Facebook sayfamda, Mars’a gönderilen PERSEVERANCE adlı aracı ve takip ettiğim NASA’nın Instagram sayfasından gelişen olayları aktarmak sureti ile bilgiler paylaşıyorum. Hatta ilgi çeksin diye Mars’ta arsa satışları başladı diyorum.
 Bir vatandaş, “yalan” diyor “çölde bir yerde film çekmişler siz de inanıyorsunuz” diyor.
 Cevap vermiyorum. Oysa ki uçağa biniyor, cep telefonunu ve teknolojiyi kullanıyor ama olanları başka şeylere yorumluyor.
 İnsanlar neye inanır neye inanmaz bilemem ama mesela Bitcoin gibi gözle görülmeyen, elle tutulmayan, cüzdana girmeyen bir paraya inanır fakat gözü ile gördüğü Mars’a inanmaz.
 Konumuza geçecek olursak,
 İnsanoğlu ve geliştirdiği bilim dünyamızdan tam 225 milyon km uzaklıktaki Mars gezegenine bir araç gönderdi.  Dünyanın yarısı kadar büyüklüğünde, dünya atmosferinin yüzde birine sahip, geceleri eksi 100 derecelere kadar soğuyan ve dünya yer çekiminin üçte bir gücüne sahip bu gezegende geçen hafta üç metre yüksekliğe çıkan INGENUITY adlı bir helikopteri çalıştırmayı başardı. 
O soğukta kullanılan teknolojinin gelişmişliğine bakar mısınız? Eksi yüz derecelerde enerji bataryalarının çalışması, korunması, uçurmuş oldukları helikopterin içindeki teknoloji hepsi olağanüstü. Zira Mars’ta yerçekimi az olması nedeniyle pervanenin normal helikopter pervanesinden 5 kat daha hızlı dönmesi gerekiyormuş. Yani kullanılan teknolojiye hayret etmemek elde değil.  Teknoloji insanlık hayrına kullanılır ise hayal edip de yapılamayacak şey yok diyorum.
 Sonuç olarak aya ilk insan ve araç gönderilirken kullanılan teknolojinin daha da gelişmişini bugün her alanda kullanıyoruz. Şimdi ise Mars’a gönderilen araçta kullanılan iletişim başta olmak üzere güneş ışınlarının dörtte birini alan Mars’ta kullanılan güneş enerjisi bataryaları ve kullanılan karbon kompozit malzemeler yakın gelecekte dünyamızda her alanda kullanılarak dünya kaynaklarının boşa heba edilmemesini de sağlayacaktır.
 Bu arada Mars’taki arabaya PERSEVERANCE (AZİM), helikoptere ise INGENUITY (MARİFET) adını vermişler.
 Evet azmin marifeti de böyle olur, darısı başımıza.-
Saygılarımla...