Bursa sanayisinin lokomotif sektörü olan tekstil, büyük darboğaz
içinde olan Avrupa'dan sıyrılıp yeni pazarlara yönelerek çıkışı buldu.
Türk ekonomisinin en önemli denge taşlarından biri olan tekstil sektörü gelişimini her geçen dönem hızla devam ettiriyor.
Yılbaşından bu yana izleri önemli ölçüde hissedilen Avrupa ekonomik krizinin Türk ekonomisi üzerinde bıraktığı ağır yaralar tekstil sektörünün hızlı ilerleyişine sekte vurdu.
Bu olumsuzlukları farklılaştırdıkları pazarlar ve ürün geliştirmeye verdikleri önem sayesinde pozitife çevirmeyi başaran Bursalı tekstilciler, sektörün başkenti konumundaki kentimizin bu unvanını korumasında ısrarlı.
Yılın ilk yarısını beklentilerin altında oranlamalarla geride bırakan tekstil sektörünün temsilcileri, ikinci yarı yıldan biraz daha umutlular.
Bu anlamda beklenti ve öngörülerini bizimle paylaşmaları için görüştüğümüz Bursalı tekstil sanayicilerinden aldığımız bilgilere göre sanayiciler; yılın ilk yarısına karşı temkinli bir tutum içerisindeler.
Bu tutuma karşın yılın ikinci yarısı ile ilgili iyimser bakış açılarını koruduklarının da altını çizen sanayiciler, önümüzdeki dönemin ve 2013 yılının daha verimli bir tablo ile geçeceğini ifade ettiler.
İşte sanayicilerin görüşleri...
Tekstilin çıkışı yeni pazarlar ve Ar-Ge'de
Hasan Çepni-Hilal İpek Yönetim Kurulu Başkanı:
Tekstil sektörü Türkiye için istihdam yükünü taşıyan sektör olma özelliğini sürdürmektedir. Global krizden sonra toparlanan tekstil sektörü yeni pazarlarla kriz öncesi rakamlarını yakalamıştır. 2012 ilk altı ayında Bursa'da tekstil sektörü geçen yıla oranla ihracat miktarında yüzde 33'lük bir artış sağlamış; fakat değer bakımından yüzde 10'luk bir artışı ancak gerçekleştirebilmiştir. Bu da artan rekabet koşullarında kârların düştüğünü göstermektedir. Türkiye tekstilde kendine Çin ve Hindistan'ı rakip almamalı İtalya gibi ülkelerin stratejisini model almalıdır. Tekstil sektörünün yukarı çıkışı ancak katma değeri yüksek ürünler ve moda - tasarıma önem vermekle olacaktır. Bursa tekstilinin altyapısı bunu yapmaya hazırdır. Kısaca fasoncu mantığından kurtulmak gerekiyor.
Üçüncü çeyrek
daha hızlı olur
Ferudun Kahraman-Sunteks Yönetim Kurulu Üyesi:
Tekstilde bu ay dahil işlerimiz gayet yolunda gidiyor. Temmuz ve Ağustos aylarında doğal olarak mevsimsel bir durgunluk yaşayacağız. Eylül sonrasında ise işlerimiz gözle görülür bir şekilde hızlanır. Tekstilci çok kıvrak işler yapabiliyor. Avrupa pazarına yoğun bir şekilde çalışırken Afrika ve Ortadoğu ülkelerine yöneldik ve başarılı olduk. Bu bizim çeşitliliğimizin ve kıvraklığımızın açık bir göstergesidir. O nedenle işlerimizin çok iyi gittiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bundan sonra da böyle olacaktır. Büyüme olarak yüzde 4'ün üzerinde bir oran yakalayacağımıza inanıyorum.
Tekstil sektöründe yavaşlama söz konusu
Ali Uğur-Kadri Uğur Boya Yönetim Kurulu Başkanı:
Sektör olarak şu anda beklemeteyiz, biraz yavaşlama söz konusu. Ancak bu daha çok mevsimler bir durgunluk. Ayrıca Avrupa'nın resosyona girdiğini de düşünüyoruz. İnşallah önümüzdeki aylarda toparlanır diye düşünüyorum.
