İDO ve UEDAŞ kimin eseri?
Hayatı boyunca özelleştirmeyi savunmuş bir insanın bu yazıyı yazması gerçekten üzücü. Kamunun verdiği hizmetlerin özensizliğinden yıllarca şikayet ettikten sonra "yağmurdan kaçıp doluya tutulmak" deyimini birebir yaşıyoruz.
Bu ülkede bugün en etkin çalışan sistem hükümet güdümündeki basındır, maalesef. Yazılı ve görsel basın böyleyken açık alanlarda baktığımız her yer "fakir fukara garip gurabanın cebinden çıkan afiş ve totemlerle propaganda amacıyla kullanılmaktadır. Hayat toz pembedir ve yeni güçlü bir Türkiye kurulmaktadır.
Oysa günlük hayatta ne kadar değişim olmaktadır? Yoksa bir geriye gidiş mi vardır?
Bugünün Türkiyesinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı mevcuttur. Ulaşımın entegrasyonu için kurulmuş bir bakanlık olduğu söylenmektedir. Aracınızla şehirlerarası karayoluna çıkın bir yerde trafik dursun ne yaparsınız? Karayolları Yol Danışma hattını ararsınız değil mi? Telefondaki görevli yolda kendilerinden kaynaklı bir problem olmadığını söyler ve ekler "yolda kaza var trafik polisi gelmediği için yol kapalı. Emniyetin telefonunu aradığınızda aldığınız cevap "Beyefendi yolda çalışma var, sıkıntı ondan. Siz karayollarından aldığınız bilgiyi paylaşınca " Onlar yalan söylüyor cevabını alırsınız. Bu yaşanmış bir olaydır ve sonucunda emniyetin haklı olduğunu görürsünüz. Bu yüzden hedeflediğiniz yere bir buçuk saat sonra ulaşırsınız ve kullanacağınız deniz vasıtasını kaçırırsınız.
Yine aynı yolda başka bir zamanda hedeflediğiniz yere on dakikalık mesafede yapılan yol çalışmasından dolayı sizin kırk beş dakikanızı çalarlar. Siz yine vasıtanızı kaçırırsınız, yol inşaatında yine bir yetkili yoktur.
Şimdi insan "Ulaştırma Bakanlığı nı kapatsanız bir şey kaybeder miyiz? diye soruyor.
"Keşke ortada bir Bakanlık olsa da şu İDO hakkında düşüncelerini sorsaydık" der miydik acaba?
İDO yeni bir dayatmayı uygulamaya koydu. Artık araç sürücülerinden de ücret almaya başladı. Özelleştirilen İDO yeni ellere geçer geçmez fiyatlarını katlamıştı. Vatandaşın seyahat hürriyetini kısıtlayıcı keyfi davranışlarına gelen tepkiler hükümet nezdinde önemsenmeyince İDO düğmeye bastı. Sistemlerini yenileme bahanesiyle anlaşılamaz bir tarife yaratan İDO da bu konuyu şikayet edebileceğiniz bir merci yok. Arama merkezinde çalışan emekçi arkadaşlar kendilerine ezberletilen ifadelerle tüketicileri geçiştirmeye çalışmaktalar.
Daha kısa bir süre öncesinde Havataş bazında İstanbul basınında yayınlanan haberleri okumuştuk. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımızın ilk başta randevu vermediği sonradan ani bir şekilde kabul ettiği İDO neden bu kadar güçlü? İDOBÜS seferlerini birkaç gün önce açıklayıp, bir oldu bittiyi Bursa ya kabul ettirecek kadar bir güçten bahis ediyoruz. Yeni iskele ve yol yapımına kamuyu angaje ettiği iddia edilen bir güç bu?
İDO nun mevcut yönetimine bu noktada bir haksızlık yapmayalım. İDO özelleştirilirken İstanbul billboardlarında Bursalıların parasıyla yapılan Mudanya iskelesini kendi malıymış gibi tanıttığını buradan yazmıştık. Alıcılar bize bu malı farklı şekilde tanıttılar diyebilirler. Ancak mevcut durumda İDO bizim malımızı sermaye edip bizim üzerimizden servet kazanmaktadır. Bu noktada kazıklandığımız söylenebilir.
