50 yıllık tarihin genç neferi
Sercan KARATAY
Uz Kardeşler Mobilya, ikinci kuşak temsilcisi Ertekin Uz'un yönetime katılmasının ardından yeni bir çehreye bürünmüş. Klasik üretim ve satış anlayışını, ihracat, proje geliştirme, hedef kitleye göre ürün hazırlama ve otel giydirme gibi birçok yeni pazar trendleriyle harmanlamış, geliştirmiş.
Sunduğu kaliteli hizmet anlayışıyla bugün üçüncü kuşak müşterilerine hizmet ürettiklerini anlatan Ertekin Uz ile hem firmasının 50 yıllık sanayi hayatını, hem de genç kuşak temsilcisi olarak şirkete kazandırdığı yenilikler üzerine sohbet ettik.
- Uz Kardeşler Mobilya sektöre nasıl adım attı?
Uz Kardeşler Mobilya 1960 yılında koltuk üretimi ile başladı ticaret hayatına. O günlerdeki pazar boşluğunu iyi değerlendirerek kısa zamanda yurtiçindeki koltuk üretimi ve toptancılığına hâkim olmuştur. Daha sonraki yıllarda ise perakende üzerine yoğunlaştık. 1973 yılında dönemin en büyük showroomunu açarak yine Türkiye'nin en şekçin müşterilerine ulaşmayı başardık. Yıllar içerisinde değişen alışveriş trendleri sonucunda büyük ve daha farklı yatırımlar yapmamız gerektiğine karar verdik. Bunun sonucunda mevcut üretim ve satış merkezimize 1995 yılında İnegöl Yolu üzerindeki 10 bin metrekare kapalı alana sahip olan yeni bir showroom açarak yatırımlarımızı sürdürdük. Bugün Uz Kardeşler Mobilya üçüncü kuşak müşterilerine özenle hizmet vermeye devam ediyor. Yenilikçi kimliğimizi kaybetmeden, yönümüzü geleceğe çevirmiş bir firmayız. Önümüzdeki 3 yıl içersinde Türkiye genelinde 5 büyük ilde kendi markamız olan Uz Kardeşler Mobilya mağazaları açmayı planlıyoruz..
- Siz yönetime ne zaman dahil oldunuz?
1994 yılında eğitim hayatımın sona ermesiyle birlikte ben de baba mesleği olan mobilyacılığa şirket ortağı olarak başladım. Öncelikle sektörü inceledim. Yaptığım fizibilite çalışmaları sonrasında, genç bir yönetici olarak aktif çalışma prensibimle şirketimizi daha iyi noktalara taşımak için yönetime katıldım.
- İnegöl'ün sanayi ve ticaret potansiyelinde aslan payı mobilyaya ait. İnegöllü olan her girişimcinin bu sektöre yatırım yapması kaçınılmaz mı?
Bence her İnegöllü girişimcinin bahsettiğiniz potansiyeli baz alarak mobilya sektörüne yatırım yapması veya yapmak istemesi çok doğru bir adım değildir. Çünkü bu sektörde bilgi birikimi ve sermaye gücü süreklilik arz eden, başarıya ulaşmak için çok önemli etkenlerdir. Her bireyin yetenekleri ve uzmanlık alanı farklıdır. Profesyonel çizginin mevcut olduğu alanlara yönelmenin daha verimli ve keyif verici olduğunu düşünüyorum.
- Uz Kardeşler Mobilya bir aile şirketi bildiğim kadarıyla. Aile şirketinde yöneticilik yapmayı nasıl tanımlarsınız?
Evet bizim şirketimiz aile yönetimine tabidir. Her ortağımızın kendi uzmanlığı çerçevesinde bir alanı ve farklı görev tanımları vardır. Bu paylaşımı doğru yapabildiğinizde yönetim sürecinde başarılı olmamanız imkansız hale geliyor.
- Şirketinizde ikinci kuşak yöneticisiniz. Bayrağı devraldığınız günden bu güne neler değişti?
Ben ikinci kuşak yönetici olarak işletmeye katıldım. Bayrağı devraldığım dönemden itibaren zor ve çetin şartlarda süren bir ticaret anlayışı hakimdi ve hala devam ediyor. Çünkü geçmiş dönemde rekabet şu andaki gibi sert ve kötü değildi. O yıllarda arz talep dengesi daha iyi ve makuldü. Şimdi ise üretim çok fazla ve tüketim daha az malesef. Biz firma olarak bu durumu kalite ve ihracat politikamızla aşarak güvenirliğimizi koruduk. Öncelikle ürettiğimiz ürünlerde kaliteden taviz vermeden daha seri üretim politikasıyla ilerledik. İç pazarda talebin azaldığı ve satışın tıkandığı noktalarda da ihracat çalışmalarını hızlandırarak bu sorunun altından kalktık.
- İç piyasa ve ihracat paylarınız nedir?
İç piyasa satışımız yüzde 80, dış pazar payımız ise yüzde 20'dir. Ama diğer firmamız olan İberba'nın satışları ise yüzde 60 dış piyasa, yüzde 40 iç piyasa olarak gerçekleşmektedir.
