Köşemde sık sık İklim Değişikliği ve Atmosfere Sıfır Karbon Salınımı konularını dikkatinize sunarım, gelecek nesillerimizin bu topraklar üzerinde yaşam koşullarının var olabilmesini sağlayacak adımlarımıza örnek olacak oluşumları da önünüze sermeye çalışırım. Gelin bu hafta, bu alanda Portekiz’in attığı adımları değerlendirelim;

Geçenlerde bir sonbahar haftasında Atlantik rüzgarlarının bir hafta boyunca, kesintisiz ve fırtına şiddetinde esmesi, Portekiz enerji kullanıcılarının enerji ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda yenilenebilir enerji üretmesini sağladı. Gaz santralları oradaydı ve ihtiyaç duyulması halinde enerji üretmeyi bekliyordu, ama ihtiyaç duyulmadı, çünkü kuvvetli rüzgar esiyordu, devlet kuruluşunun yenilenebilir enerji kolu olan ve 2012’de özelleştirilen şirket, tüketiciler üzerinde olumlu etki yaratacak şekilde üretim yapıyordu, fiyatlar da nerdeyse sıfıra düşüyordu.

2050 yılına kadar Paris Anlaşması iklim hedeflerine ulaşmak için ülkelerin şebekelerini yalnızca üç veya altı gün değil, yıl boyunca karbon salınımı olmadan çalıştırmalarını, gerekli kılıyor. İklim krizi enerji santralları için yatırım kararlarını tetiklemeden çok önceki yıllarda birçok ülkede hidroelektrik santrallar temiz enerji üretiyorlardı, büyük nükleer enerji santralları da karbon salınımsız enerjide yüksek puan alıyorlardı.

Portekiz karbondan arındırma yolculuğuna eski bir hidroelektrik gücüyle başladı, ancak nükleer enerji üretme planları yoktu, ama yenilenebilir enerji kaynaklarını en üst düzeye çıkararak nasıl fosil yakıt kullanımını azaltabileceklerinin araştırmasını yapıyorlardı. İşte bu araştırma bakın onları nereye yönlendirdi. Avrupa Birliği’nin tüm Avrupa’yı kapsayan bir bütün olarak kurulmasından önce Portekiz temiz enerji üretimini taahhüt etti ve son kömür santralları da 2022’de kapandı. Portekiz’in temiz enerji sistemlerinde geçişte en önemli yönü, ülke enerji şebekesinin yenilenebilir üretim değişimine hazır olduğunu, göstermesidir. Hem hidroelektrik hem de rüzgar enerjisindeki keskin artışı kapsayan dönüşümü Portekiz enerji sektörü önde gelen bir görev olarak üslendi. Bu görev sürecinde hedef, ülkenin ışıklarını açık tutmak için gaz yakması gereken saatlerin sayısını azaltmak ve sonuçta ortadan kaldırmaktı. Ülke yönetimi elektrik tüketiminin yüzde 21’ini oluşturan gaz kullanımının 2040 yılına kadar tamamen sona ermesini hedefliyor. Diğer taraftan Portekiz, iklim hedeflerine ulaşmak için yenilenebilir kaynakların çeşitlendirilmesine odaklandı. Öncelikle rüzgara, suya ve güneşe bağlı enerji üretimlerini enerji portföyüne yerleştiriyor, ülkenin enerji şirketleri de büyük ek deniz rüzgarı fırsatlarını kovalıyor, güneş enerjisi kurulumlarını genişletiyor ve eski kara rüzgar projelerini yeniden güçlendiriyor.

Portekiz enerji sektöründeki bu gelişmelerin tarihçesine bakacak olursak, 1974’te devletin ilgili kuruluşları ülkenin dağlardan kıyılara akan vahşi nehirleri üzerinde bir dizi hidroelektrik santrallar inşa ettiklerini görürüz. 1990’lara gelindiğinde, güneş enerjisinin ekonomik olarak rekabet edemediği ilk kara rüzgar projelerini uygulamaya başladı. Böylece güneşin ve hidroelektriğin yanında rüzgar enerji üretimindeki hızlı yükseliş, ülke genelindeki endüstriyel ve hane tüketim ihtiyaçlarını aştı.

Altı günlük kayıtlarda, ard arda 149 saat içinde yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerji, dünya genelinde endüstriyel ve hane tüketim ihtiyaçlarını aşan ülke yaptı Portekiz’i. Ayrıca ülkenin tüm elektrik sisteminin ihtiyaçlarını, geleneksel termal enerji üretimine başvurmadan, karşılama konusunda ulusal bir rekor kırdı. Bu rekorlar kırılırken Portekiz İspanya’ya da temiz elektrik ihraç etti.

Portekiz, elektrik enerjisi üretimindeki karbondan arındırmayı tamamen somut hale getirdi. İklim hedeflerine ulaşmak için, Kasım ayındaki bir haftalık yenilenebilir enerji üretimindeki başarı, ufukta daralınca gaza ihtiyaç duyulmayacak temiz enerji üretim düzenine geçişin önünü açıyor.

Portekiz’in bugünkü temiz enerji üretimindeki başarısı, yönetimlerin geçmişte aldığı kararlara dayanıyor, 18 yıl önce büyük ölçekli rüzgar enerjisi ihalesini yapması, bu kararların başında geliyor. Ülke yöneticileri, 2030 yılına kadar yüzde 85 yenilenebilir enerji ulusal hedefine ulaşma konusunda zorlu bir görevle karşı karşıya olduklarını, beyan ediyorlar. Araştırmacılar, rüzgar ve güneş enerjisini birleştirirsek etkin bir tamamlayıcılık ortaya çıkarabiliriz, genellikle rüzgar estiğinde güneşimiz olmaz ve güneşimiz olduğunda o kadar fazla rüzgar esmez, diyorlar.

Portekiz’in temiz enerji genişlemesinin en iddialı kısmı, sadece karasal sınırlar içinde kalmamak, yüzer türbinlerle ihtiyaç duyacak kadar derin sularda, açık denizlere bakan rüzgar enerji tesislerini kurmak, olmaktadır.

Yazımın başında vurguladığım gibi Portekiz’in bu adımları umarım bize de ışık tutar, yurdumuzun güneş ve rüzgar güçlerini enerji üretimine yönlendirecek adımları biz de atarız.