Temkinli iyimserlik içindeyiz
İbrahim Öztürk-Sateks Yönetim Kurulu Üyesi: Etkileri hala devam etmekte olan ve bölgesel olarak yoğunlaşan global kriz, tüketim alışkanlıklarını değiştirmesine rağmen, yaşamın her alanında vazgeçilmez bir yapıya sahip olan tekstil sektörünün dünya genelinde yaklaşık 1 trilyon 675 milyar dolarlık ihracat değeri bulunmaktadır. Hazır giyim ve konfeksiyon ürünlerinden ev tekstili ürünlerine kadar bir bütün olarak bakıldığında tekstil sektörü ülkemiz sanayinde, ihracatında ve istihdamında önemli bir yere sahiptir. Günümüzde tekstil ve hazır giyim sektörünün Türk ekonomisinde oynadığı lokomotif görevi 100 milyar dolarlık entegre ve ileri teknoloji yatırımı, 2 milyonu aşan direkt istihdam, yüzde 25 ihracat payı ve yüzde 11 milli gelir payına ulaşıyor. Tekstil sektörü bu önemini 2012 yılının ilk yarısında da korumuş olup, üretim ve kapasite kullanım artışı gözlenmektedir.
2012 yılı ile ilgili öngörülerde bir belirsizlik hakimdi. Bunu kısmen hissediyor olmamızın yanı sıra, Avrupa pazarındaki ekonomik gelişmelerden elbette biz tekstilciler de etkileniyor olmakla birlikte, Türk işadamı ve sanayicisinin girişimci yapısı, sıkıntıları aşma becerisi sayesinde şimdilik büyük bir sorun görünmüyor. Yılın ilk yarısına ilişkin hedeflerin tuttuğunu söyleyebilirim. Bu yılın ikinci yarısına ilişkin temkinli bir iyimserlik içerisindeyiz. Tekstil Bursa'nın geleneksel üretim alanıdır ve Bursa için önemini asla kaybetmeyecektir.
Yeni teknoloji kullanımı tekstil sektöründe hızla artmaktadır. Bursa'nın teknik tekstile yönelmesi sayesinde pazar payını daha da artıracaktır. Bu arada, değişen çek yasası ile ticaret kanunundan kaynaklanan sıkıntıların da giderilmesi gerekmektedir.
İşler eski tadı yakalasa da kârlılık bitti
Fehmi OSANMAZ-Femteks Genel Müdürü: 2011 yılı işletmeler tam kapasite çalışmasa da kötü sayılmayacak bir yıl olarak tamamlandı. Dolayısıyla 2012 beklentileri bir önceki yıldan daha iyi bir yıl olması yönündeydi. Ocak, Şubat, Mart aylarına bakıldığında bu beklentiler ilk çeyrekte gerçekleşmiştir. İkinci çeyrekte iç pazarın hareketlenmemesi ve ihracatta ise Avrupa'nın beklenen satışlara ulaşamaması kapasitelerde önemli düşüşlere neden olmuştur. Avrupa'nın içinde bulunduğu mali durum ve bunun yanında hava şartlarının mevsim normallerinin altında seyretmesi nedeniyle satışlar beklenen seviyelere ulaşmamıştır. 2012 yılının ikinci yarısının beklentileri ne yazık ki karşılayamayacağını, düşüşün devam etmesini bekliyoruz. Temennimiz bu olumsuz durumun gelecek yıla yansımamasıdır. Bursa'nın ürettiği kumaşların ve tekstil konfeksiyonun çoğunluğunu Avrupa'ya satıyoruz. İthalat yapılan ve iç pazarda üretilen kumaş / iplikler Dolar üzerinden işlem görmektedir. Satışlar ise Avrupa'ya Euro olarak yapılmaktadır. Paritenin bu seviyelere inmesi iş yapan firmaları da sıkıntıya düşüreceği apaçık ortadadır. Bu durumda 2012'nin ikinci yarısında satışlar beklenen düzeyde olsa dahi işletmelerin kar etmeleri imkansız gibi gözüküyor.