Buradan Bursa yı yöneten Sayın Valimiz ve Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımızdan bir şeyi tekrar istiyoruz. Bursa Hava Yolundan önce Bursa Deniz Yolu şirketini kuralım. İskelemizi geri alalım, İstanbul bağlantısına rakip olacak toplumsal faydayı arttıracak bir oluşumu yaratalım. Hovercraft alımını biz yapalım. ( Bursa yabancı firmalarla ortak Hovercraft üretimi bile yapabilir. ) Burulaş dev bir şirket haline gelmektedir. Kredibilitesi vardır, Bursa İDO nun şimdiki sahiplerinden daha büyük potansiyele sahiptir.
Bursa yı İDO dan kurtaracak bir adımı herkes alkışlayacaktır.
Diğer taraftan Fenerbahçe Spor Kulübü nün yeni yönetiminde Nihat Özdemir in bulunmamasına çok sevindiğimizi söylemek istiyoruz. Bildiğiniz üzere yapılan özelleştirmeyle Bursa da elektrik dağıtımını yapan Uludağ Elektrik A.Ş. başını başarılı işadamı Nihat Özdemir in çektiği bir yatırımcı grup satın aldı. Buraya kadar çok güzel.
Yıllarca Bursa da elektrik dağıtımında yaşanan problemlerin özelleştirmenin ardından çözüleceği söylendi. Kamunun yatırım yapma gücü yoktu, yatırımcı gelip tüm ihtiyaç duyulan işleri gerçekleştirecekti. ( Bize basın yoluyla anlatılanların aksine devlet yakın geçmişte halihazır altyapıya bakım işlemini dahi yapamamıştır. ) Kamuda ne para ne eleman vardı, çözüm özelleştirmeydi. Özelleştirme oldu, inanın hiçbir şey değişmedi. On yıllar önce yapılan işlerin mirası yenmeye devam ediyor. Evimizde güvenilir bir enerji yok, Bursa genelinde de böyle olduğu artık manşetlere çıkmaya başladı. Özelleştirme esnasında söz verilen yatırımlar nerede bilmiyoruz? Bunları takip eden birileri var mı onu da bilmiyoruz? Bildiğimiz şey, UEDAŞ ın vergi rekortmeni olduğudur. Sayın Özdemir artık Fenerbahçe yönetiminde ayrılması nedeniyle vakit bulup Bursa nın sorunlarına el atacaktır diye ümit ediyoruz. Nihat Bey ilgilenmezse zaten kimsenin umuru olacağını sanmıyoruz.
Hayatı boyunca özelleştirmeyi savunmuş bir insanın bu yazıyı yazması gerçekten üzücü. Kamunun verdiği hizmetlerin özensizliğinden yıllarca şikayet ettikten sonra "yağmurdan kaçıp doluya tutulmak" deyimini birebir yaşıyoruz.
Bu ülkede bugün en etkin çalışan sistem hükümet güdümündeki basındır, maalesef. Yazılı ve görsel basın böyleyken açık alanlarda baktığımız her yer "fakir fukara garip gurabanın cebinden çıkan afiş ve totemlerle propaganda amacıyla kullanılmaktadır. Hayat toz pembedir ve yeni güçlü bir Türkiye kurulmaktadır.
Oysa günlük hayatta ne kadar değişim olmaktadır? Yoksa bir geriye gidiş mi vardır?
Bugünün Türkiyesinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı mevcuttur. Ulaşımın entegrasyonu için kurulmuş bir bakanlık olduğu söylenmektedir. Aracınızla şehirlerarası karayoluna çıkın bir yerde trafik dursun ne yaparsınız? Karayolları Yol Danışma hattını ararsınız değil mi? Telefondaki görevli yolda kendilerinden kaynaklı bir problem olmadığını söyler ve ekler "yolda kaza var trafik polisi gelmediği için yol kapalı. Emniyetin telefonunu aradığınızda aldığınız cevap "Beyefendi yolda çalışma var, sıkıntı ondan. Siz karayollarından aldığınız bilgiyi paylaşınca " Onlar yalan söylüyor cevabını alırsınız. Bu yaşanmış bir olaydır ve sonucunda emniyetin haklı olduğunu görürsünüz. Bu yüzden hedeflediğiniz yere bir buçuk saat sonra ulaşırsınız ve kullanacağınız deniz vasıtasını kaçırırsınız.
Yine aynı yolda başka bir zamanda hedeflediğiniz yere on dakikalık mesafede yapılan yol çalışmasından dolayı sizin kırk beş dakikanızı çalarlar. Siz yine vasıtanızı kaçırırsınız, yol inşaatında yine bir yetkili yoktur.
Şimdi insan "Ulaştırma Bakanlığı nı kapatsanız bir şey kaybeder miyiz? diye soruyor.