- İberba'dan bahseder misiniz? Marka konumlandırma çalışmalarınız nasıl gidiyor?
İberba markasını 2005 yılında hayata geçirdik. Çünkü bu markanın direkt yönetimi ikinci kuşaklar oldu. Buna paralel olarak da bu markanın hedef müşteri potansiyelini gençler oluşturdu. Konseptimizi belirlerken modern ve fonksiyonel ürünler tasarladık ve pazarda kısa zamanda başarı sağladık. Şu anda İberba'nın Türkiye genelinde 55 corner bayisi var. Yurtdışında ise 12 ülkede ürünleri satılmaktadır. Kısa vadedeki hedeflerimiz arasında Türkiye'de 15 İberba mağazası açmak yer alıyor. Bunun ilk adımı atıldı ve önümüzdeki ay itibariyle İstanbul Masko'da İberba mağazasını açmayı planlıyoruz.
- Mobilya sektöründe son zamanların trend iş kalemi otel giydirme çalışmaları olarak devam ediyor. Sizin bu yönde çalışmalarınız var mı?
Şirket olarak takip ediyoruz bu alanı. 2007 yılında 3 otel tefrişi yaptık. Bunların iki tanesi Yunanistan'da, diğeri ise İran'da gerçekleşti. Bu alanla ilgili 2009 yılı için yatırım yapmayı planlıyoruz.
- 2007 ekonomik sıkıntıları geride bırakamadan bitti. 2008 yılı ile ilgili ilk değerlendirmeleriniz ve öngörüleriniz neler?
2007 yılında gerçekten piyasalarda ciddi bir daralma ve kriz ortamı vardı. Ben malesef 2008 yılına da çok parlak bakmıyorum. Türkiye'de her zaman yeni bir kaos ve suni gündemler yaratılmaya çalışılıyor. Bu durum biz sanayicilere kriz olarak geri dönüyor ne yazık ki.
- Genç bir girişimci olarak, yeni nesil için önerileriniz var mı?
Tabiî ki önerilerim olacaktır. Öncelikle şunu söylemek isterim ki, bir işe yatırım yapmadan önce o iş ile ilgili ciddi bir fizibilite çalışması yapılması şarttır. Adım atılan iş kolu ne olursa olsun başarının öncelikli şartı çok çalışmak ve yaptığın işi sevmektir. Eğer yaptığınız işi sever ve çok çalışırsanız emin olun o işte başarılı olursunuz.
Sercan KARATAY
Uz Kardeşler Mobilya, ikinci kuşak temsilcisi Ertekin Uz'un yönetime katılmasının ardından yeni bir çehreye bürünmüş. Klasik üretim ve satış anlayışını, ihracat, proje geliştirme, hedef kitleye göre ürün hazırlama ve otel giydirme gibi birçok yeni pazar trendleriyle harmanlamış, geliştirmiş.
Sunduğu kaliteli hizmet anlayışıyla bugün üçüncü kuşak müşterilerine hizmet ürettiklerini anlatan Ertekin Uz ile hem firmasının 50 yıllık sanayi hayatını, hem de genç kuşak temsilcisi olarak şirkete kazandırdığı yenilikler üzerine sohbet ettik.
- Uz Kardeşler Mobilya sektöre nasıl adım attı?
Uz Kardeşler Mobilya 1960 yılında koltuk üretimi ile başladı ticaret hayatına. O günlerdeki pazar boşluğunu iyi değerlendirerek kısa zamanda yurtiçindeki koltuk üretimi ve toptancılığına hâkim olmuştur. Daha sonraki yıllarda ise perakende üzerine yoğunlaştık. 1973 yılında dönemin en büyük showroomunu açarak yine Türkiye'nin en şekçin müşterilerine ulaşmayı başardık. Yıllar içerisinde değişen alışveriş trendleri sonucunda büyük ve daha farklı yatırımlar yapmamız gerektiğine karar verdik. Bunun sonucunda mevcut üretim ve satış merkezimize 1995 yılında İnegöl Yolu üzerindeki 10 bin metrekare kapalı alana sahip olan yeni bir showroom açarak yatırımlarımızı sürdürdük. Bugün Uz Kardeşler Mobilya üçüncü kuşak müşterilerine özenle hizmet vermeye devam ediyor. Yenilikçi kimliğimizi kaybetmeden, yönümüzü geleceğe çevirmiş bir firmayız. Önümüzdeki 3 yıl içersinde Türkiye genelinde 5 büyük ilde kendi markamız olan Uz Kardeşler Mobilya mağazaları açmayı planlıyoruz..
- Siz yönetime ne zaman dahil oldunuz?
1994 yılında eğitim hayatımın sona ermesiyle birlikte ben de baba mesleği olan mobilyacılığa şirket ortağı olarak başladım. Öncelikle sektörü inceledim. Yaptığım fizibilite çalışmaları sonrasında, genç bir yönetici olarak aktif çalışma prensibimle şirketimizi daha iyi noktalara taşımak için yönetime katıldım.