Yıl sonu rakamları yüksek olacaktır
Sami Bilge-Elyaf Tekstil Yönetim
Kurulu Başkanı:
Sektör olarak bir kriz yaşadık evet. Dövizin 1.2, 1.3'lerde seyrettiği dönemlerde tekstilci ve ihracatçılar bir kriz yaşadı, o zamanlarda Euro 1.7 seviyelerindeydi. Şimdi bugünkü durumunda tekstil sektörü son derece iyi gidiyor. Alışılmış karamsarlığı bir tarafa bırakıp realiteye bakarsak işlerin gayet iyi düzeyde olduğunu görürüz. Bu yılı da önümüzdeki 2013'ü de çok iyi kapatacağımıza inanıyorum. Türkiye ekonomisi çok iyi gidiyor. Zaman zaman hükümete şikayet ve sitemlerde bulunuyordum ama bugün her şeyin çok iyi gittiği ortadadır. Bugün ‘Yıllarca özendiğimiz Avrupa Birliği'nde mi yaşamak istersin' diye sorsalar ‘Türkiye' derim. ‘Oranın ekonomisi mi daha sağlam zemin üzerine kurulu” diye sorsalar yine kesinlikle ‘Türkiye' derim. Onun için gidişattan memnunum.
İthal kumaşa
antidamping gelmeli
Aydın Yılmaz-Yılmaz Sünger
Yönetim Kurulu Başkanı:
Özellikle döşemelik sektörüne 2012 yılında ithal kumaş damgasını vurdu. Bu anlamda iç piyasadaki yerli üretim yapan sanayiciler zor durumda. ‘Tezgah kapatacak' noktaya gelindi dersek yanlış bir tanımlama olmaz. Böyle giderse döşemelikçiler ciddi bir düşüşün içine girecek. Bu konuda acil olarak yardım bekliyoruz. İthal kumaş için mutlaka antidamping gelmeli. İç piyasanın mutlaka korunması gerekli. Ekonomik açıdan dünya piyasaları zor durumda. Bunu ancak inovasyon ve yenilikçi bakış açısı ile çözebiliriz. 2012 yılının ikinci altı ayında yaşayacağımız son çeyreğin daha hareketli geçmesini bekliyorum.
İkinci yarı yıldan
ümitliyiz
Selim Yedikardeş-SYK Tekstil
Yönetim Kurulu Üyesi:
2012 yılı ile birlikte Avrupa'da yaşanan ekonomik kriz süreci elbette en önemli pazarımız olduğu üzere tekstil sektörümüzü olumsuz anlamda etkiledi. Yılın ilk yarı yılını düşüşle kapattı çoğu firma. Bu anlamda elbette süreç yılın ikinci yarısında da benzeri şekilde devam edecek ama ben yine de ilk yarı yıl kadar durağan olacağını düşünmüyorum. Türk tekstili zaten bir dönüşün içerisinde. Özgün tasarımlar, yaratıcı kreasyonlar ve inovatif çalışmalar bizi dünya pazarlarında farklı kılıyor. Bu açıdan alternatif pazarlarda da var olmamız daha kolay oluyor. Ben 2013 yılının daha umut dolu bir yıl olacağını, daralan piyasaların nefes alacağını düşünüyorum.
2012'nin ilk yarısı tatmin edici değil
Bülent Parlamış-
Parlamış Tekstil
Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı
Lokomotif sektörlerimizin başında gelen tekstil sektörümüz, global krizle birlikte, diğer başka olumsuz gelişmelerle daha başetmek zorunda kalmıştır. Şöyleki öncelikle 2005 yılından beri üstesinden gelmeye çalıştığımız azgın bir Uzakdoğu rekabeti gelmektedir. Ülkemizde girdi maliyetlerinin özellikle de enerji ve doğalgaz maliyetlerinin yüksekliği bu rekabeti içinden çıkılamaz bir hale getirmiştir.
Ardından başta komşu pazarlarımız ile birlikte Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da baş gösteren istikrarsızlıklar tekstil sektörümüzün derinden etkilenmesine yol açmıştır ve halen de devam etmektedir. Ardından global krizle birlikte daralan ekonomisiyle en büyük pazarımız AB ülkelerinin taleplerini düşürmesi, bazılarının da ödemelerini aksatmaları Tekstil sanayicilerimizi özellikle Bursa'lı tekstilcilerimizi tedirgin eder boyuta gelmiştir. Ayrıca paritenin Euro aleyhine seyretmesi de zaten karsız olan Euro bölgesi ihracatlarımızı daha da karsız hale getirmektedir.