"Keşke ortada bir Bakanlık olsa da şu İDO hakkında düşüncelerini sorsaydık" der miydik acaba?
İDO yeni bir dayatmayı uygulamaya koydu. Artık araç sürücülerinden de ücret almaya başladı. Özelleştirilen İDO yeni ellere geçer geçmez fiyatlarını katlamıştı. Vatandaşın seyahat hürriyetini kısıtlayıcı keyfi davranışlarına gelen tepkiler hükümet nezdinde önemsenmeyince İDO düğmeye bastı. Sistemlerini yenileme bahanesiyle anlaşılamaz bir tarife yaratan İDO da bu konuyu şikayet edebileceğiniz bir merci yok. Arama merkezinde çalışan emekçi arkadaşlar kendilerine ezberletilen ifadelerle tüketicileri geçiştirmeye çalışmaktalar.
Daha kısa bir süre öncesinde Havataş bazında İstanbul basınında yayınlanan haberleri okumuştuk. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımızın ilk başta randevu vermediği sonradan ani bir şekilde kabul ettiği İDO neden bu kadar güçlü? İDOBÜS seferlerini birkaç gün önce açıklayıp, bir oldu bittiyi Bursa ya kabul ettirecek kadar bir güçten bahis ediyoruz. Yeni iskele ve yol yapımına kamuyu angaje ettiği iddia edilen bir güç bu?
İDO nun mevcut yönetimine bu noktada bir haksızlık yapmayalım. İDO özelleştirilirken İstanbul billboardlarında Bursalıların parasıyla yapılan Mudanya iskelesini kendi malıymış gibi tanıttığını buradan yazmıştık. Alıcılar bize bu malı farklı şekilde tanıttılar diyebilirler. Ancak mevcut durumda İDO bizim malımızı sermaye edip bizim üzerimizden servet kazanmaktadır. Bu noktada kazıklandığımız söylenebilir.
Buradan Bursa yı yöneten Sayın Valimiz ve Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımızdan bir şeyi tekrar istiyoruz. Bursa Hava Yolundan önce Bursa Deniz Yolu şirketini kuralım. İskelemizi geri alalım, İstanbul bağlantısına rakip olacak toplumsal faydayı arttıracak bir oluşumu yaratalım. Hovercraft alımını biz yapalım. ( Bursa yabancı firmalarla ortak Hovercraft üretimi bile yapabilir. ) Burulaş dev bir şirket haline gelmektedir. Kredibilitesi vardır, Bursa İDO nun şimdiki sahiplerinden daha büyük potansiyele sahiptir.
Bursa yı İDO dan kurtaracak bir adımı herkes alkışlayacaktır.
Diğer taraftan Fenerbahçe Spor Kulübü nün yeni yönetiminde Nihat Özdemir in bulunmamasına çok sevindiğimizi söylemek istiyoruz. Bildiğiniz üzere yapılan özelleştirmeyle Bursa da elektrik dağıtımını yapan Uludağ Elektrik A.Ş. başını başarılı işadamı Nihat Özdemir in çektiği bir yatırımcı grup satın aldı. Buraya kadar çok güzel.
Yıllarca Bursa da elektrik dağıtımında yaşanan problemlerin özelleştirmenin ardından çözüleceği söylendi. Kamunun yatırım yapma gücü yoktu, yatırımcı gelip tüm ihtiyaç duyulan işleri gerçekleştirecekti. ( Bize basın yoluyla anlatılanların aksine devlet yakın geçmişte halihazır altyapıya bakım işlemini dahi yapamamıştır. ) Kamuda ne para ne eleman vardı, çözüm özelleştirmeydi. Özelleştirme oldu, inanın hiçbir şey değişmedi. On yıllar önce yapılan işlerin mirası yenmeye devam ediyor. Evimizde güvenilir bir enerji yok, Bursa genelinde de böyle olduğu artık manşetlere çıkmaya başladı. Özelleştirme esnasında söz verilen yatırımlar nerede bilmiyoruz? Bunları takip eden birileri var mı onu da bilmiyoruz? Bildiğimiz şey, UEDAŞ ın vergi rekortmeni olduğudur. Sayın Özdemir artık Fenerbahçe yönetiminde ayrılması nedeniyle vakit bulup Bursa nın sorunlarına el atacaktır diye ümit ediyoruz. Nihat Bey ilgilenmezse zaten kimsenin umuru olacağını sanmıyoruz.
Sayı: 839 - Sayı'nın Kapağı