Hep bahsettiğim şey; markanın bir firma için kumbara olmasıdır. Firmamız için yaptığımız tüm yatırımın markamıza yaptığımız bir yatırım olduğu unutulmamalıdır. Bildiğimiz en büyük yemek dağıtım şirketi Yemeksepeti’dir ve kendine ait tek bir restoranı yoktur, Nike gibi en büyük spor konfeksiyon markalarının kendilerine ait bir üretim fabrikaları yoktur, en iyi bildiğimiz özel taşıma işi yapan Uber’in kendine ait 1 tane bile aracı yoktur. Bu ve benzeri firmaların tüm yatırımları marka değerini arttırmaya yönelik reklam çalışmalarına, taşeronluk ve franchising sistemleri üzerinedir. Sahip oldukları markalar ellerinde bulunan mülkiyetlerden çok daha fazla maddi değere sahiptir. Bunların dışında sosyal medya üzerinden alınan ve belli bir alt yapısı olan aplikasyonlarda çok yüksek maddi değerlere ulaşabilmektedir.
Bu maddi değer her firmanın kendi durumuna göre farklılıklar gösterebilir ama muhakkak bir maddi değeri vardır. Kimi firma bir markayı oluşturur onun üzerine yatırımlarını yapar, markanın değerini arttırır ve markayı, sadece bir kâğıt parçası olan marka tescil belgesini binlerce liraya satar. Bazısı daha küçük bedellerle var olan tescil belgesinden kar elde eder. 
Markayı değerli bir hale getirip satan firmaların konusu markayı nasıl değerli kale haline getirebilirim olabilir. Ama ben bugün daha ziyade markasını artık kullanmayanlara hitap etmek istiyorum. Kullanmadığınız markalarınızı satarak ya da kiralayarak onları nakde çevirebilme şansınız var. Genellikle marka yenileme zamanı, artık o alanda faaliyetini durdurduğunu belirtip, markasını yenilemek istemeyen firmalara öncelikle önerimiz markalarının satışının yapılma ihtimalini hatırlatmak oluyor. Zaten artık kullanmayacağı markayı satarak ondan gelir elde etmesini sağlamak o markaya emek ve para harcamış kişiye de bir maddi imkan yaratmış oluyor.  
Peki markayı satın alan kişinin avantajları ne? Tescilli olan bir markanın satılması aracılığıyla markayı satın alan kişi zamandan avantaj sağlamaktadır.  Marka başvurusu için sahip değişikliği işlemini marka devir işlemi ile kısa sürede gerçekleşebilmekte, böylece 2 ay içersinden marka tescil belgesi sahibi olunabilmektedir. Bir marka başvurusu yapıldıktan sonra belgenin gelmesi yaklaşık 6-7 ayı bulmaktadır. İtiraz olması durumunda bu süreler ek 1 yıla daha mâl olabilmektedir. Ve yapılan her marka başvurusunda markanın tescil edilmeme riski vardır.  Özellikle devlet desteklerinde aranan marka tescil belgesinin alınmasındaki süre uzunluğu, firmaların desteklerden yararlanmalarını engellemektedir. İşte bu yüzden daha önce bu süreçleri geçmiş ve tescil belgesi alınmış hazır bir markayı almak, bir marka sahibi olunmasındaki riski azaltmakta aynı zamanda belgenin alınması sırasında yaşanan riskleri ortadan kaldırmaktadır. Var olan bir tescil belgesini devir aldığınızda marka tekrar incelemeye girmez veya itiraza karşı yayına çıkmaz. Bu sistem markanın araştırılmadan ve sıra beklenilmeden sahip olunmasına imkân verir.  
Bunun için kurulmuş olan “markasatiyoruz.com” gibi siteler hem markasını satmak isteyen hem de çok beklemeden yeni marka sahibi olmak kişileri bir araya getirmektedir. Burada her sektöre ait pek çok satılık marka bulmak mümkündür. Markaya bir değer biçilmekte ve bu değerde karşılıklı anlaşma durumunda noter kanalıyla, sonradan da Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuru yapılarak kısa sürede tescil belgesi sahibi olunabilmektedir. 
Alternatif bir marka tescil sistemi olarak bu konuyu marka sahibi olmak isteyen kişilere önermiş olalım. İyi haftalar dilerim.