İç pazara bakacak olursak da, yeni TTK'nun özellikle karşılıksız çekler ile ilgili cezai yaptırımları azaltması, karşılıksız çek oranlarını arttırmış ve piyasada bir güven sıkıntısı ortaya çıkarmıştır. Bankaların da bu güven sıkıntısıyla birlikte haklı olarak kredi verirken seçici olmaları piyasada nakit sıkıntısını arttırmıştır. 2012'nin ilk yarısı bu belirttiğim hususlar sebebiyle gerek ihracat bazında gerekse iç pazarda çok tatmin edici olmasa da, sektörümüzün morali halen yerinde, teşviklerle birlikte yatırımlar da artıyor, hepimiz gerek teknolojilerimizi yenileyerek, gerekse tevsii yatırımlarıyla geleceğe umutla bakmaya çalışıyoruz. Şu da bir gerçek ki işler ne kadar yavaş gibi görünse de, vasıflı ve vasıfsız eleman bulmakta güçlükler çekmekteyiz.
2011 yılı itibariyle 2012 yılından beklentilerimiz oldukça yüksekti. Bu sebeple yapılmaya başlanan yatırımlar, ilave istihdamlar ek fabrika binaları şu ana kadar 2012 beklentilerimizi karşılayamamıştır. Ayrıca Kasım ve Aralık aylarına kadar işlerin genelde yavaş seyretmesi 2012 nin ikinci yarısı itibariyle hedeflerimizi revize ederek çıtayı biraz aşağıya çekmemize yol açmıştır.
Bölgemizdeki istikrarsızlığın ve AB pazarımızın yeniden aktif hale geçmesi sektörümüze bir anda ciddi bir ivme kazandıracaktır. Fakat bunun gerçekleşme süresini kestiremediğimizden yeni Pazar arayışlarımız halen devam etmektedir. Her yeni Pazar kendi fırsat ve risklerini de beraberinde getirecektir. Bu sebeple biz ne krizler gördük, durmak yok yola devam…
içinde olan Avrupa'dan sıyrılıp yeni pazarlara yönelerek çıkışı buldu.
Türk ekonomisinin en önemli denge taşlarından biri olan tekstil sektörü gelişimini her geçen dönem hızla devam ettiriyor.
Yılbaşından bu yana izleri önemli ölçüde hissedilen Avrupa ekonomik krizinin Türk ekonomisi üzerinde bıraktığı ağır yaralar tekstil sektörünün hızlı ilerleyişine sekte vurdu.
Bu olumsuzlukları farklılaştırdıkları pazarlar ve ürün geliştirmeye verdikleri önem sayesinde pozitife çevirmeyi başaran Bursalı tekstilciler, sektörün başkenti konumundaki kentimizin bu unvanını korumasında ısrarlı.
Yılın ilk yarısını beklentilerin altında oranlamalarla geride bırakan tekstil sektörünün temsilcileri, ikinci yarı yıldan biraz daha umutlular.
Bu anlamda beklenti ve öngörülerini bizimle paylaşmaları için görüştüğümüz Bursalı tekstil sanayicilerinden aldığımız bilgilere göre sanayiciler; yılın ilk yarısına karşı temkinli bir tutum içerisindeler.
Bu tutuma karşın yılın ikinci yarısı ile ilgili iyimser bakış açılarını koruduklarının da altını çizen sanayiciler, önümüzdeki dönemin ve 2013 yılının daha verimli bir tablo ile geçeceğini ifade ettiler.
İşte sanayicilerin görüşleri...
