Ormanlara zarar verilmesinin önlenmesi, öncelikle insanın sağlığı ve dengeli bir çevrede yaşama hak­kının korunmasını amaçlar (Anayasa m.56). Diğer yandan ormanların, doğaya, insan yaşamına, toplumların ekono­mik ve sosyal olarak gelişmesine doğrudan etkisi vardır.

2709 Sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Kısaca “Ana­yasa”) 169’uncu madde hükmü uyarınca; “Devlet, orman­ların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların ye­rinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir. Devlet ormanlarının mülkiyeti devroluna­maz.”

Ayrıca belirtmek gerekir ki, orman suçları için genel ve özel af da çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar, genel ve özel af kapsamına alına­maz.

Bu anlamda, ormanla­rın korunması ve gelişti­rilmesinden Devlet sorumludur.

Günümüzde kasten orman yakmak suçu ile ilgili olarak, kamuo­yunda bu suça verilen cezaların artırılması ve hatta idam cezası getiril­mesi yönünde görüşler ileri sürülmektedir.

6831 Sayılı Orman Kanunu 110/IV üncü madde fıkra­sına göre; “Kasten orman yakan kişi, on yıldan az olma­mak üzere hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Ceza hukukuna hakim olan ilkeler arasında, adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi de yer almaktadır.

Evrensel nitelikte suçta ve cezada kanunilik ilkesi, Ana­yasa’nın 38. maddesinde şöyle düzenlenmiştir; “(1) Kimse, işlediği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç sayma­dığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işle­diği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.”

Bu ilke, Türk Ceza Kanununun 2. maddesinde de yerini almış bulunmaktadır.

Söz konusu ilke ile, ceza hukuku uygulamasında devle­tin bireye karşı keyfi muamelede bulunmasının önlen­mesi amaçlanmıştır.

Kanunda suç olarak tanımlanan bir fiil dolayısıyla uygu­lanacak yaptırımın türü ve miktarı, ancak kanunla belirle­nebilir. Bu husus, hem ceza hem de güvenlik tedbiri yaptırımı bakımından geçerlidir.

Suçta ve cezada kanunilik ilkesinin getirdiği diğer bir sonuç da, suçlar ve bu suçlara verilecek cezalarda belirli bir dengenin korunmasının sağlanmasıdır. Örneğin; aynı seviyede olan suçlardan birine daha ağır ve diğerlerine hafif yaptırımlar uygulanması hukuk düzenini bozar.

Diğer bir anlatımla, kasten orman yakmak suçuna idam cezası verilmesi ve aynı seviyede diğer bir suça hapis ce­zası öngörülmesi hukuka uygun düşmez. Özellikle, top­lumda yaşanan sıcak gelişmelerde, yükselen sesler dikkate alınarak, söz konusu ilkeler göz ardı edilerek der­hal yasal düzenlemelere yönelmesi sakıncalar doğurur.

Her orman yangını, tüm canlıların yüreklerini yakmakta, dileğimiz ve umudumuz bir daha olmamasıdır.

Ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.