Kur ve enflasyon arasındaki dengesizlik, ihracat planlaması yapmayı zorlaştırıyor. Finansmana ulaşmakta zorlanan firmalar yeni pazarlara açılmak yerine iç pazarda tutunmaya çalışıyor ne yazık ki. Özellikle otomotiv, tekstil ve makine gibi Bursa’nın güçlü olduğu sektörlerde, ihracatta siparişlerin azalması veya fiyat tutturulamaması, üretim hacmini ve istihdamı da doğrudan etkiliyor.
Finansmana erişimin kolaylaştırılması ve maliyetlerin düşürülmesi, özellikle Eximbank gibi ihracatçı desteklerinin daha geniş tabana yayılması şarttır. KGF gibi mekanizmaların daha aktif, dinamik ve hızlı çalışması gerekiyor. Döviz kuru politikası ihracatçının lehine öngörülebilir olmalı. Yeni pazar stratejileri ve dijital ihracat gibi alanlarda firmalar desteklenmeli. Ayrıca belirtmekte fayda var; yeşil dönüşüm, karbon ayak izi gibi konularda farkındalık ve destek artırılmazsa bu alanlar da önümüzdeki yıllarda önemli birer engel haline gelecektir.
Sayın Avdagiç’in önerileri, ihracatçının güncel ihtiyaçlarını net şekilde özetliyor. Kısa vadede finansman maliyetlerinin düşürülmesi, sadece firmaların değil makroekonomik istikrarın da gereği haline gelmiş durumda. Finansmana erişim konusunda yeni açılımlar şart. Örneğin ihracat odaklı özel kredi paketleri veya banka teminatlı ticaret sigortaları gibi çözümlerle desteklenmelidir. Kur-enflasyon korelasyonu ise belirsizliğin azaltılması açısından son derece kritik önem arz ediyor. İhracatçının fiyatlama yapabileceği bir döviz politikası, orta vadeli planlama için hayati önem taşımaktadır.
Bursa, güçlü sanayi altyapısı ve üretim kültürüyle ülkemizin önemli ihracat üslerinden biri konumundadır. Ancak bu gücün sürdürülebilir olması gerekiyor. Dijitalleşme, yeşil dönüşüm, nitelikli insan kaynağı ve finansmana erişim gibi alanlarda yapılacak reformlar, bu noktada önem arz ediyor. İhracatçı firmaların yalnızca ekonomik değil aynı zamanda dış politika ve ticaret diplomasisi açısından da daha aktif desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim.
Alparslan Şenocak
MÜSİAD Bursa Şube Başkanı
Faiz indirimi bekliyoruz
Bursa, Türkiye’nin üretim ve ihracatta öncü şehirlerinden biri olarak büyümeye katkı sağlamaya devam ediyor. Ancak ihracatçılarımızın karşısında bugün, yüksek finansman maliyetleri, krediye erişimde yaşanan güçlükler, döviz kuru-enflasyon dengesindeki belirsizlikler, yükselen enerji fiyatları ve artan işçilik maliyetleri gibi önemli engeller bulunuyor. Özellikle yüksek enflasyon ortamı, firmalarımızın maliyet öngörüsünü ve fiyatlama kabiliyetini zayıflatıyor.
Tüm bu zorluklara rağmen, yüzde 80’leri bulan reel enflasyonun bugün yüzde 30’lu-40’lı seviyelere doğru gerilemiş olması, ekonomi yönetimimizin Orta Vadeli Programı’nın (OVP) sonuç verdiğinin açık bir göstergesidir. Bu gelişme, ekonomide istikrar arayışının doğru yönde ilerlediğine dair umut verici bir tablo ortaya koymaktadır.
Bu sorunların aşılması için öncelikle finansman maliyetlerinin düşürülmesi, krediye erişimin kolaylaştırılması ve uygun maliyetli finansman imkanlarının sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca yapısal reformlar kapsamında, adil ve şeffaf bir vergi sistemi oluşturulmasının yatırım ortamına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Reel sektör olarak, faiz indirimi beklentimizi de bir kez daha vurgulamak isterim. Finansman maliyetlerinin düşürülmesi, yeni finansman modellerinin devreye alınması ve döviz kuru ile enflasyon arasındaki dengenin korunması, ihracatçılarımızın önünü açacaktır. MÜSİAD Bursa olarak, bu adımların atılmasıyla şehrimizin ve ülkemizin ihracat potansiyelinin daha da artacağına inanıyoruz.