Tekstilin çıkışı yeni pazarlar ve Ar-Ge'de
Hasan Çepni-Hilal İpek Yönetim Kurulu Başkanı:
Tekstil sektörü Türkiye için istihdam yükünü taşıyan sektör olma özelliğini sürdürmektedir. Global krizden sonra toparlanan tekstil sektörü yeni pazarlarla kriz öncesi rakamlarını yakalamıştır. 2012 ilk altı ayında Bursa'da tekstil sektörü geçen yıla oranla ihracat miktarında yüzde 33'lük bir artış sağlamış; fakat değer bakımından yüzde 10'luk bir artışı ancak gerçekleştirebilmiştir. Bu da artan rekabet koşullarında kârların düştüğünü göstermektedir. Türkiye tekstilde kendine Çin ve Hindistan'ı rakip almamalı İtalya gibi ülkelerin stratejisini model almalıdır. Tekstil sektörünün yukarı çıkışı ancak katma değeri yüksek ürünler ve moda - tasarıma önem vermekle olacaktır. Bursa tekstilinin altyapısı bunu yapmaya hazırdır. Kısaca fasoncu mantığından kurtulmak gerekiyor.
Üçüncü çeyrek
daha hızlı olur
Ferudun Kahraman-Sunteks Yönetim Kurulu Üyesi:
Tekstilde bu ay dahil işlerimiz gayet yolunda gidiyor. Temmuz ve Ağustos aylarında doğal olarak mevsimsel bir durgunluk yaşayacağız. Eylül sonrasında ise işlerimiz gözle görülür bir şekilde hızlanır. Tekstilci çok kıvrak işler yapabiliyor. Avrupa pazarına yoğun bir şekilde çalışırken Afrika ve Ortadoğu ülkelerine yöneldik ve başarılı olduk. Bu bizim çeşitliliğimizin ve kıvraklığımızın açık bir göstergesidir. O nedenle işlerimizin çok iyi gittiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bundan sonra da böyle olacaktır. Büyüme olarak yüzde 4'ün üzerinde bir oran yakalayacağımıza inanıyorum.
Tekstil sektöründe yavaşlama söz konusu
Ali Uğur-Kadri Uğur Boya Yönetim Kurulu Başkanı:
Sektör olarak şu anda beklemeteyiz, biraz yavaşlama söz konusu. Ancak bu daha çok mevsimler bir durgunluk. Ayrıca Avrupa'nın resosyona girdiğini de düşünüyoruz. İnşallah önümüzdeki aylarda toparlanır diye düşünüyorum.
Temkinli iyimserlik içindeyiz
İbrahim Öztürk-Sateks Yönetim Kurulu Üyesi: Etkileri hala devam etmekte olan ve bölgesel olarak yoğunlaşan global kriz, tüketim alışkanlıklarını değiştirmesine rağmen, yaşamın her alanında vazgeçilmez bir yapıya sahip olan tekstil sektörünün dünya genelinde yaklaşık 1 trilyon 675 milyar dolarlık ihracat değeri bulunmaktadır. Hazır giyim ve konfeksiyon ürünlerinden ev tekstili ürünlerine kadar bir bütün olarak bakıldığında tekstil sektörü ülkemiz sanayinde, ihracatında ve istihdamında önemli bir yere sahiptir. Günümüzde tekstil ve hazır giyim sektörünün Türk ekonomisinde oynadığı lokomotif görevi 100 milyar dolarlık entegre ve ileri teknoloji yatırımı, 2 milyonu aşan direkt istihdam, yüzde 25 ihracat payı ve yüzde 11 milli gelir payına ulaşıyor. Tekstil sektörü bu önemini 2012 yılının ilk yarısında da korumuş olup, üretim ve kapasite kullanım artışı gözlenmektedir.
2012 yılı ile ilgili öngörülerde bir belirsizlik hakimdi. Bunu kısmen hissediyor olmamızın yanı sıra, Avrupa pazarındaki ekonomik gelişmelerden elbette biz tekstilciler de etkileniyor olmakla birlikte, Türk işadamı ve sanayicisinin girişimci yapısı, sıkıntıları aşma becerisi sayesinde şimdilik büyük bir sorun görünmüyor. Yılın ilk yarısına ilişkin hedeflerin tuttuğunu söyleyebilirim. Bu yılın ikinci yarısına ilişkin temkinli bir iyimserlik içerisindeyiz. Tekstil Bursa'nın geleneksel üretim alanıdır ve Bursa için önemini asla kaybetmeyecektir.
Yeni teknoloji kullanımı tekstil sektöründe hızla artmaktadır. Bursa'nın teknik tekstile yönelmesi sayesinde pazar payını daha da artıracaktır. Bu arada, değişen çek yasası ile ticaret kanunundan kaynaklanan sıkıntıların da giderilmesi gerekmektedir.
