Basın sohbetleri (3)
Geçen lerde Olay gazetesinin değerli köşe yazarı Özlem Buğday Yağmur, benimle yaptığı söyleşiyi köşesinde yayınladı. Konuşmamız boyunca bana sorduğu soruları beynimdeki şekliyle, hiçbir örtü altında gizlemeden cevaplamıştım, o da üstün mesleki yeteneğini kullanarak söylediklerimin kelimesini değiştirmeden ve fakat can alıcı sorularıyla, öne çektiği başlıklarıyla renklendirdiği bir söyleşi düzenine sokmuş ve yayınlamıştı.
O günlerde İstanbuldan bir yakınım misafirimdi, söyleşiyi okuduğunda benim anlattıklarım için bir yorum yapmadan, söyleşinin düzenindeki kalite dikkatini çekmiş, Özleme kocaman bir bravo bastırmıştı. Aynı beğeniyi köşe komşusu İhsan Aydın da vurgulayarak, söyleşiyi köşesinde yorumlamıştı. Bu haftaki sohbetim işte bu yorumları köşeme misafir edecek.
Değerli köşe yazarı İhsan Aydının değerlendirmelerine teşekkür ederim, ancak bazı bölümlerini kabullenmemin mümkün olmadığını umarım anlayışla karşılar.
"... Belki Saker, büyük işleri, ihaleleri kendilerine vermediği için partililerince ihanetle suçlanabilir ama, döneminde tavan yapan şu meşhur emanet işlere ne demeli? Unutamam, o dönemin hızlı belediye muhabirlerinden birisi olarak ulufe dağıtır gibi belirli isimlere verilen emanet ihalelere ilişkin derlediğim haber Olayın sür manşeti olmuş ve birileri bundan duyduğu rahatsızlığı fazla abartmıştı. Belgeleri halen arşivimde saklıdır. Bu açıdan partililer belki büyük ihaleler konusunda Erdem beyin titizliğinin azizliğine uğramış olabilirler ama emanet ihale verilenlerin bundan hiç rahatsızlık duyduklarını sanmıyorum.
Bu yorumu doğru anlamak için önce emanet işin, emanet ihale değil!, tanımına bakalım. Bu yöntem İhale Kanununun acil ve mevsimlik işler için, yönetimlere uygulama yetkisi verdiği iş yaptırma şeklidir. 35 yıllık DSİ yaşantımda, büyüklerimden öğrendiğim ve 23 yıllık bölge müdürlüğüm süresince gönül rahatlığıyla uyguladığım ve bu süreç içinde üzerime bir kuruşluk şaibe sıçratmadığım bir iş yaptırma tarzıdır ve tamamen acil ve mevsimlik işler için uygulanır.
Belediyeye geldiğimde de, özellikle onarımlar, kaldırım işleri, park, bahçe ve binaların bakım işleri gibi mevsimi içinde bitmesi gereken işler için bu yöntemi, kanunun bize verdiği yetkiye dayanarak uygulattım. Genelde küçük çaplı bu işleri normal ihale yolu ile yapmaya kalktığımızda, Resmi Gazete ve Basın İlan Kurumu aracılığıyla diğer gazetelerde ilan verme uzun zaman alıyor, ihalenin tamamlanması, sözleşmelerin imzalanması gibi işlemlerin sonuçları yılın yarısını kapsıyor. Oysa onarım ve bakım bekleyen işler, vatandaşın günlük yaşamını etkiliyor ve acilen sonuçlandırılması gerekiyor. Emanet işlerde, belediye ilan tahtalarında ve işin önemine göre mahalli gazetede ilan vererek duyuru yapıyor, belediyelerin bu işleri yakın takip eden taşeronları bu çağrılara göre işlere talip oluyorlar. Bu iş verme yönteminde müteahhit değil taşeron seçiliyor, diğer bir deyimle işi bizzat yapacak kişiler işi alıyor. Oysa ihalelerde işi müteahhitler alıyor ama gene bu taşeronlara devrediyor, taşeronlar ikinci el olarak hizmeti yerine getiriyor. Emanet iş yöntemi bu yönüyle, hem maliyetlerde tasarruf sağlıyor, hem de işi hızlandırıyor ve işin karı bizzat yapana kalması nedeniyle kalitede de belli bir düzey yakalanabiliyor.
Belediyede emanet işler için teklifler encümen tarafından değerlendiriliyor ve en uygun teklif veren ile sözleşme imzalanıyor.
Yazarımızın yorumunda yer alan "ulufe dağıtır gibi belirli isimlere verilme ifadesi gerçeği yansıtmıyor. İsimler başta da yazdığım gibi belirli olabilir, ancak bunları ne ben ne de partim belirlemiştir, bu taşeron arkadaşlar yıllarca, benden önce de, belediye ile iş yapmış arkadaşlardır, zamanla içlerinden bazıları yaptıkları işlerdeki yanlışlıklar nedeniyle elenmiştir, bazıları yeni katılmıştır, ama hiç biri tarafımızdan işaretlenmemiştir, hiç birine ulufe dağıtılmamıştır, her işe genelde 5 ila 10, bazen daha fazla taşeron teklif vermiştir, tenzilatlar da, yanlış hatırlamıyorsam, yüzde 15-30 arasında olmuştur. İşler genelde Nisan-Mayıs aylarında başlayabilmiş ve 31 Aralıkta kesin hesabı yapılarak bitirilmiştir.
Gerek DSİ yaşantımda, gerekse belediyede uyguladığım bu yöntem sayesinde, küçük ve fakat mevsim içinde mutlaka bitirilmesi gerekli acil işlerde işi gerekli olan zaman içinde devreye sokma gibi önemli bir toplumsal fayda elde edilmiştir, gecikmelerden dolayı oluşabilecek zararlar önlenmiştir. Özetle bu tür bir uygulamada da gönlüm rahat, alnım açıktır.

Sayı: 600 - Sayı'nın Kapağı