Yavuz Kazangil
Tosyöv Bursa YK Başkanı
İşletmelerimiz uzun vadeli planlar yapmalı
İhracatın önündeki en büyük engel yüksek enflasyon ve bu enflasyonun karşısında enflasyona göre hareket etmeyen bir kur ve yüksek faiz tabiki. İhracat rakamlarını tuttura biliyoruz belki ancak bakmamız gereken maliyetler ve işin sonunda elimizde kalan para, ne yazık ki zor bir dönem geçiriyoruz. Ne yazık ki firmalar küçülüyor ve yatırımlarını azaltıyor. Uzun vadede bunların etkilerini fazlasıyla yaşayacağız. Öncelikle kısa vadeli çözümler tabiki gerekli mevcut sanayinin değişime ayak uydurmadan önce ayakta kalması gerekiyor. Uzun vadeli planlar yapılmadan kısa vadeli planlar her zaman bizi yalnızca hayatta tutar geliştirmez. İTO başkanımız kesinlikle net bir şekilde acil kısa vadeli çözümleri dile getirmiş. Odaların Derneklerin devletin desteği ile küçük ve orta ölçekli işletmelerimize işletmelerimizin geleceğini uzun vadeli planlamamız gerekmektedir.
Erdinç Acar
Arsiyad YKB
Ticaret ağı olumsuz etkileniyor
İhracatın önündeki en büyük engeller; rekabet gücü ve yüksek girdi maliyetleridir. Bu engeller ihracat gücümüzü azaltıp, ihracat yapan firmalarımızı olumsuz yönde etkilemektedir. Öncelikle rekabet gücümüzü arttırmak için inovasyon ve teknolojiye yatırım yapmamız gerekiyor. Enerji, hammadde ve iş gücü maliyetlerinin de düşürülmesi gerekiyor. Finansmana erişim sağlanması ve finansman maliyetlerinin düşürülmesi firmalar için önem arz etmektedir. Ayrıca ülkeler arasında yaşanan savaş ve gerilimler dünyadaki ticaret ağını olumsuz yönde etkilemektedir.
Emre Yıldız
ASKON Bursa Yönetim Kurulu Başkanı
Krediye ulaşım kolaylaştırılmalı
Bursa, üretim kabiliyeti ve sanayi gücüyle Türkiye’nin dış ticaretine ciddi katkılar sunan şehirlerden biri. Ancak ihracatçı firmalarımız, finansmana erişimde yaşanan güçlükler ve yüksek maliyetlerle mücadele ediyor. Özellikle KOBİ’ler açısından uygun koşullu kredi kaynaklarının artırılmasının büyük önem taşıdığına inanıyorum Faiz oranlarının makul seviyelere çekilmesi, reel sektörün krediye ulaşımını kolaylaştıracak; bu da yatırımın, üretimin ve istihdamın artmasına doğrudan katkı sağlayacaktır. Küresel ölçekte belirsizliklerin ve krizlerin yoğunlaştığı bu dönemde, üretim altyapısını güçlendirecek KOBİ OSB'lerin yaygınlaştırılması, finansal istikrarı sağlayacak ve dış ticareti güçlendirecek politikaların hızla uygulamaya alınmasını temenni ediyorum.
Sadık Şengül
Buttim Yönetim Kurulu Başkanı
Firmaların mali yapısı zayıflıyor
Bursa’mız, üretim gücü, sanayi altyapısı ve dış ticaret tecrübesiyle Türkiye’nin ihracatında lokomotif şehirlerden biri olmasına rağmen mevcut ekonomik durum, ihracatçı firmalar üzerinde ciddi baskılar oluşturmaktadır. Özellikle yüksek finansman maliyetleri, kur belirsizliği ve finansmana erişimde yaşanan zorluklar, firmaların mali yapısını zayıflatmakta, rekabet gücünü düşürmektedir. Bu tablo hem ihracat hacmini sınırlamakta hem de firmaların yatırım ve üretim planlarını olumsuz etkilemektedir. Bu süreci dengelemek adına, kısa vadede finansman maliyetlerinin aşağı çekilmesi büyük önem arz etmektedir. Aynı şekilde, ihracatçının nakit akışını rahatlatacak yeni finansman modellerinin oluşturulması da süreci destekleyecektir. Ayrıca döviz kuru ile enflasyon arasında sağlanacak istikrarlı ilişki, ihracatçının fiyatlama yaparken karşılaştığı riskleri minimize ederek dış pazarlarda daha güçlü bir duruş sergilemesine katkı sunacaktır.