- İnegöl'ün sanayi ve ticaret potansiyelinde aslan payı mobilyaya ait. İnegöllü olan her girişimcinin bu sektöre yatırım yapması kaçınılmaz mı?
Bence her İnegöllü girişimcinin bahsettiğiniz potansiyeli baz alarak mobilya sektörüne yatırım yapması veya yapmak istemesi çok doğru bir adım değildir. Çünkü bu sektörde bilgi birikimi ve sermaye gücü süreklilik arz eden, başarıya ulaşmak için çok önemli etkenlerdir. Her bireyin yetenekleri ve uzmanlık alanı farklıdır. Profesyonel çizginin mevcut olduğu alanlara yönelmenin daha verimli ve keyif verici olduğunu düşünüyorum.
- Uz Kardeşler Mobilya bir aile şirketi bildiğim kadarıyla. Aile şirketinde yöneticilik yapmayı nasıl tanımlarsınız?
Evet bizim şirketimiz aile yönetimine tabidir. Her ortağımızın kendi uzmanlığı çerçevesinde bir alanı ve farklı görev tanımları vardır. Bu paylaşımı doğru yapabildiğinizde yönetim sürecinde başarılı olmamanız imkansız hale geliyor.
- Şirketinizde ikinci kuşak yöneticisiniz. Bayrağı devraldığınız günden bu güne neler değişti?
Ben ikinci kuşak yönetici olarak işletmeye katıldım. Bayrağı devraldığım dönemden itibaren zor ve çetin şartlarda süren bir ticaret anlayışı hakimdi ve hala devam ediyor. Çünkü geçmiş dönemde rekabet şu andaki gibi sert ve kötü değildi. O yıllarda arz talep dengesi daha iyi ve makuldü. Şimdi ise üretim çok fazla ve tüketim daha az malesef. Biz firma olarak bu durumu kalite ve ihracat politikamızla aşarak güvenirliğimizi koruduk. Öncelikle ürettiğimiz ürünlerde kaliteden taviz vermeden daha seri üretim politikasıyla ilerledik. İç pazarda talebin azaldığı ve satışın tıkandığı noktalarda da ihracat çalışmalarını hızlandırarak bu sorunun altından kalktık.
- İç piyasa ve ihracat paylarınız nedir?
İç piyasa satışımız yüzde 80, dış pazar payımız ise yüzde 20'dir. Ama diğer firmamız olan İberba'nın satışları ise yüzde 60 dış piyasa, yüzde 40 iç piyasa olarak gerçekleşmektedir.
- İberba'dan bahseder misiniz? Marka konumlandırma çalışmalarınız nasıl gidiyor?
İberba markasını 2005 yılında hayata geçirdik. Çünkü bu markanın direkt yönetimi ikinci kuşaklar oldu. Buna paralel olarak da bu markanın hedef müşteri potansiyelini gençler oluşturdu. Konseptimizi belirlerken modern ve fonksiyonel ürünler tasarladık ve pazarda kısa zamanda başarı sağladık. Şu anda İberba'nın Türkiye genelinde 55 corner bayisi var. Yurtdışında ise 12 ülkede ürünleri satılmaktadır. Kısa vadedeki hedeflerimiz arasında Türkiye'de 15 İberba mağazası açmak yer alıyor. Bunun ilk adımı atıldı ve önümüzdeki ay itibariyle İstanbul Masko'da İberba mağazasını açmayı planlıyoruz.
- Mobilya sektöründe son zamanların trend iş kalemi otel giydirme çalışmaları olarak devam ediyor. Sizin bu yönde çalışmalarınız var mı?
Şirket olarak takip ediyoruz bu alanı. 2007 yılında 3 otel tefrişi yaptık. Bunların iki tanesi Yunanistan'da, diğeri ise İran'da gerçekleşti. Bu alanla ilgili 2009 yılı için yatırım yapmayı planlıyoruz.
- 2007 ekonomik sıkıntıları geride bırakamadan bitti. 2008 yılı ile ilgili ilk değerlendirmeleriniz ve öngörüleriniz neler?
2007 yılında gerçekten piyasalarda ciddi bir daralma ve kriz ortamı vardı. Ben malesef 2008 yılına da çok parlak bakmıyorum. Türkiye'de her zaman yeni bir kaos ve suni gündemler yaratılmaya çalışılıyor. Bu durum biz sanayicilere kriz olarak geri dönüyor ne yazık ki.
- Genç bir girişimci olarak, yeni nesil için önerileriniz var mı?
Tabiî ki önerilerim olacaktır. Öncelikle şunu söylemek isterim ki, bir işe yatırım yapmadan önce o iş ile ilgili ciddi bir fizibilite çalışması yapılması şarttır. Adım atılan iş kolu ne olursa olsun başarının öncelikli şartı çok çalışmak ve yaptığın işi sevmektir. Eğer yaptığınız işi sever ve çok çalışırsanız emin olun o işte başarılı olursunuz.
Sayı: 622 - Sayı'nın Kapağı