İşler eski tadı yakalasa da kârlılık bitti
Fehmi OSANMAZ-Femteks Genel Müdürü: 2011 yılı işletmeler tam kapasite çalışmasa da kötü sayılmayacak bir yıl olarak tamamlandı. Dolayısıyla 2012 beklentileri bir önceki yıldan daha iyi bir yıl olması yönündeydi. Ocak, Şubat, Mart aylarına bakıldığında bu beklentiler ilk çeyrekte gerçekleşmiştir. İkinci çeyrekte iç pazarın hareketlenmemesi ve ihracatta ise Avrupa'nın beklenen satışlara ulaşamaması kapasitelerde önemli düşüşlere neden olmuştur. Avrupa'nın içinde bulunduğu mali durum ve bunun yanında hava şartlarının mevsim normallerinin altında seyretmesi nedeniyle satışlar beklenen seviyelere ulaşmamıştır. 2012 yılının ikinci yarısının beklentileri ne yazık ki karşılayamayacağını, düşüşün devam etmesini bekliyoruz. Temennimiz bu olumsuz durumun gelecek yıla yansımamasıdır. Bursa'nın ürettiği kumaşların ve tekstil konfeksiyonun çoğunluğunu Avrupa'ya satıyoruz. İthalat yapılan ve iç pazarda üretilen kumaş / iplikler Dolar üzerinden işlem görmektedir. Satışlar ise Avrupa'ya Euro olarak yapılmaktadır. Paritenin bu seviyelere inmesi iş yapan firmaları da sıkıntıya düşüreceği apaçık ortadadır. Bu durumda 2012'nin ikinci yarısında satışlar beklenen düzeyde olsa dahi işletmelerin kar etmeleri imkansız gibi gözüküyor.
Yıl sonu rakamları yüksek olacaktır
Sami Bilge-Elyaf Tekstil Yönetim
Kurulu Başkanı:
Sektör olarak bir kriz yaşadık evet. Dövizin 1.2, 1.3'lerde seyrettiği dönemlerde tekstilci ve ihracatçılar bir kriz yaşadı, o zamanlarda Euro 1.7 seviyelerindeydi. Şimdi bugünkü durumunda tekstil sektörü son derece iyi gidiyor. Alışılmış karamsarlığı bir tarafa bırakıp realiteye bakarsak işlerin gayet iyi düzeyde olduğunu görürüz. Bu yılı da önümüzdeki 2013'ü de çok iyi kapatacağımıza inanıyorum. Türkiye ekonomisi çok iyi gidiyor. Zaman zaman hükümete şikayet ve sitemlerde bulunuyordum ama bugün her şeyin çok iyi gittiği ortadadır. Bugün ‘Yıllarca özendiğimiz Avrupa Birliği'nde mi yaşamak istersin' diye sorsalar ‘Türkiye' derim. ‘Oranın ekonomisi mi daha sağlam zemin üzerine kurulu” diye sorsalar yine kesinlikle ‘Türkiye' derim. Onun için gidişattan memnunum.
İthal kumaşa
antidamping gelmeli
Aydın Yılmaz-Yılmaz Sünger
Yönetim Kurulu Başkanı:
Özellikle döşemelik sektörüne 2012 yılında ithal kumaş damgasını vurdu. Bu anlamda iç piyasadaki yerli üretim yapan sanayiciler zor durumda. ‘Tezgah kapatacak' noktaya gelindi dersek yanlış bir tanımlama olmaz. Böyle giderse döşemelikçiler ciddi bir düşüşün içine girecek. Bu konuda acil olarak yardım bekliyoruz. İthal kumaş için mutlaka antidamping gelmeli. İç piyasanın mutlaka korunması gerekli. Ekonomik açıdan dünya piyasaları zor durumda. Bunu ancak inovasyon ve yenilikçi bakış açısı ile çözebiliriz. 2012 yılının ikinci altı ayında yaşayacağımız son çeyreğin daha hareketli geçmesini bekliyorum.
İkinci yarı yıldan
ümitliyiz
Selim Yedikardeş-SYK Tekstil
Yönetim Kurulu Üyesi:
2012 yılı ile birlikte Avrupa'da yaşanan ekonomik kriz süreci elbette en önemli pazarımız olduğu üzere tekstil sektörümüzü olumsuz anlamda etkiledi. Yılın ilk yarı yılını düşüşle kapattı çoğu firma. Bu anlamda elbette süreç yılın ikinci yarısında da benzeri şekilde devam edecek ama ben yine de ilk yarı yıl kadar durağan olacağını düşünmüyorum. Türk tekstili zaten bir dönüşün içerisinde. Özgün tasarımlar, yaratıcı kreasyonlar ve inovatif çalışmalar bizi dünya pazarlarında farklı kılıyor. Bu açıdan alternatif pazarlarda da var olmamız daha kolay oluyor. Ben 2013 yılının daha umut dolu bir yıl olacağını, daralan piyasaların nefes alacağını düşünüyorum.
2012'nin ilk yarısı tatmin edici değil
Bülent Parlamış-
Parlamış Tekstil
Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı
Lokomotif sektörlerimizin başında gelen tekstil sektörümüz, global krizle birlikte, diğer başka olumsuz gelişmelerle daha başetmek zorunda kalmıştır. Şöyleki öncelikle 2005 yılından beri üstesinden gelmeye çalıştığımız azgın bir Uzakdoğu rekabeti gelmektedir. Ülkemizde girdi maliyetlerinin özellikle de enerji ve doğalgaz maliyetlerinin yüksekliği bu rekabeti içinden çıkılamaz bir hale getirmiştir.
Ardından başta komşu pazarlarımız ile birlikte Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da baş gösteren istikrarsızlıklar tekstil sektörümüzün derinden etkilenmesine yol açmıştır ve halen de devam etmektedir. Ardından global krizle birlikte daralan ekonomisiyle en büyük pazarımız AB ülkelerinin taleplerini düşürmesi, bazılarının da ödemelerini aksatmaları Tekstil sanayicilerimizi özellikle Bursa'lı tekstilcilerimizi tedirgin eder boyuta gelmiştir. Ayrıca paritenin Euro aleyhine seyretmesi de zaten karsız olan Euro bölgesi ihracatlarımızı daha da karsız hale getirmektedir.
İç pazara bakacak olursak da, yeni TTK'nun özellikle karşılıksız çekler ile ilgili cezai yaptırımları azaltması, karşılıksız çek oranlarını arttırmış ve piyasada bir güven sıkıntısı ortaya çıkarmıştır. Bankaların da bu güven sıkıntısıyla birlikte haklı olarak kredi verirken seçici olmaları piyasada nakit sıkıntısını arttırmıştır. 2012'nin ilk yarısı bu belirttiğim hususlar sebebiyle gerek ihracat bazında gerekse iç pazarda çok tatmin edici olmasa da, sektörümüzün morali halen yerinde, teşviklerle birlikte yatırımlar da artıyor, hepimiz gerek teknolojilerimizi yenileyerek, gerekse tevsii yatırımlarıyla geleceğe umutla bakmaya çalışıyoruz. Şu da bir gerçek ki işler ne kadar yavaş gibi görünse de, vasıflı ve vasıfsız eleman bulmakta güçlükler çekmekteyiz.
2011 yılı itibariyle 2012 yılından beklentilerimiz oldukça yüksekti. Bu sebeple yapılmaya başlanan yatırımlar, ilave istihdamlar ek fabrika binaları şu ana kadar 2012 beklentilerimizi karşılayamamıştır. Ayrıca Kasım ve Aralık aylarına kadar işlerin genelde yavaş seyretmesi 2012 nin ikinci yarısı itibariyle hedeflerimizi revize ederek çıtayı biraz aşağıya çekmemize yol açmıştır.
Bölgemizdeki istikrarsızlığın ve AB pazarımızın yeniden aktif hale geçmesi sektörümüze bir anda ciddi bir ivme kazandıracaktır. Fakat bunun gerçekleşme süresini kestiremediğimizden yeni Pazar arayışlarımız halen devam etmektedir. Her yeni Pazar kendi fırsat ve risklerini de beraberinde getirecektir. Bu sebeple biz ne krizler gördük, durmak yok yola devam…
Sayı: 847 - Sayı'nın Kapağı